Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/391 E. 2022/179 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/391
KARAR NO: 2022/179
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 28/06/2021
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetle davacı — nezdinde sigortalı olarak —– geçirdiği iş kazası nedeni ile söz konusu şirket aleyhine açılan rücuan tazminat davasının — sayılı dosyası üzerinden işlem işlem gördüğü, davanın kabulüne ilişkin kararın—- sayılı ilamı ile şirket hakkında ihya davası açılması gerektiğinden bahisle ortadan kaldırılmasına karar verildiği ve bu karar sonrası davanın aynı mahkemenin — tevzi edildiği, —tarihli ara karar ile ihya davası açılması için süre verildiği ileri sürülerek sonuçta söz konusu şirketin söz konusu — Esas sayılı dava yönünden ihyasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı —- vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde yasal düzenleme hatırlatılarak ve davalının yasal hasım olması nedeni ile yargılama giderinden sorumlu olmadığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı-tasfiye memuruna tebligat yapıldığı halde gelen olmamış ve cevap verilmemiştir.
Dava —— tasfiyeye bağlı olarak terkin edilmiş olan ”Tasfiye Halinde — ünvanlı şirket aleyhine açılan ve —-dosyası üzerinden işlem gören dava nedeniyle ihya edilmesinin gerekip gerekmediği hususunun aydınlatılmasına yöneliktir.
TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi:
“(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, —– bulunduğu yerdeki asliye —-mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.”
hükmünü içermektedir.
—–cevabına göre söz konusu şirketin tasfiyeye bağlı olarak —tarihinde terkin edildiği, şirketin adresinin —- olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, temsilcisinin-tasfiye memurunun davalı — olduğu belirlenmiştir.
Gerekli kısımlarının örneği celp edilen —-dosyası üzerinden işlem gören davanın davacı tarafından söz konusu şirket aleyhine açılan dava olduğu ve —–tarihli duruşmada ihya davası açılması için süre verilmiş olduğu, yargılamasının devam ettiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ——- terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Eldeki dava yönünden, söz konusu şirket hakkında bir dava olduğu halde tasfiyenin şeklen ve eksik olarak —– yansıdığı; yargılaması devam eden söz konusu —– sayılı davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infaz işlemlerinin yapılmasının TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemini gerektirdiği ve bunun için söz konusu şirketin ihya edilerek yeniden —– tescilinin zorunlu hale geldiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi yönünden davalı-tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasının ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru olarak davalı —- tarafından yapılması uygun görülmüş olup, yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı —- yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın TTK’nin 547. Maddesi uyarınca KABULÜ ile;
a)———numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan ”Tasfiye Halinde —– sayılı dava dosyası yönünden ve Mahkemece verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere —tesciline,
b)Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru davalı —- tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
c)Kararın —- tescil ve ilanına,
2-Gerekçede açıklanan nedenlerle davalı ——– yargılama giderinden sorumlu tutulmasına yer olmadığına,
3-Harç muafiyeti nedeni ile başlangıçta harç yatırılmamış olması da gözetilerek sonuçta dava tarihi itibari ile 59,30 TL başvurma harcı ve karar tarihi itibari ile 80,70 TL maktu karar harcı olmak üzere toplam 140 TL harcın davalı-tasfiye memuru —alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan toplam 120 TL yargılama giderinin davalı-tasfime memuru —- alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili için tarife gereğince belirlenen 5.100 TL maktu avukatlık ücretinin davalı—– —- alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2022