Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/532 E. 2021/630 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/532 Esas
KARAR NO: 2021/630
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/09/2021
KARAR TARİHİ: 20/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; —– tayini çıktığından davalıya ait evi eşyalı olarak kiraladığını, yapılan sözleşme gereğince iki kira bedeli elden ödenmek suretiyle davalıya teslim edildiğini, daha önceden kiraya verdiği kişilerin davalıyı zor duruma düşürdüğünü beyan eden davalının, evi tahliye ettiğinde iade etmek üzere teminat senedi istediğini, —— iline tayininin çıkması nedeniyle evi tahliye ettiğini ve bu durumu ise davalıya mesajla bildirdiğini, bu durumu davalının kabul ettiğini, evi kiraya çıkardığını, emlakçıya kiralamak isteyenler yönünden muvafakat bile ettiğini, daha sonraki süreçte kiracı bulunması sebebi ile evi tahliye ettiğini, ancak evi kötü kullanmadığı halde davalı ile iyi ayrılmak adına daha önceden yatırılmış olan depozitoyu bile almadığını, davalıdan evi kiralarken vermiş olduğu teminat senedini geri iade etmesi istendiğinde birçok bahaneler ile evdeki mevcut eşyaların zarar görmesi gerekçe gösterilerek teminat senedini iade etmediğini, alınan senedin kira borçlarına ilişkin olduğunu, tüm kira bedellerinin banka üzerinden eksiksiz ödendiğini, davalının kendisinin borcu olmamasına ve senedi iade etmesini istemesine rağmen senedi iade etmeyerek söz konusu senedi icraya koyacağı tehdidinde bulunduğunu, bu durumun kendisini maddi olarak zarara sokabileceğini, bu bakımdan öncelikle belirtilen senedin davalı veya üçüncü kişiler tarafından icraya konu edilmesi halinde mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilerek ödenmesinin önüne geçilmesine, akabinde bahse konu ——- bedelli senet açısında borçlu olmadığımın tespiti ile bonunun iptaline, tüm yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava kiralanan taşınmaza teminat senedi olarak verilen bono sebebiyle menfi tespit ve kıymetli evrakın iptali istemli davadır.
—-,bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun —- bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun —- hükmünce ticari sayılan davalara, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
—–göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır.
— maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, —— göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine, ya da re’sen gözetilmesi gerekir.
—— ilamında: “Yargılama konusu olayda: Dava, kira sözleşmesine dayalı olarak kira süresi için teminat sağlaması amacıyla verildiği iddia edilen teminat senedinin iptali davasıdır.
Davalı kira sözleşmesine taraf olmadığını ve kendisine senet verilmediğini savunmuştur.
Mahkeme davacının dava dışı —— tarafından düzenlenen kira sözleşmesinin teminatı olarak senet verdiğini ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
Her ne kadar davalı kira ilişkisini kabul etmemiş ve teminat senedi verilmediğini savunmuş ise de davacı teminat senedinin kira ilişkisi kapsamında verildiğini iddia ettiğinden kira ilişkisinin ve teminat senedinin varlığı ile iadesi gerekip gerekmediği hususunun Sulh Hukuk Mahkemeleri tarafından değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla HMK’nın 4/1-a maddesi gereğince davaya bakmak görevi Sulh Hukuk Mahkemesine ait olup ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı, davanın açıldığı mahkemenin görevli olmadığı, görevli mahkemenin HMK 4. Madde gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin resen gözetilmesi gereken emredici usul kural olduğu, istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve anılan içtihat ışığında somut olaya gelindiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kiralanan taşınmaza teminat senedi olarak verilen bono sebebiyle menfi tespit ve kıymetli evrakın iptali istemli dava olduğu, taraflar arasındaki kira ilişkisinin ve teminat senedinin varlığı ile iptali gerekip gerekmediği hususunun Sulh Hukuk Mahkemeleri tarafından değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin —– Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 138. Maddesi Gereğince: ”(1) Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. ”
Ayrıca her ne kadar iş bu dosyaya henüz ön inceleme günü tayin edilmemiş ise de usulen dinlenmesi mümkün olmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, dava şartlarının hakim tarafından yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gerektiğinden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin —– Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan —— Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına —— bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Süresinde başvuruda bulunulması halinde yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
6-Davacının tedbir talebinin görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——Adliye Mahkemesi —-nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/09/2021