Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/421 E. 2022/72 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/421 Esas
KARAR NO : 2022/72

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2021
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkil şirketi arasındaki ticari ilişki sonucu davalı tarafın müvekkil davacıya olan borcunu ödemediğinden, davalı şirket hakkında———– ile ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı taraf aleyhine açmış oldukları takipte alacaklardan kurtulmak amacıyla haksız ve kötüniyetli olarak ödeme emrine, takibe, takip konusu borcun tamamına faiz ve ferilerine itiraz ettiklerini, davalı tarafın itirazlarının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafın müvekkilinden takip konusu —— fatura kapsamında borcunu ödemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm hakları ayrı ayrı saklı kalmak kaydıyla, Davanın kabulü ile Davalı/borçlunun — sayılı dosyasında ödeme emrine, takibe, takip konusu borcun tamamına faiz ve ferilerine vaki tüm itirazının iptaline , icra takibinin devamına, takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında davaya cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış; şirket kendisini vekil ile temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : —– Arabuluculuk Son Tutanağı, Ticari defter ve Belgeler,—-, Vergi Dairesi Kayıtları, Fatura, Bilirkişi Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nın 67.maddesi gereğince İtirazın İptali ve Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, duruşmada davacı vekilinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davaya esas ——— davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca tarafların bağlı bulunduğu ——–formları celbedilmiştir. Dosyaya—- tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —-alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin,——- dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, davalı şirket davaya cevap vermediğinden iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı tarafından gösterilen ve resen toplanması gereken deliller toplanmış ve inceleme gün ve saati belirlenerek davalı şirkete de ihtaratlı davetiye gönderilerek tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu —– dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.—– tarafından sadece davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle mealen; davacının incelenen 2020 yılına ait ticari defterlenin usulüne uygun olarak tutulduğunu ve sahibi lehine delil vasfı taşıdığı, davalının tebligata rağmen ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davaya konu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturanın taraflarca vergi dairelerini bildirildirildiği ve böylece fatura içeriğine konu mal ve hizmetin teslim edildiği, bedelin ödendiğine ilişkin belge bulunmadığı ve sonuç itibariyle davacının 17.290,73 TL alacaklı olduğu yönünde tespit ,hesap ve görüşlerini içerir rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak rapora karşı herhangi bir itiraz öne sürülmemiştir. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede davalı tarafın icra dosyasına genel ve soyut bir itirazda bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkiyi inkar etmediği, takibe dayanak faturaya ilişkin hiçbir açıklama yapmadığı gibi ödemeye ilişkin bir bilgi ve belge de sunmadığı, ihtarlı davetiyeye rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının dayandığı faturayı ——beyan ederek fatura içeriğini ve teslimi kabul ettiği anlaşılmakla, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan ve ödemeye ilişkin belge sunulmayan faturaya göre alacağın sabit kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür. Binaenaleyh davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ile HMK’nın 190, 222/3 maddeleri gereğince mevcut bilirkişi raporu ve anılan diğer durum ve deliller karşısında açıkça ispatladığı sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davanın niteliği gereği icra takip dosyası ve taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek davacının davasının kabulü ile, davalı-borçlunun davalı-borçlunun —–dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin asıl alacağa (17.290,73 TL) takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle takibin aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden icra takip dosyası, faturaya, —– kayıtları ve bilirkişi raporu itibariyle mevcut alacak/borç likit/muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın (17.290,73 TL ) % 20’si olan —– davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi —— bütçesinden —— ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun—— dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa (17.290,73 TL) takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle takibin aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan 3.458,14 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.181,13 TL karar ve ilam harcının 208,84 TL peşin harç ile icra dosyasında alınan 86,45 TL harcın mahsubuyla bakiye 885,84 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri —– ödenen—– arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı 208,84 TL peşin harç , 8,50 TL vekalet harcı, 101,00 TL posta masrafı ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.177,64 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı şirket temsilcisinin yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.