Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/53 E. 2022/218 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/53 Esas
KARAR NO: 2022/218
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ: 27/01/2021
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından işyeri ——- işyerinde meydana gelen hırsızlık olayından dolayı ödenen tazminatın işyerinin güvenlik hizmetini üstlenen davalı şirketten rücuan tahsilinin talep edildiğini, TTK 4/1 maddesi kapsamında sigortalı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan — gereği aradaki ilişki her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması nedeniyle ve halefiyet ilkesi gereği huzurdaki davada — görevli olduğunu, ——- sigortalı — adresinde faaliyet gösteren işyerinin risklerini teminat altına aldığını, — sigortalı işyerindeki malların kimliği belirsiz kişiler tarafından çalındığını, davalı—- saat esasına göre hizmet vermekte olup olay günü —- personelinin çalışması gerekirken, personellerden —- görev yerini terk ettiğini, diğer personel —- gerekli bildirim, —– yerine getirmediğini, davalı şirketin meydana gelen zararın tamamından sorumlu olduğunu, davalı şirket çalışanı güvenlik personeli—- verdiği ifadesinde görev yerinde bulunmadığını açık ve net bir şekilde kabul ettiğini, yapılan incelemeler, resmi tutanaklar ve kamera kayıtlarının izlenmesine göre; hasarın vade kapsamında gerçekleştiğini, sigortalıya atfedilebilir bir kusur ya da tazminat etki edecek kasıt gibi mefhumun bulunmadığını, hasarın yakın sebebinin “selahiyetli olmaksızın sıfat takımarak hırsızlık” ve “bina kepengi ile soğuk hava deposu kilidi zorlanarak hırsızlık” olduğunun belirlendiğini, toplam—- tutarında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, müvekkil şirketin sigortalısına — tutarında hasar tazminatı ödemek zorunda kaldığını, takip konusu alacağın likit olduğunu, İİK madde 67. hükmü gereğince, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini ileri sürerek davalının malvarlığı üzerine öncelikle teminatsız, aksi takdirde uygun bir teminat karşılığında ihtiyali haciz konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davalının icra takibine vaki haksız itirazlarının iptali ile takibin — üzerinden; icra inkar tazminatı, ticari faiz, yargılama harç ve masrafları eklenerek birlikte devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın dayandığı ekspertiz raporunun kesinlikle kabul edilebilir olmadığını, ekspertiz raporunda kasa ve koli adedinden bahsedildiğini ve dayanak olarak kamera kayıtlarının delil olarak gösterildiğini, bu kayıtların mahkemece incelenmesinin gerektiğini, değerlendirilen kiloların et/tavuk oranları olduğunu, bu oranlamaya ve kabul anlamına gelmek kaydıyla, firmada yer alan —- — dikkate alındığını, bu tarihler ve sonrasında firmadan satış yoluyla çıkarılan miktarın tespitine de itiraz ettiklerini, et fabrikasına giriş yapan araca zamanında müdahale yapıldığını, bu müdahaleye rağmen olaya karışan faillerin silahlı olduklarını, olayı, müvekkil şirket görevlisi olan —- fark ettiğini, fakat kendisinin silahlı olan bu kişiler tarafından canıyla tehdit edilmek suretiyle engellendiğini, davaya konu olay gerçekleştiğinde de aynı müdahalenin yapıldığını ve aracın başına gidilerek izinsiz girilemeyeceği, ne maksatla geldiklerinin kendilerine sorulduğunu, güvenlik görevlilerinin silahlarının bulunmadığını ve bu olayın silah kullanmak suretiyle dahil olan failleri işten erken ayrılan personelin önleyebileceği bir —– bulunmadığını, fabrikaya giren araçların kayıtlarının yapılmadığı ve denetlenmediği iddiasının ise diğer tüm iddialar gibi mesnetsiz bir iddia olduğunu, faillerin organize ve silahlı bir şekilde olay yerine geldiklerini, ihtiyati haciz talebinin ve haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: —– Bilirkişi Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca davacı sigorta şirketinin sigortalısının haklarına halef olması sebebiyle—- kapsamında işyerinden hırsızlık nedeniyle sigortalısına ödediği tazminatın davalı güvenlik şirketinden rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, duruşmada davacı vekilinin ve ihbar olunan gerçek kişilerin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davaya esas —– dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin talebi üzerine dava 6100 Sayılı HMK’nın 61 vd. maddeleri gereğince güvenlik görevlileri olan —- ihbar edilmiş ve duruşmada beyanları alınmıştır. İhbar olunanların davaya katılma—- talepleri olmamıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde; —-Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın — yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin, — dosyasından davalı-borçlu hakkında dava dışı sigortalı —- kapsamında ödenen tazminatın rücuen tahsili icra takibi başlatıldığı , ödeme emrine yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, taraflarca gösterilen deliller ve getirtilmesi gereken bilgi ve belgeler getirtilmiş ve uyuşmazlığın niteliği gereği dosya kusura ilişkin güvenlik konusunda rapor düzenlenmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi —- tarafından dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle mealen; meydana gelen hırsızlık olayında yeterli güvenlik önlemi almaması nedeniyle davalı şirketin % 100 kusurlu sayılması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilerek beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Mahkememizce bu kapsamda yapılan değerlendirmede bilirkişi raporu ve olayın objektif özellikleri ve ihbar olunan güvenlik görevlilerinin beyanları ile emniyet tarafından tutulan olay yeri inceleme tutanağı birlikte değerlendirildiğinde güvenlik hizmetinin temel amacının can ve mal güvenliğinin sağlanması olması ,olayda mal güvenliğinin ön plana çıkması ve yaşanan hırsızlık hadisesine göre işbu görevin yerine getirilemediği, olayda sorumluluktan kurtulmayı gerektirir hiçbir hukuki durum da bulunmadığı anlaşılmakla doğan zarardan davalı şirketin sorumlu olacağı ortadadır. Öte yandan dava konusu olayda meydana gelen hırsızlık olayında sigortalının zararı davacı sigorta şirketi tarafından yaptırılan ve kapsamlı ve gerekçeli olduğu değerlendirilen — tarafından hazırlanan rapora dayanmaktadır. Bilindiği üzere sigorta eksperleri—– bağımsız ve tarafsız gerçek veya tüzel kişiler olup, sigorta eksperliği ruhsatına sahip ve levhaya yazılı olanlarca yapılabilmektedir. Ayrıca ekspertiz raporları delil niteliğindedir. Dolayısıyla zarara ilişkin hazırlanan işbu rapor mahkememizce piyasa şartlarına göre kadri maruf bulunmuştur. Kaldı ki sigorta şirketlerinin hasar ihbarı üzerine ödeme yapmaları için getirilen yasal düzenlemeler yanında sigorta şirketlerinin sigortalıya yersiz veya fazla ödeme yaptıklarını veya yapacaklarını söylemek/savunmak hayatın olağan akışına ve sigortacılık sektörünün işleyişine ve amacına da uygun bir yaklaşım olmayacaktır. Filhakika zarar yönünden çalınan malın —-olmasına göre fiyatlandırmanın zorluğu karşısısnda usul ekonomisi ilkesi ve tarafların dürüst davranma yükümlülükleri de gözetilerek ayrı bir tespit ve bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir. Binaenaleyh, davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ile HMK’nın 190, maddeleri gereğince mevcut bilirkişi raporu ve anılan diğer durum ve deliller karşısında açıkça ispatladığı sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davanın niteliği, icra takip dosyası ve taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek davacının davasının kabulü ile, davalı-borçlunun —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin asıl alacağa —-takip tarihinden itibaren yıllık —yasal faiz işletilmek suretiyle takibin— üzerinden devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda davanın ve talebin haksız fiil niteliğinde hırsızlık olayına dayanması, hüküm sonucuna yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu ve mahkememizin hukuki takdir ve değerlendirmesi sonucunda ulaşılması karşısında davalı-borçlu yönünden mevcut alacak/borç likit/muayyen olmadığından İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebi ise dinlenmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6 100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun — sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa — takip tarihinden itibaren yıllık— yasal faiz işletilmek suretiyle takibin — üzerinden DEVAMINA,
3-)Davacının,2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.870,46 TL karar ve ilam harcının 967,62 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 2.902,85 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 967,62 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 397,50 TL posta masrafı, 700,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.132,92 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 8.165,85 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve ihbar olunanlar ——yüzlerine karşı, davalı vekilinin yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkem———- —— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2022