Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/387 E. 2022/243 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/387 Esas
KARAR NO : 2022/243

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2021
KARAR TARİHİ : 14/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı—- yandan—- ödeyerek kendi işletmesinde satmak için satın aldığı, müvekkilin davalıdan satın aldığı söz konusu — —- karşılığında, —- kullanacağını beyan eden —– sattığı ancak dava dışı ——— daha sonra—– sorunu olduğunu davacı müvekkiline bildirdiği, müvekkilinin ise — olan, sonradan davalı—-edilen sorunun —- kaynaklandığını, dolayısıyla —- kullanım hatasından kaynaklandığını bildirdiği, üretici —— olduğu bu cevabı, dava dışı tüketici —— tarafından iletildiği, bunun üzerine tüketici dava dışı —- tarihinde ——- gönderdiği savunmasında ——- kendisine vermiş olduğu ——- —— kaynaklanan problemler olduğunun ve değerlendirme sonucunda —- hatası olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle —–kapsamında değişimim yapılamayacağını” beyan ettiği—- tüketici dava dışı— başvurusunu—- değiştirilmesini, —- içerisinde değiştirilmediği taktirde ürünlerin iadesi karşılığında fatura tutarının derhal ve peşin olarak ödenmesine karar verdiği, — bu kararının—- eklenerek, davacı müvekkili tarafından ——– tarafından beyanları içerir şekilde davalı—- yetkililerine——- ayrı ayrı —– bildirildiği, bunun üzerine davacı —- —-konusu kararının kaldırılması ve icrasının durdurulması talebiyle —- vekili aracılığıyla dava açtığı, bu davayı da —– ihbar ederek davaya —- istediği, — numarasıyla kayıtlı olarak görülen dava kendisine ihbar edildiği halde davalı ——– katılmayarak takip etmediği, — yargılama sonucunda —–kararına yapılan itirazın reddine ve aynı kararın onanmasına kesin olmak üzere karar verilerek dava davacı müvekkili aleyhine sonuçlandığı, bunun üzerine müvekkilinin Tüketici Mahkemesi’nin kararını yerine getirerek dava dışı ——— teslim aldığı, davanın sonucunu ve dolayısıyla kendisinin ödemiş—iadesini yaparak ———– teslim alınması için davalıyla görüşmeler yapan müvekkilinin, davalının ilgisiz kalması üzerine ödemiş olduğu fatura bedelini, Tüketici Mahkemesi yargılama giderleri ve aynı mahkemede—– tarifesindeki —– için icra takibi yapmak zorunda kaldığı ancak davalı ——– yapılan takibe borcu bulunmadığı —-tarihinde itiraz ettiği, süresinde yapılan itirazlar nedeni ile icra takibi durdurulduğu, vaki itiraz taraflarına—- icra dairesinde dosya üzerinden taraflarınca —- olunduğu, dava şartı —— görüşmeleri sonunda da anlaşma sağlanamayınca işbu davayı açma zarureti hasıl olduğu ileri sürülerek davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesi vekâlet ücreti ve sâir yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin söz konusu aküleri davalıya — tarihinde sattığı, davacının müvekkilinden—dava dışı tüketiciye bu ürünleri satması imkansız olduğu, ———- müvekkiline —– incelemede bahsi geçen —– kaynaklanan bir—- olmadığı,— edilmiş olduğu görüldüğü, aradan geçen nerdeyse 1 yıllık süre boyunca ——sorunsuz olarak kullanılmış olduğu gerçeği karşısında—- bulunmadığı, — hatası tespit edilmiş olması sebebiyle davacının iddiaları kabul etmelerinin mümkün olmadığı, yapılacak bilirkişi incelemesinde söz konusu ——– kaynaklı bir sorun bulunmadığı tespit edileceği savunularak davanı reddine, yargılama giderin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi ve ekleri,—-içeriği,—- dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava — tarihinde davacı şirketten satın aldığı dava ve takip konusu — tarafından davacı şirket aleyhine —sonucu verilen karar neticesinde davacı sirketin dava dışı tüketici — ödedigi bedelin bahse konu — — mevcut olup olmadıgı, varsa miktarı, dava konusu —- ayıplı olup olmadıgının tespiti hususuna ilişkindir.
—– tutanağında; “—- için almış olduğu —- — çok kısa zamanda—- işlevini yerine getirmediği ve aldığı tarihten—-nedeniyle firmaya defalarca — rağmen bir sonuç alamadığı için— ücretinin iadesini talep etmektedir. Şikâyet edilenin savunmasının özeti:———- yapılan —geçen —– —- olduğunun tespit edildiğini, değerlendirme sonucunda — kullanıcı hatası olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle ——- —– — yapılamayacağını beyan etmektedir.—- dosya bilirkişiye gönderilmiş olup bilirkişi raporunda ——— —- —–olmadığı ve arızalandığının tespit edildiğini, —– hatası görülmediğini, —- bağlanarak çalışmasından— olması durumunda diğerlerinin de arızalanmasının mümkün olup bağlantının hatalı yapılması durumunda da süreç içinde —-arızalanabileceği ve mevcut durum itibari ile –arızalanmasına neyin neden olduğunun tespitinin mümkün olmadığını ve bu nedenle —- ayıplı olduğu beyan edildiğinden 6502 sayılı, tüketicinin Korunması hakkında Kanun’un Ayıplı Mal 8 ve İspat Yükü 10. Maddesi ile — 11. Maddesi gereğince şikâyetin kabulü gerekmiştir. Karar: Başvuru sahibinin talebinin kabulüne,—- değiştirilmesine, değiştirilmediği takdirde ürünlerin iadesi karşılığında fatura —– ödenmesine karar verilmiştir.”
Dava konusu——— ilişkin Mahkememiz tarafından bilirkişi incelemesine yönelik karar verilmiş olup bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi — raporunda özetle; Dava konusu — yapılan— kullanıldığı——– çalışmasına rağmen —- çalışmasında sorun olması, — incelemede kullanıcı hatasından kaynaklı herhangi bir tespit yapılamaması,— yaşanmadığı, — ispat yükünün satıcıda olduğu fakat — buna dair bir detayın bulunmadığı, bu sebeple — ayıplı olarak— takip alacağı bedelin ile icra takip tarihi —- icra takibi tarihinden itibaren işleyecek yıllık yasal faiz ile tahsili hakkında, — davacı — rücu hakkına dayanan tazminat alacağı şartları oluştuğu beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ olmuş ve denetimi yapılmıştır.
Yapılan yargılamaya, alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, somut olayda iki tarafın tacir olduğu, davacının, davalının satıcısı olduğu ve dava dışı —- dava konusu — aldığı, alınan— içerisinde değiştirilmesine, değiştirilmediği —karşılığında fatura tutarının — karar verildiği, davacı —— konu bedeli ödeyip — — teslim aldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan tespitte de belirtildiği üzere, “kullanıcı hatasından kaynaklı herhangi bir tespit yapılamaması,—– olarak kabul edilmesi nedeniyle ürünlerde kullanıcı hatası sebebiyle arıza yaşanmadığı, ürünlerde ayıp olmadığına dair ispat yükünün satıcıda olduğu — bir detayın bulunmadığı, bu sebeple —– ayıplı olarak satıldığı” anlaşılmış olup davacı tarafından davasının ispat ettiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya —- böylece—- borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda ise her ne kadar davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş ise de alacağın teknik inceleme ile ortaya çıkması, likid olmaması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan —- yasal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinın 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi — — ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının —Esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak 6.953,65 TL’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Şartları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 475,00 TL karar ve ilam harcından, Mahkememiz dosyasında alınan 118,76 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 356,24 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 118,76 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 42,00 TL posta ve dosya masrafı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.828,56‬ TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —— arabuluculuk ücretinden davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.