Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/645 E. 2022/481 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/645 Esas
KARAR NO: 2022/481
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ: 20/10/2021
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı yanın, —– yaptığı, davacı şirketin,—–belirli bölgelerinin dağıtımını üstlendiği, davalı yanın ise davacı şirketin müşterilerinden bir tanesi olduğu, davacı şirketin davalı ile arasındaki ticari iş ilişkisinden kaynaklanan cari hesap alacağının bulunmadığı, davacı şirketin, —– tarihinde taraflarca imzalanmış olan—–yakasındaki ——ilişkin satış, dağıtım ve pazarlama yetkilerini, —– devraldığı, bu protokol bağlamında davacı şirketin, müşteri sıfatıyla sözleşmeye taraf olan davalının ———- bakiyesinin alacaklısı haline de geldiği, kendisine temlik edilen alacaklarını davalıdan tahsil edemediği, davalının borcunu ödememesi üzerine, alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğu ileri sürülerek yukarıda arz ve izah olunan nedenler ile davalarının kabulüne, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamı, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesi
talep ve dava edilmiştir.
CEVAP /TALEP:6100 Sayılı HMK’nin 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı asil kendisini vekille temsil ettirmemiştir.
Davalı gerçek kişi duruşmadaki beyanında; kendisinin davacı şirket veya alacağı temlik eden şirkete kesinlikle hiçbir borcunun olmadığı, kendisinin bu şirketlerle hiçbir ilgi ve alakasının olmadığı, kendisinin büfe işlettiği dönemde —– olarak bildiği şirketten alkollü içecek (bira) aldığı ancak bütün alışverişi nakit veya kredi kartı ile yaptığı, az da olsa senetle yaptığı zamanda borcunu ödeyip senedi bankadan aldığı, kendisinin bu konuda cari hesap veya açık hesap sözleşmesinin olmadığı, zaten bu şekilde malda verilmediği, açık hesap yönünde bir çalışmaları mevcut olmadığı, kendisinin dükkanı—— ayında devrettiği, bu devir sırasında şirket tarafından dükkana konulan —–da devrettiği, işlettiği dükkanın tekel bayisi olduğunu ve—– olduğunu, savunularak davanın reddine karar verilmesi beyan ve talep edilmiştir.
DELİLLER: ——- Protokolü, davacı yanın cari hesap ektresi, Ticari Defter ve Belgeler, Bilirkişi Raporu, Dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, İİK’nin 67.maddesi gereğince İtirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir
Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda dosyanın usul ekonomisi ilkesi çerçevesinde öncelikle görev yönünden tensiben incelenmesi ve sonuçlandırılması gerekmiştir.
6102 Sayılı TTK’nin 4.maddesine göre ; “Bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın konusu işin her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde özel bir düzenleme olmalıdır. Yine Türk Ticaret Kanunun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari dava haline getirmemektedir.
6102 sayılı TTK hükümlerine göre; ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir (TTK.11/1). Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir (TTK. 11/2). Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten gerçek kişiye tacir denir (TTK.12/1).
İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır ———— ——-sabit bir mekânda bulunsun, —– belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler, olarak tanımlanmıştır.
6102 Sayılı TTK’nin 24 ve devamı maddelerde düzenlenen ticaret siciline ilişkin hükümler tacir sıfatını taşımanın tescile bağlı olmadığı üstelik bu sıfatı taşımanın sonucu ve gereği olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle esnaf boyutunu aşan ticari işletme işleten kimsenin ticaret siciline kaydını yaptırmamış olması, tacir olmadığını göstermediğinden esnaf sayılmasını gerektirmez.
——-kararı ile ——ayrımına esas sınırlar belirlenmiş olup, bu kararda,——- bendeki faaliyetlerde bulunanların bu tutarın tamamını aşanların tacir olacağı belirlenmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve anılan yasal düzenlemeler ışığında davaya konu uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK’nin 4.maddesine göre mutlak ve ticari davalar ile özel kanunlardaki ticaret mahkemelerinin bakacağı davalar kapsamında kalmadığı değerlendirilmiştir. Çünkü davalı gerçek kişinin ——- kaydının olduğu, vergi dairesi kayıtlarına göre de gerçek usulde vergiye tabi olduğu, davalının esnaf faaliyeti kapsamında büfe işlettiği ve gelirinin esnaf sınırlarını aşmadığı, dolayısıyla davalının tacir sıfatına sahip olmadığı anlaşılmakla işbu alacak (itirazın iptali, takibin devamı ve tazminat ) davasında görevli mahkemenin 6100 sayılı HMK’nin 1 ve 2. maddeleri gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Binaenaleyh, 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; davanın, 6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davanın, 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; 6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nin 114/1-c ve 1, 2. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin ——– ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının GÖREVLİ ——ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nin 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde mahkememizce bu durumun tespiti ile dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından resen davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nin 341/1,342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle —– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2