Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/778 E. 2023/197 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/778 Esas
KARAR NO : 2023/197

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2021
KARAR TARİHİ : 13/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı —–vinç üretimi ve montajı yapan bir şirket
olduğunu, davalı borçlu ——, 2018 yılı Ocak ve Haziran ayları arasında davacı şirketle irtibata geçerek vinç ve vinç yardımcı ürünleri sipariş ettiğini, davacı şirketin o tarihteki işçilerinden——başlarında olduğu ekip ile davalı şirketin sipariş etmiş olduğu vinçler ve yardımcı ekipmanlarını 2018 yılı Ocak – Haziran aylarında farklı tarihlerde davalı şirketin işyerine teslim ve kurulumları yaptığını, vinçler ve diğer ekipmanların teslimleri üzerine davacı şirket tarafından toplamda 228.923,54 TL tutarlı 02.01.2018 tarihli ——Seri Nolu,-12.01.2018 tarihli —— Seri Nolu,-22.01.2018 tarihli —— Seri Nolu,-02.03.2018 tarihli —–Seri Nolu, -21.04.2018 tarihli ——- Seri Nolu,-06.06.2018 tarihli —— Seri Nolu Faturaların düzenlendiğini, düzenlenen faturalar kapsamında davalı şirketin 57.740,80 TL tutarlı bakiye borcu kaldığını,
davalı şirket ile defalarca görüşülmesine rağmen bakiye 57.740,80 TL
borcun ödenmemesi üzerine faturaya dayalı olarak ——. İcra Müdürlüğünde
——- Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketçe gönderilen ödeme emrine
karşı 17/07/2021 tarihinde itiraz edildiğini, haksız ve kötü niyetli itiraz sonucunda icra
müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, icra takibine itiraz edilmesi üzerine
itirazın iptali davası açabilmek adına dava şartı olan arabuluculuk başvurusu yapıldığını ve
anlaşılamadığını ileri sürerek davalarının kabulü ile takip konusu alacağın itiraz edilen kısmının %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödenmesine, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/TALEP:
Davalı tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:
——. İcra Müdürlüğünde
——Esas, Taraf şirketlere ait BA/BS formları,
SMMM ——-eliyle düzenlenerek mahkememize ibraz edilen 20.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu ve lehine delil vasfı bulunduğu, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesi için ibraz edilmediği, davacı tarafın ticari defterlerine göre dava konusu alacağa dayanak tüm faturaların davacı taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın davalı şirketten 26.150,80 TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava——. İcra Müdürlüğünde
——- Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacı şirketin davalı şirkete muhtelif tarihlerde vinç ve vinç yardımcı ürünleri satışı gerçekleştirdiği, malların teslim edilmiş olmasına rağmen dava konusu alacağa dayanak fatura bedellerinin davalı tarafça ödenmediğinden bahisle davalı aleyhine huzurdaki davaya dayanak icra takibinin başlatıldığı görülmüştür.Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesinde, Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir.6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi; ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklindedir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Yasanın üçüncü fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının kesin delillerle ispatlanmamış olması ifadelerine yer verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davacı tarafın dava konusu icra takibine dayanak 6 adet (bilirkişi raporunun 3. Sayfasında ayrıntılarına yer verilen) faturanın tarafların mal/hizmet alım satımına ilişkin düzenlenen BA/BS formlarında kayıtlı olduğu, tarafların ticari defterleri incelenmemiş olsa da davalı savunmasına göre uyuşmazlığın mal teslimine yönelik olduğu, davalının dava konusu fatura dönemine ilişkin BA formu incelendiğinde faturanın Vergi Dairesine bildirildiği, bu haliyle faturaya konu malların davalı tarafa tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekeceği —— 10/04/2017 tarihli —— esas —–karar sayılı emsal ilamı) anlaşılmakla tüm açıklamalar kapsamında davacının davasında kısmen haklı olduğu kanaati ile bilirkişi raporu doğrultusunda 26.150,80 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken sehven icra takibine konu 57.740,80 TL asıl alacak üzerinden, likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle davalı yan aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek ve iş bu bedel üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti hesaplanarak, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun —— İcra Dairesinin ——— Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 57.740,80 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına,
-Davalının takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 57.740,80 TL’nin % 20 si olan 11.548,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.944,27TL karar ve ilam harcından baştan alınan 622,41 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 3.321,86 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 622,41 TL peşin harç ile yargılama gideri olarak yapılan 1.093,1‬0 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.238,53 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)Dair, tarafların yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 341/1,342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle —— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.