Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/479 E. 2021/1003 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/479 Esas
KARAR NO: 2021/1003
DAVA: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 09/08/2021
KARAR TARİHİ: 27/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı takip alacaklısı — icra dosyasının borçlusunun boşandığı eski eşi —- borcundan dolayı tarafına bilgi ve rızası dışı sırasıyla—– Sayılı kararı ile boşandığı, boşanma kararının —- kesinleştiği, karar kesinleştikten sonra kendisinin bir dava İcra dosyasının borçlusu ile ilgili olarak uzaktan ve yakından bir birlikteliği veya bir arada yaşamasının olmadığı, kendisinin boşandıktan sonra davalı ile birlikte ikamet ettiği adresten ayrıldığı, yeni adresine taşındığı, alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda kendisinin eski boşandığı eşinin adresine sırasıyla — belgesi gönderildiği, bu yapılan tebligatlarla bir gün olsun bilgisinin olmadığı, —-ibranamesinin kendisinin son adresine gelip muhtara tebliğ edilmesi ve muhtarın da tarafına bilgi verilmesi sonucu bu şekilde haberdar olduğu, tarafına yapılan —- tarihinde haberdar olduktan sonra — başvurduğı, orada bulunan görevlinin kendisi adıma dilekçe yazarak yazdığı dilekçeyi tarafına teslim ettiği, teslim edilen işbu dilekçeyi de —-görevlilerin bu konuyla ilgili dava açması gerektiğini tarafına bildirdiği, alacaklı vekili tarafından boşandığı eşiyle ilgili borçtan dolayı tarafına — haciz ibranamesi göndermesinin doğru olmadığı, söz konusu tebligatların usulüne uygun tarafına tebliğ edilmediği gibi dosya — işlenmediğinden yeterince bilgi veremediği ileri sürerek dava dışı takip borçlusu olması sebebiyle —- borcu olmadığının tespiti, davalının haksız ve kötüniyetli icra haciz ibranamesi takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin % 20sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle İİK m.89 hükmü sarih olduğu, davacının dava-dışı borçludan alacağı olduğu kanunen varsayılması gereken bir husus olduğu, davacının bunun aksini iddia ediyorsa bu hususu ispatlanaması gerektiği, müvekkilinin davacıdan resmi olarak sormasına ve İİK hükümlerince bilgi istemesine rağmen davacının iki ihbarnameye de cevap vermediği, davacıya—– gönderilmesi hayatın olağan akışına uygun olduğu, dosya borçlusunun eski eşi olması hasebi ile hak ve alacaklarının kendisinde bulunmasının kuvvetle muhtemel olduğu, bir takım ziynet eşyası ve benzerinin bulunması hayatın olağan akışına uygun olduğu yapılan tebligatların da usulünce yapıldığı ancak davacı buna rağmen cevap vermediği, tebligatlarda bir usulsüzlük söz konusu ise, bu durumun memur işleminden kaynaklanan bir durum olduğundan yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacıya tahmil edilmesi gerektiği savunularak davanın usul ve esastan reddi, davacının dava konusunun %20’sinden aşağı olmamak üzere haksız inkar tazminatına mahkum edilmesi, Mahkeme aksi kanaatte ise davanın niteliği gereği masraf ve giderlerin davacıya tahmili ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER: dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ——— sayılı dosyası, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasıdır.
Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115’inci maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda öncelikle dosyanın görev yönünden incelenmesi gerekmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın konusu işin her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine Kanunun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmemektedir.
—— maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Somut olayımızda taraflar arasında akdi bir ilişki olmadığı, davacının dava dışı—- boşanmış olduğu eşi olduğu, dava konusunun da, —- davalı şirketten aldığı cep telefonu karşılığında davalıya verdiği bonodan kaynaklı davalı tarafından — dosyası üzerinden —— aleyhine başlattığı takibe istinaden davacıya —– haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi üzerine, davacının bahse konu borçtan dolayı davalıya borcunun olmadığına yönelik açılmış menfi tespit davası olduğu, her ne kadar bonoya istinaden bahse konu takip başlatılmış ise de, taraflar arasındaki temel ilişkinin tüketici işi niteliği olduğu, dolayısıyla bu temel ilişki de davacı tarafından açılan işbu menfi tespit davasını ilgilendirdiği açıktır. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Davalı şirket ile dava dışı ——– arasındaki ilişki ise —– maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Tüm bu nedenlerle davanın tüketici hukuku hükümleri çerçevesinde tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ——–Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin ——- Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan —— Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (kararın tebliği ile ihtarat yapılmış sayılmasına), bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dair, davacı asilin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.