Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/530 E. 2022/217 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/530 Esas
KARAR NO : 2022/217

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, alacağının——- tarihinde — — sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 19.01.2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini ve süresi içinde borçlu şirketçe borca itiraz edilerek icra takibinin durdurulduğunu, dava şartı olması sebebi ile zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılamadığını, davalının müvekkile aralarındaki 2017 yılından bu yana süregelen ticari ilişki sebebiyle toplamda 11.937,53 TL cari hesap alacağından kaynaklı borcu bulunduğunu, arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz olarak katılmayan davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesini, borçlu şirkletin itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile icra takibi ile talep edilen 11.937,53 TL için haksız ve dayanaksız itirazın iptaliyle takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davalının müvekkil şirkete %20’den aşağıda olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine,vekalet ücretinin ve Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A-11 uyarınca yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı duruşmalara katılmamış; kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : —-, Bilirkişi Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞELENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nın 67.maddesi gereğince İtirazın İptali ve Tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK.’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, duruşmada davacı vekilinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davaya esas— getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca tarafların bağlı bulunduğu —- yazılarak — celbedilmiştir.- Dosyaya mübrez — tutanağına göre de zorunlu— şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde; “(Değişik fıkra: — talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin,— davalı-borçlu hakkında satış/hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturalara bağlı olarak— hesap ilişkisi gereğince bakiye alacak için icra takibi başlatıldığı ,ödeme emrine karşı yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, davalı şirket davaya cevap vermediğinden iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı tarafından gösterilen ve resen toplanması gereken deliller toplanmış ve inceleme gün ve saati belirlenerek davalı şirkete de ihtaratlı davetiye gönderilerek tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Öncelikle belirlenen inceleme gün ve tarihinde davalı şirket tarafından ihtarlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen ticari defter ve belgeleri mahkememize ibra edilmemiştir. Mahkememiz ara kararı gereğince davacı vekilinin beyanı üzerine davacı şirketin —- merkezinin bulunduğu —— yazılarak davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor tanzim ettirilmesi istenmiştir. — dosyasından alınarak mahkememize gönderilen bilirkişi — raporda özetle mealen; davacı şirket kayıtlarının TTK ve VUK hükümlerine uygun şeklide tutulduğu ve buna göre davacı defterlerinin davacı lehine delil vasfı taşıdığı, davacı kayıtlarına göre takip ve dava tarihi itibariyle davalının —- olduğu olduğu yönünde tespit ,hesap ve görüşlerini içerir rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak rapora karşı herhangi bir itiraz öne sürülmemiştir. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede davalı tarafın icra dosyasına genel ve soyut bir itirazda bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkiyi inkar etmediği, takibe dayanak faturalar ve açık hesap ilişkine dair hiçbir açıklama yapmadığı gibi ödemeye ilişkin bir bilgi ve belge de sunmadığı, ihtarlı davetiyeye rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı ticari defterlerinde aynen kayıtlı olan ve ödemeye ilişkin belge sunulmayan alacağın sabit kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür. Binaenaleyh davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ile HMK’nın 190, 222/3 maddeleri gereğince mevcut bilirkişi raporu ve anılan diğer durum ve deliller karşısında açıkça ispatladığı sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun da gerekçeli, dosya kapsamıyla uyumlu, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kabul ve takdir edilerek davanın niteliği gereği icra takip dosyası ve taleple bağlılık ilkesi, tarafların tacir sıfatına göre faiz tür ve oranı da gözetilip denetlenerek davacının davasının kabulü ile davalı-borçlunun — takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa (– itibaren yıllık %10,00 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden icra takip dosyası, faturalar—– bilirkişi raporu itibariyle mevcut alacak/borç likit/muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın—- icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi —–gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —-dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa ( 11.937,53 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %10,00 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan 2.387,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 815,45 TL karar ve ilam harcının 144,18 TL peşin harç ile icra dosyasında yatırılan 59,69 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 611,58 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile—- bütçesinden ödenen –ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 144,18 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 72,10 TL posta masrafı, 750,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.034,08 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket temsilcisinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.