Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/674 E. 2022/468 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/674 Esas
KARAR NO : 2022/468
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2021
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı takip alacaklısı —– tarafından müvekkili —aleyhine —— tutarlı faturaya dayanak genel haciz yolu ile icra takibine girişildiğini, müvekkili şirketin bu fatura münderecatında belirtilen bir mal ve hizmet alımı yapmadığını, bu faturaya ve münderecatına itiraz edildiğini, bu şekilde davalı tarafın karşılığı olmayan fatura bedelini icra takibi konusu yapması ve müvekkilini dolandırmak istemesi karşısında müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline ve davalının % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi için iş bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, davalı şirketin suç sayılan eylemleri hakkında —— suç duyurusunda bulunulduğunu, takip dosyasında yapılmış ve yapılacak olan haciz işlemleri nedeniyle bir restoran işleten müvekkili şirketin telafisi olmayan zararlara uğramasının önlenmesi amacıyla dava sonuna kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemenin zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirketin icra takibi dayanağı fatura ile ilgili borçlu olmadığının tespitine, ——-dosyası ile yapılan takibin iptaline, davalı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında —— tarihinde, ——– satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden müvekkilinin, üzerine düşen edimi ifa ettiğini ve bunun sonucunda —– tutarlı fatura tanzim ederek davalıya göndermiş olduğunu, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine—- dosyası ile takip başlatıldığını ve akabinde takibin kesinleşmesi ile —– tarihinde fiilen hacze gidildiğini, her ne kadar imzadan imtina etse de borçlu temsilcisinin haciz mahallinde bizzat bulunduğunu, borcu ödemeyeceğini, dava açacağını belirttiğini ve dosyaya muttali olduğunu, her ne kadar davacı borçlu — tarihinde dosyayı öğrendiğini iddia etse de, en geç —- tarihindeki haciz esnasında dosyayı öğrenmiş olduğunu, buna rağmen borçtan kurtulmak ve zaman kazanmak amacıyla tamamen kötü niyetli olarak —- sayılı icra dosyasına itiraz ettiğini, memur işlemine karşı ——– sayılı dosyasıyla dava açtığını ve takibin haksız olarak durdurulmasına karar verildiğini, daha sonra davanın reddedildiğini, davanın lehlerine kesinleştiğini, huzurdaki dava her ne kadar borcun olup olmadığının tespiti amacı taşısa da verilecek karar sonrası bir borcu ödeme veya ödememe şeklinde bir sonuç doğuracağından eda hükümleri içerdiğinden TTK 5. Maddesinden belirtilen zorunlu arabuluculuğa tabi bir dava olduğunu, davacının arabuluculuk şartını yerine getirmediğinden davanın öncelikle dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, bahse konu fatura — tarihinde davacıya gönderildiği halde davacının,– tarihinde ——– numarası ile müvekkile ihtarname gönderdiğini, tarafların tacir olması göz önüne alındığında TTK 21/2 gereği davacının, faturaya 8 gün içinde itiraz etmemiş olduğunun izahtan vareste olduğunu, davacının dolandırıcılık iddiasının tamamen abesle iştigal olduğunu, özetle borçtan kurtulmak umuduyla açılan haksız ve kötü niyetli davanın reddine ve müvekkil şirket lehine takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların—– kayıtları dosya arasına alınmıştır.
— Esas sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.
— sayılı dosyasının —- kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
——- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle ———-esas sayılı icra dosyasında yapılan icra takibi yönünden davacının davalıya borcu bulunup bulunmadığına dair menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, gelen müzekkere cevapları, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesi ile birlikte tedbir talebinde bulunmuş olup, davacının tedbir talebi hakkında ara karar oluşturulmuştur.
Davalı taraf arabuluculuk dava şartı yönünden usuli itirazda bulunmuş, itiraz ön inceleme duruşmasında değerlendirilmiş, davanın menfi tespit davası olması karşısında güncel——–nazara alınarak davanın arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyada, dosyanın kapsamı itibariyle keşif yapılmasına yer olmadığına karar verilerek, dosya bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş; defter incelemesinde tarafların defterlerini hazır bulundurduğu, ——- tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, fatura ve ibraz edilen ticari defterler ışığında, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehlerine delil teşkil ettiği, davacı yanın, incelenen ticari defterlerinde, davalı yana ait herhangi bir cari hesap, teminat hesabı, avans hesabı, muavin hesabı vb kayda rastlanmadığı, davalı yan ticari defter kayıtlarında davaya konu faturaya ait muhasebe kaydının var olduğu ve bu kayda istinaden, davalı tarafın davacı taraftan ——- alacaklı olduğunu kayıt altına aldığı, taraflar arasında yazılı bir ticari sözleşmenin/protokolün var olduğu, davalı tarafından sunulan dilekçenin ekinde bulunduğu rapor edilmiş olup, bilirkişi raporunun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça menfi tespit isteminde bulunulmuş ise de, cevap dilekçesine eklenen satış sözleşmesi ve noter ihtarnamesi ile hizmetin, davalı tarafından davacı tarafa verildiği, davacı tarafın ayıp hususundaki itirazları yönünden davacı tarafın basiretli tacir olmanın gereği gibi davranmak zorunda olması ve ayıba karşı hükümler çerçevesinde belli sürelere bağlı olarak gerekli usuli itirazlarını yapması gerektiği, yine her ne kadar davacı tarafça —- isimli kişinin davacı şirket ile herhangi bir ilişkisi ve bağlantısı olmadığı beyan edilmiş ise de, dosyaya sunulan sözleşmenin incelenmesinde davacı adına —–altında imzanın bulunduğu, icra dosyasının tetkikinde de, yapılan haciz sırasında davacı şirket adına ——-, davacı şirketin sahibi olduğunu haciz sırasında beyan ettiği, tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, her ne kadar davacı şirket ortağı/temsilcisi değil ise de, bu kişinin somut dava konusu olayda davacı şirket nam ve hesabına davranışlarda bulunduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin kurulmuş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu hali ile menfi tespit davası yönünden davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de, yasal koşullar oluşmadığından talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İİK 67.maddesindeki yasal şartlar oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.07/06/2022