Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/443 E. 2021/718 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/443 Esas
KARAR NO: 2021/718
DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ: 24/09/2018
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde; Dava konusu—— adına kayıtlı olan tapusunun iptali ile davacı —- adına tapu kayıt ve tesciline karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, bu karara karşı tavzih istemi ile başvurduklarını, gayrimenkul üzerindeki takyidatlardan ari olarak gayrimenkulün müvekkili adına tescilini talep ettiğini —– tarihli ek kararda tavzih isteminin bu kısmının reddolduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmaz bedelini tapu malikine ve inşaat firmasına ödediğini, taşınmazın—– adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin mağdur olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu sözleşme tarihi bankanın ipoteğinden önceki tarih olduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazın ——adına kayıtlı olan tapuda yer alan tüm takyidatlardan kaldırılmasına, gayrimenkulün takyidatlardan ari olarak müvekkiline ilam gereği tescilinin sağlanması hususunda karar verilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı —- Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile ——- olarak belirlendiğini, diğer davalının yetkilisi olduğu şirket ile müvekkili arasında ticari ilişki kapsamında kullandırılan krediler doğrultusunda kredilerden doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmesi üzerine —- dava konusu taşınmaz üzerinde ipotek tesisi hususuna anlaşmaya varıldığını, aynı taşınmaz üzerine —– bedele çıkarıldığını, — kapsamında kullanılan kredinin teminatı olmak üzere dava konusu ipotek işlemi yapıldığını, davacının——- Esas sayılı dosyası üzerinden davalıya karşı dava açıldığı, burada verilen kararda ipoteğin kaldırılmasına veya kaldırılması talebine ilişkin bir kayıt mevcut olmadığını, husumet itirazının ve görev itirazının bulunduğunu, bu nedenle öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, davanın müvekkili banka yönünden husumet yokluğu sebebi ile reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde müvekkili banka aleyhine ikame olunan haksız ve asılsız davanın reddi ile tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; ——- sayılı dosyasında davacı İsmet Kuzgun adına tesciline karar verildiğini, davacı lehine kesinleştiğini, diğer davalının ipoteği kaldırmaması nedeniyle tapu tescil işlemlerini tamamlayamadığını, diğer davalı banka ile şirket arasındaki ihtilaf bulunduğu iddiasıyla banka ipoteklerin hiçbirini kaldırmadığını, davacı tarafın davasında haklı olduğundan ve kesinleşmiş mahkeme kararına dayandığından müvekkili açısından husumet itirazının kabulü ile davanın reddine, diğer davalı açısından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, harç, yargılama gideri ve ücreti vekaletin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER :
—– dosyası, —– dekontları, banka evrakları, dosya kapsamındaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, İpotek —– istemine ilişkindir.
Dosya Mahkememize —— sayılı ilamıyla verilen görevsizlik kararı sonucunda gelmiştir. Mahkememizce usulüne uygun olarak taraflara davetiye gönderilmiş, eksik harç tamamlatılmış ve sonuç itibariyle aşağıdaki hükme ulaşılmıştır.
—–“Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.”Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi ise HMK’nın 2. maddesinde belirlenmiş olup 2/1 maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olup 2/(2) maddesine göre de bu kanun ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Başka bir deyişle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre Asliye Hukuk Mahkemeleri genel görevli mahkemedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. Aynı yasanın 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu değildir. Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu açıdan dosya görev yönünden incelemeye tabi tutulmuş ve aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nin 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın konusu işin her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde özel düzenleme olmalıdır. Ayrıca Türk Ticaret Kanunun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılmasının görevin belirlenmesi yönünden bir etkisi bulunmamaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın; hükmen davacı adına kayıt ve tesciline karar verilen taşınmaz üzerindeki davalı banka lehine kurulan ipoteğinin kaldırılması, bir başka anlatımla hukuki ayıbın giderilmesi isteminden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Filvaki, Tüketici Mahkemesi tarafından uyuşmazlığın genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığının kabulü ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu sonucuna ulaşılması yerinde değildir. Zira —- davalı banka ile davalı —— yetkilisi olduğu şirket arasında düzenlenmiş olup, davalı —– sözleşmeye aynı zamanda müşterek borçlu olarak kefaleti bulunmaktadır. Ancak işbu davada genel kredi sözleşmesinin tarafları veya genel kredi sözleşmesi üzerinde bir tartışma söz konusu değildir. Bir başka anlatımla eldeki davada davacı gerçek kişi ile davalılar arasındaki hukuki durum ve varsa hukuki ayıp hususu araştırılacaktır. Bu da vaki ipoteğin fekki koşullarının oluşup oluşmadığıdır. Bu nedenle işbu dava ——gereğince mutlak ticari dava kapsamında olmadığı gibi her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili de değildir. Davacı gerçek kişi olup tacir sıfatı da yokur. Buna göre dava konusu edilen uyuşmazlığın mahiyeti gereği olaya genel hükümler uygulanacağından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalara göre uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK’nin 4.maddesine göre mutlak ve ticari dava kapsamında kalmadığı; uyuşmazlığın genel hükümlerden kaynaklandığı anlaşılmakla işbu davada görevli mahkemenin, 6100 sayılı HMK’nin 1, 2. maddeleri gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Binaenaleyh; davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 1, 2. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin —— ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının GÖREVLİ —–ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde mahkememizce bu durumun tespiti ile dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından resen davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek — maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı —- Vekilinin yüzlerine karşı; —- — gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle——- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021