Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/575 E. 2022/351 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/575 Esas
KARAR NO : 2022/351

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 21/09/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —— aktedilen kredi sözleşmesine istinaden adı geçen— açıldığını ve kullandırıldığını, diğer davalıların ise sözleşmeyi — olarak imzaladığını, sözleşme hükümlerine uymayan borçluların sözleşmesinin — — ihtarnamesi ile söz konusu borcun ödenmesi gerektiğinin borçluya bildirildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine borçlular hakkında—- sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ilamsız icra takibine başlatıldığını, davalıların bankaya olan borçlarının devam etmekte olduğunu, dosya alacağının —- olduğundan takip tarihi ile dava —-kefaletinden kaynaklı bakiyenin tahsil edildiğini, işbu tahsilatın yapılmış olmasına — kaynaklı sorumluluğu devam etmekte olduğundan , tazmin edilen kısma ilişkin tahsilat sorumluluğunun devam ettiğini, bu nedenle takip tarihi itibariyle doğmuş olan alacak üzerinden dava açılması zaruretinin mevcut olduğunu, açılan icra takibinde talep edilen faizlerin tamamen usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili duruşma ve aşamalarda benzen şekilde davanın kabulüne karar verilmesini beyan etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı——– vekili cevap dilekçesinde özetle;————ihtarnamelerinin tebliğ edilmediğini, ihtarnamelerden ancak İcra takibi ile haberdar olunduğunu, takip başlatabilmesi için usulüne uygun şekilde hesap kat ihtarnamesi gönderilmesinin gerekmekte olduğunu, ihtarname usulüne uygun tebliğ edilmediğinden muacceliyet şartının yerine getirilmediğini, müvekkil tarafından taşınmazların bankaya devredildiğini—- aracılığı ile tahsilatlar yapılmasına rağmen bunların hiçbir şekilde hesap özetlerine yansıtılmamasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, faiz oranının fahiş olduğunu, bu nedenle bilirkişi incelemesi ile sözleşmeden kaynaklanan faiz alacağını aşan tutarların tespiti gerektiğini ileri sürerek davanın reddine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir. Davalı vekili duruşmalarda ve aşamalarda benzer şekilde ve gerekçelerle davanın reddine karar verilmesini istemişitir.
Davalı —– tarafından ise, 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Yargılama sırazında Davalı vekili tarafından vekaletname ibraz edilerek, katıldığı duruşmada davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLER : ———- dosyası, Hukuk Uyuşmazlıklarında—–Sözleşmesi ve ekleri, —– yevmiye nolu ihtarnamesi,—-, —-ve dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Bankacılık işlemlerinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 316 ilâ 322 maddeleri gereğince Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davet ve teşvike rağmen duruşmada hazır bulunun taraf vekillerinin sulh yoluna gitmek istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve inclemeleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin ve davalı ——— vekilnin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas ——— esas sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanaklarına göre de her iki davalı yönünden ayrı ayrı zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlığa konu olayda——- dosyasından dava dışı şirket ve davalılar hakkında genel kredi sözleşmesine ve işbu sözleşmeye müteselsil kefalete bağlı olarak borçlu sıfatıyla icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itirazlar üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu verilmesi için bankacılık konusunda uzman nitelikli hesaplamalar uzmanı bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi — tarafından dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu raporda özetle ve mealen; davacı banka ile asıl borçlu—–imzalandığı ve davalıların sözleşmeye müteselsil kefil olarak imza attıkları, şirkete sözleşme kapsamında toplam 294.691,08 TL taksitli ticari kredi kullandırıldığı, ticari kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği ve davalıların temerrüte düştüğü, davacı bankanın takip tarihi itibariyle toplam — olduğu, yıllık % 29 faiz ve ——— talep edilebileceği yönünde yönünde tespit, hesap ve görüş bildirildiği görülmüştür. Bilirkişi — tarafından hazırlanan rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve bilirkişi raporuna karşı sunulan beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamıyla tamamen uyumlu olduğu, davalıların genel kredi sözleşmesine müteselsil kefil oldukları ve aynı zamanda davalı —– kredi sözleşmesinin asıl tarafı şirketin — müdürü; diğer davalının da kredi tarihi itibariyle şirketin ortağı olduğu, davalıların şirkete olan şahsi kefaletlerin hukuken geçerli olduğu, genel kredi sözleşmesi ve ticari kredi hesabının bankaca kat edildiği ve krediye ve takibe konu borcun ödenmediğinin sabit olduğu ve böylece davacı bankanın davasını, TBK. 581 vd. göre TMK’nın 6 ve HMK’nın 190. maddeleri nazarında usulüne uygun olarak ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh, dosyaya mübrez bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davanın kabulü ile, davalı-borçluların—– Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazlarının iptali ile icra takibinin aynen aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalılar da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalıların itirazlarının haksızlığına karar verildiğinden ve taraflar yönünden alacak/borç likit//muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan 65.179,00 TL icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1-2 maddesi gereğince davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava——- davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1- )Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’ nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçluların———-sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazlarının İPTALİ ile icra takibinin aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’ nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle; asıl alacağın — % 20’si — tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar kanunu gereğince alınması gereken ve davacı banka harçtan muaf olduğundan başlangıçta harç alınmadığı da gözetilerek 23.368,88 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile ——-arabuluculuk ücretinin davalı ——– alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ———- ücretinin davalı ———alınarak hazineye irad kaydına,
7-)Davacı tarafından yapılan 132,50 TL posta masrafı ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 932,50 ‬TL yargılama giderinın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 32.397,04 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı —– vekilinin yüzlerine karşı, davalı —–vekilinin yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.