Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/708 E. 2023/157 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/708 Esas
KARAR NO : 2023/157

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2021
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— Esas sayısı ile müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını ancak söz konusu takibe dayanak senet üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmaması nedeniyle imzaya itirazlarını ve yine açıklayacakları sebeplerle takibe konu belgenin kambiyo senedi vasfına sahip olmaması sebebiyle müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespiti için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, —– dosyadan müvekkili ——- adına önce alacaklının kendisinin ikametgah adresi olan ——- adresine 1. Örnek ödeme emri gönderildiğini, bu adrese tebliğ yapılamadığından bahisle 12.11.2020 müvekkiline ait ——-mernis adresine tebligat çıkarıldığını ve bu tebligatın “muhatabın taşındığı adreste bulunan —— beyanından anlaşıldığından teblig evrakı merciine iade edilmiştir” ibaresi ile iade olduğunu, 10.12.2020 tarihinde yine müvekkiline ait —— adresine TK 21/2’ye göre tebligat çıkarıldığını ve muhtara teslim edildiğini, müvekkilinin tesadüf eseri kendisi adına açılmış olan kambiyo senetlerine özgü takibi yukarıda İcra dairesi ve esası verilen icra takip dosyasını e-devlet üzerinden öğrendiğini, senet üzerinde yazan düzenleme tarihi olan 07/01/2020 tarihinde davalı —– yanında çalışanı olduğu bilinen ismini —— olarak bildikleri şahıs ve ismini bilmedikleri yabancı uyruklu yine yanında çalıştığı bilinen bir şahıs ile beraber —— adresindeki o zamanki adıyla——şimdiki adıyla —— oturmaktayken müvekkilinin yanına geldiklerini, müvekkiline aralarındaki kira ilişkisine dayalı alacağı olduğunu söylediğini, bu alacak için de takibe konu senedi imzalatmak istediklerini, senedi —— müvekkiline “bu önemli bir şey değil formalite bir kağıt sen imzala” diyerek razı etmeye çalıştığını, önce arkasına teminat içindir yazan müvekkili senedi inceleyip rahatsız olduğunu ve senet imzalaması gerektiren bir borcu olmadığını söyleyerek imzalamak istemediğini, bunun üzerine müvekkilin gözü önünde— ve yanında çalışanı olarak bilinen——- isimli şahıslar müvekkiline imzalatmaya çalıştıkları senedi kendileri imzaladıklarını, takibe konu senedi—– kendisi doldurup,—– isimli kişi ile imzaladığını, bu hususta resmi belgede sahtecilik suçundan—– Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulması üzerine —— Karar nolu soruşturma dosyasında her ne kadar takipsizlik kararı verilse de senet üzerindeki yazı ve imzalar yönünden yapılan inceleme sonucu oluşturulan bilirkişi raporunda senet ön yüzünde yer alan yazıların müvekkilinin el ürünü olmadığı senette yer alan borçlu imzaları ile müvekkilinin imzası aralarında grafolojik ilişki kurulamadığı tespit edildiği belirtildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ——Sayılı İcra Dosyasına Konu 07/01/2020 düzenleme tarihli 01/08/2020 vade Tarihli 13.640,00 TL bedelli senedin üzerinde yer alan imzaların müvekkiline ait olmaması nedeniyle ve ayrıca kambiyo senedi vasfını haiz olmadığından Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağından öncelikle kötüniyetle açılan takibin durdurulması akabinde iptaline, davalı—— ile müvekkili arasında mevcut ve geçerli bir borç bulunmadığının tespitine, müvekkilinin ekonomik durumu davanın giderlerini ve teminatı karşılamaya müsait olmadığını, bu sebeple adli yardım kurumundan yararlandırılması taleplerinin kabulüne, müvekkilinin maddi durumunun elverişli olmaması sebebiyle öncelikle teminatsız olarak veya müvekkilinin ekonomik imkanlarının yetersiz olması sebebiyle uygun görülecek miktarla icra takibinin durdurulması ve icra veznesindeki paranın dava sonuçlanıncaya kadar davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, müvekkiline yapılmış olan icra takibi neticesinde banka hesaplarına haciz konulmak suretiyle icra dairesi vasıtasıyla alınmış olan 1.085,39 TL’nin istirdadına ve müvekkiline iadesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bu dava sebebiyle uğramış oldukları zararların yasa gereği alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötü niyetli davalıdan alınarak müvvekiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçlunun ——-Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu bononun altındaki imzayı inkâr etmiş ise de bu bonodaki imzanın davacı borçluya ait olduğunu, davacı borçlunun şahitler ——-huzurunda takibe konu bonoyu kira borcu nedeniyle imzalayarak müvekkiline verdiğini, bononun vadesi geldiğinde de ödemeyince taraflarınca davacı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davacı borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen yasal süresi içerisinde borca itiraz etmediği gibi bononun altındaki imzayı da inkâr etmediğini, bu nedenle takip kesinleştiğini, senet altındaki imzanın davacı borçluya ait olup olmadığı konusunda ——- Cumhuriyet Başsavcılığınca yaptırılan imza incelemesinde; senet altındaki imzanın basit bir imza olması nedeniyle borçluya ait olup olmadığının tespit edilemediğine karar verildiğini, bu nedenle davacı borçlunun—– Bankalar v.s tüm resmi kurumlara imzasının bulunup bulunmadığının sorulmasını, bulunan yerlerden çok sayıda imzanın getirtilerek —— imza incelemesi yaptırılması halinde imzanın davacının eli ürünü olduğu ortaya çıkacağını savunarak haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı Borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına mahkum edilmesine, dava masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:
—– İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı icra takip dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki kira sözleşmesi gereği davalıya verilen bonodan kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir.”Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi getirilmiştir.Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen araç kiralama sözleşmesi gereği davalıya teminat amacıyla verilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve takibin iptali talep edilmektedir. Taraflar arasında uyuşmazlık kambiyo senetlerinden kaynaklanmayıp, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığından ve 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesinin görev alanında olduğundan uyuşmazlığın —– Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.”——-Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu ve davalı tarafça işbu sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla dava konusu bono ile davacı aleyhine icra takibi başlattığı, bu haliyle taraflar arasında uyuşmazlığın kambiyo senetlerinden değil kira sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi gereğince dava konusu uyuşmazlık sulh hukuk mahkemesinin görev alanında olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 1, 2. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin—— SULH HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının GÖREVLİ ——SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde mahkememizce bu durumun tespiti ile dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından resen davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,Dair, davacının yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.