Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/478 E. 2023/387 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMES
ESAS NO: 2021/478 Esas
KARAR NO: 2023/387
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/08/2021
KARAR TARİHİ: 29/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi tarafından 09.05.2016-2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalı —– adına —– numaralı —– Sigorta Poliçesi düzenlenmiş olduğunu, 30.05.2016 tarihinde müvekkilinin sigortalısı olan —— plakalı motosikletin davalı şirkete ait —– Sokakta yer alan —— otoparkına bırakıldığını, davalı şirket tarafından gerekli gözetim ve koruma yükümlülüğünün ihlal edildiğinden sigortalı motosikletin otoparkta hasara uğradığını, söz konusu hasara ilişkin ekspertiz raporu alındığını ve müvekkili şirket tarafından sigortalısına 3.742,35 TL hasar ödemesi yapıldığını, söz konusu hasarın davalının kusuru ile meydana gelmiş olduğunu ve davalının hasar bedelinden sorumlu olduğunu, rücu alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine —— sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz ettiklerini ve icra takibinin durduğunu, bu nedenlerle borçlunun —– numaralı icra takibine yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazının iptaline, takibin devamına ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: 6100 Sayılı HMK’nin 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir.

DELİLLER:—– sayılı dosyası, —– müzekkere cevabı, araç trafik kayıtları, bilirkişi raporu.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, KASKO Sigorta Poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda; davacı şirkete sigortalı —– plakalı motosikletin, —– semti —– mahallesi —— sokakta bulunan ve dava dışı sürücüsü tarafından aylık abonmanı olduğu davalı —— Katlı Otoparkına bırakıldığı 08.06.2016 tarihinde, motosikletin sağ tarafındaki iki adet grenaj, gidon topuzu, koruma demiri, orta sehpa, kuyruk demiri, ayak pegleri, ön çamurluk kısımlarında çarpma sonucunda hasar oluştuğu, otoparkta bulunan güvenlik kameraları incelediğinde motosiklete çarpan aracın —— plakalı araç olduğunun tespit edildiği, —– plakalı aracın —— isimli şahsa ait olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 3.742,35 TL hasar tazminatı ödemesi yapıldığı, hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile birlikte tahsili için davalı/borçlu aleyhine —— sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığı görülmüştür.—- kararı “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklindedir.TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.Türk Borçlar Kanunu’nun 579/1. maddesi; “Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenler, kendilerine bırakılan veya çalışanlarınca kabul edilen hayvan, at arabası, bunlara ait koşum ve benzeri eşya ile motorlu taşıt ve eklentilerinin yok olmasından, zarara uğramasından veya çalınmasından sorumludurlar. Ancak işletenler, zararın saklatan veya ziyaretçisi ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat etmekle, bu sorumluktan kurtulurlar.” hükmünü içermekte olup bu tür bir sözleşme, kendisine özgü niteliğiyle bünyesinde bir saklama sözleşmesini de barındırmaktadır. Saklayan kusursuz olduğunu ispat etmedikçe, taşınırı geri vermemekten veya kötü bir durumda geri vermekten doğan zararı tazmin etmek zorundadır. Zira saklama sözleşmesiyle taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi doğacak olup burada TBK’nın 112. maddesinin uygulanacağı kuşkusuzdur. Başka bir deyişle geri verme saklayanın kusuru sonucunda gerçekleşemiyorsa geri verme borcu yerine tazminat borcu geçecektir. Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; somut olay bakımından mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile garaj veya otopark işleten ile motorlu taşıtını bırakmak isteyen arasında kural olarak bir sözleşme ilişkisinin kurulduğu, bu sözleşmeyle garaj veya otopark işleten, belirli miktar bir para karşılığında, taşıtını bırakmak isteyenin motorlu taşıtını kabul etmek, taşıtın garaj veya otopark alanı içerisinde güvenli bir yere bırakılmasını sağlamak, geri alınmasına kadar gözetim altında tutmak, korumak ve sözleşmenin muhtevasına göre bakım, onarım, yıkama ve benzeri ek hizmetleri sunmak edimlerini üstlendiği belirtilerek davacının kasko sigortalısı dava dışı —– maliki olduğu —– plakalı motosikletin, davalının otoparkına bırakıldıktan sonra, bırakıldığı park alanında dava dışı —– plakalı aracın sürücüsü tarafından çarpılması sonucunda 29.05.2016 tarihinde hasara uğraması nedeniyle, davalı otopark çalışanlarının da yardımıyla çarpılan motosikletin kaldırılması, çarpma eylemine karşılık herhangi bir tutanağın tutulmasını sağlamamaları ve davacının maliki olduğu motosikletini 08.06.2016 tarihinde almaya gelene kadar haberdar edilmemesi nedeniyle, her ne kadar hasara sebebiyet veren —– plakalı araç sürücüsü olsa da, otopark yönetiminin kendisine bırakılan motosikleti park edildiği yerde koruma borcunu yerine getirmemesi, koruma esnasında gerekli tedbirleri almaması nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiği, dava dışı sigortalı ve davalı şirket arasında saklama sözleşmesi kurulmuş olduğu, davalı şirketin zararın saklatan veya ziyaretçisi ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu da ispat edemediği, —— plaka sayılı araçta meydana gelen hasar ile olayın oluş şeklinin uyumlu olduğu, işbu aracın onarım bedelinin KDV dahil 4.415,97 TL olduğu ve davacı tarafça sigortalısına 3.742,35 TL hasar tazminatı ödemesi yapıldığı ve bu bedel kadar sigortalısına halef olduğu anlaşılmakla davanın davacı tarafın talebi gibi kabulüne, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun —— sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile takibin aynen devamına,
-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 255,63 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 59,30 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 196,33 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç ile yargılama gideri olarak yapılan 1.523,6‬0 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 3.742,35 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı, davalı ve ihbar olunan —— vekilinin yüzüne karşı, diğer ihbar olunan vekilinin yokluğunda; 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/05/2023