Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/695 E. 2022/609 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/695 Esas
KARAR NO: 2022/609
DAVA: Ticari İşletme Devri Nedeniyle Tespit
DAVA TARİHİ : 11/11/2021
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari İşletme Devri nedeniyle tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket —– tarihinde ——– isimli işletmeyi müvekkili şirkete noter yoluyla devrettiğini, bahse konu sözleşmeye göre davalı şirket işletmeyi, işletmeye ait işletme hakkının tamamını ve içinde bulunan ———– tamamını müvekkili şirkete devir ve teslim ettiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket ayrıca müşteri haklarının ve sair hakların devri ile ilgili olarak kendi aralarında da bir sözleşme imzaladığını, müvekkili şirket nihai olarak, işletmenin, müşteri haklarının, demirbaşların, işletmeye ait olan telefon hatlarının ve işletme kapsamında değerlendirilebilecek şeylerin devri için —— ödeme yapmayı kabul ettiğini ve ödeme yapmaya başladığını, davalı şirket de bu şartlarda devir yapmayı kabul ettiğini, müvekkili şirket işletmeyi devraldığı günden bu yana, davalı şirket döneminde işletme ile çalışmaya başlamış olan müşterilerle çalışmaya devam ettiğini, işletme ile bütünleşmiş olan—-davalı şirket tarafından müvekkili şirkete devredilmediği gibi, kullanım hakkının dahi verilmeyeceği ifade edildiğini, bahse konu ——– işletmenin tüm işleyişi için kilit öneminde olduğunu, yeni kurulmuş bir şirket olan müvekkili şirket için bahse konu telefon hatları, özellikle belli bir ticari tanınırlığa ve güvene ulaşıncaya, kendi düzenlerini kuruncaya kadar hayati önem arz ettiğini, davalının kötü niyetli ve ticari ahlaka aykırı hareket ettiğini beyan etmiş, öncelikle tedbiren, dava neticesinde ise nihai olarak bahse konu hatların davalı şirket tarafından kullanımının ve devrinin kısıtlanmasına ve yasaklanmasına, bahse konu hatların kullanımının ve devrinin müvekkili şirkete verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :6100 Sayılı HMK’nin 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış; şirket kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : Tarafların —————— Dava konusu telefon hatlarına ait müşteri bilgileri, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava , İşletme Devri Sözleşmesi Nedeniyle Cep Telefonu Telefonu Hatlarının Ve Kullanım Hakkının Davacıya Aidiyetinin Tespiti İstemine İlişkindir.
6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraflar sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerini beyan etmesi üzerine üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nin 11/3. maddesinde “Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, —— tescil ve ilan edilir.” düzenlenmesi mevcuttur. 6098 Sayılı TBK’ nin 202/1 maddesinde ise “Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için ——–, diğerleri için ——– genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı mal varlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur.” hükmü bulunmaktadır.
Yukarıda gösterilen yasıl düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama ışığında somut olaya geldiğimizde; taraf şirketler arasında —– yevmiye sayılı işletmenin devri sözleşmesi ile———— unvanlı toplu yemek ücretimi işi yapan ticari işletmenin devri öngörülmüştür. Bu sözleşmede davalı devreden beyanı olarak aynen——— işletmeyi ve bu işletmeye ait işletme hakkının tamamını ve içinde bulunan bilumum bilumum demirbaşların tamamını —– bedel karşılığında devir ve teslim ettim. Devir bedelini nakden ve tamamen aldım. Başka bir alacağımın kalmadığını beyan ve kabul ederim’ ifadesine ; davacı devralan olarak da aynen ——– adresinde işletme adı——-olan işletmeyi ve bu işletmeye ait işletme hakkının tamamını ve içinde bulunan bilumum bilumum demirbaşların tamamını —- bedel karşılığında devir ve teslim aldım. Devir bedelini nakden ve tamamen ödediğimi, herhangi bir borcumun kalmadığını beyan ve kabul ederim’ ifadesini yer verildiği görülmüştür. Ayrıca taraflar arasında yapılan —— tarihli ——— başlıklı belgeye göre de ; araçlar, cari borç ve alacaklar hariç olmak üzere işletmenin devredildiği kararlaştırılmış ve işbu sözleşme içeriği ile noter sözleşmesi arasında bedel yönünden derin bir uçurum olduğu da görülmüştür. Davacı taraf devre konu işletme ile bütünleştiğini iddia ettiği——— numaralı telefon hatlarının işletme devri sözleşmesi ile kendilerine geçtiğinin tespitini ve kullanım hakkını talep etmektedir. Ancak evvel emirde söz konusu işletme devir sözleşmelerinde işletmenin aktif ve pasiflerinin davacıya devri açıkça öngörülmediğinden ve hatta adi yazılı sözleşmede aksi yönde düzenlemelere yer verildiğinden işletme devri sözleşmesinin geçerlilik koşulunun sağlanmadığı ve dolayısıyla geçerli olmayan bir sözleşme nedeniyle hak talep edilemeyeceği düşünülmüştür. Öte yandan dava tüzel kişiliği karşı açıldığı halde, söz konusu telefon hatlarının dava dışı davalı şirket temsilcisi olduğu anlaşılan gerçek kişi ———- adına kayıtlı olduğu ilgili operatör firmaları tarafından bildirilmiştir. Kaldi ki telefon hatlarının mülkiyeti fiili kullanıcıya ait olmayıp, kullanıcı tarafından ilgili operatör nezdinde ve izninde devri mümkün ise de, piyasada alınıp satılmasına ve sözleşmeye konu olmasına yasal olanak da bulunmamaktadır. Bu hususlar da bir yana, mahkememizce geçersizliği tespit edilen işletme devir sözleşmelerinde de dava konusu edilen telefon hatlarına ilişkin açık ve somut bir düzenleme olmadığı gibi, telefon hatlarının 6102 Sayılı TTK’nin 11/3 maddesi nazarında işletme hakkı veya işletmenin mal varlığı kapsamında olduğunu kabul etmek de hukuken mümkün görülmemiştir. Binaenaleyh; davanın TMK’nin 6 ve HMK’nin 190. maddeleri nazarında usulüne uygun olarak ispat edilemediği gibi az yukarıda yapılan tespitler nazarı itibarında yerinde ve yasal olmadığı sonuç ve kanaatiyle davanın külliyen esastan reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davacı taraf sorumlu tutulmak suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına, peşin alınan 59,30 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davalı tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından işbu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine,———–
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2022