Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/582 E. 2023/841 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/582
KARAR NO : 2023/841

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 29.12.2015 tarihinde Hekimlik Hizmetleri Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca, müvekkili şirketin ortaklarından dava dışı Opr.Dr. —-kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak 2016, 2017,2018, 2019 ve 2020 seneleri arasında davalı şirkete ait —–Hastanesinde hizmet verdiğini, söz konusu sözleşmeye göre, davalı şirketin müvekkiline her ay bir avans ödemesi yapacağını, bu avans ödemelerine istinaden müvekkilince her ayın 18 inden sonra sabit tutarlı bir fatura kesileceğini, davalı tarafından birkaç ayda bir hak ediş raporu düzenleneceğini, davalı tarafça ödenen avans ödemelerinin ilgili ayın hak edişinden düşülerek müvekkiline ödeneceğini, sözleşmeye istinaden düzenlenen aylık sabit faturaların 2016 yılı için 15.000,00 TL, 2019 yılı için 21.600,00 TL, 2020 yılı için ise 3.000,00 TL olduğunu, uzun yıllar taraflar arasındaki iş ilişkisinin bu şekilde devam ettiğini, ancak davalı şirketin, müvekkilinin son dönemki hak edişini onaylamadığını, müvekkilinin fatura kesmesine izin vermediğini, hizmet bedelinin de davalı tarafça müvekkiline müvekkilinin cari hesap kayıtlarına göre davalı taraftan 123.836,10 TL alacaklı olduğunu, davalı tarafın bu borcu ödememesi üzerine, —-İcra Müdürlüğü’nün —-sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın ise kötü niyetli olarak söz konusu takibe itiraz ettiğini beyan ederek, davalı tarafın haksız olarak —– İcra Müdürlüğü—–. sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın 45.000,00 TL’lik kısmının iptali ile takibin devamına, davalı tarafın kötü niyetli ve alacağın da likit olması sebebi ile davalı aleyhine %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, dava dilekçesinde son cari hesap ekstresine göre ve 2020 yılı sonu itibari ile müvekkilinin kendisine 123.836,10 TL borcu olduğunu iddia ettiğini, aynı dilekçesinde icra takibine yapılan itirazın 45.000,00 TL’lik kısmına iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ettiğini, bu sebeple davacının iddiası ile talebinin çeliştiğini, müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, sözleşme konusu hak edişleri için kesilen faturaların tamamının müvekkilince ödendiğini beyan ederek davacının haksız davasının reddi ile itirazın iptali talebi ile icra inkar tazminatının reddine karar verilmesini, davacı aleyhinde icra takibine konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masraflarının davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
—–. İcra Müdürlüğünün—–sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Davacı şirkete yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—-Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—–Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Hekim bilirkişi, tıp hukuku alanında sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye bağlı olarak tarafların edimlerini eksiksiz yerine getirip getirmediği hususlarının aydınlatılmasına bağlı olarak davalı tarafça —– İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın 45.000,00 TL’lik kısmı yönünden iptali davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi,—- İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı takip sayılı dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Davacı tarafça—-. İcra Müdürlüğünün—– esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada, ön inceleme duruşmasında, davanın mahiyeti, miktarı, HMK 202 ve devamı maddelerine ilişkin ispat kuralları, karşı tarafın tanık dinlenmesine açıkça muvafakat etmemesi nedenleri ile tanık dinlenmesine yer olmadığına karar verilerek yargılamaya devam olunmuş, dosya, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak hekim bilirkişi, tıp hukuku alanında sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; defter incelemesinde tarafların defterlerini hazır bulundurduğu, 11.04.2022 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge ve ibraz edilen ticari defterler ışığında, tarafların ibraz ettiği ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defter kayıtlarında, 31.12.2020 tarihi ve yine 27.04.2021 takip tarihi itibariyle davalı yandan kaydi olarak 123.836,10 TL alacaklı göründüğü, davalının ticari defter kayıtlarında, 31.12.2020 tarihi ve yine 27.04.2021 takip tarihi itibariyle davacı yana kaydi olarak 0,03 TL borçlu göründüğü, tarafların BS-BA formlarının birbiri ile uyumlu olduğu, davalı yanca davacıya 119.571,92 TL banka havalesi ve çekle yapılan ve de ilgili belgeleri ibraz edilen ödemelerin davacının ticari defter kayıtlarına işlenmediği, yine davacının ticari defter kayıtlarında bulunmayan toplam 4.264,19 TL mahsup ve virman işleminin davacı nezdinde davalının hastanesinde görev yapan doktorun kendisi ve yakınları için davalının hastanesinde verilen sağlık hizmetlerine ilişkin olduğunun bilgisinin verildiği, bu hususun takdir ve kararının Mahkemeye ait olduğu, davalı vekili tarafından son dönem ödemesi yapılmamıştır ifadesinin olduğu, bu durumda davacı tarafından son dönem düzenlenmemiş faturanın 2020 yılı Eylül dönemine ait olup 11.500,03 TL olabileceği, bu dönemde davacı nezdindeki doktorun davalıya bağlı hastanede çalıştığına ilişkin bir belgeye dosyada rastlanmadığından, 2020 Eylül ayı ile ilgili ve sonrası için bir kanaat oluşturulamadığı, muhasebesel açıdan tüm belge ve ticari defter kayıtları değerlendirildiğinde, davacının ticari defter ve kayıtlarında olan ve davalının ticari defter ve kayıtlarında olmayan ve de belgeleri sunulmayan 4.264,14 TL mahsup ve virman işleminin davalı yandan talep edilebileceği, davacının davalı yandan 27.04.2021 tarihli takip tarihli talep edebileceği tutarın kaydi olarak 4.264,17 TL olduğu rapor edilmiş olup, taraflarca sunulan rapora itirazların değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, itirazlar irdelenerek sunulan ek rapora göre, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve kanaatleri ile kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu rapor edilmiştir.
15.11.2022 tarihli celsede, dosya kapsamına, mahiyeyine, sunulan beyan ve itiraz dilekçelerine göre yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verilmiş, dosya, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek önceki bilirkişi heyetinden farklı, hekim bilirkişi, tıp hukuku alanında sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilmiş; 23.02.2023 tarihli bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında 30.12.2015 tarihli ve 2 yıl belirli süreli Hekimlik Hizmetleri Sözleşmesinin akdedildiği, sözleşme gereğince, dava dışı Dr.—– davalı —– Hastanesi’nin Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünde doğrudan veya dolaylı tıbbi faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirilecek olan teşhis, tanı, tedavi, konsültasyon ve benzeri tıbbi hizmetleri vereceği, davalının hizmet verecek hekim için hesaplanan tüm hak edişleri fatura karşılığı ödeyeceği, sözleşme hükümleri nazara alındığında taraflar arasındaki sözleşmenin sürekli eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, celbedilen BA-BS formları ve ticari defter kayıtlarına bakıldığında, kesilen faturalar bakımından birbiri ile uyumlu olduğu, tarafların ticari defterlerinde borç kayıtları birbiri ile uyumlu olmakla beraber, alacak kayıtlarının birbiriyle uyumsuz olduğu, buna göre davalının ticari defterlerinde yer alan toplam 64.057,92 TL banka üzerinden yapılan ödeme, toplam 55.514,00 TL’lik çekle ödeme ve toplam 4.264,19 TL takas mahsup kaydının davacının ticari defter ve kayıtlarında yer almadığı, dosya içerisinde davalının ticari defterlerinde kayıtlı toplam 64.057,92 TL’lik banka üzerinden yapılan ödemeler ile ilgili banka dekontu veya banka cari hesap kayıtlarının yer almadığı, mevcut verilerle ilgili ödemelerin, sadece davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması sebebiyle, davacının alacaklarından mahsup edilemeyeceği, davalının ticari defterlerinde kayıtlı toplam 55.514,00 TL’lik çekle yapılan ödemeler ile ilgili banka çek sorguları, çek suretlerinin yer almadığı, mevcut verilerle ilgili ödemelerin, sadece davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması sebebiyle, davacının alacaklarından mahsup edilemeyeceği, davalının ticari defterlerinde kayıtlı toplam 4.264,19 TL’ lik takas kaydı ile ilgili olarak, bir cari hesap beyanı ve zorunlu tıbbi kötü uygulama sigortası poliçesi bulunduğu, ilgili davalı alacaklarının davacının alacaklarından takas ve mahsup edilebileceği, tarafların ticari defter kayıtlarına göre 123.826,10 TL’ lik tutardan takas mahsup edilebileceği anlaşılan 4.264,19 TL çıkarıldığında, davacının takip tarihi itibarıyla 119.561,91 TL alacaklı olduğu, davacı daha az talepte bulunduğundan taleple bağlı olarak takip tarihi itibarıyla, 45.000,00 TL alacaklı olduğu rapor edilmiş olup, davalı tarafça sunulan rapora itirazların değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, itirazlar irdelenerek sunulan 18.06.2023 tarihli ek rapora göre, davalı vekili tarafından sunulan banka ödeme dekontlarının, çeklerin fotokopilerinin, çeklerin teslimine ilişkin davacının tahsilat makbuzları ile —–Çeki Takas PRVZYON dekontlarının incelenmesi sonucunda, davalı tarafından davacı tarafa banka kananıyla 64.037,92 TL, çek kananıyla 55.514,00 TL olmak üzere toplam 119.571,92 TL ödeme yapıldığı, davacının defterlerinde kayıtlı olmayan davacının defterlerinde kayıtlı olan 13.07.2018 tarihli 3.949,19 TL tutarlı mahsup kaydına ilişkin olarak davalı tarafça sunulan, rapora beyan dilekçesi ekinde, dayanak belge olarak, davalı şirket tarafından dava dışı kişilere düzenlenmiş 3 adet 3.949,19 TL tutarlı faturalar sunulduğu, faturaların kayıt edildiği cari hesap ekstresinde, “taahhüt hesabımda bulunan 3.949,19 TL aylık avans tutarından mahsup edilmesini rica ederim” şeklinde —-imzasının bulunduğu, davalının ticari defterlerinde kayıtlı toplam 4.264,19 TL’ lik takas kaydı ile ilgili olarak, bir cari hesap beyanı ve zorunlu tıbbi kötü uygulama sigortası poliçesi bulunduğu, ilgili davalı alacaklarının davacının alacaklarından takas ve mahsup edilebileceği, davalının ticari defterlerinde kayıtlı 64.037,92 TL tutarlı banka ödemesi, 55.514,00 TL tutarlı çek ödemesine ilişkin dayanak belge bulunduğundan, toplam 119.571,92 TL’in mahsup edilebileceğin kabulü halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olmayıp, davalı tarafa 0,01 TL borçlu olduğu rapor edilmiş olup, son sunulan 18.06.2023 tarihli ek raporun yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunması sebebiyle yeniden rapor alınması cihetine gidilmeyerek, raporlar arasında çelişkiden bahsedilemeyeceği, 2.bilirkişi heyetinin sunduğu kök ve ek rapordaki farklılığın, kök raporda irdelenmeyen hususların ek raporda irdelenmesi sonucunda oluştuğu, bunun ise çelişki anlamına gelmediği, her ne kadar davacı tarafça itirazın iptali isteminde bulunulmuş ise de, ticari defter ve kayıtlara, sunulan dekontlara ve delillere göre davacının alacağı olduğunun tespit edilemediği, ispat yükünün davacıda olduğu, TMK 6. maddesi hükmüne göre davacının ileri sürdüğü iddiaları ve alacağı olduğunu ispat etmesi gerektiği, davacının, davanın ispatına yönelik yeterli delilleri sunmadığı, bu hali ile davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.Öte yandan her ne kadar davalı tarafça davacıdan kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de takibin kötü niyetli olmaması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan kötü niyet tazminatının yasal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İİK 67/2. maddesindeki şartlar oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 149,31 TL harcın mahsubuyla bakiye 120,54 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.