Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/673 E. 2022/216 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/673 Esas
KARAR NO : 2022/216

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Zorunlu olarak başvurulan arabuluculuk müessesi kapsamında yapılan görüşmelerde, herhangi bir anlaşmaya varılamadığını, müvekkil şirketin, “3996 Sayılı Bazı Yatırım ve —- Hakkında Kanun” hükümlerine göre —- işletme hakkı sahibi; borçlu davalının ise, işletme hakkı müvekkil şirkette —- kullanmış bulunan tüzelkişi olan tacir olduğunu, işletme hakkı müvekkil şirkette bulunan — Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun 30/5 maddesi kapsamında ücretlendirilmekte ve aynı düzenleme kapsamında ücret ödemeksizin yapılan geçişlerde; 15 günlük sürede geçiş ücretinin ödemesini yapmayan araç maliklerine, geçiş ücretinin dört katı tutarında ceza uygulaması yapıldığını, davalının,—- ihlalli geçişler gerçekleştirdiğini, yasal cezanın ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını ancak davalının kendisine tebligat yapılmadığı gerekçesiyle icra takibine, borca, faize ve yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılmadığı gerekçesiyle yetkiye itiraz ettiğini, davalının 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddeleri uyarınca müddei iddiasını ispatla mükellef olduğunu, dört katı tutarındaki cezanın 6001 Sayılı Kanunun m.30/5 hükmü gereğince getirildiğini, davaya konu ceza tahakkukunun, 6001 sayılı kanunun m.30/5 hükmü gereğince, bir idari para cezası olmayıp, ifade edilen ilgili kanunu uyarınca doğan, genel hükümler tahtında değerlendirilmesi gereken, özel bir alacak olduğunu, müvekkil şirketinin hiçbir şekilde 6001 sayılı kanun gereği tahakkuk eden cezaları tebliğ etmek gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını, ayrıca, itiraz konusu olan faizin nevi ve oranına yönelik olarak, ihlalli geçişi gerçekleştiren aracın bir ticari araç olduğu ve davalının ticari işletmesine ilişkin kullanıldığı açık olduğundan ticari işlerde uygulanan faiz nevi ve oranının talep edilmesinde de hukuka aykırı bir yön bulunmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile—- ayılı dosyasında davalının icra takibine vaki itirazının iptaline,takibin devamına, davalı borçlu tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğinden icra takibine konu alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, peşin olarak ödenen yargılama giderleri ve harçlarla tespit edilecek avukatlık vekâlet ücretinin davalı borçludan tahsili ile müvekkiline verilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket hakkında haksız ve hukuka aykırı olarak—. Sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, icra takibi yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığından davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, Müvekkil şirketin adresinin —– takip konusu ihlalli geçiş cezalara ilişkin müvekkil şirkete herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın doğrudan icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirket tarafından bizzat kullanılmayıp müşterilere tahsis edilen araçlar olduğunu, takip konusu cezaların hiçbirinde müvekkil şirkete herhangi bir uyarı mesajı gelmediğini, ihtarname yahut tebligat gönderilmediğini, davacı tarafın, bu cezanın her ne kadar bir idari ceza olmadığını savunsa da özel hukukta böyle bir cezanın karşılığının olmadığını, bu sebeple cezanın adı idari para cezası olmasa da kamu hukuku anlamından bir idari para cezası olduğunu, 6001 sayılı kanunun 30. Maddesinin 5. Fıkraı uyarınca 15 gün içerisinde ödenmeyen geçiş ücretleri için herhangi bir bildirim şartı bulunmamakla birlikte hukukun temel ilkesi gereği, verilen kararın ve cezanın uygulanabilmesinin genel olarak bildirim şartına bağlı olduğunu, Müvekkil şirket müşterilerinin, mesleki veya ticari amaç gütmeksizin ————- kullandığını, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak ticari faiz işletmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, davacının davasının öncelikle usulden reddine, davacının itirazın iptali talebinin ve icra-inkar tazminatı talebinin reddine, davacının, icra takinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : —-Sayılı dosyası, —- dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava , İtirazın iptali ve Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiştir. Ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh yoluyla çözüme gitmek istememeleri üzerine davaya konu uyuşmazlık belirlenmek suretiyle tahkikata geçilmiş ve tüm deliller toplanmış, incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Duruşmada hazır bulunan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Bilindiği üzere 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde;”(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,—— alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat Ve Görevleri hakkındaki kanunun 30/5 maddesinde “4046,3465 ve 3996 kanunlar——veya erişme kontrolünün —ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden — geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin dört katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükmü ile aynı kanunun 30/7.maddesinde ‘Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan ,ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz’ hükmü bulunmaktadır.
Yapılan yargılama, yukarıda alıntılanan yasal düzenlemeler ve toplanan delillere göre somut olayda öncelikle davanın dayanağı ——– sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya — — dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davaya konu ihlalli geçişleri yaptığı iddia edilen —– getirtilerek dosya arasına alınmış ve incelenmiştir. Yapılan incelemede araçların ihlalli geçiş tarihlerinde davalı şirket adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Yine ——- ihlalli geçişin yapıldığı tarih aralığında davalı şirkete ait araçların—- bulunmadığı sorulmuş verilen yanıtta ihlalli geçişin yapıldığı tarih aralığında ilgili araçların — bulunmadığı bildirilmiştir. Somut olayda davacı —– arasında toplam 3 kez ihlalli geçiş yapmaları nedeniyle tahakkuk eden geçiş ücretleri ve 6001 sayılı kanun uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretlerinin dört katı tutarındaki cezaya ilişkin olarak icra takibi başlatıldığı, ödeme emrine yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen deliller toplanmış, ilgili kayıt ve belgeler celbedilmiş ve incelenmiştir. Yapılan inceleme ve değerlendirmede öncelikle ihlali geçiş yapan araçların — ürünü bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalının araçların kaydına ve ihlalli geçişlere ilişkin herhangi bir savunma öne sürmemesi nazarında ihlalli geçiş bilgileri ve ihlal fotoğrafları birlikte değerlendirilerek ihlalli geçiş tarihlerinde davalı adına kayıtlı araçların — ürününün bulunmadığı, geçişlerin sabit olduğu ve davaya konu edilen geçişlerin ücretinin ödenmediği tespit edilmiş ve geçiş sayısına göre yapılan basit hesaplama sonucunda ödenmesi gereken geçiş ücretleri ve dört katı ceza miktarı toplamının takip miktarı ile uyumlu ve doğru olduğu tespit edilmiştir.—- tecrübe ile uyuşmazlık çözüldüğünden usul ekonomisi ilkesi nazarında bilirkişiden rapor alınmasına yönelik ara kararlardan —–edilmiş ve sonucu gidilmiştir. Öte yandan yeri gelmişken ve savunmada ileri sürüldüğünden, davaya konu olayda özel işletmeye—- hizmetinin niteliği gereği ‘—- sonuçları önceden bilindiğinden ve/veya — olarak bilindiği kabul edildiğinden — çıkışında sistem tarafından yapılan ücretsiz geçiş yapıldığına dair uyarı ve ödemenin yapılmasına ilişkin bildirim dışında yasal olarak ihlalli geçiş tutanağı veya idari yaptırım karar tutanağı düzenlenerek muhataba ihbar ve tebliğine dair yasal bir düzenleme de bulunmadığı da ifade edilmelidir. Sürücünün eylemlerinden sorumlu olan işleten sıfatındaki davalı şirketin basiretli tacir gibi davranma ve bu kapsamda araçlarına– ürünü alarak hesabında yeterli para (bakiye) bulundurma ve/veya ihlali geçişten— basit bir sorguya göre borç tespit edilerek on beş gün içinde ödeme hakkı ve yükümlülüğü de caridir. (KTK,85-TTK,18/2) — olayda davalı şirketin geçiş tarihlerinde — ürünü ve hesabında yeterli bakiye bulundurmadığı gibi ihlalli geçişlerden itibaren on beş gün içinde herhangi bir şekilde ödeme yapmadığı da gözetildiğinde davacının geçiş ücretleri ile birlikte dört katı tutarında ceza miktarı talebinde bulunmasında ve davasında haklı olduğu ve davacı tarafın davasını açıklanan delillerle usulüne uygun olarak ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh taleple bağlılık ilkesi, tarafların tacir sıfatına göre faizin niteliği ve takip tarihindeki oranı da denetlenip gözetilerek davacının davasının kabulü ile,davalı-borçlunun —–sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa ( 463,00 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda tazminatın takip hukuku acısından amacı ışığında; davalının itirazının haksızlığına karar verilmesi ve davalının borcunun varlığı ve gerçek miktarını tahkik ve tespit edebilir durumda olması nedeniyle dava konusu alacağın muayyen/likid olduğu anlaşılmakla İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluştuğundan asıl alacağın %20’si olan 92,60 TL icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa ( 463,00 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan 92.60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile — arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı 59,30 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 30,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 157,60 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- 13/1, 13/2 maddeleri uyarınca hesaplanan 463,00 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, (Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda; 6100 sayılı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın, miktar yönünden — İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.