Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/430 E. 2021/991 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/430 Esas
KARAR NO : 2021/991

DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2019
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ve dava dışı kişiler tarafından ——-kurulduğunu, daha sonra müvekkilinin davalı şirketteki hisselerini ——– dava dışı şirket —— devrederek —– ayrıldığını, müvekkilinin ——hisselerini devredip ortaklıktan ayrıldığı döneme kadar —— yer aldığını ,——— oldukları dönemde ,——-görevde bulundukları dönemde tahakkuk dönem borcun tamamından sorumlu olduğunu,——– bu görevlerinin sona erdiği tarihten sonra tahakkuk eden borçtan ise sorumlu tutulmadıklarını, müvekkilinin ortak olduğu döneme ilişkin davalı ———- tarafından icra işlemlerine başlanması ve müvekkilinin malvarlığına haciz konulması üzerine ——–tamamı olan ——- ödediğini, davalı-takip borçlusu aleyhine,——- dosyası ile ilamsız icra takibine girildiğini, borçluların vekilleri —— itiraz dilekçesi ile icra takibine itiraz ettiği ve icra takibinin itiraz üzerine durduğundan bahisle itirazın iptalini ,75.335,81 TL asıl alacak ve 3.099,09 TL işlemiş faiz üzerinden icra takibinin devamını , asıl alacağa icra takibinde talep edildiği gibi takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yıllık reeskont —–alacağın likit olması ve borçlu itirazında haksız olduğundan alacağın % 20 ‘ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının —- — olduğu döneme ——- müteselsilen sorumlu olduğunu, davacının müteselsilen borçlu olması nedeniyle ödediği borcun tamamını davalı şirkete rücu edebileceğine ilişkin hukuki bir dayanak bulunmadığını, müteselsilen sorumlu olanların tamamı arasında iç ilişki de eşit bir sorumluluk bulunmadığını, ——- düzenlenen ödeme emrine karşı davacının yasal haklarını kullanmayarak ödeme yapması rücu hakkını engelleyeceğinden bahisle davanın reddini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : —— sayılı dosyası, ——– Tutanağı, ödemeye ilişkin kayıtlar, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat istemine ilişkindir.
Dosya Mahkememize ——- Sayılı ilamına karşı yapılan başvuru neticesinde mahkememizce verilen karşı —- kararı sonucunda —— —- belirleme kararı sonucunda gelmiştir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce usulüne uygun olarak taraf vekillerine davetiye gönderilmiş duruşma açılarak yargılama sürdürülmüş, eksik deliller toplanmış, incelenmiş , değerlendirilmiş ve tahkikat tamamlanarak karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas dosya kapsamında ———- Esas sayılı dosyası incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusuyla uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya ———- dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Kanun’un 55/1. maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere,——– mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinin 1. fıkrasında, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiş, 5510 sayılı Kanun’un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 88/20. maddesinde ise, —- haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise tüzel kişiliğe sahip ————-dahil olmak üzere——ile yasal temsilcilerinin —– karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıklanmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde ise “(Değişik fıkra:——– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—— davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın—— yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.——Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olaya baktığımızda; davacının davalı şirkete ——–olduğu, davacının ortak olduğu döneme ilişkin ——– nedeniyle hakkında icra işlemleri başlaması üzerine toplam 75.335,81 TL kurum borcunu ödemek zorunda kaldığı bedihidir. Bunun üzerine davacı tarafından——- sayılı dosyasından ödenen paranın rücuen tahsili için icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yukarıda açıklanan usul işlemlerine ve tarafların tacir sıfatlarına göre taraf vekillerince dava ve cevap dilekçelirende gösterilen ve dayanılan deliller toplanmıştır. Bu kapsamda özellikle ——– gönderilen ———- göre yapılan ödeme aynen doğrulanmıştır. Bu ——-borçlarından asıl sorumluğun ——- olması nedeniyle davacı tarafından zorunlu olarak yapılan ödemenin —- kişiliğine rücu edilebileceği açıktır. Binaenaleyh davacnın davasını TMK’nın 6. HMK’nın 190 maddeleri nazarında usulüne uygun olarak ispatladığı, ödeme tarihinden itibaren faiz işletilebileceği, ancak ödemenin niteliği gereği olayda takibe konu edildiği gibi avans faizi yerine yasal faiz uygulanmasının gerekmesi nedeniyle mahkememizce yeniden yapılan işlemiş faiz hesabına göre bulunan işlemiş faiz miktarı da gözetilerek davanın kısmen kabulü ile davalı-borçlunun,—– dosyasına yapmış olduğu itirazının —– işlemiş faiz yönünden iptali ile, icra takibinin asıl alacağa (75.335,81 TL) takip tarihinden itibaren yıllık % 9 yasal faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına, fazlaya ilişkin (1.668,74 TL işlemiş faiz ) davanın/ talebin reddine karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise—- kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Bu açıklamalar ışığında somut olayda asıl alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, tacir sıfatı nedeniyle basiretli davranma yükümlülüğü de bulunan davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak icra takibi, davacı tarafından yapılan ve takibe konu edilen kurum borç ve ödemelerine göre açıkça belirleyip tespit edebilir durumdadır. ——- davalının asıl alacağa ilişkin olarak itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden takibe konu temel alacak/borç muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan 15.067,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden ;——–içeriğine göre davalının mazeretsiz olarak toplantıya katılmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11-13 maddeleri gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——– ödenen —— davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun, ——— takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 75.335,81 TL asıl alacak ve 1.430,35 TL işlemiş faiz yönünden İPTALİ ile, icra takibinin asıl alacağa (75.335,81 TL) takip tarihinden itibaren yıllık % 9 yasal faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA, fazlaya ilişkin (1.668,74 TL işlemiş faiz ) davanın/ talebin REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan 15.067,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.243,88 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 947,31 TL ve ilamsız icra takip dosyasında yatırılan 392,17 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 3.904,41 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ——- davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 947,31 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 107,45 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.105,56 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——-13/1, maddesi uyarınca 10.779,60 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.