Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/724 E. 2023/146 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/724 Esas
KARAR NO : 2023/146

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2021
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin, alacağının tahsili için ——-esas sayılı dosyasında davalı aleyhine yaptığı icra takibine davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, söz konusu itirazın iptali amacıyla işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, dava ile dava dışı—— ortaklığı arasında —— inşası için sözleşme bulunduğunu, davalı firmanın bu sözleşme kapsamında yapması gereken bazı imalatları yapmadığını ve dava dışı ortaklığın bilgisi ve onayı ile bu işlerin davacıya yaptırıldığını, davacı ile dava dışı ortaklık arasında sözleşme ilişkisi olmadığını, davacı ile davalı arasında 03/03/2021 tarihli mutabakat formu imzalanarak davacı firmanın yaptığı işler ve hak ediş konusunda mutabık kalındığını, bu mutabakatta davacının yaptığı işlerin ödemesini ortaklık tarafından davalı hesabına yapılacağı ve KDV dahil 79.635,42 TL hak ediş tutarının ise davalı tarafından davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacı firmanın 31/12/2020 tarih —— nolu 79.635,42 TL tutarındaki faturayı davalıya gönderdiğini ve yaklaşık 1 yıl içerisinde defalarca ödenmesi için uyarılar yapmasına rağmen davalı firmanın bu faturayı ödemediğini, davacı müvekkilinin likit alacağının güvence altına alınması için davalının mal kaçırma riski göz önünde bulundurularak davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi talep etme zorunluluğu hasıl olduğu belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere ihtiyati haciz talebinin kabulüne, davalı borçlunun icra takibine yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takip talebindeki koşullarla (işlemiş-işleyecek ticari avans faizi) takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu faturanın müvekkili şirkete kesilme sebebinin dava dışı ortaklık ile davacı tarafın sözleşme imzalamış olması olduğunu, ayrıca mutabakat tutanağından açıkca görüleceği üzere ödemeyi ortaklığın yapacağının kararlaştırıldığını, durum böyle iken davaya konu faturanın müvekkil şirkete kesilmesinin hukuka uygun olmadığını, müvekkili şirketin, dava dışı şirketlerden gerekli ödemeleri almaması sebebiyle söz konusu davanın davalısı olduğunu, müvekkilinin ——projesinde sözleşmenin kendisine yüklemiş olduğu edimleri eksiksiz yerine getirdiğini ancak kendisine ödenmesi gereken ödemeleri alamadığını, bu sebeple müvekkili şirketin davacı tarafa borcu bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında hiçbir zaman hukuki ilişki kurulmadığını, müvekkili şirketin iradesi dışından davacı ile dava dışı şirketler arasından anlaşma yapıldığını, davacı ile müvekkil şirket arasında herhangi bir hukuki ve mali bağ bulunmadığını beyan ederek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın husumet sebebiyle usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili tarafından sunulan 03.06.2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ile birlikte davanın ihbar edilmesi talep edilmiş, ihbar olunanlara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
İhbar olunanlar vekili beyan dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ile davacı arasında herhangi bir sözleşme akdedilmediğni, huzurdaki davanın ihbarına itiraz ettiklerini, adi ortaklık ile davalı arasında sözleşme akdedildiğini, müvekkillerinin kayıtları incelendiğinde davalı firmanın müvekkile borcu bulunduğunun görüldüğünü, taraflar arasındaki mutabakat metninde müvekkilin imzasının bulunmadığını, müvekkilin taahhüdünü de içermemesi, aksine davalı firmanın taahhüdü ve kabulünü içermesi nedeniyle ihbar talebine itiraz etiklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
——- sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—-Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
——- Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. Maddesine göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, beyan dilekçeleri,—-. İcra Müdürlüğünün——- takip sayılı dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında cari hesaptan kaynaklanan ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafça alacağına ilişkin——- esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Dosyada, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebi hakkında ara karar oluşturularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyada davalı tarafça husumet itirazında bulunulmuş olup, ön inceleme duruşmasında, husumet itirazının, yapılacak yargılamaya ve tahkikata bağlı olarak aydınlatılabileceği sebebiyle, nihai aşamada değerlendirilmesine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.Dosya, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak sözleşme yorum ve denetim uzmanı ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; defter incelemesinde tarafların defterlerini hazır bulundurduğu, 17.05.2022 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, fatura, mutabakat metni ve ibraz edilen ticari defterler ışığında, sunulan ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve sahipleri lehine delil teşkil ettiği, taraflarını davacı ve davalının teşkil ettiği 03.03.2021 tarihli “Mutabakat Tutanağı”nın, yani sözleşmenin hukuki niteliğinin eser sözleşmesi olduğu, bu nedenle taraflar arasında akdedilen bir sözleşmenin ve hukuki ilişkinin mevcut olduğu, bu sözleşmede, tarafların, davacının davalıya kestiği faturaya dolaylı da olsa yer vererek varlığını ortaya koyduğu, matbu olmasına bağlı olarak genel işlem koşulları içerdiğinin de söylenebileceği, TBK m.21 f.2’ye göre, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları yazılmamış sayılacağından, üçüncü kişiye, yani ihbar olunanlara borç yükleyen sözleşme m.5’in yazılmamış sayılma müeyyidesine tabi olacağı, ancak davacı vekilinin dava dilekçesindeki ifadeleri karşısında, sözleşme m.5’teki, —–ORTAKLIĞI KALAN NET ÖDEMEYİ —– HESABINA ASAGIDAKİ HESAP NOSUNA YAPACAKTIR.” hükmü ile, tarafların, dava dışı ——- ORTAKLIĞI ilgili ödemeyi yaptıktan sonra davalının davacıya ödemesini kararlaştırdıkları, yani davacıya ödemeyi bu taliki şarta bağladıklarının da söylenebileceği, eğer bu yorum kabul edilirse, davalının davacıya ödemeyi yapabilmesi için şartın gerçekleşmesi, yani dava dışı ortaklığın evvelemirde davalıya ödeme yapması gerektiği, davacı yan ile davalı yan ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 31.12.2020 ve halen 79.635,42 TL alacağının olduğu ve tarafların ticari defter kayıtlarının birbirini doğruladığı rapor edilmiştir.
Taraflarca dosyaya sunulan rapora karşı itirazların tek tek değerlendirilmesi ve itirazları karşılar mahiyette ek rapor sunulması, ayrıca raporun tetkikinde davalı tarafın —–kayıtlarının bulunmadığı belirtilmiş ise de, ——Vergi Dairesinden gelen müzekkere cevabına göre davalının ——–kayıtlarının dosyada mevcut olduğu, bu kayıtlarında irdelenmesi ve ek rapor sunulması amacı ile dosya aynı bilirkişilere tevdi edilmiş, sunulan ek rapora göre, ——formlarına göre, davalı şirketin, davacı şirketten, bildirim formunun 23 satırında 1 adet belge karşılığı 67.487,00 TL (KDV Hariç) mal ve hizmet alımı yapıldığını bildirildiği, kök raporda belirtilen davacı —— bildirimi ile davalı ——bildirimi kayıtlarının birbiri ile uyumlu olduğu, kök raporda belirtildiği üzere, “Sözleşme m.5’te, “—–ORTAKLIĞI KALAN NET ÖDEMEYİ ——ASAGIDA Kİ HESAP NOSUNA YAPACAKTIR.” denilmekte, ancak aşağısında herhangi bir hesap no belirtilmemektedir. Yukarıda da değinildiği üzere, —– terimler de içeren ve tamamı nazara alındığında standart/matbu olduğu anlaşılan “Mutabakat Tutanağı”nda, yani Sözleşme’de taraflar eldeki davanın davacısı ve davalısıdır. Hemen belirtilmelidir ki Sözleşme’nin tarafları bir üçüncü kişiye, yani eldeki olayda ——ORTAKLIĞI’na, yaptıkları sözleşme ile borç yükleyemeyeceklerine göre, Sözleşme m.5’in nasıl değerlendirileceği açıklanmalıdır——-TBK m.21 f.2’ye göre ise, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları yazılmamış sayılacağından, Sözleşme m.5 hükmü, yazılmamış sayılma müeyyidesine tabidir, denilebilecektir.” kök rapordaki bu tespitlere göre, taraflar arasında akdedilen sözleşme açısından bakıldığında, davacıya yapılacak ödemenin taliki şarta bağlandığının söylenemeyeceği, böylece, kök raporda özellikle dava dilekçesine dayanarak yapılan yorumun, taraflar arasında akdedilen sözleşme açısından değerlendirme yaparak bu şekilde değiştirildiği, davacının davalıdan 31.12.2020 ve halen 79.635,42 TL alacağının olduğu rapor edilmiş olup, bilirkişi ek raporunun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, taraflar arasında akdedilen mutabakat metnine göre, üçüncü kişiye (ihbar olunanlara) borç yükleyen genel işlem koşullarının, yazılmamış sayılma yaptırımına tabi olmasına bağlı olarak, mutabakat metninde davacıya yapılacak ödemenin taliki şarta bağlandığından bahsedilemeyeceği, yine tarafların ticari defter ve kayıtları ile—— formlarının birbirini teyit ettiği, bu kayıtlara göre de davalı tarafın faturayı kendi ticari defter ve kayıtlarına herhangi bir itirazı bulunmaksızın kaydettiği ve buna bağlı olarak davacının davalı taraftan alacağı bulunduğunun sabit olduğu, her ne kadar davacı tarafça 79.635,42 TL asıl alacak ve 10.451,88 TL faiz alacağının toplamı üzerinden dava açılmış ise de, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada herhangi bir noter ihtarı tebliğ şerhi mevcut olmadığından işlemiş faiz talep edilemeyeceği ve davacının davalıdan 79.635,42 TL asıl alacağı bulunduğu, 3095 sayılı yasaya göre taraflar arasındaki faaliyetin ticari iş sayılması sebebiyle asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi (icra takibindeki taleple bağlı kalınarak) talep edilebilmesinin mümkün olduğu tespitiyle beraber davanın kısmen kabulü ile ——-Esas sayılı takip dosyasında asıl alacak 79.635,42 TL üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.Öte yandan davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş olup 79.635,42 TL asıl alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca her ne kadar davalı vekili husumet itirazında bulunmuş ise de, dosya taraflarının mutabakat metnini imzalaması karşısında, davacı tarafça doğru hasma dava açıldığı anlaşıldığından, davalının husumet itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının ——-esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak 79.635,42 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
3-İİK 67/2. maddesi gereğince 79.635,42 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 15.927,08 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davalının husumet itirazının reddine,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 5.439,90 TL harçtan peşin alınan 1.538,47 TL harçın mahsubuyla 3.901,43 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 1.538,47 TL peşin alınan harç, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 147,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 4.085,97 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 3.595,65 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca—–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 1.161,60 TL’sinin davalıdan tahsili ile; 158,40 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Davalı ve ihbar olunanlar tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 12.741,67 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı kendilerini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
11-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,Dair, davacı vekilinin ve ihbar olananlar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.