Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/413 E. 2023/87 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/413 Esas
KARAR NO : 2023/87

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 06/07/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket —- dava konusu olan emtianın davalı borçlu —– sorumluluğunda nakliyesi,—– ——— araç ——arka sağ, —-kısmından su alması ve arka sağ kısımda bulunan —- ezilerek mukavemet özelliğini kaybetmesi neticesinde emtialarda muhtelif hasarların oluşması nedeni ile maddi zarar meydana geldiğini, davacı şirkete vaki hasar ihbarına mütcakip hazırlatılan — ve nakliyat sorumluluk——- tazminat bedeli —— tarihinde ödendiğini, TTK m.1472 hükmü gereği sigortalısının haklarına halef olunduğunu, tazminat miktarından——— itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili için davalı borçlu aleyhine————- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıbonçlunun yasal süresi içinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu,——-dosyasına haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, —- vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usul yönünden; davacının delillerini müvekkili şirkete ulaştırmadığını, davacı şirketin aktif, davalı şirketin ise pasif husumeti ehliyeti bulunmadığını, davacının ödemesinin hatır ödemesi olduğunu, CMR Konvansiyonu 30.maddesi gereğince müvekkiline usulüne uygun ihbar yapılmadığını, CMR Konvansiyonu hükümleri uygulanması gerektiğini, söz konusu taşımaya ilişkin iddia ve taleplerin zaman aşımına uğradığını, esasa ilişkin olarak; iddia konusu hasarda müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, davacı—-olduğunu—- bedeli hesaplanmadığını, CMR Konvansiyonu gereği ———- edilebilecekken davacının talebi olan faiz oranının haksız ve hukuka aykırı olduğu ——–sürerek davanın reddini ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı —— dosyanın—— Kayıtları, ——- Bilirkişi ve Ek Raporu, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.

İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ, VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLAR:
Dava , 6102 sayılı TTK’nin 1472. maddesi uyarınca davacı ————- nedeniyle dava dışı sigortalısının haklarına ——-olması sebebiyle dava dışı sigortalısına ödediği hasar tazminatının; sigortalı ile davalı arasındaki taşıma sözleşmesi nedeniyle rücuen tahsili için açılmış icra takibine yapılan itiraza bağlı olarak 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesi kapsamında açılmış itirazın iptali, takibin devamı ve tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan —- duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan taraf vekillerinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanları üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, duruşmaya katılan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davaya esas —- sayılı dosyaları UYAP sistemi üzerinden getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu oldukları görülmüştür. Dosyaya mübrez —- tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,— varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır. Bu düzenlemeye göre; takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. İtirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır.
Davacının aktif dava ehliyeti yönünden ise 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun —- 1472. maddesinde ” (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, — intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa,——- mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, —- sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükmü bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılamaya göre somut olayda gelince ; davacı——ile dava dışı sigortalısı ———- bulunduğu sabittir. Davacı —- tarafından ekspertiz raporuna dayanarak taşıma sırasında meydana gelen hasar nedeniyle sigortalısına—- anlaşıldığı üzere toplam —- ödeme yapıldığı ve işbu tutar kadar hasar alacağı için devir ve temlik alındığı ve böylece davacının dava dışı —— olduğu tespit edilmiştir. Davacı —-tarafından işbu ödemenin taşıma sırasında hasara bağlı olduğu iddiası ile taşımayı yapan davalı şirketten ——–üzerinden genel haciz yoluyla icra takibi başlatılmış ve icra takibine yapılan itiraz üzerine takip durdurulmuş ve yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı görülmüştür. Mahkememizce açılan işbu dava üzerine taraf teşkili sağlanmış ,ön inceleme duruşması icra edilerek uyuşmazlık belirlenmiş ve taraflarca gösterilen deliller ve getirtilmesi gereken bilgi ve belgeler celbedilmiştir. Yapılan incelemeye göre uyuşmazlığın çözümünde — ihtiyaç duyulduğu tespit edilerek dosya ——– sözleşmeleri ve uygulaması konusunda uzman bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi ——- tarafından hazırlanan —– raporda özetle ; Dava konusu olayda, davalı —– akdi ve fiili taşıyıcı olduğu, taşıma işinde meydana gelen gerçek zarar tutarının—————olduğu, meydana gelen zarardan davalı taşıyıcının CMR
Konvansiyonu 23’üncü madde —————-
—— kadar sorumlu olabileceği, Davacı sigorta şirketinin elde etmiş olduğu halefiyet gereğince, zararın meydana gelmesinde tek başına sorumlu olduğu tespit edilen fiili taşıyıcı davalı—–CMR 23’üncü madde gereğince hesaplanan sorumluluk sınırı olan —— hüküm tarihindeki—————-
karşılığını rücuen talep edebileceği,
Davacı sigorta şirketinin, rücuen talep edebileceği hesaplanan sorumluluk——-cinsinden karşılığına
CMR Konvansiyonu 27’nci maddesi gereğince takip tarihinde itibaren yıllık %5 oranında faiz talep edebileceği, Davacının—– nezdinde başlatmış olduğu takibin asıl alacak tutarı olarak; yukarıda
hesaplanan sorumluluk sınırı——– hüküm tarihindeki —- karşılığı kadar kısmı için yerinde olacağı, davacının hesap edilecek
kısım kadar takibin devamını talep edebileceği sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı yönünde tespit, hesap ve görüş bildirilmiştir. Mahkememizce anılan bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilerek itiraz ve beyanlar alınıp değerlendirilmiştir. Bu kapsamda beyan ve itirazları gözetilerek bilirkişiden ek rapor düzenlemesi istenmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen —- ek raporda ise özetle ; kök raporda yer alan görüşümüzün
aşağıdaki şekilde revize edilmesi gerekmiştir:
Dava konusu olayda, davalı ——— akdi ve fiili taşıyıcı olduğu, taşıma işinde meydana gelen gerçek zarar tutarının dosyadaki belgelere göre
sovtaj tenzili sonrası —– eşyanın taşındığı araca ait —— vasfını kaybetmesi sonucu hasar meydana geldiğinden davalı taşıyıcının CMR Konvansiyonu 29’ncı madde kapsamında
sorumluluğun sınırlandırılması hakkından istifade edemeyeceği, meydana gelen zarardan davalı taşıyıcının CMR Konvansiyonu 23’üncü madde
— gereği sorumlu olacağı,
2. Davacı sigorta şirketinin elde etmiş olduğu halefiyet gereğince, zararın meydana gelmesinde tek başına sorumlu olduğu tespit edilen fiili taşıyıcı
davalı —- gereğince hesaplanan—– gerçek zararı rücuen talep edebileceği, Davacı —–rücuen talep edebileceği hesaplanan ——gerçek zarar tutarına CMR Konvansiyonu 27’nci maddesi gereğince takip tarihinde itibaren yıllık %5 oranında faiz talep edebileceği, Davacının—– sayıl dosyası nezdinde başlatmış olduğu takibin hesap edilen 26.275,41Euro kadarlık asıl alacak tutarına vaki itirazın iptalini ve bu kısım kadar takibin devamını talep edebileceği sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı yönünde görüş beyan edilmiştir. Mahkememizce işbu ek raporda taraf vekillerine tebliğ edilmiş vaki beyan ve itirazlar dosyaya yansımış ancak yeni bir bilirkişi/bilirkişi heyetinden rapor alınmayası yahut ek rapor alınması gibi talepler mevcut raporlar ve dosyada mukim deliller yeterli görüldüğünden dinlenmemiştir. Öncelikle ifade edilmelidir ki, Sigorta eksperlerinin hukuki—— eksperleri tarafından tanzim edilen raporların hukuki niteliği 5684 sayılı Sigortacılık Kanununda düzenlenmiştir. Kanunun 2/1-n maddesinde sigorta eksperlerinin tarafsız ve bağımsız olduğu, aynı kanununun 22/13 fıkrasında sigorta eksperlerinin tarafsız olmak zorunda olduğu, yine aynı kanunun 22/17 fıkrasında eksperler tarafından düzenlenen raporların delil niteliğinde olduğu yönündeki düzenlemeler dikkate alındığında sigorta eksperleri tarafından düzenlenen raporların yargılama aşamasında itibar edilecek türden bir belge olduğu açıktır. Ne var ki ekspertiz raporlarının delil niteliğinde olması onların denetiminin yapılmasına ve doğruluğunun araştırılmasına mani değildir. Ekspertiz raporlarının diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirileceği malumdur. Mahkememizce bu kapsamda yapılan değerlendirmede öncelikle bilirkişi raporunda gerçek zarar olarak hesaplanan emtia hasar bedelinin — olduğu ve CMR 23/3 maddesi gereğince davalı — sorumluluk sınırının zayi olan emtianın brüt ağırlığı olan —-yönündeki tespitin yerinde olduğu tespit edilmiştir. Burada davalının sorumluluk sınırından yararlanıp yararlanamayacağı sorunu gündeme gelmiş olup olayda taşımanın niteliğine göre CMR hükümlerinin uygulanacağı açıktır. Ancak ekspertiz raporunda davaya konu hasarın nerede ve nasıl gerçekleştiğinin anlaşılamadığı, hasarın muhtemelen dorse üzerinde bulunan—- yama veya dikiş yerlerinden , gözle görülemeyen ufak deliklerden sızan yağmur suyu nedeniyle gerçekleşmiş olabileceğinin rapor edilmesi ve bilirkişi ek raporunda da bu tespite atıf yapılarak brandanın su geçirmezlik vasfını kaybetmesi halinde taşıyıcının CMR 29.maddesindeki sorumluluk sınırlaması hakkını kaybedeceği yönünde görüş bildirilmesi karşısında esasen ortada bir ihtimal bulunduğu ,davacının hasarın açıklanan şekilde gerçekleştiğini —– delillerle ispat edemediği düşünülmüştür. Bu durumda davalının CMR 29.maddesi gereği sorumluluk sınırlanmasından yararlanması gerekeceği kabul edilmiş ve karar tarihindeki —– hesap yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekmiştir. Bu minvalde, davalının; bilirkişi kök raporunun olaya uygun, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu sonuç ve kanaatiyle —– sorumlu tutulması gerekmiştir. Bu nedenlerle; davanın kısmen kabul;kısmen reddine, 2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun ——-kısmına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin işbu asıl alacağa takip tarihinden itibaren CMR Konvansiyonunun 27. maddesi uyarınca yıllık % 5 oranında faiz uygulanmak ve fiili ödeme günündeki ——– üzerinden hesaplanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin ——talebin reddine karar verilmiştir. 2004 Sayılı İİK’nin 67/2 maddesine göre davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin de yargılama sonucunda alacaklı-davacının asıl alacağa ilişkin kısmen haklı oluşu ve davacı-alacaklının takipte kötü niyetli olarak hareket ettiğine müteallik dosyada hiçbir delil ve ispat bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk ise, aynı yasanın 326/2 maddesi gereğince tarafların haklılık durumu esas alınarak kabul-ret oranlarına göre belirlenmiştir. Yine bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi — ödenen arabuluculuk ücretinin de az yukarıdaki esaslar çerçevesinde karşılıklı olarak sorumlu görülen taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun ——- sayılı takip dosyasının 3.796,59 Euro asıl alacak kısmına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin işbu asıl alacağa takip tarihinden itibaren CMR Konvansiyonunun 27. maddesi uyarınca yıllık % 5 oranında faiz uygulanmak ve fiili ödeme günündeki— üzerinden hesaplanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin — talebin Reddine,
3-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle tazminat talebinin REDDİNE,
5-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 2.668,69 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 3.390,15 TL harcın mahsubuyla artan———- karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —— kabul edilen miktar (%0,13) üzerinden hesaplanan 165,70 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile——- miktar (%0,87) üzerinden hesaplanan 1.154,30 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.668,69 TL peşin harç ve 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.736,49 TL harçtan oluşan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)Davacı tarafından yapılan 77,50 TL posta ücreti ve 1.500,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.379,47 TL yargılama giderinden davanın kabul (%0,13) ve ret (%0,87) oranına göre 198,03 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına, davalı tarafından vekille temsil dışında yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan —–. 13/1, 13/2 maddeleri uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan ———-nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davalı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan —–13/1, maddesi uyarınca ret edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 41.099,83 TL nispi vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.