Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/392 E. 2022/289 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/392 Esas
KARAR NO : 2022/289

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı——— plakalı araca çarptığını ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucunda müvekkile ait — plakalı aracında meydana gelen hasarın, bağımsız –olarak tespit edildiğini, kazaya sebebiyet veren sigortalının sigortacısı olan davalının, kaza sebebiyle oluşan her türlü zararı karşılamakla mükellef olduğunu, davalı tarafa hasar onarım bedelinin tazminin bildirildiğini ancak davalının, ihtarnameye rağmen hasar onarım bedelini ödemediğini beyan ederek, davanın kabulüne,– alacağının, 10,00 TL değer kaybı alacağının ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkil—-plakalı aracın herhangi bir kusuru bulunmadığını, mahkemece müvekkil şirketin sorumluluğu bulunduğuna kanaat getirilmesi halinde teminat —- hasar ödemesi yapıldığını, davacının talep etmiş olduğu maddi hasar ve değer kaybı tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesi gerektiğini, müvekkili şirkete — sigortalı —- plaka sayılı aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili — artırımına yönelik ıslah dilekçesinde özetle; Dava dilekçelerinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak davalıdan “şimdilik — onarım bedeli ve 10,00 TL değer kaybı alacağının ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminini” talep ettiklerini, alacak taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda, “müspet zarar kapsamında, bakiye hasar onarım bedeline ilişkin– kaybı bedeline ilişkin — olmak üzere toplamda — ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine” karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Davalı —-yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—— konusunda uzman bilirkişi, —- alanında uzman makine mühendisi ve sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi heyet raporu dosya arasına alınmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava 06.06.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davalı şirket nezdinde —, davacıya ait —- araca çarpması sonucu, kusurun irdelenmesi, araçta hasar ve değer kaybı oluşup oluşmadığı, varsa miktarının ne olduğuna dair HMK 107.maddesi uyarınca belirsiz alacak davasıdır.
Dosya, trafik kusuru konusunda uzman bilirkişi, — alanında uzman makine mühendisi bilirkişi ile sigorta hukuku alanında uzman —- poliçesi, hasar dosyası ve ibraz edilen deliller ışığında, — plakalı araç sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 56/1-c ve Yönetmeliğin 107. maddelerini ihlal etmesi sebebiyle %100 kusurlu olduğu—- plakalı araç sürücüsü davacının kusurunun bulunmadığı, —- plakalı araç için kaza sonrası parça değişimi, tamir ve işçiliklere ilişkin düzenlenen ekspertiz raporunun meydana gelen kaza, hasar ve işlemler yönünden uygun olduğu,–kadri maruf olduğu, aracın değer kaybının, — Genel Şartları ekinde belirtilen koşullar çerçevesinde— kararı çerçevesinde yapılan değerlendirmeye— davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya ibraz edilen banka ödeme dekontuna — ödemede bulunulduğu, yapılan ödemenin mahsubu ile, şayet değer kaybı— kabul edilir ise, davacının bakiye alacağının —; şayet değer kaybı–olarak kabul edilir ise, davacının bakiye alacağının—değer kaybı—-olduğu rapor edilmiş olup, davacı tarafça 11.731,38 TL yönünden dava ıslah edilmiştir.
Dava konusu araçta kaza tarihinden önce herhangi bir hasar yok ise; aracın kazasız piyasa rayici belirlenip buna göre hasarlı hali arasındaki fark değer kaybı kabul edilmelidir.
Davacıya ait araçta meydana gelen gerçek zararın belirlenmesi için mahkemece yapılacak iş, aracın kaza tarihindeki hasarsız piyasa değeri ve hasarlı haldeki piyasa değeri arasındaki farkı belirlemek için konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı denetime açık ve gerekçeli rapor alınarak, davalı sürücünün kusur oranı nispetinde tazminata hükmedilmesi olmalıdır.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi heyet raporunun bu yönleriyle hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunması sebebiyle yeni bir rapor alınması cihetine gidilmeyerek, değer kaybı hesabına yönelik — iptal kararı doğrultusunda yapılan hesaplamada tespit edilen — hesabın hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
— sayılı ilamında:”Mahkemece— göre; davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının 65.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, 6762 sayılı TTK.’nin 1301. maddesinden (6102 sayılı TTK’nin 1472. maddesi) kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur. Sigorta ettirenin dava hakkı, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Ödeme tarihi aynı zamanda 3. şahsa rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle işleten ve sürücünün faizden sorumluluğunun başlangıcının — başlangıcı olan ödeme tarihi olarak kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Davacı tarafça temerrüt faizi olarak avans faiz istenilmiştir. Davalının işleteni olduğu araç minibüs olup ticari araçtır. O halde, davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.
Yukarıda anılan içtihat uyarınca davacı tarafça ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi talebinde bulunulmuş, kazaya neden olan araç —-olup ticari araç olduğundan, ticari temerrüt faizine hükmetmek gerekmiş, her ne kadar kaza tarihinden, kabul görmez ise ihtar tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş ise de, dava öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge olmadığından dava tarihi itibariyle temerrüdün gerçekleştiği kabul edilmiş, yine her ne kadar talep artırımından sonra davalı tarafça zaman aşımı def’inde bulunulmuş ise de, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması sebebiyle zaman aşımının gerçekleşmediği tespitiyle beraber ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile toplam —– dava tarihi olan 29.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 801,37 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harç ile 199,00 TL ıslah harcının toplamı olan 258,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 543,07 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan peşin alınan 59,30 TL harç ile 199,00TL ıslah harcının toplamı olan 258,30 TL harç gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 40,10 TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.298,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile ——– arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan — uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.