Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/389 E. 2022/272 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/389 Esas
KARAR NO : 2022/272

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 21/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilİ şirketin, ——- sahibi olduğu, davalının ise, işletme hakkı müvekkili şirkette bulunan— bulunan tüzelkişi olan tacir olduğu, davalının,— tarihleri arasında ücret ödemeksizin, —ihalli geçişler gerçekleştirdiği, geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait 6001 s.k. m.30/5 hükmünün getirdiği yasal cezanın ödenmemesi üzerine — sayılı takip dosyası üzerinden icra takibine girişildiği, davalının, herhangi bir borcu olmadığı, likit bir alacak olmadığı gerekçeleriyle icra takibine itiraz ettiği ve takibin durduğu ileri sürülerek teminatsız olarak, ihtiyati haciz kararı verilmesi, davalarının kabulü ile —dosyasında davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğinden icra takibine konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatına karar verilmesi, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılması, peşin olarak ödenen yargılama giderleri ve harçlarla tespit edilecek avukatlık vekâlet ücretinin davalı borçludan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun davetiyeye rağmen duruşmalara katılmamış cevap da vermemiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi,—esas sayılı dosyası — içeriği, — dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiştir. Taraf vekillerinin beyanına göre tarafların sulh veya arabuluculuk yoluyla çözüme gitmek istememeleri üzerine davaya konu uyuşmazlık belirlenmek suretiyle tahkikata geçilmiş ve tüm deliller toplanıp incelenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi —- dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olayda —– davacının işlettiği — sebebiyle tahakkuk— ve 6001 sayılı kanun uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretlerinin dört katı tutarındaki cezaya ilişkin olarak icra takibi başlatıldığı, takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat Ve Görevleri hakkındaki kanunun 30/5 maddesinde “4046,3465 ve 3996 kanunlar —- kontrolünün uygulandığı ——- ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden — tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin dört katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükmü ile aynı kanunun 30/7.maddesinde ‘Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan ,ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan yargılama, yukarıda alıntılanan yasal düzenlemeler ve toplanan delillere göre somut olayda öncelikle davanın dayanağı ——- dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür.
Davaya konu———-yapan —– plakalı araçların—–, dosya arasına alınmış ve incelenmiştir. Yapılan incelemede bahse konu aracın davalı ——kayıtlı olduğu görülmüştür. Yine ———yazılarak ——– yapıldığı —— davalı ————— ürünü bulunup bulunmadığı sorulmuş, —— geçişlerin yapıldığı tarihleri itibariyle bakiye ve —— ile hesap hareketleri gönderilmiştir.
Davacı şirketin ——- üstlendiği, davacı———— davalı adına kayıtlı aracın —– tarihleri arasında —- yapması nedeniyle tahakkuk eden geçiş ücretleri ve 6001 sayılı kanun uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretlerinin dört katı tutarındaki cezaya ilişkin olarak icra takibi başlatıldığı, takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Tahakkuk eden—— göre doğru hesaplandığı anlaşıldığından bilirkişiye başvurulmamıştır.
Davaya konu olayda—————–tarafından şartları ve sonuçları önceden bilindiğinden ve/veya nesnel olarak bilindiği kabul edildiğinden ——– tarafından yapılan ücretsiz geçiş yapıldığına dair uyarı ve ödemenin yapılmasına —-yasal olarak ——- tutanağı veya—- düzenlenerek muhataba ihbar ve tebliğine dair yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Sürücünün eylemlerinden — davalı şirketin basiretli tacir gibi davranma ve bu kapsamda —yeterli para (bakiye) bulundurma ve/veya ihlali geçişten itibaren on beş gün içinde ödeme yükümlülüğü de bulunmaktadır. (KTK,85-TTK,18/2)
Bütün bunlara göre davalı şirketin davaya konu ihlalli geçişlerden —- geçişlerde hesabında bakiye olduğu halde geçiş ücretinin tahsil edilmediği ve bu iki geçiş dışındaki 7 geçişlerde ise hesapta bakiye bulunmadığı, ihlalden itibaren on beş gün içinde ödeme yapmadığı da gözetildiğinde davacının geçiş ücretleri ile birlikte dört katı tutarında ceza miktarı talebinde bulunmasında ve davasında kısmen haklı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın kısmen kabulü ile davalının—dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince kısmen iptali ile icra takibinin asıl alacak — takip tarihinden itibaren %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise — kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda ise her ne kadar davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş ise de alacağın yargılama sırasında ortaya çıkması, likid olmaması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının —- takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, icra takibinin asıl alacak 614,2‬0 TL’ye takip tarihinden itibaren %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Şartları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç,12,80 TL posta masrafı olmak üzere toplam 131,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına (%.82-%18) göre 107,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 614,20 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Davalı cevap vermediği ve kendisini vekille temsil ettirmediği anlaşıldığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında—-arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranına (%82-%18) göre 1.082,40 TL’nin davalıdan, 237,60 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
9-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.