Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/457 E. 2021/942 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/457 Esas
KARAR NO: 2021/942
DAVA: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 29/07/2021
KARAR TARİHİ: 13/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına kayıtlı—- olan meskenin—- bina için yıkım kararı alındığı ve binanın yıkıldığı, müvekkiline ait taşınmazın —- davalı kuruma —-numarası ile sigortalatıldığı, meydana gelen deprem neticesinde taşınmazın ağır hasar alması ve taşınmaz hakkında yıkım kararı alınarak yıkılması sebebiyle —- müvekkilinin uğradığı maddi zararlarından sigorta poliçesinin açıklamalar ve özel koşullar bölümünde —- ettirenin beyanı doğrultusunda bu poliçede yazılı olan bağımsız bölümü/meskeni, —- azami sigorta bedeline kadar sigorta eder.” bölümüne istinaden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu, taraflarınca—– hasar dosya numaralı dosya ile başvuru yapıldığı ve davalı kurum tarafından —- ödeme yapıldığı, taraflarınca deprem tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte talep edilen hasar tazminatından davalı ——— taraflarına ödediği bedel düşüldükten sonra bakiye kalan sigorta teminatındaki tutardan sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek müvekkilinin davacı—– taşınmazın deprem neticesinde ağır hasar alarak yıkımına karar verilmesi ve yıkılması sebebiyle fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik —- hasar tazminatının deprem tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalı —— taraflarına ödenen bedel düşüldükten sonra bakiye kalan sigorta teminatındaki tutarın davalıdan tahsili ile müvekkili davacıya ödenmesi, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —– sayılı —- faaliyetlerine devam eden kamu tüzel kişiliğini haiz bir kurum olduğu, müvekkili Kurumun, davacı sigortalının hasar talebini , —– raporlarının tesbitlerine göre değerlendirdiği, binada meydana gelen hasarın deprem sebebiyle meydana gelip gelmediğinin nasıl ve kimlerce yapılacağı ise yasal düzenlemelerle ———– açıkça belirlendiği, binanın yapısal sorunları ve mevcut yönetmeliklere uymaması nedeni ile yıkılıp yapılması yasal olarak iyileştirme olup—- olmadığı, —– poliçeleri sigortalıların beyanlarına göre oluşturulmadığı, poliçedeki teminat miktarının—–sorumluluğunun üst sınırını teşkil ettiği ve zararın meydana geldiği tarihteki serbest piyasa rayiç birim fiyatlarına göre hasar bedelinin —–belirlenmesi gerektiği, sigorta poliçesindeki deprem rizikosunun amacının deprem nedeniyle meydana gelen hasarın yani riziko nedeniyle oluşan gerçek zararın giderilmesi olduğu, rizikonun yapının yapım eksikliğinden mi yoksa depremden mi meydana gelip gelmediği, zararın—– kapsamında bulunup bulunmadığının tesbitinin gerektiği, taraflar arasındaki ilişkinin her iki taraf için ticari iş niteliğinde olmadığından avans faizi talebinin de yasaya aykırı olduğu savunularak davanın reddi talep edilmiştir.
DELİLLER:
Dava ve cevap dilekçesi, sigorta poliçesi, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin 1/L bendinde Tüketici İşlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde tanımlanmıştır. Bu madde hükmüne göre davacı ile davalı kurum arasında düzenlenen sigorta sözleşmesi tüketici işlemi niteliğindedir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir. ——–
Somut olayda;davacı vekili, müvekkilinin davalıya dask sigortalı konutunun depremde zarar görmesi nedeniyle maddi zararını —–uyarınca davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Davacı ile davalı şirket arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağı bu sözleşmedir. Davacının tacir olduğu yönünde iddia olmadığı gibi bilgi ve belgeye de rastlanılmamış olup sigortalı ev ise hususi bir konuttur. Bu durumda uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa hükümleri uyarınca çözümlenecek olduğu ve davaya bakma görevi Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin ——-Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan —– Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına—- bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde—-Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.13/12/2021