Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/511 E. 2022/25 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/511 Esas
KARAR NO : 2022/25

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2021
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında——- akdedildiğini, sözleşme süresinin ise Sözleşmenin ”D. Sözleşme Geçerlilik Süreleri” başlıklı maddesinin D.1. maddesine göre 12 ay yani 1 yıl olduğunu, diğer bir ifadeyle sözleşmenin sona erme tarihinin —- olduğunu, işbu sözleşmeye göre müvekkili şirketin davalı şirkete—– hizmeti vermesi, davalı şirketin ise müvekkil şirkete aylık 4.000 TL (KDV hariç) hizmet bedeli ödemesi gerektiğini, müvekkili şirket davalı şirkete sözleşmeye uygun şekilde hizmet vermesine rağmen davalı şirketin yalnızca iki aylık hizmet bedelini ödediğini ve fakat diğer hizmet bedellerini ödememeye başlamadığını, bunun üzerine müvekkili şirket yetkilisi tarafından davalı şirket yetkilisine hem sözlü hem de yazılı olarak sözleşmeye uygun şekilde hizmet bedellerinin ödenmesi gerektiğinin, aksi takdirde sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedileceğinin ve davalı şirketin sözleşme bakiye süre bedelinden sorumlu tutulacağı defalarca ifade edildiğini, müvekkili şirketin tüm bu sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen davalı şirket sözleşmeyle üstlenmiş olduğu edimini aylarca yerine getirmediğini ve ödemesi gereken hizmet bedellerini ödemediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin sözleşmenin D.2 maddesine göre davalı şirkete hizmet vermeyi—– ayı itibariyle durdurduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketten hizmet aldığı süre çerçevesinde dört aylık hizmet bedeline tekabül eden 16.000 TL’ yi müvekkili şirkete ödemediğini, bu nedenle anılan dört aylık hizmet bedelinin ödenmesinden sorumlu olduğunu, Bunun yanında davalı şirketin müvekkili şirketin sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesi nedeniyle de sözleşmenin altı aylık bakiye hizmet bedeli olan 24.000 TL’ den de sorumlu olduğunu, çünkü sözleşmenin —- maddeleri gereği sözleşmenin 1 yıldan önce feshedilmesi halinde bakiye süre hizmet bedelinin müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, Bu bağlamda davalı şirketin 16.000 TL hizmet alınmasına rağmen ödenmemiş hizmet bedeli, müvekkili şirketin haklı feshi nedeniyle 24.000 TL de sözleşme bakiye süre hizmet bedeli olmak üzere toplamda 40.000 TL’ lik sözleşme bedelinden sorumluluğunun bulunduğunu, borcunu ödememesi nedeniyle —- başlatıldığını ve borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/TALEP : 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış, şirket kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : Arabuluculuk Tutanağı, Aylık Kira Hizmet Sözleşmesi,—– kayıtları, Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, İtirazın İptali ve tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu değildir. Bu kapsamda öncelikle usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek dosyanın görev yönünden incelenmesi ve sonuçlandırılması gerekmiştir.
6102 Sayılı TTK’nin 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın konusu işin her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde özel düzenleme olmalıdır. Yine Türk Ticaret Kanunun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılmasının görevin belirlenmesi yönünden bir etkisi bulunmamaktadır.
6100 Sayılı HMK’nın 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda ” Sulh Hukuk Mahkemeleri” görevlidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 299. maddesinde; ” Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği ve dava konusu edilen uyuşmazlığın mahiyeti gereği olaya kira hükümlerinin uygulanması gerektiği, tarafların tacir olmasının ve/veya işin ticari olmasının da mahkemenin görevini etkilemeyeceği bilinmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ve alıntılanan yasal düzenlemeler ışığında dava konusu olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık —– kaynaklanan kira alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve tazminat istemine ilişkin olup, 6100 sayılı HMK’nın 4/1.a maddesi gereğince davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Buna göre uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK’nin 4.maddesine göre mutlak ve nispi ticari dava kapsamında kalmadığı işbu kira ilişkisinden kaynaklanan davada görevli mahkemenin 6100 sayılı HMK’nin 4/1.a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Binaenaleyh; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle davanın, 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-)Davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 4/1-a maddeleri uyarınca görevli mahkemenin —- SULH HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının GÖREVLİ —- SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin,süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket temsilcisinin yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.