Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/497 E. 2022/356 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/497 Esas
KARAR NO : 2022/356

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı —- ve —
yapmakta olan bir firma olduğunu,
davacı şirket ile davalı şirket arasında yapılan—sonucunda varılan
sözlü anlaşma ile,– içinde— çeşitli yerlerinden davalı —
şirketinin —davacı şirkete –edilerek —
götürülmesi konusunda anlaşıldığı, davalı şirket yetkilisi — tarafından “— açıklaması ile davacı— ödeme yapıldığını,——davacı şirkete ait—-
2016 tarihleri arasında çeşitli tarihlerde — çeşitli ilçelerinden alınarak —götürüldüğünü, hizmetin tamamlanmasının ardından, davalı firmaya—-fatura kesildiğini,
davalı firmanın — söz verdiği tarihlerde ödeme yapmaması üzerine –keşide edilerek davalıdan– borçlarını 7 gün içinde ödemeleri, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, ihtarname üzerine davalı firma tarafından keşide edilen—Tarih ve — Yevmiye sayılı İhbarnamesinde “..—sorumluluğu olmadığı, — hanımla aralarında yapmış oldukları sözleşme istinaden fatura içeriğindeki sorumluluğun bu firmaya ait olduğu” ihbar edilerek faturanın iade edildiğini, ihtarname cevabında yapılan hizmet inkar edilmediği, sadece sorumluluğun başka firmaya ait olduğu iddia edilmiş ise de davacı muhatabının davalı firma
olduğunu, davacıdan — götürülmesi için araç isteyen, avans ödemesi yapan, yolcuları tedarik edenin davalı firma olduğunu, aradan geçen zaman zarfında davalı firmanın çeşitli bahanelerle davacı şirketi oyaladığını, davacı şirketin tüm iyi niyetine rağmen bugüne kadar fatura bakiyesi 19.800,00 TL’nin davacı şirkete ödenmediğini, davacı tarafından dava şartı arabuluculuk başvurusu yapıldığını, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek –alacağın ihtar tarihi olan 26.07.2016 itibaren hesaplanacak avans faiz ile birlikte davalıdan tahsili, Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP :Dosyada cevap dilekçesi bulunmamaktadır.
DELİLLER: Dava dilekçesi ve ekleri, Mahkememizce temin edilen bilirkişi raporu, Arabuluculuk Tutanağı,, ticari defter kayıtları, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması ve arabuluculuğa da başvurmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
Davacı tarafın bildirdiği tüm deliller toplanmış, davalı taraf davaya cevap vermemiş, ayrıca bilirkişi incelemesine esas olmak üzere defterlerini de ibraz etmemiştir.
Böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır.
Bilirkişinin 22/02/2022 tarihli raporunda özetle; Dosya kapsamındaki incelemelerde; Davacı — tutarında fatura kestiği, davacı– dava konusu olan faturanın ödenmemesi sebebi ile 26.07.2016 tarihinde — başvurarak ihtar ettiği, davalı–tarihinde ihtarnameye karşılık olarak — —– arabuluculuk görüşmesinin anlaşamama olarak sonuçlandığı– tarafından dava dosyasına sunulan yazıda Davacı — ve davalı — tutarındaki faturanın bulunmadığı, davalı — mahkemeye herhangi bir defter ve belge ibraz etmemesi, davalı — ulaşılamaması sebebiyle resmi defter ve belgeleri incelenemediği, davacı — nin Hukuk Mahkemeleri Kanununun 222. Maddesi 2. Fıkrası uyarınca yapılan defter ve belge incelemeleri sonucunda; dava konusu faturanın resmi kayıtlarında yer aldığı, 01.07.2016 tarihinde banka aracılığı ile 2.000,00 TL avans ödemesi sonucunda cari hesap bakiyesinin 31.12.2016 yılı sonunda 19.800,00 TL olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır.
HMK’nın 22’inci maddesine göre;
“(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında cari hesaptan ve faturadan kaynaklı ticari ilişki olduğu, davacının bu ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlattığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı taraf davaya cevap vermeyip davayı inkar etmiş ise de, HMK’nın 222’inci maddesi gereğince davalı taraf defterlerini ibrazdan kaçındığı sabit olmuş ve davacının usulüne uygun bir şekilde tuttuğu defterler, taraf şirketlerin —– dosya kapsamı ile davacının alacağının varlığını ispat etmiş sayıldığı Mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının incelenen kayıtlarında davalının davacıya —- tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
— itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.352,54 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 338,14 TL harçtan mahsubuyla bakiye 1.034,4‬0 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-) Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 338,14 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 83,10 TL posta masrafı ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.289,04 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile — uyarınca —arabuluculuk ücretinden davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
6-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.