Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/626 E. 2023/236 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/626 Esas
KARAR NO : 2023/236

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait—- plakalı aracın şoför —- sevk ve idaresinde iken davalı —- ait —- plakalı araç ile çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalının %100 kusurlu olduğunu, yaşanan kaza nedeniyle müvekkile ait aracın 13.04.2021-29.06.2021 tarihleri arasında toplam 78 gün serviste kaldığını, müvekkilinin, dava dışı—–Şirketi ile yapmış olduğu “Servis Taşımacılığı Sözleşmesi” ile günlük kazancın 330,00 TL olarak anlaştığını, bu kapsamda aylık 7.000,00-8.000,00 TL arasında kazanç elde ettiğini beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile, davalarının kabulü ile müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybının şimdilik 100,00 TL olmak üzere HMK madde 109 kapsamında kazanın meydana geldiği 11.04.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilin yaşanmış olduğu kazanç kaybının şimdilik 100,00 TL olmak üzere HMK madde 109 kapsamında kazanın meydana geldiği 11.04.2021 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı —– tahsiline, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Kabul anlamında gelmemekle birlikte, davacının zararının, davadan evvel alınan ekspertiz raporu ile belirlenmiş olduğundan huzurdaki davanın belirsiz alacak şeklinde açılmasında hukuki yarar olmadığını, bu nedenle hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin genel müdürlük adresinin Maslak—- olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin—– Mahkemeleri olduğunu, müvekkili sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında ve ancak gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, sigorta bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesinin esas olduğunu, dolaylı ve yansıma zararların poliçe teminatı dışında olduğunu beyan ederek, davanın usulden ve esastan reddine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı—— adına çıkartılan tebligatın iade dönmesi üzerine, mernis adresine usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Davacı vekili 05.12.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Dava dilekçelerinde belirtmiş oldukları 100 TL değer kaybını 3.393,62 TL’ye arttırdıklarını, 100 TL kazanç kaybını ise 4.950,00 TL’ye arttırdıklarını 3.393,62 TL’nin 11.04.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 4.950,00 TL’nin 11.04.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı —— tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraflara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
—– Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—— yazılan müzekere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Trafik kusuru konusunda uzman bilirkişi, otomotiv alanında uzman makine mühendisi bilirkişi ile sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 11.04.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan, davalı —-ait olan —–plakalı aracın, davacıya ait —–plakalı araç ile çarpışması çarpması sonucu, kusurun irdelenmesi, —– plakalı araçta değer kaybı oluşup oluşmadığı, varsa miktarının ne olduğu, kazanç kaybı alacağı olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu, yine hasar onarım alacağı olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğuna dair HMK 109.maddesi uyarınca kısmi dava olarak 200,00 TL’lik maddi tazminat davasıdır.Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir.
Dosyada davalı sigorta şirketi vekilinin yetki itirazı değerlendirilmiş, HMK 6 ve 16 maddeleri uyarınca davanın yetkili mahkemede açıldığı kabulüyle yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya, trafik kusuru konusunda uzman bilirkişi, otomotiv alanında uzman makine mühendisi bilirkişi ile sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; 03/06/2022 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, sigorta poliçesi, hasar dosyası ve ibraz edilen deliller ışığında, —- plakalı araç sürücüsü davalı—– 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 57/1 maddesini ihlal etmesi sebebiyle %100 oranında asli kusurlu olduğu, davacıya ait —–plakalı aracın sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, —– plakalı araç için kaza sonrası parça değişimi, tamir ve işçiliklere ilişkin düzenlenen ekspertiz raporunun meydana gelen kaza, hasar ve işlemler yönünden uygun olduğu, ——plaka sayılı araçta, kaza neticesinde meydana gelen maddi hasar, aracın rayiç bedelinin %2’sinin altında olduğundan total değer kaybının 3.393,62 TL olduğu, hasarın niteliği itibariyle 15 günlük tamir süresinin makul olduğu, taşımacılık servis sözleşmesinde belirlenen 330,00 TL günlük taşıma bedeline göre 15 gün x 330,00 TL=4.950,00 TL kazanç kaybına uğrayacağı rapor edilmiştir.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuş, davalılar tarafından rapora karşı herhangi bir beyan ve itiraz dilekçesi sunulmamıştır.Davacı vekili, bilirkişi raporu doğrultusunda 05.12.2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile değer kaybına ilişkin alacak taleplerini 3.393,62 TL’ye, kazanç kaybına ilişkin alacak taleplerini 4.950,00 TL’ye çıkarmıştır.Dava konusu araçta kaza tarihinden önce herhangi bir hasar yok ise; aracın kazasız piyasa rayici belirlenip buna göre hasarlı hali arasındaki fark değer kaybı kabul edilmelidir.Davacıya ait araçta meydana gelen gerçek zararın belirlenmesi için mahkemece yapılacak iş, aracın kaza tarihindeki hasarsız piyasa değeri ve hasarlı haldeki piyasa değeri arasındaki farkı belirlemek için konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı denetime açık ve gerekçeli rapor alınarak, davalı sürücünün kusur oranı nispetinde tazminata hükmedilmesi olmalıdır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunun kusur ve değer kaybına yönelik tazminat hesabının bu yönleriyle hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunduğu, davalı taraflarca rapora ve ıslah dilekçesine karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmadığı, değer kaybına yönelik değer kaybına yönelik 3.393,62 TL tazminat ile kazanç kaybına yönelik 4.950,00 TL tazminat mahkememizce makul bulunmuştur.Yargıtay —– Hukuk Dairesinin 28/05/2013 tarih —– esas —– karar sayılı ilamında:”Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının 65.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, 6762 sayılı TTK.’nin 1301. maddesinden (6102 sayılı TTK’nin 1472. maddesi) kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur. Sigorta ettirenin dava hakkı, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Ödeme tarihi aynı zamanda 3. şahsa rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle işleten ve sürücünün faizden sorumluluğunun başlangıcının halefiyet başlangıcı olan ödeme tarihi olarak kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Davacı tarafça temerrüt faizi olarak avans faiz istenilmiştir. Davalının işleteni olduğu araç minibüs olup ticari araçtır. O halde, davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.Yukarıda anılan içtihat uyarınca her ne kadar davacı tarafça, değer kaybı alacağı yönünden ticari işlerde uygulanan faiz talebinde bulunulmuş ise de, kazaya neden olan araç ticari araç olmayıp hususi araç olduğundan yasal faize hükmetmek gerekmiş, yine her ne kadar davacı tarafça, dava dilekçesinde kaza tarihi olan 11.04.2021 tarihinden itibaren, ıslah dilekçesinde 11.04.2022 tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş, 28.03.2023 tarihli celsede bu husus davacı vekiline sorulmuş, alınan beyana göre ıslah dilekçesinde yıl yönünden maddi hata yapıldığı, kaza tarihi olan 11.04.2021 tarihinin esas alınması talep edilmiş olup, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihi 26.10.2021 tarihi olduğundan bu tarih itibariyle temerrüdün gerçekleştiği kabul edilmiş ve davacının davasının kabulü ile, 3.393,62 TL değer kaybı tazminatının temerrüt tarihi olan 26.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4.950,00 TL kazanç kaybı tazminatının temerrüt tarihi olan 26.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —— tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-3.393,62 TL değer kaybı tazminatının temerrüt tarihi olan 26.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-4.950,00 TL kazanç kaybı tazminatının temerrüt tarihi olan 26.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —— tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 569,95 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL ve 85,00 TL ıslah hacının toplamını oluşturan 144,30 TL’nin mahsubu bakiye 425,65 TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan, peşin alınan 59,30TL ve 85,00 TL ıslah hacının toplamını oluşturan 144,30 TL harç gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 190,10 TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.334,40 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.393,62 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.950,00TL vekalet ücretinin davalı —– tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.