Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/429 E. 2021/559 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/429
KARAR NO : 2021/559

DAVA : Yabancı Hakem Kararının Tenfizi
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 14/07/2021

Mahkememizin —– Esas sayılı dosyası üzerinden —–karar sayılı yetkisizliğe ilişkin karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine ——–Karar sayılı kesin nitelikli kararı ile asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında olan dava hakkında öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden bahisle istinaf başvurusunun kabul edilerek söz konusu mahkememiz kararının kaldırılması üzerine Mahkememizin başlıktaki esasına tevzi edilen davanın tensiben yapılan incelemesi sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizden verilen —– Karar sayılı:
“…
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile; ——– dava nolu dosyasından verdiği ———— yer alam tazminat yargılama masrafı ile avukatlık ve diğer tazmin edilebilir maliyetlerin davalı tarafından müvekkiline ödenmesine dair hakem kararının 5718 Sayılı MÖHUK ve New York Sözleşmesi uyarınca tenfizine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili duruşmada da tekrar ettiği ve süresinde itiraz edilen cevap dilekçesinde davanın nisbi harca tabi olduğu ileri sürülerek harç ikmalinin sağlanması gerektiği; Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu itirazında bulunarak görevsizlik kararı verilmesi gerektiği ve MÖHUK Madde 60 düzenlemesine bağlı olarak davalı ——- adresine göre yetkili mahkemelerin——olduğu ileri sürülerek esas hakkında da tenfiz şartlarının gerçekleşmediği ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davacı vekili duruşmada da tekrar ettiği 10/11/2020 tarihli dilekçe ile davalı tarafın yetki itirazını kabul ettiğini ifade etmiştir.
Öncelikle harç ikmali, görev ve yetki itirazına yönelik usuli itirazların belirtilen sıraya göre incelendiği ön inceleme duruşmasında alınan beyanların, yapılan irdelemelerin ve oluşturulan kararların yer aldığı söz konusu 11/11/2020 tarihli duruşma tutanağı içeriği:
”…
Davacı——duruşmaya katıldı. Başka gelen yok. Belli yerde açık yargılamaya başlandı.
Tebligatların yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı anlaşıldı.
Davalı tarafın itirazlarına göre öncelikle sırasıyla harç, görev ve yetki itirazlarının karara bağlanması gerektiği anlaşıldı.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 10/11/2020 tarihli dilekçe ile davalı tarafın yetki itirazının kabul edildiği ve yetkili mahkeme olarak —- davanın görülebilmesi için bu doğrultuda yetki itirazının kabulüne karar verilmesinin talep edildiği anlaşıldı.
Söz konusu irdelemeler yönünden değerlendirilmek üzere soruldu:
Davacı vekili zapta geçen dilekçemizi ve diğer dilekçelerimizi tekrar ederiz, davaya konu ilişki ticari ilişkidir dedi.
Davalı vekillerinden soruldu: dilekçelerimizi tekrar ederiz, bize göre bir taraf devlet olduğu için taraflar arasındaki ilişki ticari ilişki değildir, ayrıca TTK Mad.4’e göre tenfiz davaları ticari dava olarak sayılmadığından dolayı bu nedenle de eldeki bu tenfiz davası ticari dava değildir dediler.
Harç yönünden dosya incelendi: GGD:
1-Harçlar kanununa göre— mahkeme kararlarının nisbi harca tabi kılındığı halde —– kararlarının tenfizi yönünden bu şekilde emredici bir yasal düzenleme olmadığından ve yerleşen uygulamaya da bağlı olarak —– kararlarının tenfizi maktu harca tabi olduğundan bu yöndeki itirazın reddine,
2-Yukarıdaki karara da bağlı olarak harç ikmaline gerek olmadığına,
Oy birliği ile karar verildi. tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Görev yönünden dosya incelendi: GGD:
1-Zapta geçen beyanlara ve dosya kapsamına nazaran davanın ticari dava olduğu, ticari dava olup olmadığının da ticaret Mahkemesince tartışması gerektiği anlaşıldığından ve tenfiz davalarında ticari dava olup olmamasına bağlı olarak Asliye Mahkemesi’nin belirlenmesi yasal gereğine nazaran yerinde görülmeyen görev itirazının reddine,
Oy birliği ile karar verildi. tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
İrdelenmesi gereken başka bir dava şartı eksikliği söz konusu olmadığından yetki itirazı yönünden dosya incelendi:
Davacı vekili yetki itirazını kabul ediyoruz dedi.
Davalı vekilleri yetki itirazımızın kabülüne bir diyeceğimiz yoktur dediler.
Dosya incelendi. Süresinde yapılan ve davacı tarafçada kabul edilen yetki itirazı yerinde görüldüğünden yargılamaya son verildi.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Yukarıya aynen aktarılan ara kararlarda da gerekçeli olarak belirtildiği gibi dava —– kararının tenfizine ilişkin olması nedeni ile maktu harca tabi olduğundan harç ikmali gereği söz konusu olmadığı gibi görev itirazı da yerinde görülmediğinden ve engel başka bir dava şartı eksikliği bulunmadığından yetki itirazının irdelenmesi gerekmiştir.
—- kararının tenfizine ilişkin düzenlemeler 5718 Sayılı MÖHUK 60 ila 63. Maddeleri arasında yer almakta olup, madde 61/2 düzenlemesindeki atfın sadece 55,56 ve 57. Maddelere münhasır olmas—– tenfizi yönünden yetkiyi içerir maddenin 60/2 olması, davalı ——– tebligatla yapılmasının söz konusu olması, —– yetkinin söz konusu olmaması ve nihayetinde davalı vekilinin yetki itirazını kabul etmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde süresinde ileri sürülen ve yerinde görülen yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından bu doğrultuda davanın yetki yönünden ve usulden reddine ilişkin olmak üzere aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetki itirazının kabulü ile Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE ve davanın yetki yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1 maddesinde belirtilen 2 haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde dosyanın—- MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan kararın —— Karar sayılı kararı ile:
“…
Somut olayda davacı taraf tacir olmakla birlikte davalı … tacir olmadığından davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Buna göre, ilk derece mahkemesince öncelikle görev dava şartının değerlendirilmesi ve davaya bakmakta asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğundan, bu yönde görevsizlik kararı verilmesi gerektiği halde yazılı olduğu şekilde görev itirazının reddedilerek yetki ilk itirazının değerlendirilmesi yoluna gidilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2——tarih,—- Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın—- kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

…”
şeklindeki gerekçe ile kaldırılması üzerine dava dosyası Mahkememizin başlıktaki esasına tevzi edilmiştir.
Söz konusu —kararının göreve ilişkin olması, görev kurallarının dava şartlarına yönelik olarak her aşamada resen gözetilmesi gereği, BAM kararına uygun işlem yapma yasal zorunluluğu, BAM kararının kesin niteliği birlikte değerledirilerek BAM kararı doğrultusunda tensiben görevsizlik kararı verilmesi yoluna gidilmiştir.
Dava —- kararının tenfizine yönelik ve tacir olmayan davalı aleyhine açılan dava olup — kararında da açıklandığı üzere davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesini gerektirir bir yönü olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gereken bir dava olduğu sonucuna varıldığından ve;
Görev kurallarının dava şartı olduğuna ilişkin HMK 114/1-c maddesi,
HMK.nun 115. maddesine göre Mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olması,
HMK.nun 30. Maddesine göre Hakimin lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlü olması,
HMK.nun 138. maddesinde öncelikle dava şartlarının dosya üzerinden karar verileceğinin düzenlenmiş olması,
hususları birlikte değerlendirildiğinde tensiben görevsizlik kararı verilmesinin usul hükümlerine ve tarafların menfaatlerine daha uygun olduğu değerlendirildiğinden Mahkememizin görevsizliğine ilişkin olmak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ve davanın görev yönünden dava şartı yokluğuna bağlı olarak USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1 maddesinde belirtilen 2 haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde dosyanın görevl— Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yetki itirazının görevli mahkemece karara bağlanmasına,
4-Süresinde başvuruda bulunulması halinde harç ve yargılama giderleri ile avansa ilişkin hususların 6100 sayılı HMK.’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Süresinde başvuruda bulunulmaması halinde HMK. Madde 20 düzenlemesine bağlı olarak davanın açılmamış sayılmasına yönelik gerekli usuli kararın resen verilmesi gereğinin gözetilmesine,
6-Yukarıdaki hüküm fıkralarında belirtilen ihtimallerde gözetilerek yargılama sonucunda ve resen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse resen yapılacak giderde mahsup edilmek ve HMK. Madde 333 düzenlemesi gözetilmek sureti ile avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
İlişkin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile tensiben karar verildi.