Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/610 E. 2022/899 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/610 Esas
KARAR NO : 2022/899

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2021
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 19/06/1989 yılında kurulan
——-bu dönemde temsil ve ilzamıyla mükellef olan şirkette eşit hissedarlığı bulunan kurucularından olduğunu, şirketin kuruluş dönemindeki eşit hissedarlarının: Şirket
Yönetim Kurulu Başkanı dava dışı ——, şirket Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı müvekkil —–ve şirket Yönetim Kurulu Üyesi dava dışı——- olduğunu, şirketn tüm ortakların
kararı ile konkordato başvurusu yaptığını,—–Asliye Ticaret Mahkemesinin——-Numaralı dosya ile geçici/kesin konkordato mühleti verilmesi ve konkordatonun onanması istemiyle dava
açıldığını, bu süreçte şirkete komiserler atandığını, Müvekkili ve dava dışı ortaklardan ——-
tarafından defalarca Genel Kurul Toplantı Çağrısı yapıldığını, ancak dava dışı —— tarafından
çağrıya uyulmadığını, 2017 yılı olağan genel kurulunun kanunda belirtilen süre içinde
gerçekleştirilememesi nedeniyle müvekkili ——- yönetim kurulu
üyeliğinden istifa ettiğini, müvekkili —–ile dava dışı ——- arasında 26/01/2018
tarihinde hisse devir protokolü akdedildiğini, müvekkili —— 14.000.000,00-TL nominal
bedelli %33,33333 oranındaki Şirket hisselerinin % 28,33‘ünün dava dışı şirket ortaklarından ——
kararlaştırılan şekil ve koşullarda devredilmesinin düzenlendiğini, Müvekkiline hisse devir protokolü
kapsamında verilen çeklerin karşılığı olan edimlerin yerine getirilmediğini, bu durumun dava dışı —— yevmiye numaralı ihtarnamesi bildirildiğini,yine müvekkiline şirket hakkında bilgi verilmesi için dava dışı ——-04/04/2019 tarih ve ——-Yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, devam eden süreçte müvekkiline pay bedellerinin ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkmalarına izin verilmesi, aksi halde şirketin haklı nedenlerle feshine karar verilmesi talebiyle 26/06/2019 tarihinde —— Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde halen görülmekte olan ——. Numaralı davanın açıldığını, devam eden süreçte Dava dışı —— alacaklıları ile anlaşması
neticesinde——- Numaralı dosyasındaki konkordato talepli davasından 26/08/2020 tarihinde feragat edildiğini, mahkeme tarafından feragat talebi kabul görülerek 07/12/2020 tarihinde kararın kesinleştiğini, dava dışı şirket ile 12 tane banka arasında 11.06.2020 tarihinde “Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşmeye göre: “Alacaklı kuruluşlar ile kredi borçlusu ve müteselsil kefil arasında işbu sözleşmede yazılı koşullar dahilinde
sözleşme konusu alacakların tespit edilmesi, teminatlandırılması, yeniden yapılandırılması, bazı alacaklı kuruluşlar tarafından lehlerine ipotekli olan taşınmazların vefa hakkı tanınmak ve kesin alış suretiyle alacaklı kuruluşlara devri, yapılandırılacak kredinin ve vefa bedelinin geri ödenmesi” hususlarında anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin dava dışı —– ile davalı arasında akdedilen “Genel Kredi Sözleşmesine müteselsilen kefil olduğunu, bunun akabinde, ——ile davalı
arasında yukarıda detaylıca bilgilerine yer verilen “Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi” akdedilerek borçların yeniden yapılandırılması yoluna gidildiğini, bu yolla dava dışı —— borçlarının vadelendirildiğini, Genel Kredi Sözleşmesi”nden ileri gelen borçlardan kaynaklı olarak
müvekkil aleyhine başlatılmış dava ve takiplere devam olunması neticesinde TBK madde 601’e
başvurulması zaruretinin ortaya çıktığını, TBK madde 601’in “Süreli olmayan kefalette kefil, asıl borç muaccel olunca, adi kefalette her zaman ve müteselsil kefalette ise, kanunun öngördüğü hallerde, alacaklıdan, bir ay içinde borçluya karşı dava ve takip haklarını kullanmasını, varsa rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmesini ve ara vermeden takibe devam etmesini isteyebilir. Borç, alacaklının borçluya yapacağı bildirim sonucunda muaccel olacaksa kefil, kefalet sözleşmesinin kurulduğu tarihten bir yıl sonra alacaklıdan, bu bildirimi yapmasını ve borç bu suretle muaccel olunca, yukarıdaki fıkra hükümleri uyarınca takip ve dava haklarını kullanmasını isteyebilir. Alacaklı, kefilin bu istemlerini yerine getirmezse kefil borcundan kurtulur.” şeklinde olduğunu, davalı bankanın öncelikle rehinlerin paraya çevrilmesi yolu ile tahsilat yapması, rehinlerin paraya çevrilmesi yolu ile tahsilat yapılamadığı takdirde kefile müracaat etmesi
gerektiğini, bu hususların banka 1/7/21 tarihli ihtarla bildirildiğini, Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi ile yapılandırılan, yeni vadelere bağlanan borçların; bir borcu ortadan kaldırmak sureti ile yeniden düzenlenmesi şeklinde algılanması gerektiğini, Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi kapsamında asıl borçlu ve alacaklı arasında yapılan taahhütname ve ödeme planı
ile TBK madde 133 uyarınca yeni bir borç doğumu gerçekleştiğinden eski borca ilişkin kefaletler in
hükümsüz kaldığını, yeni bir kefalet sözleşmesi kurulmadığı sürece kefilin borçtan sorumlu
tutulamayacağını, müvekkilinin tesadüfi bir biçimde dava dışı şirket ile davalı banka arasında akdedilmiş
“Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi”nden haberdar olduğunu, bu sözleşmede müvekkilinin imzasının olmadığını ve kefil olma durumunun olmadığını belirterek müteselsil kefaletinin TBK 601 kapsamında sonlandırılmasına karar verilmesini, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Banka
ile dava dışı asıl borçlu ——arasında kredi genel sözleşmesi
imzalandığını, davacının işbu sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğunu, krediden kaynaklanan borcun borçlular tarafından ödenmemesi üzerine, borçlulara —–
08.05.2018 tarih ve —– yevmiye no lu ve —— 17.09.2018 tarih ve—–yevmiye
nolu ihtarnamelerinin gönderildiğini ve borçlular hakkında—-Sayılı dosyaları ile genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, davacı tarafından —– Noterliği’nin 27.08.2021 tarih ve——yevmiye nolu ihtarnamesinin müvekkili Bankaya 02.09.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ve müvekkili Banka tarafından —– 27.09.2021 tarih ve —–yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap ve itirazların sunulduğunu,davacının hisse devir protokolünün (Şirket ortağı —– ile arasında imzalanan) müvekkili banka alacağı açısından bağlayıcılığının olmadığını, davacının müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla Kredi Genel Sözleşmesini imzaladığını, Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesinin içeriğinde de belirtildiği üzere—— Alacaklı Kuruluşlar ile Borçlu ve Müteselsil Kefiller arasında akdedilmiş olan kredi sözleşmelerinin geçerliliğini ortadan kaldırmamakta olduğunu, bu sözleşmenin imzalanmasının kredi borçlusu veya müteselsil kefilin
kredi sözleşmelerinden doğan borçlarını hiçbir şekilde ertelendiği, yenilendiği ve borçların nakledildiği anlamına gelmediğini,asıl borçlu şirket tarafından müvekkili banka ile akdedilen Kredi Sözleşmesinin teminatında herhangi bir ipotek /rehin bulunmadığını, bu nedenle kefiller hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:
—– esas sayılı dosyasının UYAP içeriği, Hukuk Uyuşmazılıklarında Arabuluculuk Son Tutanağı, Nüfus Kayıtları, Genel Kredi Sözleşmesi, Banka Kayıtları, İhtarnemeler, Bilirkişi Raporu, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, 6098 Sayılı TBK’nin 601.maddesi Gereğince Kefaletin Sonlandırılması ( Genel Kredi Sözleşmesine Kefaletten Kaynaklanan) İstemine İlişkindir.Mahkememize tevzi edilen ve yukarıdaki esasa kaydı yapılan basit yargılama usulüne tabi işbu dava üzerine mahkememizce usulü işlemler yerine getirilerek duruşma açılmış , taraf teşkili sağlanmış ve tahkikat işlemlerine başlanmıştır. Ne var ki, Anayasa’nın 141/4 ve 6100 Sayılı HMK’nin 30.maddesi gereğince usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek 6100 sayılı HMK’nin 114 ve 115. maddelerinde bulunan düzenleme kapsamında dava şartlarına yönelik yapılan ayrıntılı inceleme ve değerlendirme sonucunda aşağıdaki hüküm sonuca ulaşılmıştır. Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu değildir. Bu kapsamda öncelikle dosyanın usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek görev yönünden incelenmesi ve sonuçlandırılması gerekmiştir. 6102 sayılı TTK’nin 4/1-f maddesinde ‘ Bankalara ,diğer finans kurumlarına ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır’ hükmü bulunmaktadır. ——sayılı kararının 1.maddesinde bu bentten kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere “…d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde—— numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına, bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkur mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine, karar verilmiş olmakla—— yargı çevresi bakımından genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan işbu davada —– tarafından görevlendirilen ——. Asliye Ticaret Mahkemeleri finans ihtisas mahkemesi olarak görevli hale gelmiştir. Somut olayda davalı banka bir finans kuruluşu olup, 6102 sayılı TTK’nın 4/1-f maddesi gereğince ticari bir uyuşmazlık olan işbu dava açılış tarihi itibariyle belirtilen ihtisas mahkemelerinin görev alanınında kalmaktadır. Yukarıdan beri açıklanan hususlar muvacehesinde; 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle ; davanın, 6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; davanın, 6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nin 1, 114/1-c ve 6102 Sayılı TTK’nin 4/1.f maddeleri uyarınca görevli mahkemenin ——ASLİYE TİCARET MAHKEMELERİ (Finans İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; veya kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının görevli ——-Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nin 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde mahkememizce bu durumun tespiti ile dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından resen davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine, Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle——Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.