Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/669 E. 2023/139 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/669 Esas
KARAR NO: 2023/139
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/11/2021
KARAR TARİHİ: 20/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin bir —–olduğunu, davalı şirketinde müvekkilinin müşterilerinden biri olduğunu, davalıya servis yolu ile yemek dağıtımı hizmeti verildiğini ve karşılılığında fatura düzenlendiğini, davalı şirketin faturadan kaynaklı — asıl borcunu ödememesi üzerine,——–yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, davalı şirketçe herhangi bir cevap verilmediğini, borcun ihtarnameye rağmen ödenmemesi üzerine, taraflarınca ——- dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edilmesi neticesinde takibin durdurulduğunu, davalı tarafça düzenlenen faturalara karşı herhangi bir itirazın olmadığı ya da iade faturasının düzenlenmediğini, düzenlenen faturalara TTK. 21. Maddesinin 2. Ve 3. Fıkralarına göre 8 gün içinde fatura içeriğine itiraz etmediği için, faturaların içeriğini kabul etmiş sayılması gerektiğini, müvekkilince dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu, müzakereler sonucunda anlaşma sağlanamadığını, davalı şirket tarafından, icra dosyasına konu borcuna istinaden, alacaklı vekili hesabına 10.000,00 TL haricen ödeme yapıldığını,yukarıda açıklanan ve resen gözetilecek nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı/borçlunun itirazın iptali ile takibin devamına, davalı/borçlunun asıl alacağının %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine, öncelikle teminatsız olarak davalının taşınmazlarına, araçlarına, banka hesaplarına ihtiyati haciz/tedbir konulmasına, tüm yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı —— TK.35/4 maddesi gereğince dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmesine rağmen işbu şirket tarafından 6100 Sayılı HMK’nin 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Anılan davalı şirketin temsilcisi duruşmalara katılmamış; şirket kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.

DELİLLER:——- sayılı dosyası.
—–eliyle düzenlenerek mahkememize ibraz edilen 05/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu ve lehine delil vasfı bulunduğu, davacı tarafın davalı şirketten takip tarihi olan 13.07.2021 itibari ile asıl alacak 28.540,02-TL ve Temerrüt faizi 144,07-TL olmak üzere toplamda 28.684,09-TL alacağının bulunduğu, davalının takip tarihinden sonra 12.10.2021 de davalıya 10.000,00-TL harici ödeme yaptığı, yapılan ödemenin icra ücreti, harçlar,vs. gibi ferilere mahsup edilmesinin uygun olup olmadığının takdir ve kararının mahkemeye ait olduğu tespit edilmiştir.——- eliyle düzenlenerek mahkememize ibraz edilen 27/12/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Dosya borçlusunun kısmi ödeme yaptığı 12.10.2021 tarihi itibari ile hesaplanan icra borç hesabının kaydi olarak aşağıdaki gibi olduğu,
28.540,02 TL Asıl Borç
10478 TL Temerrüt Faizi ( 05/07/2021-13/07/2021 Tarihleri arası)
———————————–
28.644,80 TL Takipte Kesinleşen Miktar
262,68 TL Toplam icra masrafi
4.583,17 TL Vekalet ücreti
———————————-
33.490,65 TL Toplam Borç (13/07/2021 Takip tarihi İtibari ile)
10.000.00 TL Kısmi İcra Ödemesi (12/10/2021)
751,448 TL Yasal Faiz (13/07/2021 ile 12/10/2021 arası)
———————————-
24.242,13TL Toplam Asıl Borç (12/10/2021 Tarihi itibari ile) olduğu tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan ——Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacı şirketin catering firması olduğu ve bu kapsamda davalı şirkete muhtelif zamanlarda servis yoluyla yemek dağıtımı yaptığı, ancak davalı şirkete verilen hizmete karşılık davacı şirkete ödeme yapılmadığından davalı şirket hakkında—– dosyası ile icra takibi başlatıldığı, icra takibi sonrasında davalı şirket tarafından, icra dosyasına konu borcuna istinaden, alacaklı vekili hesabına 10.000,00 TL haricen ödeme yapıldığı görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak —— şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.
6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davalı tarafın ticari defterlerini inceleme günü incelemeye sunmaması nedeniyle taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunup bulunmadığı da tespit edilememiştir.
28/07/2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23.maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinin 3.fıkrası ile ticari defterlerin sunulmaması halinde sunan tarafın kayıtlarına delil olarak dayanabileceği belirtilmiş ve dava sırasında yapılan ticari defterlerin delil niteliğine ilişkin bu değşiklik mahkememizce kurulan 28.02.2022 tarihli ihtaratlı ara kararla belirtilmiş ancak davalı taraf ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmamıştır.
TBK’nın 100. maddesinde; “Borçlu faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz,” hükmü düzenlenmiştir. Davaya konu takip talebinde de kısmi ödemelerin TBK’nın 100. maddesine göre öncelikle varsa işlemiş faiz ve masraf ve fer’ilere mahsup edileceği belirtilmiştir.
Bir başka anlatımla TBK’nun 100. maddesi gereğince ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülebilmesi için, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmemiş olması zorunludur. Buna göre, borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemeler ana paradan mahsup edilemez. Anılan maddenin uygulanması için takip talebinde bu yönde ayrıca talepte bulunulması gerekli olmayıp, istek olmasa da memurlukça bu husus re’sen dikkate alınmalıdır ——- Şu halde, TBK’nun 100. maddesi uyarınca, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmiş olması durumunda ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekir.——–
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde hükme esas alınan denetime elverişli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 28.540,02 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın icra takip tarihinden sonra 12.10.2021 tarihinde 10.000,00 TL harici ödeme yaptığı, TBK 100. Maddesi gereği yapılan ödemenin öncelikli olarak faiz ve masraflardan mahsubu neticesinde ödemenin yapıldığı 12.10.2021 tarihi itibariyle davacı tarafın davalıdan 24.242,13 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davanın 22.176,20 TL harca esas değer üzerinden ikame edildiği anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne ve alacağın faturaya dayalı likit alacak olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun ———- sayılı dosyası icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile kısmi ödemenin TBK’nın 100.Maddesi uyarınca borca mahsup edilerek takibin taleple bağlı olarak 22.176,20 TL asıl alacak üzerinden ödeme tarihi olan 12/10/2021 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilerek takibin devamına,
-Davalının takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 22.176,20 TL’nin % 20 si olan 4.435,24‬ TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.514,85 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 217,84 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 1.297,01 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 217,84 TL peşin harç ile yargılama gideri olarak yapılan 1.444,10 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ——–Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.