Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/70 E. 2021/843 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/70 Esas
KARAR NO: 2021/843
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 04/02/2021
KARAR TARİHİ: 15/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili — dosyası Davalı—- karşı takibe geçtiğini, — tarihinde — takibe itirazı nedeniyle takibin durduğunu, müvekkili şirketin — arabuluculuğa başvurduğunu ve anlaşma sağlanamadığını, sigortacı ile müvekkili arasında—-bulunduğunu,———— tek taraflı kaza yaptığını, hasar tespit ve tazmini için —— olarak hesaplandığını, müvekkili tarafından dava dışı sigortalı şirkete ödenen —- halefiyete dayanan rücu davası ile tahsilinin talep edildiği, taşıyanın sorumluluğunun TTK m. 875 ile düzenlendiğini, “Taşıyıcının, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu” olduğunu—– da bu yönde karar verdiğini, Davalı taşıyıcının basiretli bir taşıyıcının göstermesi gereken özeni göstermemesi nedeniyle sınırlı sorumluluktan yaralanamayacağını, müvekkili şirketin TTK m. 1481 gereğince halefiyet hakkının bulunduğunu——- kararları ile bu hususun teyit edildiğini, davalının icra takibine kötü niyetli itirazı nedeniyle alacak değerinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve takibin devamına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmesine rağmen cevap vermemiştir. Davalı asilin —— tarihli duruşmada beyanında: dava konusu kaza gece önüne hayvan çıkması nedeniyle hafif arabanın sağa kaydığı, virajdan dolayı arabanın kasasının yan yattığı, sadece bir paletin hasar görmesine rağmen—– —- kişiye yakın personelin gelip eşyayı bütün malı taşıyıp götürdükleri, kendisine de sizlik hiçbir sıkıntı olmadığı, hiç birşey yapmanıza fotoğraf çekmenize de gerek olmadığı, gidebilirsiniz dedikleri, herhangi bir savunma hakkı da tanımadıkları, kendilerinden şikayetçi olduklarını, bütün malı gelip geri almalarına rağmen bu davayı açtıkları, kendisine tebliğ yapılan adres olan ——-adresinin adrese kayıt sistemindeki adresi olduğunu, işi gereği evde olmadığından tebligatların tarafına ulaşmadığını, yukarıda bahsettiği gibi dava dosyasından yeni haberdar olduğunu, haksızlığa uğradığını mağdur olduğunu savunmuştur.
DELİLLER:
—— sayılı dosyası, ——- dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eşya taşımasında taşımaya konu emtianın taşıma sırasında hasara uğraması üzerine sigortacı tarafından zararın ana taşıyıcıya ödenmesi üzerine alt taşıyıcıya rücuen tazminata dayalı itirazın iptali isteminden kaynaklanmaktadır.
Mahkememizce davanın dayanağı—— getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede davaya esas teşkil ettiği ve davanın tarafları ve konusuyla uyumlu olduğu davacının davalı borçlu aleyhine rucuen tazminat alacağı için ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçlu davalıya tebliğinin üzerine davalının süresinde borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi;—– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.—-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—— Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin —- tarihli raporunda; davacının —- doğrudan emtia zararı bakımından katlandığı tüm tazminatı davalıya rücu edebileceği belirtilmiştir. Raporda da ifade edildiği üzere,———- kaza yapması üzerine trafik kazasında hasarlanan araçta bulunan muhtelif cins boya ve katkı malzemesinin tazmini için alıcı-gönderilen sigortalı —— halefiyete dayanan rücu davası ile tahsili için—-olmak üzere toplam—- davanın açıldığı, düzenlenen abonman sigorta sözleşmesine göre; —– bedelli taşıma için ek primsiz teminat geçerli olacaktır, —- bulunmaktadır. —— sözleşmeye genel şart olarak eklenmiştir. Araç başı bedeli aşan beş taşıma için bildirim zorunluluğu bulunmaktadır. Araç başı bedeli aşan taşımalar için——- ek belgeyle pirim tahakkuk ettirilecektir. Sigorta konusu sigortalı taşıyıcı firmanın kamyonları ile taşınmak üzere kabul ettiği emtia taşımalarına ait ekli genel şartlar dahilinde gerçekleşecek rizikolar sonucu ve yasadan doğan sorumluluklara bağlı olarak taşıyıcıya karşı ileri sürülebilecek zarar, ziyan ve hasar ile ilgili taleplerin karşılandığı —- sigortasıdır. Bu fiyat çalışmasında yazılı kayıtlar ve teminat limiti dahilinde sigortalıya —-yüklenecek mali sorumluluk teminat altına alınmıştır. Sigortacının sorumluluğu her bir sevkiyatta yukarıda belirtilen maksimum araç başı limit ile sınırlı olacaktır.” hükmü yer aldığı, davacı tarafından atanan——– muafiyet kuralına göre—- indirim uygulandığı,—–olduğu, bahse konu malik bilgileri incelendiğinde —- tarihinden itibaren davalı —— şahıs adına tescilli olduğu ve sorgulama tarihi itibariyle davalı adına tescil kaydının devam ettiği, sonuç olarak, davalının —– sorumlu olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Türk Ticaret Kanunun İkinci Kısmı’nda Eşya Taşıma kurumunun düzenlendiği, Kanunun 856’ıncı maddesinin ikinci fıkrasına göre; “Taşıma senedi düzenlenmemiş olsa bile, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile taşıma sözleşmesi kurulur. Eşyanın taşıyıcıya teslimi, taşıma sözleşmesinin varlığına karinedir.
” şeklinde düzenlenmiştir.
TTK’nın 875/1 maddesinde “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” denilmek suretiyle taşıyıcının sorumluluğu, 876’ıncı maddesinde “Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.” 877’inci maddesinde “Taşıyıcı, taşıma aracındaki arızaya, taşıtı kiraladığı kişinin onun temsilcilerinin veya çalışanlarının kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.” denilmek suretiyle sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir.
TTK’nın 882’inci maddesinde ise sorumluluğu sınırı düzenlenmiştir. Buna göre;
” (1) Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
(2) Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu;
a) Gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının,
b) Gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
(3) Taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır.
(4) Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki,——- belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
TTK’nın 886’ıncı maddesinde ise ” Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Karayolları Trafik Kanununun 85/1 maddesine göre; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
KTK 86’ıncı maddesine göre;——- İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir
KTK 3’üncü maddesine göre; “İşleten : Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.”
Sigortacının halefiyeti TTK’nın 1472’inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.”
Dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu, yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeler birlikte incelendiğinde; somut olayda, davacının sigortalısı asıl taşıyıcı ile davalı alt taşıyan arasında taşıma sözleşmesi yapıldığı, söz konusu taşıma işinin fiili taşıyıcı dava dışı ——tarafından yerine getirildiği, taşıma eşyasının alıcısına teslim edilmeden tek taraflı kaza yapması nedeniyle hasar oluştuğu, davacının taşıtanın zararlarını giderdiği anlaşılmıştır.
Davaya konu eşya, davalı alt taşıyıcı işletenin sorumlu olduğu fiili taşıyanın gözetimi altında iken tek taraflı kaza yapması nedeniyle hasar uğramış ve zarar bu şekilde meydana gelmiştir. Tüm dosya kapsamından taşımaya konu emtiada zarar oluşmasında davalının işleten sıfatıyla sorumlu olduğu kanaatine varılmış, hasarlanan ürün bedeli olarak davacı tarafça dava dışı sigortalıya—- ödendiği, davacının bunun üzerine ödediği bedeli——– sayılı dosyasında rücuen davalıdan talep ettiği, dosyaya alınan dosya kapsamına ve bilimsel gerçekleri uygun olması sebebiyle itibar edilen bilirkişi raporunda davaya konu eşya taşıma işinde davalının sorumlu olduğu, ancak karar duruşmasında sınırlı sorumluluğuna dair bir itirazda bulunmasına rağmen, kendisinin davaya cevap vermemiş olması ve itiraz ettiği konuda bilgi ve belge sunmamış olması nedeniyle bu beyanına itibar edilmemiş, dolayısıyla davacının sigortalısının zarar miktarının —– olduğu, bahse konu bedelin kadri maruf olduğu kanaatine varılmış ve tüm bu nedenlerle davacının, davasını ispat ettiği ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü ile, İİK’nın 67/1 maddesi gereğince——- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise—— kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda ise her ne kadar davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş ise de alacağın teknik inceleme ile ortaya çıkması, likid olmaması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilerek HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının —– takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, icra takibinin asıl alacak 102.227,78 TL’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.983,17 TL karar ve ilam harcından; başlangıçta peşin alınan 1.224,29 TL harcın peşin harcın mahsubuyla bakiye 5.758,88 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı 1.224,29 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 51,60 TL posta masrafı ve 1.600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.943,69 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 13.661,64 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) ———– bütçesinden arabulucuya ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2021