Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/594 E. 2022/77 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/594 Esas
KARAR NO: 2022/77
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ: 01/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan müvekkili tarafından teslim edilen —-davalı tarafından işletilmesini konu alan, bakım ve işletme sözleşmesine davalı şirket tarafından aykırı davranılmış olması neticesinde davalı/alt işverenin, gerek işçileri tarafından açılmış ve —- geçerek kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden, icra baskısı altında müvekkili şirket tarafından davalı şirket işçilerine üst işveren sıfatıyla ödenmek zorunda kalınan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, ücret, yıllık izin ücreti, mahkeme vekalet ücreti, icra vekalet ücreti, yargılama giderleri harçlar ve bunların işlemiş faizlerinden, gerekse de halihazırda derdest olan işçilik alacakları davalarından sonra oluşabilecek benzer riskler nedenleriyle müvekkili şirketin ödeme yapmak zorunda kalması dikkate alınarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacak tutar ıslah edilmek üzere şimdilik —- her bir dosyaya ödenme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan rücuan alınarak davacı müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketteki çalışma sürelerine uygun olarak —– amir hükümleri gereği ihbar sürelerine riayet edildiğini ve bu sürelerin ilgili çalışan tarafından kullanıldığını, haricen yıllık izin, prim, fazla mesai, ücret alacağı ve var olması halinde sair tüm işçilik alacakları hak edişlerine uygun olarak müvekkili tarafından ilgili işçiye ödendiğini, müvekkili tarafından yapılan bu ödemelerin tekraren müvekkile yansıtılmaya çalışılarak rücu talebinde bulunulmasının imkansız ve kötü niyetli olduğunu, talep tarihleri ile işten ayrılış tarihleri karşılaştırıldığında işçilerin işten ayrılış tarihlerinin, müvekkil şirketten ayrıldıktan sonra olduğunu, buna göre iş akdinin feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmaması —-nemli olacağına göre, işçilerin yalnızca son işverenleri ve asıl işverenin sorumlu olacağının gözetilmesi gerekeceğini, zira müvekkili bakımından herhangi bir kesintisiz çalışma olgusunun söz konusu olmadığını, işçi-davacılar asıl işveren bünyesindeki çalışmaları yönünden talepte bulunduklarını, müvekkilin taşeron olarak çalıştığı sürecin işçilerle karşılıklı mutabakatla ve yasaya uygun olarak tasfiye edildiğini, bu halde de müvekkilinin herhangi bir kıdem hesabından ve ferisi olarak faiz, yargılama gideri yahut vekalet ücretinden sorumluluğu doğmasının mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba karşı beyan dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki aynı ticari ilişki sebebiyle —- sayılı dosyasında görülen dava ile iş bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması sebebiyle her iki dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
—– sayılı dosyasının —– dosya arasına alınmıştır.
—- dosyalarının —–arasına alınmıştır.
—– alınmıştır.
— Noterliğine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, taraflar arasında akdedilen — tarihli hizmet sözleşmesi uyarınca tarafların edimlerini eksiksiz yerine getirip getirmediği, — dosyada yapılan yargılamaya bağlı olarak davacının işçilik alacağından doğan takas ve mahsup iddialarının haklı olup olmadığı, sonuç olarak HMK 107 maddesi uyarınca şimdilik —-bedelli açılmış alacak davasıdır
Mahkememizin — esas sayılı dosyası ile— incelenmesinde; dava konusunun her iki davada da taraflar arasında akdedilen —-tarihli hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, iş bu davamız davacısının birleştirme talep edilen dosyanın davalısı olduğu, yine davamız davalısının birleştirme talep edilen dosyanın davacısı olduğu anlaşılmakla davaların birlikte görülmesi usul ekonomisi açısından uygun olacağından her iki dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla dosyaların 6100 sayılı HMK madde 166 gereğince birleştirilmesine ilişkin karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin işbu dava dosyası ile, —-arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla; işbu dava dosyasının —- 6100 sayılı HMK madde 166 gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE ve yargılamaya — üzerinden devam edilmesine,
2-Mahkememiz dosyasının esasının bu şekilde kapatılmasına, dosyanın birleştirilen —— dosyasına gönderilmesine,
3-6100 sayılı HMK madde 331 gereğince yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyadan verilecek nihai karar ile takdir edilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, birleştirilen dosyadan verilecek nihai karar ile birlikte ——– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022