Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/487 E. 2022/669 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/487
KARAR NO:2022/669

DAVA:Tazminat (Ticari Nitelikteki Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/08/2021
KARAR TARİHİ:05/10/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen ve gerekli-yeterli kısımları:

AÇIKLAMALAR:
1)Davacı — arasında;”— tarihli — yıllık kira sözleşmesi” adı ile belirtilen “— metrekarelik alanı kapsayan kira sözleşmesi imzalanmıştır.– — arasındaki sözleşme ve ekindeki protokol)
Bu kira sözleşmesi dava dışı—firması ile — firması arasında yapılan kira sözleşmesine dayanılarak yapılmıştır. —–arasındaki kira sözleşmesi) — tarihli Kira Sözleşmesi’nin 3-h maddesinde “Kiraya veren kira bedelini kiracının onayı olmaksızın, bildirimde gerek olmaksızın, 3. Kişilere devir ve temlik edebilir. Bu durumda kiracıya ödemenin yapılacağı alacaklının hesap bilgileri yazılı olarak bildirilerek, ödemenin söz konusu hesaba yapılması istenecektir.” şeklinde düzenleme yer almıştır. Müvekkil kira sözleşmesine konu mekanda —– işletmesini faaliyete geçirmiştir. —- tarih ve — sayılı—tarihinde işletmesini geçici olarak kapatması gerektiği tebliğ edilmiş, müvekkil de işletmesinin faaliyetlerini geçici olarak durdurmuştur. —-tarafından müvekkile yapılan tebligat)
3)—- tarihli ihtarname ile, — tarihi itibariyle “—satıldığını, yeni işletmeci-kiraya verenin—Tarafından gönderilen ihbarname) Ancak sonradan öğrenildiği üzere kiralanan yerin bulunduğu gayrimenkulün —tarafından izin vermediği için ortakları, iştigal konusu, adresi, iletişim bilgileri aynı olan — tarafından devralınması sağlanmıştır. Gönderilen ihtarnamede —tarihli Kira Sözleşmesi’nin 3-h maddesinde “Kiraya veren kira bedelini kiracının onayı olmaksızın, bildirimde gerek olmaksızın, 3. Kişilere devir ve temlik edebilir. Bu durumda kiracıya ödemenin yapılacağı alacaklının hesap bilgileri yazılı olarak bildirilerek, ödemenin söz konusu hesaba yapılması istenecektir.” şeklinde düzenleme göz ardı edilerek herhangi bir hesap bilgisi bildirilmemiştir. Buna rağmen müvekkil, yeni kirayaveren olan davalılardan— kira ilişkisi kurmak için kira sözleşmesi yapmak ve kirayı ödemek için yeni — numarasını bildirmesini talep etmiştir. Davalılar müvekkilin bu talebine yanıt vermemiştir.
4)— tarihinde müvekkilin işletmesinin —yasaklarının gevşetilmesi kapsamında yayınlanan genelgeler uyarınca iş yerinin niteliği gereği faaliyetlerini sürdürmesine dair izin çıkmış, müvekkil de işletmesini açmak için işyerine geldiğinde davalılar — firma yetkilileri tarafından aralarında kira sözleşmesi bulunmadığı bahanesiyle mecura girişine izin verilmemiş, dava dışı —- kiraladığı bölümün — tarafından kesilmiştir.
5)Müvekkilin kira sözleşmesi hukuken devam etmesine rağmen, devralan ancak iletişim kurmayı reddeden davalılarca, müvekkilin kiraladığı — elektrik ve su ihtiyacı otel binasından alındığı ve süzme saat yöntemi ile müvekkil tarafından kullanıldığı için kiraladığı bölümün elektriğinin kesilmesi sebebiyle — bulunan tüm malları bozulmuş, devamında — kapı kilitleri değiştirilmiş, devamında —bulunan ve ekte sunulan tüm — listesindeki eşyaların otelin içerisine götürüldüğü görülmüş, müvekkil tarafından sorulduğunda otelin deposuna kaldırıldığı karşı taraf yetkilileri tarafından belirtilmiştir. Ayrıca içeride müvekkil tarafından profesyonel olarak yapılan tüm dekorasyonlar yıkılarak, kırılarak bozulmuş taşınırlar el konularak cebren kiralanan gayrimenkulün bulunduğu otele taşınmıştır.—Müvekkile ait işyeri tabelası davalılar tarafından kaldırılmıştır. — tarihinde davalılar vekiline gönderilen —–listesinde de bulunan, müvekkil tarafından yaptırılan ancak sökülmesi için zaman ve uzmanlık gerektiren malların müvekkile iadesi için talepte bulunulmuş, ancak davalılar talebe karşılık kira borcuna ilişkin görüşmeden sonra bu menkullerin iadesinin söz konusu olabileceği tarafımıza iletilmiştir. Davalılar vekili, mallara el koyduklarını zımnen ikrar etmiştir.
6)Ekte sunduğumuz kira sözleşmesi incelendiğinde, müvekkilimizin kira sözleşmesinin hukuken devam ettiği karşı tarafça da ikrar edilmiş olmasına rağmen, müvekkilin kullanacağı elektrik ve su kesilmiş, —- tarihinde davalı şirket yönetim kurulu başkanı olan —isimli şahsın talimatı ile kapı kilitleri değiştirilmek suretiyle engellemiş, müvekkil —girememiş ve devamında —tarihinde gene aynı isimli şahsın talimatı ile — bulunan kişisel eşyaları da dahil olmak üzere tüm eşyaları müvekkilden izinsiz olarak otel deposuna taşınmıştır.
7)Müvekkil, eşyalarının kendisine teslim edilmesi için şirket yönetim kurulu başkan yardımcısı olan — ile görüşmüş, eşyaların teslim edilmeyeceği, kira sözleşmesini tanımadıklarını, eşyaların da kendisine ait olduğunu beyan etmiş, müvekkili tehdit etmiştir. Buna ilişkin —sayılı soruşturma dosyasında soruşturma devam etmektedir. Bu soruşturma dosyasında davalıların kanun tanımaz keyfi davranışlarıyla—müvekkilin işyerini talan etmesi, müvekkili —olan işyerine el koyup, taşınırlara el koyması, müvekkilin taşınmaza girememesi için taşınmazın kapı kilidini değiştirmesi eylemlerinin suça konu eylemler olduğu iddialarımız ile yapmış olduğumuz suç duyurusu da Sayın — halen değerlendirilmektedir.
8) Müvekkile ait dilekçemiz ekinde bulunan —listesi davalı şirketler tarafından yağma edilmiştir. Bu eşyaların akıbeti bilinmemekle birlikte davalı şirket yetkilisi —davayı kazanın eşyalarınızı vereceğim…” diyerek müvekkile ait olan özel ve işyeri kullanımında bulunan eşyalara el koyduğunu kabul etmiştir. Müvekkilce yapılan araştırmada, müvekkile ait davalılarca el konulmuş menkuller ile, davalılar tarafından kira sözleşmesine konu — yeni bir işletme tesis edildiği ve müvekkile ait menkullerin restoran işletmesi için kullanıldığı anlaşılmıştır. Mahkemenizce— yapılacak keşifte, müvekkile ait taşınırlar tespit edilebilecektir.
9)Tazminata konu değerler ;
*Müvekkilin davaya konu taşınmazda davalılarca el konulmuş olan — listesi bedeli —
* Müvekkilin — tarihinden — tarihine kadarki dönem içinde BİR ÖNCEKİ YILIN CİROLARI GÖZÖNÜNE ALINDIĞINDA TAHMİNİ ciro kaybı yaklaşık –olup, bu konuda kesin hesaplama yapılması mümkün değildir. Bu nedenle ciro kaybına ilişkin zararı fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla tahmini talebimiz — (fazlaya dair hakkımız saklı kalmak kaydı ile)
*Müvekkilin taşınmazda yaptırmış olduğu —
10) Davalılar ile yapılan —Görüşmeleri — tarihinde anlaşamama ile sonuçlandığı için işbu davanın açılması zorunluluğu doğmuştur.
NETİCE VE TALEP:
Yukarıda açıklanan nedenlerle ve yargılama aşamasında belirtilecek diğer hususların ışığında, davamızın kabulü ile;
Müvekkilin davaya konu taşınmazda davalılarca el konulmuş olan —
Müvekkilin — tarihinden –tarihine kadarki dönem içinde bir önceki yılın ciroları gözönüne alındığında tahmini, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik —Müvekkilin taşınmazda yaptırmış olduğu — tarihinden itibaren işletilecek en yüksek ticari avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini vekâleten saygıyla arz ve talep ederiz”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan dava dilekçesi ile kira sözleşmesine ve kira sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı olarak toplam—tarihinden itibaren en yüksek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Davalı Tasfiye Halinde —-vekili tarafından ibraz edilen ve gerekli-yeterli kısımları:

AÇIKLAMALAR
1-) —- yayımlanan —— tarih ve 9647 sayılı kararı ile ——- aralarında yer aldığı tasarruf finansman şirketleri hakkında “6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’nun” 50/A maddesi uyarınca tasfiye kararı verilmiştir.
Karar tarihi ile aynı günde —- ve —yetkilileri tarafından — KURULU” atanmıştır.
2-) 6361 Sayılı Kanun’un 50/A maddesinin 3. Fıkrası ile anılan Şirketin genel kurulunun yetkilerinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın— tarafından kullanılacağı düzenlenmiştir. Yine aynı maddede, Şirketin tasfiye işlemlerini yürütmek üzere üyeleri — tarafından atanan —, adli işlemler ve davalar bakımından taraf ehliyetine sahip olduğu belirtilmiştir.
3-) Yine 6361 Sayılı Kanun’un 50/A maddesinin 3. Fıkrası ile tasfiye kararı verilen şirketler ile ilgili olarak — tarafından açılan dava, istinaf, temyiz ve takip gibi yargı süreçlerinin harçtan muaf olduğu düzenlenmiştir.
HUSUMET YÖNÜNDEN İTİRAZLARIMIZ
1-) — ile tasfiye kararından önce —-tarihli Uzun Süreli Kira sözleşmesi).
2-) Akabinde —-. tarafından alınan ticari karar doğrultusunda, davacının da sürece — tarihli Kira Sözleşmesinin Feshi ve Yeni Şartlar sözleşmesi ile müvekkil şirketin — yer alan sözleşme ile kiracı sıfatıyla sahip olduğu hakları ve üstlenmiş olduğu yükümlülükler diğer davalı — devrederek kira sözleşmesinin tarafı olmaktan çıkmıştır. — tarihli Kira Sözleşmesinin Feshi ve Yeni Şartlar).Davacının da dava dilekçesinde açıkça beyan ettiği üzere, kira sözleşmesinin tarafı müvekkil şirket değil, diğer davalı— Müvekkil şirket, davacı ile hiçbir şekilde kira sözleşmesinin şartlarını konuşmamış, kaldı ki konuşabilecek hak ve yetkiliğe de haiz değildir. Davacı ile oluşan yeni durumdaki kira sözleşmesinin şartlarını konuşacak, belirleyecek hak ve taraf ehliyetine sahip olan da —-Dolayısıyla; yukarıda izah edilen hususlar dahilinde işbu davanın husumet eksikliği sebebi ile reddedilmesini talep ederiz.
NETİCE-İ TALEP: Yukarıda izah edilen hususlar doğrultusunda davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddine,”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan cevap dilekçesinde öncelikle husumet yokluğu nedeni ile olmak üzere davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı —vekili tarafından ibraz edilen ve gerekli-yeterli kısımları:

DAVANIN İHBARI TALEBİMİZ
Davaya konu olaylar davacının —- firması ile aralarında düzenlenen alt kira sözleşmesinin muteber olup olmadığı, davacının hak sahibi olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Aşağıda izah edeceğimiz üzere dava dilekçesi ekinde — sunulan ve asıl kiralayan— arasında düzenlendiği iddia edilen — tarihli kira sözleşmesi sahtedir. Müvekkilim şirket söz konusu gayrimenkulü — her türlü ayıptan — olarak kiralamış olup, davayı kaybetmesi durumunda— doğrudan ilgilendirmektedir. Bu nedenle davanm — talep ediyoruz. HMK’nın 61 inci maddesi davanın ihbarını düzenlemekte olup, buna göre Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. (Dava kendisine ihbar edilen kişinin de aynı şartlarda bir başkasına ihbarda bulunması mümkündür ve bu şekilde ihbar tevali ettirilebilir.”
ESASA İLİŞKİN CEVABIMIZ
2-Müvekkilim şirket —otelin müvekkilimden önceki kiracısı ise— arasında düzenlenen kira sözleşmesi ise dava dilekçesinde iddia edildiği gibi —yılında değil,— başlangıç tarihli, — olmak üzere — yıllık kira sözleşmesi olarak—yılında düzenlenmiştir. Konuyu yakınen biliyoruz, zira— yapmaktayız. Gerçek olan kira sözleşmesinde — alt kiraya verilmesi ise yasak edilmiştir. — başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 3.1 inci maddesinde “—- kiracı tarafından başkasına kiraya verilemez, devredilemez, kiracılık sıfatı değiştirilemez. Kiracı otel işi için gerekli olan kısımları —ilgili firmalara kullandırabilir. Kiracının bu maddede geçen bölümleri üçüncü bir şahsa kullandırma hakkı bu sözleşme süresi ile sınırlı olması ve bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yine kendisinde ait olup üçüncü şahısların binaya verecekleri her türlü zarar ve ziyanı kiracı karşılayacaktır. Kiracı ile üçüncü şahıslar arasında yapılacak kullandırmalar kiraya vereni hiçbir şekilde bağlamaz ve kiraya veren bu kullandırma işlemlerine taraf değildir. İleride kiracı aleyhine alınacak kararlar üçüncü şahıslara da geçerlidir.”—- Müvekkilimden önceki kiracı ile yapılan gerçek sözleşme) Bununla birlikte, davacı tarafından sunulan kira sözleşmesi ile asıl kiralayan ve—arasında düzenlendiğini iddia ettikleri sözleşmeler aynı tarihlidir, sahte olan ve dava dilekçesi ekinde — sunulan sözleşmenin gerçek olduğu kabul edilirse,— firması oteli müvekkilimden kiralar kiralamaz aynı gün restorana kiracı bulmuş ve kiralamış olması gibi hayatın olağan akışına uygun olmayan bir durum ortaya çıkmaktadır.Mamafih, davacı tarafından dilekçe ekinde— bir sayfa fotokopi olarak sunulan kira sözleşmesi sahtedir, gerçek kira sözleşmesinde alt kiracılık ilişkisi yasak edilmiş, ancak kıracının sözleşme süresi ile sınırlı olmak üzere bazı bölümlerin kullandırılabileceği fakat bu durumun kiralayana karşı bir hak doğurmayacağı, kiracılık ilişkisi kurulmayacağı açık olarak bildirilmiştir. Davada sunulan kira sözleşmesi ile ilgili olarak müvekkilim ve vekili bulunduğumuz ihbar olunan— tarafından— şikayette bulunacağız. Soruşturma numarası mahkemenize şikayeti müteakip bildirilecektir. Netice itibariyle, davacı —kiracı değildir, nitekim dava dtşı— firması ile davacı arasında düzenlenen kira sözleşmesi yok hükmündedir. Zira davacı ile — firmasının sözleşmenin müstenidi olarak sunmuş olduğu sözleşmenin sahte olması, ona bağlı olarak düzenlenen sözleşmenin sıhhatini sakatlamıştır. Davacının yoklukla malul olan sözleşmeden yola çıkarak hak iddia etmesinin dinlenilebilir bir tarafı bulunmamaktadır.
3-Müvekkilim—-döneminde kiralamıştır. Müvekkilim — kiraladığında —herhangi bir kiracı, işgalci vesair bir kimsenin bulunduğundan haberi bulunmamaktadır. — tarihinde imzalanmıştır. Kiraladığı oteli devir alan müvekkilim binayı teslim aldığında, —nedeniyle kapalı olmasını da fırsat bilerek tadilata başlamıştır. Otelin tüm mobilyaları değiştirilmiş, dekorasyonu tadilattan geçmiştir. İşte bu esnada davacının hak ettiği bölümde de tadilatlar yapılmıştır. Müvekkilim oteli devir aldığında, mevcut mekan –sandalye ve masanın bulunduğu, çöplerle kaplı atıl vaziyette bulunan bir bölümdür ve içeride herhangi bir kimse bulunmamaktadır, kimse de hak sahipliği iddiasında bulunmamıştır. Ne zamanki tadilata başlanılmış ve hatta tadilatın sonuna yaklaşılmış, o vakit davacı ortaya çıkarak hak iddia etmiş, burasının —olduğunu, kendisinin ise kiracı olduğunu ifade etmiş ve müvekkilimden zararını karşılamasını, aksi halde şikayet edeceğini söyleyerek tehdit etmiştir. Müvekkilim mekanın atıl, kullanılmayan ve terk edilmiş olduğunu, davacının elinde bulundurmadığı bîr yerle ilgili hak iddia edemeyeceğini söyleyerek otelinin tadilatına devam etmiştir. Davacının iddia ettiği gibi içerisi demirbaşlarla, yiyecek içeçekle dolu, faaliyette olan bir yer değildir. Davacı bir müddet ortalıkta görünmemiş, sonrasında otel müdürünü, şirket yetkililerini şikayet ettiği dilekçeleri ortaya çıkmış, en nihayetinde de huzurdaki davayı açmıştır.
4- Davacı, müvekkilim şirket yetkilisini ve —defalarca şikayet etmiştir. Bu şikayetlerde takipsizlik kararları verilmiştir. Davacının — hakkındaki şikayeti üzerine — tarihinde takipsizlik karart verilmiştir. Sonrasında müvekkilim şirket yetkilisi olarak— defalarca şikayet edilmiştir. Davacı gerek —müracaat ederek, gerekse de — dilekçe vererek her takipsizlik kararından sonra aynı eylem ile ilgili olarak şikayetlerde bulunmuştur. Müvekkilimden temin edebildiğim bir takipsizlik kararını ve farklı tarihlerde— yapılan şikayetlerden ötürü verilen iki ifade tutanağını dilekçe ekinde sunuyorum. —Davacı, bir şekilde netice alacağını düşünerek takipsizlik kararlarına rağmen müvekkilimi sürekli şikayet etmekte ve yargı kurumlarını oyalamaktadır. Müvekkilim hakkındaki şikayet ve neticesinde verilen takipsizlik kararları mahkemenize sunulacaktır.
5- Davacının —listesinde sunduğu eşyaya müvekkilim el koymuş gibi bir hava yaratılmaktadır. Müvekkilimin davacının iş yerindeki eşyalara el koyduğu ya da alıkoyduğu iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Otelin bütününü kiralayan müvekkilim otelin bir bölümünde —kadar masa ve sandalye halen bulunduğunu, bakımsız bir bölüm olduğunu, yerlerde çöplerin bulunduğunu görmüş ve masa ve sandalyeyi deposuna kaldırmış ve bölümde tadilat yapmıştır. Otelin küçük bir bölümünde bulunan — sandalye ve masa için — değer biçilmeye çalışılmasının, sanki listedeki tüm demirbaşların müvekkilimce alıkonulduğu gibi bir izlenim yaratılmaya çalışılmasının davacının art niyetli hareket ettiğini gösterdiğini ifade etmek isteriz. Davacının kullandığı elektriğin müvekkilim tarafından kesildiği, buzdolabındaki malzemelerinin bozulduğu iddiasına gelince; müvekkilim kimsenin elektriğini kesmemiştir. Davacı elektrik abonesi bile değildir. Söz konusu yerle ilgili herhangi bir abonelik bulunmadığı, otelin aboneliklerinin kullanıldığı görülmüş, tadilat sırasında da elektrik aksamı da elden geçirildiği için otelin elektriği kesilmiştir.
6-Müvekkilim oteli kiralayıp zilyetliğini teslim aldıktan sonra, salgında otelin kullanılmaması nedeniyle otelin elektrik aksamında tadilat ve tamirat yapılmıştır. Otel kiralandığı sırada davacının faaliyeti yoktur. —eski masa ve sandalyenin bulunduğu, yerlerde çöplerin bulunduğu, gayet pis bir durumda olduğu görülmüştür. Müvekkilimin kiraladığı oteli işletebilmesi için tadilatını yapması ve temiz bir halde müşterilerine hizmet vermesi zorunludur ve bütün otel tadilattan geçirilmiştir. Otelin bir bölümünde davacının işletmesinin bulunduğundan ne davacının ne de kiralayanın haberi vardır. Zira bölüm hiç de çalışan bir— görünümünde değildir. Davacı otelin bu bölümünde faaliyet göstermiş olsa bile otelin kiralanmasından önce faaliyetini terk ettiği ve bir daha kullanmadığı ortadadır. Davacı müvekkilimi takipsizlik kararlarına rağmen, koltuğa ve savcılığa müteaddit defalar şikayette bulunmuş ve esasen takipsizlik kararı verilen bir dosyada tekrar tekrar şikayet edip müvekkilimin soruşturma geçirmesini sağlayarak iftira suçunu işlemiştir. Açıklanan nedenlerle, mecuru işgalde herhangi bir hak sahibi bulunmayan ve salgın döneminde kapanan restoranla ilgili olarak bir daha faaliyet göstermeyen davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddini talep ediyoruz.
NETİCE-İ TALEP :Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle davanın reddi,
.”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan cevap dilekçesinde kira sözleşmesinde mecurun alt kiraya verilmesinin yasak edildiği, sunulan kira sözleşmesinin sahte olduğu, gerçek kira sözleşmesinde alt kiracılık ilişkisinin yasaklandığı ancak kiracının sözleşme süresi ile sınırlı olmak üzere bazı bölümlerin kullandırılabileceği fakat bu durumun kiralayana karşı bir hak doğurmayacağı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.İhbar olunanlar vekilleri tarafından ibraz edilen dilekçelerle ise öncelikle husumet yokluğundan olmak üzere davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.Ön inceleme duruşmasında alınan beyanlar ve yapılan irdeleme:
”…
Tebligatların yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı anlaşıldı.
Tensip tutanağında da belirtildiği gibi davada HMK’nun 118 ila 186. Maddelerinde düzenlenen yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği anlaşıldı.Ön inceleme duruşması tensip tutanağında görev konusunun ön inceleme duruşmasında irdelenmesine dair — nolu ara karar doğrultusunda herhangi bir beyanda bulunulmadığı anlaşıldı.
HMK-119-121 maddeleri uyarınca dava dilekçesi ve ekleri incelendi, Dava dilekçesi ve eklerinde herhangi bir eksikliğe rastlanmadı.
HMK-114-115 maddeleri uyarınca yapılan inceleme neticesinde dava şartları yönünden davanın tüketicilere halefiyete bağlı olarak açılmış olması karşısında görev hususunun aydınlatılması gerektiği anlaşılmakla görev yönünden soruldu:
Davacı vekili:bize göre Mahkemeniz görevlidir, dedi.
Davalı Tasfiye Halinde —. vekili: bize göre ticari ilişki söz konusu değildir, kira ilişkisinden kaynaklanan bir dava olduğu için Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir, dedi.İhbar olunan — vekili: Ticari ilişki söz konusu değildir, kira ilişkisinden kaynaklanan bir dava olduğu için Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir, dedi.İhbar olunan — Ticari ilişki söz konusu değildir, kira ilişkisinden kaynaklanan bir dava olduğu için Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir, dedi.Dosya incelendi. Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla yargılamanın bittiği bildirildi.
–:Gerekçesi yazılacak kararda açıklanacağı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ve davanın görev yönünden dava şartı yokluğuna bağlı olarak USULDEN REDDİNE,
…”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Dava, kira ilişkisine dayalı olarak açılmış olup davalılar devralan-kiralayan konumundadırlar. İleri sürülen talepler kira sözleşmesinden ve kira sözleşmesine aykırılık olup olmamasından kaynaklanan taleplerdir.Davalılar ve ihbar olunanlar tarafından sözleşmenin geçerliliğine ve husumete ilişkin ileri sürülen savunmalar görev kurallarını etkilememektedir.Yukarıdaki bu belirlemelere bağlı olarak davanın Sulh Hukuk Mahkemesinin münhasır görevi kapsamında kaldığı sonucuna varılmıştır.Bilindiği üzere görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu değildir. Mahkeme ilk önce re’sen görevli olup olmadığı inceleyip karara bağlamalıdır. 6100 Sayılı HMK’nun 4 / 1-a maddesi gereğince; kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir—Karar sayılı kararı ışığında değerlendirilen ve yukarıda anılan yasal düzenlemelerle yapılan açıklamalara göre; somut olayda davanın kira ilişkisinden kaynaklanması; kira sözleşmesine konu olan mecurun devralan-kiralayan-davalılar tarafından kira sözleşmesine aykırı olarak el konulup konulmadığı ve bu nedenle davacının ileri sürdüğü zararların olup olmadığı hususlarının aydınlatılması gereğine bağlı olarak davada görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu sonucuna varılmış olduğundan ve; Görev kurallarının dava şartı olduğuna ilişkin HMK 114/1-c maddesi,HMK.nun 115. maddesine göre Mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olması,HMK.nun 30. Maddesine göre Hakimin lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlü olması,
hususları da birlikte değerlendirilmek suretiyle Mahkememizin görevsizliğine ilişkin olmak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ve davanın görev yönünden dava şartı yokluğuna bağlı olarak USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1 maddesinde belirtilen —haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde dosyanın görevli—Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Süresinde başvuruda bulunulması halinde harç ve yargılama giderleri ile avansa ilişkin hususların 6100 sayılı HMK.’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde başvuruda bulunulmaması halinde HMK. Madde 20 düzenlemesine bağlı olarak davanın açılmamış sayılmasına yönelik gerekli usuli kararın resen verilmesi gereğinin gözetilmesine,
5-Yukarıdaki hüküm fıkralarında belirtilen ihtimallerde gözetilerek yargılama sonucunda ve resen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse resen yapılacak giderde mahsup edilmek ve HMK. Madde 333 düzenlemesi gözetilmek sureti ile avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,İlişkin olmak üzere Davacı Vekili— yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren — hafta içinde—İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.