Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/627 E. 2023/218 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/627 Esas
KARAR NO: 2023/218
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/10/2021
KARAR TARİHİ: 20/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı ———— imalatı hususunda anlaştıklarını, davalı şirketin sunmuş olduğu 28.04.2020 tarihli teklif formu uyarınca —- makinesi için—- bedelin müvekkinin —-hesabından davalı şirketin —- numaralı hesabına; — ödendiğini, davalı ——- tarafından ise anlaşılan bedelin önemli bir kısmını almasına rağmen taahhüt edilen makinelerin teslim edilmediğini, ödenen toplam —- iadesinin talep edildiğini, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete yine aynı hesaplar üzerinden; ——–iade edildiğini, ancak müvekkili şirketin tüm girişimlerine rağmen halen iade edilmeyen —– tutarın bulunduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama olarak neticelendiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla 120.500,- TL’nin fiili ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı taraf usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

DELİLLER:—– yazı cevabı, Taraf şirketlere ait—- tarafından—–yazılan talimatla mahkememize ibraz edilen bilirkişi raporunda özetle; davacının davalıya teklif mektubuna göre çeşitli tarihlerde iş avansı olarak —- para gönderdiği, davalının makineleri yapmaması üzerine davacının davalıya ödemiş olduğu parayı istediği ve davalının çeşitli tarihlerde —-ödediği, davalının davacıya —-borçlu olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.—– eliyle dzüenlenereke mahkememize ibraz edilen bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafça ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesine ibraz edilmediği tarafların —– herhangi bir kaydın bulunmadığı belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, avans ödemesi olarak yapıldığı iddia edilen alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Somut olayda; taraflar arasında —- tarihli teklif formu uyarınca——makinesi yapımına ilişkin sözleşme olduğu ve buna istinaden davacı tarafça muhtelif tarihlerde 120.500,00 TL avans ödemesi yapıldığı ancak buna karşılık ödemeye konu malların davalı tarafça teslim edilmediği iddiası ile davalı aleyhine huzurdaki davanın ikame edildiği görülmüştür.
“Davalı —– ticari defter kayıtlarını sunmaktan imtina ettiği, sunulan belgeler üzerinde hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen 31.03.2021 tarihli ön raporda davalının muavin defter kayıtlarını sunduğu,—–için belirtilen kayıtların delil olma niteliğine haiz olmadığı, davacı ve davalının bilanço usulüne göre defter tuttuğu, davalı tarafa ait delil niteliğine haiz yasal defter bulunmadığı, bu sebeple HMK’nun 222. maddesi uyarınca davalı lehine yasal delil olarak kullanılabilecek nitelikte olmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davalı —— ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen —— tarihli raporda, şirkete ait ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı ile davalı arasında alım-satım ilişkinin olduğu, davacının davalıdan mal satın aldığı,—– tarihine kadar davacı ve davalı arasındaki alım-satım ilişkisinde davacının davalıya borçlu olduğu, ancak bu tarihten sonra davacının yaptığı avans niteliğindeki ödemeler ile alacaklı duruma geçtiği, davacının davalıdan —- alacaklı olduğu, bu tarihten sonra taraflar arasında mal yahut para alış verişinin bulunmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
TBK’nun 97. maddesinde: ‘Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.’ hükmü düzenlenmiştir. Ticari defterler ile akdi ilişkinin ve mal teslimi hususlarının ispat edilebilmesi mümkündür. ——- Davalı taraf kendisine verilen ihtarat içerir kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunmamış, davacı taraf delil niteliğine haiz yasal defterleri ile karşı tarafa avans ödemesi yaptığını, alacaklı olduğunu ve alacak miktarını belgelemiştir.Tüm bu sebeplerle, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, gerekçede hata edilmediği, davalının icra takibine itirazının haksız olması sebebi ile hükmedilen icra inkar tazminatında da isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla.——–
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde ——- tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davacı tarafın dava konusu 120.500,00 TL’lik alacağının ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, davalı tarafça dava konusu ticari defter ve kayıtların yapılan ihtarata rağmen dosyaya ibraz edilmediği, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları karşısında artık davalı tarafça yapılan ödemelere mukabil ödemeye konu malların yapılarak teslim edildiğinin ispat edilmesi gerektiği, birlikte tarafların mal ve hizmet alım satımına ilişkin düzenlenen—- incelenmesinde —– yılında tarafların birbirlerinden herhangi bir mal alım satımı gerçekleştirmediği, TBK’nın 117. Maddesine göre “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” kuralı gereği davacı tarafça icra takibinden evvel davalı tarafın temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla davacı taraf defter ve kayıtları nazara alınarak davacının davasında haklı olduğu kanaati ile —–dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 120.500,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.231,35 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 2.057,84 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 6.173,51‬ TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.057,84 TL peşin harç ile yargılama gideri olarak yapılan 2.341,9‬0 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 19.075,00 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca——— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——– Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/03/2023