Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/701 E. 2022/579 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2021/701 Esas
KARAR NO: 2022/579

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/11/2021
KARAR TARİHİ: 08/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin—- ile uğraşan firma olduğunu, ekte sundukları faturalarda görüleceği üzere—-sağladığını, davalı tarafından alınan mal karşılığı müvekkili şirkete ödenmesi gereken toplam bedelin faiziyle birlikte—- olduğunu, bu durum ekte sundukları cari hesap ekstresinden de anlaşılacağını, davalılar tarafından bugüne kadar bu bedel ödenmediğini, müvekkili tarafından alacağının tahsili amacıyla davalı-borçlulara karşı icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak takibe itiraz ettiğini, —- tarihinde başlatılan takibe davalı şirketin itiraz etmiş olması nedeniyle, itiraz üzerine duran icra takibinin devamı için huzurdaki davayı açma zorunluluklarının doğduğunu, devam eden süreçte davalı borçlu ile yapılan —- numaralı —- görüşmelerinden de sonuç alınamadığını, takip konusu alacağın likit fatura alacağı olduğunu, bu durumda likit alacağa haksız şekilde itiraz eden borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği —- da sabit olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve haklarının saklı kalmak kaydıyla davalının mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak adına kayıtlı —kişilerdeki hak ve alacaklarının dava değeri miktarınca yatırılacak teminat mukabilinde ihtiyaten haczine kararı verilmesini, davalarının kabulü ile davalı-borçlunun—- Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin bu miktar yönünden devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle takibin devamına, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine —dava konusu miktarın —- aşağı olmamak üzere lehlerine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili aleyhine —-esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığından dolayı söz konusu icra takibine taraflarınca itiraz edildiğini, davacı tarafın söz konusu iddiası gerçeği yansıtmadığını, söz konusu ödemelerin müvekkilince davacı firma yetkilisine ödendiğini, taraflarınca ödemeye ilişkin—-sunulduğunda haklılıklarının ortaya çıkacağını, söz konusu dosyada dava dilekçesi asile yapıldığını, oysa ki —–Sayılı dosyasında takibe vekil aracılığı ile itiraz edildiğini ve —- sürecinde de taraflarınca toplantıya katılındığını, —- çerçevesinde vekil ile takip edilen işlerde—- yapılması gerektiğini, ödeme emrine süresinde itiraz edildiğinde ve vekile ait vekaletname takip dosyası içerisinde bulunduğundan dolayı, bu durum göz önüne alınmalı ve dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptı vekil olarak taraflarına gönderilmesi gerekirken davalı asile gönderilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını savunarak davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı davasına karşı itirazlarının kabulüne, davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin haksız ve hukuksuz olduğundan ve dayandığı gerekçe gerçeği yansıtmadığından dolayı reddine, usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesine, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: —- Esas sayılı dosyası ,—–, dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesi gereğince açılmış İtirazın İptali ve Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraf vekillerinin sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, tarafların sulh yoluna gitmek istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasında taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.Öncelikle davaya esas —–Esas sayılı dosyası —-sistemi üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca tarafların —- dosyaya kazandırılmış ve bağlı bulundukları —- ayrı ayrı müzekkereler yazılarak tarafların—ve uyuşmazlığa ilişkin — yıllına ait —-formları celbedilmiştir. Dosyaya mübrez —-tutanağına göre de hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı zorunlu —-sürecinin yerine getirildiği ve anlaşma sağlanamaması üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde; “—- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren—sene içinde mahkemeye başvurarak, —- alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —-aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.—-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin,——Esas sayılı dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi kapsamında kesilen faturalara bağlı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve —-senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, taraf vekillerince gösteriler deliller ve davanın niteliği gereği resen toplanması gereken deliller toplanmış ve 6102 Sayılı TTK’nin 83-85 maddeleri ve 6100 Sayılı HMK’nin 221,222 maddeleri kapsamında inceleme gün ve saati belirlenerek taraf şirketlerin —- üzerinde —-yapılmasına karar verilmiş ve bu —— dosya —- tevdi edilmiştir. —– tarafından her iki tarafın —–üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle mealen; tacir olan her iki tarafın ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine uygun olarak açılış ve kapanış onaylarının bulunduğu ve usulüne uygun tutulduğu, davacı—- göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu, —-kayıtlı olmayan—- ödemenin —-kayıtlı olduğu, davalı — davacının hesabına borç kayıt edilen —-miktarın davacı —– kayıtlı olmadığı , —- işleleminin dayanağını dosyada yer almadığı ve anılan miktara ilişkin faturarın —- kayıtlarında da yer almadığı yönünde tespit, hesap ve görüşüyle rapor verilmiştir. —- raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede öncelikle davalı tarafın icra dosyasına genel ve soyut bir itirazda bulunduğu, davalının ödeme savunmasında bulunmasına rağmen bunu ispat edemediği, ——-ödeme olarak kaydedilen miktarın dayanağının bulunmadığı gibi —– ödemenin davacı —- yer almasına rağmen davalı —- yer almadığı anlaşılmakla davalı —-ve tek tek taraflı işlemlere itibar edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır—–davalının da takibe ve davaya konu faturayları ticari — aynen işlediği anlaşıldığından, davalının artık faturaya konu mal veya hizmeti almadığını ya da bedeli ödediğini ispat etmesi gerekmektedir. Zira bilinmelidir ki, ticari —— kaydedilmiş ve —– bildirilmiş faturanın akdi ilişkinin varlığını da kanıtladığı kabul edilmektedir. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari —- kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Böylece davacının davasını TMK’nin 6. HMK’nin 190 ve 222/3 maddeleri nazarında usulüne uygun olarak tutulan her iki taraf ticari —- ve kayıtları ile asıl alacak yönünden ispat ettiği anlaşılmıştır. Binaenaleyh, taleple bağlılık ilkesi, tarafların tacir sıfatına göre takip tarihi itibariyle faiz tür ve oranı ile temerrütün icra takibiyle gerçekleştiğinden işlemiş faize yönelik talep gibi hususlar da gözetilmiş ve dosyaya —– raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli, yeterli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının asıl alacak bakımından kısmen kabulü ile, davalı-borçlunun, —- Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının —– asıl alacak yönünden yapmış olduğu itirazın iptali ile, icra takibinin işbu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- yasal faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin —- davanın/ talebin reddine, karar verilmiştir.Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nin 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarının icra takip dosyası, faturalar, —- kayıtları ve—-ve belgeler nezdinde belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını kendi ticari —- kayıtlarına göre açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verilmesi esasında, davalı-borçlu yönünden icra takip dosyasına konu mevcut asıl alacak/borç likit/muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın —- olan—- icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk, aynı yasanın 326/2 maddesi gereğince tarafların haklılık durumu esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen —-ücretinin de kabul ve ret oranına göre karşılıklı olarak taraflardan alınarak —- karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun, —– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının —-asıl alacak yönünden yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile, icra takibinin işbu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- yasal faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin —– davanın/ talebin REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle; asıl alacağın —– icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken —- karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan—-harcın ve ilamsız icra takibi dosyasına yatırılan —- harcın mahsubuyla bakiye —– karar ve ilam harcının davalıdan alınarak —–
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —-uyarınca—- ödenen kabul edilen miktar—- üzerinden hesaplanan —–arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak——-
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —– bütçesinden ödenen ret edilen miktar —- üzerinden hesaplanan — arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak —–
7-)Davacı tarafından yapılan —- başvurma harcı, — peşin harç ve —- vekalet harcı olmak üzere toplam —— harçtan oluşan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından yapılan —- posta ücreti ve —- Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam —- yargılama giderinden davanın kabul —-oranına göre —– yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına, davalı tarafından vekille temsil dışında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-)Davacı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan —– nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-)Davalı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1,13/2 maddeleri uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan —– nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,—–Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın, REDDEDİLEN MİKTAR YÖNÜNDEN —- İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla KESİN; KABUL EDİLEN MİKTAR YÖNÜNDEN ( —- ise 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —- İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.