Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/382 E. 2023/509 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/382
KARAR NO: 2023/509
DAVA: Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ: 24/06/2021
KARAR TARİHİ: 12/07/2023

Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili tarafından ibraz edilen ve gerekli-yeterli kısımları:”…
KONU: Müvekkil’in pay sahipliğinden kaynaklı bilgi alma ve inceleme hakkının kullanımının Davalı şirket tarafından haksız şekilde engellenmesi nedeniyle Sayın Mahkeme’nin kararıyla kullandırılması taleplerimizden ibarettir.

AÇIKLAMALAR:Müvekkilimiz, iştigal konusu “Sigorta” olan Davalı —— şirketinde halihazırda %6,24 oranında pay sahibidir.
Müvekkilimiz——– babası muris ——-, Davalı Şirket’in %50 hissesi nispetinde kurucu ortağı olarak Şirket faaliyetlerini her zaman bilfiil yakından takip etmiş, Şirket portföyünün büyük bir kısmının oluşturulmasında bizzat katkı sağlamış, yönetimsel süreçlerde aktif rol oynamış biri olmakla birlikte, yakalandığı ——- bir hastalık nedeniyle vefat etmiştir. Müvekkil, Şirket ortakları tarafından kendisinin henüz deneyimsiz olduğu gerekçesi ile yıllarca Şirket kararlarının dışında bırakılmıştır. Şirket’in faaaliyet konusu hakkında bilgi almak istediğini beyan ettiği dönemlerde ise talepleri her defasında yönetim tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin reddedilmiş, nihayetinde işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olmuştur. Şöyle ki yaşanan olaylar silsilesini kısaca özetlemek gerekirse;Müvekkil, ——- Noterliği’nden 10.12.2020 tarih ve ——- yevmiye numaralı ile Davalı Şirket’e hitaben ilk gönderdiği İhtarname ile Türk Ticaret Kanunu’nun 614. Maddesi zımmında “Bilgi Alma ve İnceleme” hakkını kullanmak istediğini ifade etmişse de, Davalı Şirket’in ——- Noterliği’nden 22.12.2020 tarih ve —— yevmiye numarası ile gelen cevabi ihtarnamesi ile bilgi alma ve inceleme hakkını kullanma talebini haksız ve hukuka aykırı şekilde engellenmiştir. Davalı Şirket göndermiş olduğu mezkur Cevabi İhtarnamesinde Müvekkil’in bilgi alma ve inceleme hakkını kullandırmak niyetinde olmadığını adeta ikrar eder mahiyette beyanlarda bulunmuştur. Şöyle ki mezkur İhtarname’sinde yer verdiği açıklamada;”İnceleme talebiniz, basiretli, makul bir tacire, bu talebin, şirketin amacına aykırı kullanımı teşkil edip etmediğini, bir zarar doğması olasılığının olup olmadığını, denetleme imkanı vermemektedir. Bu bağlamda, bilgi edinme talebinizin somut ve açık olması önemlidir. Bu sebeple bilgi alma talebinizin konusunu, amacını ve kullanım şeklini somut, ayrıntılı bir şekilde açıklamanız zorunludur. Zira tarafınıza bilgi verilebilmesi için, istenen bilginin kapsamı, tüzel kişiliğin ekonomik geleceği, yararı gözetilerek değerlendirme yapılması zorunludur.Bilgi talebinizin, hukuka uygun başvuru yapmanız halinde, bu başvurunuz nazara alınarak; tüzel kişiliğe, şirketin ekonomik geleceğine zarar verebileceği kanaatine varılması, bilgi edinme hakkının kötüye kullanımının söz konusu olduğunun tespiti durumunda, bilgi vermekten kaçınacagimizi ihtaren bildiririz.
İncelemenin “Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zaranna olacak şekilde, şirketin amacına aykırı biçimde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi, gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir.” (TTK mad. 614/2) Hükmü uyarınca inceleme ve bilgi almak talebiniz hakkında genel kurul karar verecektir.
Bilgi edinme ve inceleme hakkını kullanmanız durumunda, edineceğiniz şirket bilgi ve sırlarının —— bir iş insanı gibi korumak zorunda olduğunuzu, 3. şahısların eline geçmesi, haksız rekabet hükümlerinin ihlal edecek şekilde kullanılması halinde şirkete ve ortaklara karşı hukuki ve cezai sorumluluğunuzun doğacağını ihtaren bildiririz.”Gönderilen cevabi İhtarname’nin hemen ardından 25.03.2021 tarihinde yapılan 2018-2019 faaliyet yılına ilişkin Olağan Genel Kurul toplantısı sırasında da Müvekkil toplantıya vekili vasıtasıyla katılım sağlamış, Davalı Şirket’e ilişkin bilgi ve belgelerin incelenemediği, Şirket’in bu belgeleri vermekten imtina ettiğini, bu nedenle başta bilanço ve ibra kararlarının alınmasının bilgi ve inceleme hakkı tamamlanmadan görüşülmesinin sağlıklı olmayacağı, bu nedenle toplantının ertelenmesi gerektiğini iletmişse de Davalı Şirket’den bu hususlara ilişkin tatmin edici bir cevap vermekten kaçınmıştır. Davalı Şirket yönetimi ortaklık paylarının gücünü ve hakim durumu kötüye kullanmaktadırlar. Davalı Şirket yöneticileri, Müvekkil tarafından dayanağı tamamen yasal düzenlemelere dayanan vazgeçilmez bir hakkın kullanılmasını kötü niyetli olarak engellemiş, “tam şeffaflık ve hesap verme ilke”lerine uygun bir cevap vermekten her nedense kaçınmışlardır. Müvekkilin talepleri, hiçbir haklı gerekçe olmadığı halde “TEHLİKELİ” bulunmuştur. Şüphesiz ki; Müvekkilin bahse konu taleplerini kullanma isteği için “Yolsuzluk, Kötüye Gidiş, Aciz hali emareleri gibi olumsuz bir durumun mevcudiyeti şart değildir. Zaten TTK’nın ilgili maddeleri aydınlanma amacına yönelik bir hakkın kullanımından ibarettir.” Tüm bu sürecin hemen akabinde Davalı Şirket, 21.05.2021 tarihinde gönderdiği tebligat ile 07.06.2021 tarihinde 2020 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısını yapmak istediğini bildirmiş, akabinde bu bildirim üzerine 22.05.2021 tarihinde 11.06.2021 tarihinde ise yeniden Olağan Genel Kurul Toplantısını yapmak istediğini bildirmiştir. Bu bildirim üzerine Müvekkkil, Davalı Şirket’e önceden haber vermek suretiyle, Şirket bilgi ve belgelerini incelemek için 28.05.2021 tarihinde Şirket adresine gitmiştir. Ancak Davalı Şirket tarafından verilen belgelerin 2020 Olağan Genel Kurul toplantısı gündeminde yer hususları değerlendirmek için yeterli bilgiyi hasretmemiş olması, oylamaya konu edilecek hususlara dair aydınlatıcı ve yeterli bilgiler içermemesi üzerine, bu defa 28.05.2021 tarihinde —— Noterliği’nin ——- yevmiye numaralı İhtarnamesini göndererek (2. İhtarname) bilgi alma ve inceleme hakkını 3. Defa tekrar etmiştir. Ancak Şirket yönetiminden aldığımız şifahi bilgi uyarınca gündemin ——- ilan edilme süresinin gecikmesi üzerine genel kurul toplantısının 11.06.2021 tarihinde yapılması yönünde tarih revize edilmiştir. Bu kapsamda 07.06.2021 tarihli toplantının iptal edilerek ileri bir tarihe ertelenmesi talebimizi içeren 28.05.2021 tarihinde keşide ettiğimiz İhtarnamemizdeki tüm taleplerimizin 11.06.2021 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı için değerlendirilmesi gerektiği hususu açıktır. İlgili İhtarname kapsamında Müvekkil;TTK m. 614’e göre bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılması talebi,İnceleme hakkının kullanılabilmesi için Şirket merkezinde belirli bir gün tayin edilmesi, 28.05.2021 tarihinde tarafımıza incelenmek üzere sunulan bilgi ve belgelerin “2020 Olağan Genel Kurul Toplantısına ilişkin gündem maddeleri hakkında oy kullanılması için yetersiz bilgi hasretmesi ve 2020 Olağan Genel Kurul Toplantısının 07.06.2021 tarihinde gerçekleştirilmesi halinde inceleme için yeterli zamanın olmayacağı nazara alınarak, 2020 olağan genel kurul toplantısının ertelenmesi, İlgili toplantının ileri bir tarihte yapılmasına karar verilmesi Hususlarını bildirilmiştir. Ancak Davalı Şirket tarafından bahse konu bilgiler verilmediği gibi, toplantının ertelenmesi talebimiz konusunda sessiz bir şekilde reddedilmiştir. Zira işbu Mezkur İhtarname ile bildirdiğimiz taleplerimiz cevapsız bırakılmış ve Şirket tarafından ——- Noterliği’nin 09.06.2021 tarihli —— Yevmiye numarası ile keşide edilen Cevabi İhtarname ’de —— kötü niyetli olduğu hususu iddia edilmiştir. Bu iddiaları hiçbir şekilde kabul etmediğimizi, Şirket’in ortağı sıfatıyla ——- Türk Ticaret Kanunu’ndan kaynaklanan bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmasının en az başta yönetici ortaklar ve diğer ortaklar kadar hakkının olduğunu, eksik bilgi ihtiva eden 2020 yılı faaliyet raporu ve 31.12.2020 tarihli bilanço dışında hiçbir bilgi ve belgenin tarafımızla paylaşılmadığını defaatle Sayın Mahkemenize bildirmek isteriz. Ayrıca; 11.06.2021 tarihinde yapılan 2020 faaliyet yılına ilişkin Olağan Genel Kurul toplantısı sırasında da Müvekkil toplantıya vekili vasıtasıyla katılım sağlamış, Davalı Şirket’e ilişkin bilgi ve belgelerin incelenemediği, Şirket’in bu belgeleri vermekten imtina ettiğini, bu nedenle başta bilanço ve ibra kararlarının alınmasının bilgi ve inceleme hakkı tamamlanmadan görüşülmesinin sağlıklı olmayacağı, bu nedenle toplantının ertelenmesi gerektiğini 4. kez iletmişse de Davalı Şirket’den bu hususlara ilişkin tatmin edici bir cevap vermekten kaçınmıştır. Müvekkilin “bilgi alma ve inceleme ” hakkını kullanmak isteme iradesi temelde şu hususlara dayanmaktadır. Öncelikle Şirketteki büyük hissedar olarak görülen kişilerin aynı zamanda Şirket yönetiminde yer alması hasebiyle her konuda birinci elden bilgi sahibi olmalarıdır. Her pay sahibinin elde edemediği bilgilere hakim olan bu ortaklar ve bu ortaklara yakın kişiler tarafından Şirket yönetilmekte, bu durum pay sahipleri arasındaki “EŞİTLİK” dengesini bozmakta, TTK’da öngörülen eşit “EŞİT İŞLEM İLKESİ”ne aykırılık oluşturmaktadır.Şirkette hakim konumda olan yöneticilerin yaptığı işlerin ve kendilerine sağladıkları menfaatlerin denetimi ise büyük ölçüde yapılamamakta, bu hususlarda Müvekkilin bilgi alma hakkının haksız ve hukuka aykırı olarak sınırlandırılması ise Müvekkil’de yıllardır derin bir şüphe uyandırmaktadır. Zira Müvekkil, başta babasının vefatı nedeniyle ekonomik olarak zor şartlardan geçerken, Şirket’i temsil eden kişilerin lüks yaşantısı, Şirket adına alınan araçları özel ve kişisel işler için kullanmaları, kişisel harcamaların Şirket’e yansıtıldığı duyumu, çok uzun yıllardır doğru düzgün bir kar payı almamasına rağmen Şirket’in iş hacmi, çalışan sayısı, cirosu, büyüklüğü ile ölçüldüğünde Şirket’in tek amacının hakim hissedarların menfaati doğrultusunda yönetildiği kaygısını da beraberinde getirmiştir.Keza tüm bunlar yanında, Şirket’in 2018, 2019, 2020 yılına ilişkin Yıllık Faaliyet Raporu, “ŞİRKETLERİN YILLIK FAALİYET RAPORUNUN ASGARİ İÇERİĞİNİN BELİRLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK” ışığında hazırlanmamış, raporun eksik bilgi içermesi, jenerik bir metin olması, Şirket’in karlılık durumu ve finansal verileri hakkında detaylı bilgileri içermemesi hasebiyle Davalı Şirket’ten bilgi alma ve inceleme hakkının talep edinilmesi kaçınılmaz olmuştur. Ne var ki; Davalı şirket tarafından, Müvekkilin vekili aranmak suretiyle Müvekkil’in bilgi ve belge taleplerini tümden reddedilmiştir. Özetle Müvekkil’in Şirket bilançoları başta olmak üzere İhtarnamemizde ayrıntıları açıklanan bilgi ve belgelerin incelenmesi talebi haksız ve dayanaksız şekilde reddedilmiştir. Müvekkil 2018-2019 ve 2020 dönemine ilişkin bilançoları incelemiş olsa da, faaliyet raporuna detayları tam anlaşılamayan hususların ve diğer şirket belgelerinin birer örneği kendisi ile paylaşılmamıştır.
07.06.2021 tarihli Genel Kurul toplantısında, Müvekkil’in 28/05/2021 tarihinde ——- Noterliği’nin —— yevmiye numarası ile gönderdiği İhtarname ile talep ettiği bilgi ve belgeler tümden, ticari sır olduğu bahanesiyle, genel geçer, soyut ve dayanaksız bir biçimde reddedilmiştir. Oysaki Müvekkil, bu bilgi ve belgeleri edinmeksizin başta Şirket karını, cirosunu ölçemeyecek, piyasada bu kadar bilinen ve sektöre hakim bir şirket olduğu halde Şirket’in görünen karlılık durumunun bu derece düşük olmasının gerekçesini değerlendiremeyecek, Şirket kazançlarının kişisel menfaatler için suistimal edilip edilmediği hususlarında bir değerlendirme yapamadığından, yapılan ve bundan sonra yapılacak olan genel kurul toplantılarında başta yönetimi ibra edemeyeceği gibi bütçe ve bilançoların onaylanması konusunda da muhalefet şerhini koymak zorunda kalacaktır. Oysaki talep edilen bilgi alma hakkı “şirket sırrı” mahiyetinde olmadığı gibi MÜVEKKİL DE, ŞİRKET’İN YA DA ORTAKLARIN NE DÜŞMANI, NE DE RAKİBİDİR. Tüm ortaklar bunu bilebilecek konumda olup, Müvekkilin tek talebi, “ŞEFFAF, HESAP VEREBİLİR, ADİL” bir yönetim anlayışının olduğunu görebilmektir. Davalı Şirket hakim ortağının bu noktada kötü niyetli bir şekilde hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. Söz konusu bilgi ve belgelerin -aşağıda da izah edeceğimiz üzere- ticari sır değeri bulunmamaktadır. Bu bilgi ve belgeler sektörel verilerden oluşmaktadır ve her pay sahibinin şirketten öğrenmeyi talep etmesi en doğal hakkıdır. Hal böyleyken Davalı şirketin kötü niyetli ve hukuki dayanağı olmaksızın tümden reddettiği bilgi ve belgelere erişebilmek namına TTK’nın ilgili düzenlemeleri ışığında Müvekkil’in pay sahipliğinden kaynaklı bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılması talebiyle Sayın Mahkeme’ye başvurma gereği hasıl olmuştur.

HUKUKİ GEREKÇELER:Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı En Temel Pay Sahipliği Haklarındandır Bilgi alma ve inceleme hakkı, özelikle şirkette azlık veya daha düşük pay sahipliği konumunda bulunan ortaklar için hayati önem taşıyan, temel pay sahipliği haklarındandır. Bu hak sayesinde pay sahipleri şirketin işleri, yönetimi ve içerisinde bulunduğu durumu öğrenme imkanı bulmaktadır. Pay sahiplerinin şirketin ve yönetimin faaliyetlerini sorgulayabilmesini sağlayan bu hak, onları şirkete yabancılaşmaktan kurtardığı gibi, yönetimi elinde bulunduran çoğunluk pay sahiplerini ise şirket menfaatlerini gözetmeye, hukuka ve dürüstlük kuralına uygun davranmaya zorlamaktadır. Bilgi alma hakkı, şirketin yönetim ve denetim faaliyetleri kapsamında yer alan her türlü iş ve işlemi kapsar. Öğretide pay sahiplerinin şirketin faaliyetleri ve içinde bulunduğu finansal ve ekonomik durumdan haberdar olma ihtiyaçları ve yönetimin karar ve işlemleri ile şirket hesaplarının denetlenmesine ilişkin tüm hususlar ve faaliyet raporunun kapsamına giren mevcut ve geleceğe ilişkin personel politikası, yapısal değişiklikler ve organizasyon değişikliklerine ilişkin işletme stratejisi, araştırma ve geliştirme konuları bilgi alma hakkının kapsamında kabul edilmektedir Genel bir çerçevede bilgi alma hakkı, şirketin bağlı şirketler dahil, diğer işletmelerle ve kişilerle olan tüm işlemleri ve iş ilişkilerini kapsar. Pay sahibinin bilgi alma talebine ilişkin kayıtlar finansal tablolarda ve faaliyet raporlarında yer alsa bile, bu belgelerdeki bilgiler çoğu zaman pay sahibinin yeterli derecede aydınlatılmasına ve haklarını bilinçli bir şekilde kullanabilmesine imkan verecek derecede olmadığından, pay sahibinin bu halde dahi bilgi alma talebi karşılanmalıdır.Pay sahibinin talebi üzerine verilecek bilgiler, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olmalıdır. Maddenin gerekçesinde özenli kavramı baştan savma olmayan, sorunun karşılığı niteliğini taşıyan, ilgisiz konuları içermeyen olarak tanımlanmış; gerçeğe uygunluk kavramı ile gerçeği aynen yansıtan doğru, yalan ve aldatıcı olmayan bilgilerin kastedildiği ifade edilmiş; hesap verme ilkesine uygun olma kavramıyla ise sorumlu kişinin hesap vermekle yükümlü olduğu kapsamlı, içerikli ve belgelere dayalı somut bilgilerin anlatılmak istendiği açıkça vurgulanmıştır.Müvekkil’in Talepleri Bilgi Alma Hakkının Kapsamına UygundurBilgi alma ve inceleme hakkı ancak şirket sırrı ve korunmaya değer şirket menfaatlerinin varlığı halinde sınırlandırılabilir. Yönetim kurulu, hiçbir gerekçe göstermeden, soyut ifadelerle, istenen bilgilerin şirket sırrına girdiğini ileri sürerek bilgi vermeyi reddedemez. İşletme sırrı kalkanının ancak haklı gerekçelerin varlığında kullanılabilmesi gerekir TTK’nın madde hükmünün gerekçesinde şirket sırrı kavramına ilişkin açıklamalar yer almaktadır. Buna göre şirket sırrı; rakip bir şirketin bilmediği, öğrenmemesi gereken, şirketin zararına kullanabileceği, elde etmek için çalıştığı, peşinde olabileceği bilgidir. Rakiplerin ulaşabileceği, çeşitli kaynaklar aracılığı ile elde edebileceği, verileri ve bilgileri kullanarak yorumlama/değerleme ile çıkarabileceği bilgiler sır olamaz. Şirket menfaatlerinin zarara uğraması ise şirket işletmesinin, bağlı şirketlerinin, müşteriler çevresinin, dağıtım kanallarının ve ilişkilerinin vs.’nin kayba uğraması veya bu nitelikte pek de uzak olmayan bir tehlikenin varlığı demektir.Bu noktada şirket sırrı kavramını mutlak ve nispi şirket sırrı olarak iki ana başlık altında incelemek gerekir. Mutlak şirket sırrı, şirketin üçüncü kişilerle yaptığı bir sözleşmeden (gizlilik anlaşması, bir sözleşmedeki gizlilik şartı gibi) veya genel hükümlerden kaynaklanan, mutlak surette açıklamama yükümlülüğü altında olduğu ya da ilgilisinin iradesi dışında açıklayamayacağı, sırrın kullanımının şirketin iradesinde olmadığı hususlardaki sırlardır Nispi şirket sırrı ise, mutlak şirket sırrı dışında kalan ve şirketin menfaatleri gereği korunması gereken sırlardır; bunlar, bizzat anonim şirketin yararlandığı sırlardır Ancak Kanun gerekçesinde de yer aldığı üzere; çeşitli kaynaklar aracılığı ile elde edilmesi mümkün olan, verileri ve bilgileri kullanarak yorumlama/değerleme ile çıkarılabilecek bilgiler sır değildir.
Davalı Şirket Müvekkil’in Taleplerini Haksız Şekilde ReddetmiştirPay sahibinin bilgi alma ve inceleme taleplerinin reddedilmesinin haklı sayılması, ancak bu taleplerin şirketin ticari sırlarına ilişkin olması veya bu taleplerin karşılanması halinde şirket menfaatlerine zarar görme tehlikesiyle karşı karşıya kalması halinde mümkün olabilir. Nitekim ——- pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı ile ilgili yerleşik içtihadına göre; bu hakkın kullanımı ile şirketin menfaatleri tehlikeye atılmamalı, ancak şirket de böyle bir tehlikenin varlığını somut verilere dayandırmalıdır EZCÜMLE Müvekkilin;Davalı Şirket’in —— Noterliği’nce Onaylanan 10.12.2020 Tarihli Ve —– Yevmiye No.lu İhtarnamesine karşılık cevaben verilen —– Noterliği’nce Onaylanan——- Yevmiye No.lu İhtarnamesi ile bilgi alma ve inceleme hakkını engellemek, Keza 25.03.2021 tarihinde yapılan 2018-2019 faaliyet yılına ilişkin Olağan Genel Kurul toplantısı sırasında Müvekkilin tüm bilgi alma, belge talepleri ile sorularını cevapsız bırakmak,Ardından ——- Noterliği’nin Onaylanan ——- Yevmiye No.lu İhtarnamesi ile 3. Kez tekrarladığımız “bilgi alma ve inceleme hakkı” talebini cevapsız bırakmak,
Davalı Şirket yönetiminin cevap vermemesi ile 11.06.2021 tarihinde yapılan 2020 faaliyet yılına ilişkin Olağan Genel Kurul toplantısında, hiçbir açıklama yapmaksızın aşağıda yer alan bilgi ve belge taleplerini tümden ticari sır olarak göstermeye çalışmak suretiyle Müvekkil’in hakkını kullanmasını engellemek, tatmin edici olmayan, ilgisiz, baştan savma cevaplar vermek açık bir kanuna aykırılık oluşturmaktadır. Bu bilgi ve belgelerin ticari sır olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Zira şirket bilançolarında ve finansal tablolarında bu bilgi ve belgelerin izleri rahatlıkla görülmektedir: Şirket’in son 5 yıllık faaliyet dönemi içerisindeki talep ettiğimiz bilgi ve belgeler şu şekildedir; Şirket’in ticari defterleri, iç işleyişindeki gelişmeler,
Alınan tüm genel kurul ve yönetim kurulu kararları, Faaliyete ilişkin düzenlenen yıllık faaliyet raporları, Karşılaştırmalı gelir gider tablosunu da içerecek şekilde finansal tablolar,
Bilançolar,Varsa denetçi raporları,Mizanlar, Her dönem için ayrı ayrı kar dağıtım tabloları ve kayıtlarını gösterir belgeler, yedek akçeler,Şirket’in diğer şirketlerle veya kişilerle akdettiği her türlü anlaşmanın birer suretleri,Üçüncü kişilerle yapılan tüm önemli sözleşmeler (örneğin; kira, lisans, teknik bilgi (know-how), servis, danışmanlık, teknik asistanlık, vb.)
Kredi sözleşmeleri,Bankalarla gerçekleştirdiği —— kredi anlaşmaları,Şirket’in bankalara ait borçlarının miktarı ile varsa ödeme planları ile Varsa erken kapama cezası
Resmi makamlara veya diğer 3. Kişilere verilen ve devam eden teminat mektuplarına ilişkin detaylı bilgi (miktar/lehtar/süre/banka/bankaya ödenecek ücretler/verilme sebebi)
Borç verdiği ve alacaklı olduğu kişi ve kuruluşların tam isim ve unvanları, Kurumlar vergisi beyannameleri ve geçici vergi beyannameleri (düzeltilmiş olanlar dahil) ile Yeminli Mali Müşavir Tam Tasdik Raporları (var ise),Kurumlar vergisi hesaplamasında dikkate alınan karşılık ve tahakkuklara ilişkin listeler Kurumlar vergisi hesaplama tabloları, kurumlar vergisi matrahından indirilemeyecek giderlerin ve istisnaların listesi Vergi affından faydalanıldı ise ilişkili belgeler, varsa bağımsız denetim raporları,Katma Değer Vergisi, Muhtasar, Damga Vergisi beyannameleri,Sektöre özel vergilerden örnek beyannameler ve matrah hesaplama yöntemlerine ve oranlara dair açıklama Vergi dairesinden gelen ve (varsa) vergi dairesine olan vergi borcunu bildiren yazı veya yoksa borcu yoktur yazısı,—— Kurumundan gelen ve (varsa) kuruma olan prim borcunu bildiren yazı veya yoksa borcu yoktur yazısı,
Vergi istisnaları ve vergi iadelerine ilişkin dokümanlar,Varsa bu konudaki idari yaptırım ve ödenen her türlü idari ve adli para cezaları,Şirketin yararlandığı teşviklere ilişkin dokümanlar ile yararlandı ise vergi affı ile yapılandırmalar,İlişkili kişilerle yapılan işlemler, carilerine ait hesap muavinleri, ilişkili kişilerle yapılan sözleşmeler, finansman işlemleri ve ilgili dokümanların detayları, ilişkili kişiler adına/tarafından düzenlenen faturalar ve yüklenilen masrafların detayları, ilişkili kişilerle yapılan işlemlerden olan alacak ve borçların vadeleri ile ödeme planları,
Başta vergi davaları, incelemeleri ve muktezalar,Şirket aleyhine açılan davalar ve riskleri gösterir rapor ya da Avukattan alınan dava durum raporları,Vergi inceleme raporları, Vergi dairesinden alınan muktezalar,İlgili vergi kesintilerini gösteren Muhtasar beyannameler Şirket’in Maddi ve Maddi Olmayan Varlıklarını gösterir liste, Gelir ve gider tahakkukları ve tahakkuk hesaplamaları,Asgari olarak; Sabit kıymetlerin tanımları, sabit kıymetlerin alım bedelleri,Amortisman oranları, amortisman yöntemleri,Sabit kıymet alımında kullanılan kredi tutarları ve bu kredilere ilişkin finansman giderlerinin detayları,Vergi kanunları uyarınca hazırlanan yıllık ve üçer aylık mizanları içeren sabit kıymet listeleri,Müdürler kurulu kararlarının suretleri;
Şirkette müdür unvanı ile çalışan tüm çalışanların, işveren vekillerinin, tüm müdürler kurulu üyelerinin isimleri ile ücretlerini gösterir tablolar Şirket yöneticileri ve müdür üstü pozisyonda bulunan çalışanların 12 aylık kesintisiz dönem için bordro örnekleri, Müdürler kurulu üyelerine yapılan tüm borç ödemeleri ve huzur hakkı kapsamında yapılan ödemeleri tevsik eder mahiyette banka dökümleri.Şirket merkezinin bulunduğu yerin güncel kira bedeli Diğer İdari Giderler Devam eden sigortaların poliçeleri Tüm sorumluluk sigortası poliçelerinin birer kopyası (ör: İşveren mali Mesuliyet, 3.Şahıs mali mesuliyet…) Verilen diğer tüm Aylık Beyannameler Fiyatlandırma/faiz uygulamaları ve fiyatların/faizlerin üçüncü kişilerle yapılan işlemlerle karşılaştırmasına ait analizler, çalışmalar ve dökümanlar Diğer Dökümanlar Söz konusu bilgi ve belgeler, Davalı Şirket’in hakim ortağı olan —— ve —— tarafından halihazırda bilinmekte, kolayca ve hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın her zaman elde edilebilmektedir. Bu hakimiyet halinden kaynaklı güç, şirket içerisinde ortaklar arasındaki dengeyi bozmakta ve eşit işlem ilkesine açık bir aykırılık oluşturmaktadır. Bu bakımdan İhtarnamelerde ifade edilen ve ileri sürülen soyut ticari sır ifadesi ile Müvekkil’in hakkını kullanması engellenemez. Bilgi Alma ve İnceleme Hakkının Sayın Mahkeme Tarafından Kullandırılması Gerekmektedir TTK’nın ilgili hükmü uyarınca; bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, tatmin edici cevaplar alamayan, ertelenen ve bilgi alamayan pay sahibi, Şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Mevcut olayda Müvekkil sadece bilgi alma hakkını kullanabilmek istemektedir. Söz konusu bilgi ve belgeler olmaksızın Müvekkil’in paylarını değerlemesi, Şirket’in karlılık durumuna bağlı olarak yatırım kararlarını ölçebilmesi, Şirket yönetimini olağan faaliyet dönemindeki iş ve işlemlerden ibra etmesi de bu kapsamda mümkün değildir. Sayın Mahkeme’nin işbu dilekçemizde yukarıda yer alan bilgi ve belge taleplerini değerlendirerek Müvekkil’in bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılmasına karar vermesi gerekmektedir. ………………..

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen haller ile Sayın Mahkeme tarafından resen göz önüne bulundurulacak hususlar ışığında yukarıda yer alan bilgi ve belgelerin Davalı şirketten talep edilerek bilgi alma ve inceleme hakkımızın yazılı olarak kullanımının sağlanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla bilvekale arz ederiz. …”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan dava dilekçesinde açıklanan sebeplere bağlı olarak davacının pay sahipliğinden kaynaklı bilgi alma ve inceleme hakkının davalı şirket tarafından haksız yere engellendiği ileri sürülerek bilgi alma ve inceleme hakkının yazılı olarak kullanımının sağlanmasına karar verilmesi istenmiştir.Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.Davalı vekili tarafından ibraz edilen ve gerekli-yeterli kısımları:

D. KONU: Davaya cevaplarımızla, delillerimizin sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR:1. Şirket ortaklığı sıfatının kazanılması ve payların dağılımı, ortaklar arasındaki sözleşme ve miras hukuku ilkelerine uygundur. Davacının aksi beyanlarının hukuksal dayanağı yoktur. Davalı şirket, bağımsız olarak sigorta acenteliği yapan gerçek kişilerin, güçlerini, ticari itibarlarını, kişisel emeklerini birleştirerek, broker sıfatıyla ticari faaliyetlerine devam etme arzusundan doğmuştur. Bu amaçla, broker olma niteliğine haiz ortak, brokerlik izni almak için ilgili kuruma yasal müracaat yapmıştır. Davalı şirketin kuruluşu, 16/01/2009 tarihinde sicile tescil ve 22/01/2009 tarih —— sayılı ilanla tamamlanmıştır. Davalı şirket ilk sigorta sözleşmesini -poliçesini- 06/09/2010 tarihinde düzenlemiştir. Sözleşmeye uygun olarak, şirket payları ortaklara taksim edilmiştir.Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’ brokerlik ruhsat talebini kabulü yazısı Ek: 1—— Ticaret sicil Memurluğu “Sicil tasdiknamesi” Ek: 2 Davalının faaliyete başladığı tarihe ilişkin Rejistro defteri Ek: 3 “Esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yoluyla geçmesi hâllerinde, tüm haklar ve borçlar, genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçer.” (TTK Mad. 596/1).Davalı şirketin, faaliyete başladığı dönemde, şirket ortağı davacı ——- hastalanmış ve bir müddet sonra da vefat etmiştir. Vefat eden ——- ölümüne bağlı olarak, mirasçısı sıfatıyla davacı, davalı şirketin hissedarı, ortağı sıfatını kazanmıştır. 2. Davacı, yasal zorunluluk olan sermaye artırımına katılmamıştır. Zorunlu sermaye artışı sonrası ortakların, ortaklık payları değişmiş, davacının payı azalmıştır. Davalı şirket, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın ——- sayılı “Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliğinin Uygulanmasına İlişkin Genelge” gereği zorunlu olarak sermaye artırımı yapmıştır. “Tüzelkişi brokerler için asgari ödenmiş sermaye miktarı şirket türüne göre Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca belirlenen tutardan az olmamak kaydıyla 250.000 TL ve faaliyette bulunulacak her bir ruhsat için ilave 50.000 TL’dir. Pay senetlerinin tamamının nama yazılı olması gerekir.”3. Davalı şirketin faaliyet alanı gözetildiğinde, var olan portföyün korunması, yeniden üretimi ve yeniden oluşumu süreçleri, ekonomik sermaye birikimini ve tüketimini gerekli kılması yanında, ortakların çevresini, sosyal kültürel varlıklarını (sermayelerini), tedavüle soktukları uzun bir süreçtir. Yasal düzenlemeler sigorta brokerliğini; “Sigorta yaptırmak isteyen kimseye hazırlık çalışmalarının ardından, ihtiyaçlarına uygun sözleşmeyi öneren ve bu şekilde sözleşmenin gerçekleşmesine aracılık eden veya sözleşmeyi sigorta ettirenin adına ve hesabına yapan, rizikonun meydana gelmesi hâlinde tazminatın ödenmesi için gerekli işlemleri yapan, sigortacıdan bağımsız gerçek ya da tüzel kişiler” olarak tanımlamıştır.
Broker olan davalı şirketin faaliyetinin temeli; sigorta ettirenin (müşterisinin) ihtiyaçları doğrultusunda sigorta sözleşmesinin kurulmasına aracılık etmek, temsilci sıfatıyla, müşterisinin adına ve hesabına en uygun sözleşme şartları belirleyip sigorta sözleşmesini yapmaktır. Brokerin edimi; sigorta sözleşmesinin kuruluşuna, sigorta ettirenin adına ve hesabına, aracılık etmek, sözleşme süresince, hukuki değişiklikleri takip etmek, müşteriye bildirmek, gerekli işlemleri yapmak ve rizikonun gerçekleşmesi durumunda da tazminatın alınması için gerekli usulî işlemlerin yapılmasını kapsar. Davacının murisi ——-, şirketin faaliyete başladığı tarihlerde hastalanmış ve kısa süre sonra da vefat etmiş olması nedeniyle, davacının murisinin en fazla portföye sahip hissedar olduğu yönündeki iddiası kabul edilir değildir. 4. Davalı şirket ortakları, vefat eden ortağa duydukları saygı ve mirasçılarının yararını gözeterek, akde vefa göstermiş, miras yoluyla şirket hissedarı sıfatını kazanan davacının, bu iktisabına karşı, “onaylamayı reddetme”, “Ortaklığı ret” haklarını kullanmamıştır. Bu davalı şirket ortaklarının iyi niyetinin, ortaklığın devam etmesi arzusunun açık kanıtıdır.“Şirket, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebilir. Bunun için, şirketin, payları kendi veya ortağı ya da kendisi tarafından gösterilen üçüncü bir kişi hesabına, gerçek değeri üzerinden devralmayı, payın geçtiği kişiye önermesi şarttır.” (TTK Mad. 596/2).Yasanın, davalı şirket ortaklarına, mirasçılarla ortaklığa devam etmeyi zorunlu kılmadığı, mirasçıların limitet ortaklığa ortak olarak katılmasına karşı “ret hakkı” tanıdığı halde, bu hakkın kullanılmamış olması, davacının iddialarının dayanaksız ve kötü niyetli olduğunun kanıtıdır. 5. Davacının şirket faaliyetlerine katılma talebi, girişimi olmamıştır.
Davacı, mirasçı sıfatını kazandığı tarihte öğrencidir. Öğrenimi sırasında ve sonrasında, tarafına yapılan aylık ve yıllık ödemeleri almak, yasal zorunluluk olan iş ve işlemlere katılmak, onay vermek dışında şirketle ilişki kurmamıştır. Şirkette çalışma, pazarlama yapma, protföy aktarma gibi faaliyetlere katılmadığı gibi şahsi poliçelerini dahi davalı şirkete yaptırmamıştır.
Yasal düzenlemeler, brokerlik faaliyetinde bulunan kişilerin yeterli eğitim ve meslekî deneyime sahip olmaları -dört yıllık yüksek okul mezunu ve sekiz yıllık meslekî deneyime sahip olmaları- şartını getirmiştir. Davacının şirket faaliyetlerine katılma talebi, girişimi olmamıştır. Kaldı ki, davalı şirketin kuruluşu -brokerlik siciline kaydı- ticari faaliyetlerinin devamı, davalı şirketin, yöneticisinin, çalışanlarının yasalarla belirlenmiş niteliklere sahip olması yanında, faaliyetlerinin de yasalarla belirlenmiş sınırlar dahilinde yürütülmesine bağlıdır.
Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliği Ek: 4 Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliğinin Uygulanmasına İlişkin Genelge Ek: 5 Sermaye artırımı süresinin uzatılma kararı ve sermaye artırımı hakkına Ortaklar Kurulu kararı Ek: 5 Davacının bu iddiaları, davalı şirketin ekonomik varlığını, ortakların birliğini, motivasyonunu bozarak, şirketin faaliyetine, şirketin iktisadi durumuna ve hisse oranına uymayan, kurgulamış olduğu kazancı elde etme amacına yöneliktir. 6. Davacının, şirket ortaklarınca şirket faaliyetlerinin ve kararlarının dışında tutulduğu, bilgi alma hakkını kullanamadığı yönündeki iddiası asılsızdır. Davalı şirketin kayıtları, ortakların incelemesine açıktır; davacının “Bilgi alma hakkı” engellenmemiştir. Bu nedenle, davacı “bilgi alma hakkını” kısıtlayan ya da engelleyen hukuki ve fiili bir durumun varlığına kanıt gösterememiştir. Hukuki ve fiili bir neden olmaksızın davacının, bilgi alma hakkını ihtarnamelere konu etmesi; bu hakkını kullanma imkanına kavuşma amacına yönelik değildir: Davacının bu ihtarları; şirket ortaklarını, ortakların birliğini, motivasyonunu bozmak, yıldırmak, bezdirmek suretiyle, kurgulamış olduğu yararı, kazancı elde etme amacına yöneliktir. 7. Davacının, davalının cevap ihtarnamesinin, “davacının, bilgi edinme hakkının kullanılmadığının ikrarı niteliğinde olduğu” yönündeki beyanı, TTK ve Yargısal içtihatlarla belirlenen bilgi edinme hakkının tanımı, kapsamı, sınırları ve bu hakkın kullanım usulünü bilmezden gelmek, inkar etmekten başka anlam ifade etmemektedir. Ortakların bilgi alma hakkı sınırsız değildir: Davacıya, bilgi edinme, inceleme talebinin, yasal ve yargısal kriterlere uymadığı ve bilgi edinme ve inceleme talebinin yasal ve yargısal kriterlere uygun olarak kullanabileceği ihtaren bilindirilmiştir. 7.1. Bilgi edinme ve inceleme hakkını kullanacak ortak, şirket belgelerini ancak şirkete ait yerlerde veya şirketin belgeleri bulundurduğu yerde inceleyebilir: Şirketin defter ve belgeleri, şirket dışına götürülemez veya şirket dışında bir adrese gönderilmesi talep edilemez. Davacı, inceleme talebinde bu sınırı aşmıştır. 7.2. Davacının, bilgi edinme inceleme ihtarının, haklı nedeni bulunmaktadır. Ayrıca, inceleme talebinin, basiretli, makul bir tacire, bu talebin, şirketin amacına aykırılık teşkil edip etmediğini, bir zarar doğurması olasılığının olup olmadığını, denetleme imkânı verir nitelikte de değildir. Talep somut ve açık olmadığı gibi bilgi alma talebinin konusu, amacı ve kullanım şekli somut, ayrıntılı bir şekilde gösterilmemiştir. Davacının bilgi talebinin, fiilen ve hukuken yerine getirilebilir nitelikte ve tüzel kişiliğin yararına, ekonomik geleceğine zarar verip vermeyeceğinin de denetlenmesi olanağını davalıya sağlaması gerekir. Davacının ihtarnamesinin bu niteliği bulunmadığından, davacıya hukuka uygun başvuru yapması durumunda, bu başvurusunun nazara alınacağı, bu hakkın kullanımının tüzel kişiliğe, şirketin ekonomik geleceğine zarar verebileceği kanaatine varılması veya bilgi edinme hakkının kötüye kullanımının söz konusu olduğunun tespiti durumunda, bilgi vermekten kaçınılacağı bildirilmiştir. 7.3. Davacının bilgi edinme hakkını bizzat kullanmaması halinde, hesap uzmanı, avukat, mali müşavir gibi yetkinliği ve mesleki sorumluluğu olan kişiler aracılığıyla, şirketin merkezinde, şirket denetiminde hiçbir veri, evrak, belge, elektronik alet, dışarı çıkarılmamak kaydıyla, inceleme yapabileceği davacıya ihtaren bildirilmiştir. 7.4. Bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanılması sırasında edinilecek bilgi ve sırları, basiretli bir iş insanı gibi korumak zorunda olduğu, 3. şahısların eline geçmesi, haksız rekabet hükümlerini ihlal edecek şekilde kullanılması hallerinde şirkete ve ortaklara karşı hukuki ve cezai sorumluluğunun doğacağı davacıya ihtaren bildirilmiştir. Davalı şirket defter ve kayıtları, tüm ortakların incelemesine açıktır. Davacının, bu hakkını kullanamadığı yönündeki beyan ve ihtarları gerçek değildir. Davacı, ihtar ve davalarla bir hakkın kullanılmasını sağlamayı değil, davalı şirket ve ortaklarını maddi ve manevi zora sokarak, haksız yarar elde etmeyi amaçlamıştır. 8. Davacının, davalı şirketin 2018, 2019, 2020 yıllarına ilişkin Yıllık Faaliyet Raporlarının, yasal düzenlemelere uygun hazırlanmadığı; raporların eksik, bilgi içermeyen, şirketin karlılık durumu, finansal verileri hakkında bilgi vermeyen——- metin olduğu yönündeki beyanı, gerçeği yansıtmamaktadır. Davalı şirketin faaliyet raporları, 28.8.2012 tarihli —— sayılı ——- yayımlanan yönetmeliğe uygun düzenlenmiştir. Davacının aksi beyanları yerinde değildir. “Yıllık faaliyet raporu aşağıda gösterilen bölümlerden oluşur: a) Genel bilgiler, b) Yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar, c) Şirketin araştırma ve geliştirme çalışmaları, ç) Şirket faaliyetleri ve faaliyetlere ilişkin önemli gelişmeler,d) Finansal durum, e) Riskler ve yönetim organının değerlendirmesi, f) Diğer hususlar” [Madde 7 – (1)].“Yıllık faaliyet raporunun genel bilgiler bölümünde aşağıda belirtilen hususların yer alması zorunludur: a) Raporun ilgili olduğu hesap dönemi, b) Şirketin ticaret unvanı, ticaret sicili numarası, merkez ve varsa şubelerine ilişkin iletişim bilgileri ile varsa internet sitesinin adresi, c) Şirketin organizasyon, sermaye ve ortaklık yapıları ile bunlara ilişkin hesap dönemi içerisindeki değişiklikler, ç) Varsa imtiyazlı paylara ve payların oy haklarına ilişkin açıklamalar, d) Yönetim organı, üst düzey yöneticileri ve personel sayısı ile ilgili bilgiler, e) Varsa; şirket genel kurulunca verilen izin çerçevesinde yönetim organı üyelerinin şirketle kendisi veya başkası adına yaptığı işlemler ile rekabet yasağı kapsamındaki faaliyetleri hakkında bilgiler. Yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar” [Madde 8 – (1)] “Yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar bölümünde aşağıda belirtilen hususların yer alması zorunludur: a) Sağlanan huzur hakkı, ücret, prim, ikramiye, kâr payı gibi mali menfaatlerin toplam tutarları, b) Verilen ödenekler, yolculuk, konaklama ve temsil giderleri ile ayni ve nakdi imkânlar, sigortalar ve benzeri teminatların toplam tutarlarına ilişkin bilgiler” [Madde 9 – (1)].9. Davacının muhasebe kayıtları, bilançolara yönelik itirazları gerçeği yansıtmamaktadır.Sigorta brokerleri, sigorta şirketleri ve sigorta ettiren kişiler arasında aracılık eder. Brokerler bu faaliyetlerini sigorta şirketine karşı bağımsız yürütmek zorundadır; sigortacıdan, hiçbir şekilde emir ve talimat alamaz, sigorta şirketleriyle sabit maaş, ücret ilişkisi kuramaz, objektif ve bağımsız davranma yeteneğini etkileyecek organik bağ kuramaz. Brokerler, temsil ettikleri müşterilerden, danışmanlık, risk yönetimi ve risk yönetim ücreti, komisyon dışında hiçbir surette menfaat sağlayamazlar. Davalının belge ve kayıt düzeni; TTK, VUK. ve Sigorta Brokerliği Yönetmeliğinde belirtilen esaslar dahilinde düzenlenmiştir. Broker olarak faaliyet gösteren davalının muhasebe kayıtları; prim alacakları, poliçe üretimi ve iptali gibi sair olgular sigortacı ve sigorta ettirenlerin muhasebe kayıtlarıyla uyumlu olması gerekir. Davacı, dayanaksız beklentilerine ulaşmak amacıyla, uyuşmazlık çıkarmakta, davalar açmaktadır. Davalı şirket, yasal düzenlemeler, eşitlik ilkesi ve dürüstlük kurallarına uygun faaliyetlerini yürütmektedir. Davacının, bilgi edinme ve inceleme hakkının engellenmemiş, davacının aksi yöndeki ihtarı, kötü niyetli olarak, ortakları yıldırma bezdirme amacıyla yapılmıştır…………………
S. İSTEM: Sunulan ve re’sen gözetilecek nedenlerle; davalı şirketin her türlü tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve yersiz davanın reddine; yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacıya yüklenmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. …’şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan cevap dilekçesinde ileri sürülen savunmalara bağlı olarak ileri sürülen iddiaların asılsız olduğu, hukuki ve fiili bir neden olmaksızın davacının bilgi alma hakkını ihtarnamelere konu etmesinin bu hakkını kullanma imkanına kavuşma amacına yönelik olmadığı, ortakların birliğini, motivasyonunu bozmak, yıldırmak, bezdirmek suretiyle kurgulanmış yararı elde etme amacına yönelik olduğu, bilgi edinme hakkının kötüye kullanımının söz konusu olduğu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.Davalı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.Ticaret sicil kayıtları temin edilerek deliller toplanmıştır. Davalı şirketin adresinin ”—– Mah ——- Sok. No:—– D:—— ——- adresi olduğu ve TTK Madde 614 düzenlemesine göre Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu talep hakkında ilgili genel kurul 25/03/2021 tarihli genel kurul olup, dava hak düşürücü süre içinde açılmıştır.Dava ile ilgili 6102 sayılı TTK’nın ilgili maddeleri:
” H) BİLGİ ALMA VE İNCELEME HAKKI
Madde 614- (1) Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.
(2) Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir.
(3) Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir….”
şeklinde düzenlemeler içermektedir.
İlgili genel kurul kararının iptali için açılan davanın işlem gördüğü ——- Esas sayılı dosyasının UYAP içeriği, emsal olarak bildirilen Mahkememizin ——- Esas sayılı dosyası üzerinden verilen karar örneği celbedilerek deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiş olup, bilirkişi tarafından temin edilen rapor yeterli görülmediğinden ve itirazlar da gözetilerek ek rapor temin edilmiş olup, bilirkişi tarafından düzenlenen 14/04/2023 tarihli ek raporun gerekli-yeterli kısımları:
”…
III.İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
A-ŞİRKET’İN KURULUŞ BİLGİLERİ
——–ŞTİ. ——– 22 OCAK 2009 tarih ——– sayısında —— ve ——sayfalarında tescil ve ilan edildiğinin yayınladığı tespit edilmiştir.Şirktin ——- Ticret Memurluğunun Sicil Tasdiknamesinde Merkez adresinin——- Mah.——- Mevkii ——- Sok.No:—— K:—— D:—— ——- / ——– olduğu şirketin tescil tarihinin 16/01/2009 olduğu şirketin Ticaret Sicil Numarasının ——– olduğu tespit edilmiştir.
B-ŞİRKET’İN ORTAKLIK YAPISI
——-ŞTİ’nin ——– Ticaret Sicil Gazete’sinin 22 OCAK 2009 tarih ——- sayısında —– ve —–sayfalarında yer alan ——- gazetesinde 200.000.-TL sermaye ile kurulduğu bu sermayenin 100.000.-TL’sı ——– tarafından 100.000.-TL’sı ——– tarafından taahhüt edildiği ve şirketin idaresi için ilk 5 yıl —— ve ——– müdür olarak atandığı görülmüştür.
C-ZORUNLU SERMAYE ARTIRIMI
Şirket ortakları 16/12/2016 yılında ——- nolu karar defterinde mevcut olan karar ile 27 Mayıs 2015 tarihinde yayımlanan Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliğinin uygunlanmasına ilişkin ——- sayılı genelge gereği asgari sermaye artışının zorunluluğunun gündeme geldiğini ve bu zorunluluğun 27 Ağustos 2016 tarihine kadar tamamlanması gerektiğini belirmiştir.
Yönetmeliğin 11. Ve Genelgenin 3. Maddesi gerine göre
Şirketin Asgari ödenmiş sermayesinin 250.000.-TL ve her ruhsat branşı için (Hayat-Hayat Dışı-Reasürans) ilave 50.000.-TL olacak şekilde artırılması gerekliliğinden, şirketin ödenmiş sermayesinin 400.000.-TL’sı olması gerektiği şirket ortakları tarafından beyan edilmiştir.
Şirketin ana sözleşmesinin Sermaye başlıklı 6.maddesinin T.T.K. Hükümlerine göre değiştirilerek şirketin sermayesinin 200.000.-TL’sından 400.000.-TL’sına yükseltilmesine, arttırılan bu sermayenin 200.000.-TL’sının —— ve ——- tarafından karşılanacağı, diğer ortakların sermaye artırımına katılmayacaklarını beyan ettikleri,iş bu kararı oy birliği ile kabul ettikleri ve imzaladıkları tespit edilmiştir.
D-ZORUN SERMYAYE ARTIRIMI SONUCUNDA OLUŞAN ŞİRKET YAPISI
6.668 adet karşılığı 166.700,00.-TL ——-
6.668 adet karşılığı 166.700,00.-TL ——
666 adet karşılığı 16.650,00.-TL ——-
999 adet karşılığı 24.975,00.-TL ——-
999 adet karşılığı 24.975,00.-TL ——-
Şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
E-YILLIK FAALİYET RAPORLARI
2018Yılı Dönem Net Zararı 42.243,12.- TL
2019 Yılı Dönem Net Karı 144.331,62.-TL
Şeklinde olduğu dosyada mevcut şirketin kaşeli ve imzalı olarak beyan ettiği bilançolarında, gelir tablalarında görülmüştür.
Davacı ——— Yıllar itibari ile yapılan bürüt ödemelerin aşağıdaki gibi olduğu davacı şirket tarafından dosyada aşağıdaki şekilde beyan edildiği görlmüştür.
2010 yılı 5.786,74.-TL
2011 yılı 37.604,57.-TL
2012 yılı 37.257,49.-TL
2013 yılı 37.048,47.-TL
2014 yılı 36.930,80.-TL
2015 yılı 29.795,80.-TL
2016 yılı 8.903,00.-TL
2017 yılı 16.216,40.-TL
2018 yılı 25.946,19.-TL
2019 yılı 30.665,94.-TL
2020 yılı 30.413,56.-TL
F-GENEL KURULLAR
-Davalı şirket 2018 ve 2019 yıllarıyla ilgili olarak 25.03.2021 tarihinde saat 14:00 şirket merkez adresi olan ——- Mah.——- Sok.No:—— D:—— —— / ——- adresinde Genel Kurul Toplantısını gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.-Toplantıya ait davetin, kanunun ve ana sözleşmede yeraldığı gibi T.T.K.nun 414.maddesi gereği gündemi ve vekaletname örneğinide ihtiva edecek şekilde,——– 09.03.2021tarih ve ——- sayılınushasının ——- nolu sayfasında ilan ederek ve ayrıca Nama yazılı pay sahiplerine 04/03/2021 tarihinde —— —— Mahallesi şubesinden taahhütlü olarak toplantı gününü, yerini ve gündemini süresi içinde bildirdiği , Hazirun cetvelinin pay defterine uygun olarak düzenlendiği görülmüştür.
-Şirketin 400.000.-TL’na tekabul eden 16.000 adet hisseden, toplantıda 999 adet hisseye takabül eden 24.975.-TL’sı vekaleten, 375.025,00.-TL’na tekabul eden 15001 adet hissenin asaleten temsil edildiği böylece Genel Kurul Toplanstısı için yeterli çoğunluğun sağlandığı tespit edilmiştir.-Toplantı Başkanlığına ——- seçildiği, 2018-2019 yıllarına ilişkin faaliyet raporlarını okunduğu, davacı ——- temsilen——-söz aldığı itiraz şerhini tutanağa ek olmak kaydıyla yazılı olarak sunduğu akabinde söz alan ——– 2018-2019 faaliyet raporlarının şirket merkezinde incelenebileceğini anacak davacının böyle bir talebinin olmadığını şirketin yasal defterlerinin incelenme usul ve esaslarına uygun olmayan ihtarname 22.12.2020 tarihinde ——-Noterliğinin —— yevmiye nolu ihtarnameyle cevap verildiği ve maddenin oy çokluğu ile kabul edildiği görülmüştür.
-2018-2019 yılı için yapılan Genel Kurul Toplantısında bilanço ve kar zarar hesaplarının okunduğu, davacı vekili ——– söz aldığı itiraz şerhini tutanağa ek olmak kaydıyla yazılı olarak sunduğu akabinde söz alan —— bilanço ve kar zarar hesaplarının istenmesi konusunda davacı tarafından bir talep olmadığını ve toplantı başlangıcında 2018-2019 faaliyet raporu ve 2018-2019 bilanço kar /zarar cetvelinin davacı vekili —— imza karşılığı teslim edildiği ve maddenin oy çokluğu ile kabul edildiği görülmüştür.-2018 -2019 yılı için yapılan Genel Kurulda kar dağıtımın görüşüldüğü, şirketin tüm mali yükümlülükleri ile mali karşılıkları düşüldükten sonra kesinleşen net karından, şirket ana sözleşmesi, TTK ve diğer mevzuat ilgili maddeleri gereği ayrılan yasal yükümlülükler düşüldükten sonra kalan karın dağıtılmasının gerektiği için 2019 yılı vergi sonrası kalan karın 144.331,50 TL olduğu 2018 yılı zararının 42.243,12.-TL’sı olduğu ve 2018 yılı zararı düşüldükten sonra kalan net karın 102.088,50 .-TL olduğu, şirket ortaklarına 2021 Haziran ayı sonuna kadar dağıtılmasına karar verildiği akabinde söz alan davacı vekili ——- karın dağıtılması konusunda kararı onayladığını ancak muhalefet şerhini yazılı olarak sunduğu görülmüştür. Genel Kurul’da söz alan —— 2020 yılında kar dağıtımı yapılamamasının Cumhurbaşkanı Kararları neticesinde olduğu, 2018-2019 yıllarının karlarının dağıtılması 2018 yılı zararla kapatıldığından 2019 yılında kar dağıtımı yapılamadığını ayrıca Genel Kurul gündem maddelerini içeren davet mektubunun 30 gün önceden hissedarlara gönderildiği ve ilgi raporların şirket merkezinden talep edilmediğini veya incelemek için gelinmediğini 2020 yılı için dağıtılacak olan karın 2021 Nisan ayında verilecek olan Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile kesinlik kazanacağını ve bu süreçten sonra kar dağıtımına karar verileceğini beyan etmiş ve kar dağıtımı yapılmasına oy birliği ile karar verildiği görülmüştür.
-2018-2019 yılları için yapılan Genel Kurul’da söz alan davacı vekili ——– 2018-2019 faaliyetlerinden dolayı müdürlerin ibra edilmesi ile ilgili olarak 999 adet hisse sahibi olarak müdürleri ibra etmediklerini ve yazılı muhalefet şerhini sunduğu akabinde toplantı başakanı ——- yazılı olarak sunulan muhalefet şerhi hakkında açıklama yapmak için söz aldığı, şirketin bundan önceki Genel Kurul evraklarının incelenmesi ve talep edilmesi konusunda engelleme olmadığını, davacı ——– katıldığı bütün Genel Kurullarda imzasının olduğunu, katılım sağlayamadığı Genel Kurullarda ise imzasının olmadığı dolaysıyla imzası varmış gibi işlem yapıldığı iddasının yalan bir ifade olduğunu beyan etmiştir. Toplantıda söz aldığı görülen —— ——- imzasının bulunduğu bütün toplantılarda bizzat bulunduğunu ve şahsen imza attığını beyan ettiği görülmüştür. Toplantıda söz aldığı görülen —— toplantı zamanları ——- ile toplantılara birlikte katıldıklarını ve imzaları ——— şahsen attığını beyan ettiği görülmüştür. 2018-2019 yılı için yapılan Genel Kurul’da müdürlerin oy kullanmadığı 999 hisse şerhine karşı 1665 hisse, olumlu oy çokluğu ile müdürlerin ibra edildiği görülmüştür.-2018-2019 yılları için yapılan Genel Kurul’da şirket müdürlerinin bir yıl süreyle, her bir müdüre görev yaptıkları süre içerisinde 15.000.-TL Huzur hakkı ödenmesi konusunda söz aldığı görülen davacı vekili ——– maddeye muhalefet şerhini yazılı olarak,0 sunduğu maddenin oy çokluğu ile kabul edildiği görülmüştür.
G- T.T.K Madde 614 Bilgi alma ve İnceleme Hakkı :T.T.K’nun 614/1-2-3 kanun maddeleri aşağıda açıklandığı gibidir.614-(1) Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir.614-(2) Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir.614-(3) Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir.H-TTK Madde 357 Eşit İşlem İlkesi:T.T.K’nun 357/1 kanun maddesi aşağıda açıklandığı gibidir.357-(1) Pay sahipleri eşit şartlarda eşit işleme tabi tutulur.GEREKÇE/Madde 357 – Tasarının 357 nci maddesi, Yargıtayın yerleşik kararıyla kabul edilen, ——- ticaret şirketlerine ilişkin, sermayeyi konu alan, 77/91 sayılı İkinci Yönergesinin 42 nci maddesinde öngörülmüş bulunan evrensel nitelikteki eşit işlem ilkesini kanunî bir üst-kural haline getirmiştir. Bu hüküm, bir taraftan organların öznel ve keyfî karar ve uygulamalarına bir üst hukuk kuralı ile kanunî bir barikat çekmekte, diğer taraftan da esas sözleşmelerdeki hükümlerin adil ve menfaatler dengesine uygun bir şekilde yorumlanmasını sağlamaktadır. İmtiyazlara ilişkin 478 ile 479 uncu maddelerin bu ilke yönünden değerlendirilmesi aşırılıkları önleyebilir. İlkenin bağlılık yükümüne de yeni anlamlar kazandıracağı şüphesizdir. Eşit işlem ilkesi ancak şartların eşit olması halinde uygulanabilir.Paysahipleri eşit işlem ilkesinden oyları ile ve somut olaya özgü olarak vazgeçebilirler. Ancak ilke bütünü ile ve her hâl için kaldırılamaz. Eşit işlem ilkesi bazı durumlarda mutlaktır.Eşit işlem ilkesine aykırılığın hukukî sonucu, somut olayın şartlarına bağlı olmak şartı ile iptaldir; iptal söz konusu tek sonuç değildir. İlke paysahiplerinin “paysahibi” sıfat ve konumlarıyla ilgili olduğu için, şirket dışı işlemleri düzenleyen bir hüküm olan 358 inci maddeye uygulanmaz.Kurumsal yönetim kurallarından hareketle, bir kısım yabancı yazarlar eşit işlem ilkesine paysahiplerini aşan ve tüm şirket ilgililerini kapsayan bir boyut kazandırmak istemektedir Tasarının 357 nci maddesi ilkeyi paysahiplerine özgülemiştir. Hükmün——- olup olmadığı tartışmaya açıktır.I-TTK Madde 596 Miras, Eşler Arasındaki Mal Rejimi ve icra :T.T.K’nun 596/1-2-3-4 kanun maddeleri aşağıda açıklandığı gibidir. 596-(1) Esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yoluyla geçmesi hâllerinde, tüm haklar ve borçlar, genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçer.596-(2) Şirket, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebilir. Bunun için, şirketin, payları kendi veya ortağı ya da kendisi tarafından gösterilen üçüncü bir kişi hesabına, gerçek değeri üzerinden devralmayı, payın geçtiği kişiye önermesi şarttır.596-(3) Red kararı, devrin gerçekleştiği günden itibaren geçerli olmak üzere geriye etkilidir. Red, bu konudaki kararın verilmesine kadar geçen süre içinde alınan genel kurul kararlarının geçerliliğini etkilemez.596-(4) Şirket, üç ay içinde esas sermaye payının geçişini açıkça ve yazılı olarak reddetmemişse onayını vermiş sayılır. IV.SONUÇ VE KANAAT: Tarafımca yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde yukarıda ayrıntısıyla izah edildiği üzere; 614/1-2-3.Maddesinde yer alan hükümler gereğince, ortağı ve pay sahibi olduğu ——-ŞTİ’ den talep ettiği 48 maddelik bilgi ve belgeler için bilgi alma ve inceleme hakkını bizzat kullanabileceği veya bizzat kullanmaması durumunda vekil tayin ettiği hesap uzmanı, avukat, mali müşavir gibi yetkinliği ve mesleki sorumluluğu olan kişiler tarafından kullanabileceği, Davalı şirket, davacı ——- bilgi edinme hakkını bizzat kullanabileceği bizzat kullanmaması durumunda, hesap uzmanı, avukat, mali müşavir gibi yetkinliği ve mesleki sorumluluğu olan vekil tayin ettiği kişiler tarafından şirket bilgi ve belgelerinin şirket dışına çıkarılmaması kaydıyla şirket merkezinde bilgi alabileceği ve inceleyebileceği davacı şirket tarafınadan bildirildiği ve ayrıca davalı şirket TTK’nun 614/2.Maddesi ” Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir” hükmünü davacı —— beyan etmiş olduğu , ancak şirket pay sahibi ve ortağı olarak ——- bilgi alma ve inceleme hakkını bizzat T.T.K’nun 614/1-2-3 Maddesi ” 614-(1) Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir. 614-(2) Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir.614-(3) Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir.” hükümlerinin olduğu, bu hükümlere istinaden davacı —— herhangi bir kısıtlama olmadan bilgi alama ve inceleme hakkını kullanabileceği, Davacı ——- T.T.K’nun 357/1 Eşit İşlem İlkesi ve gereğince, GEREKÇE/Madde 357 – Tasarının 357 nci maddesi, Yargıtayın yerleşik kararıyla kabul edilen, ——- ticaret şirketlerine ilişkin, sermayeyi konu alan, 77/91 sayılı İkinci Yönergesinin 42 nci maddesinde öngörülmüş bulunan evrensel nitelikteki eşit işlem ilkesini kanunî bir üst-kural haline getirmiştir. Bu hüküm, bir taraftan organların öznel ve keyfî karar ve uygulamalarına bir üst hukuk kuralı ile kanunî bir barikat çekmekte, diğer taraftan da esas sözleşmelerdeki hükümlerin adil ve menfaatler dengesine uygun bir şekilde yorumlanmasını sağlamaktadır. İmtiyazlara ilişkin 478 ile 479 uncu maddelerin bu ilke yönünden değerlendirilmesi aşırılıkları önleyebilir. İlkenin bağlılık yükümüne de yeni anlamlar kazandıracağı şüphesizdir. Eşit işlem ilkesi ancak şartların eşit olması halinde uygulanabilir.Paysahipleri eşit işlem ilkesinden oyları ile ve somut olaya özgü olarak vazgeçebilirler. Ancak ilke bütünü ile ve her hâl için kaldırılamaz. Eşit işlem ilkesi bazı durumlarda mutlaktır.Eşit işlem ilkesine aykırılığın hukukî sonucu, somut olayın şartlarına bağlı olmak şartı ile iptaldir; iptal söz konusu tek sonuç değildir. İlke paysahiplerinin “paysahibi” sıfat ve konumlarıyla ilgili olduğu için, şirket dışı işlemleri düzenleyen bir hüküm olan 358 inci maddeye uygulanmaz.
Kurumsal yönetim kurallarından hareketle, bir kısım yabancı yazarlar eşit işlem ilkesine paysahiplerini aşan ve tüm şirket ilgililerini kapsayan bir boyut kazandırmak istemektedir Tasarının 357 nci maddesi ilkeyi paysahiplerine özgülemiştir. Hükmün olup olmadığı tartışmaya açıktır.
357-(1) Pay sahipleri eşit şartlarda eşit işleme tabi tutulur. Denilmektedir. Davalı şirket tarafından 218-2019 yılları için yapılan Genel Kurul’da davacı ——- vekil olarak tayin ettiği —— toplantıya katıldığı, 2018 – 2019 yılları için yapılan Genel Kurul maddelerine davacı ——- temsilcisi olarak katılan ——– itiraz şerhini tutanağa ek olmak kaydıyla yazılı olarak sunduğu, 2018-2019 yılları için yapılan Genel Kurul toplantısı başlangıcında 2018-2019 faaliyet raporu ve 2018-2019 yıllarına ait bilanço kar /zarar cetvelinin davacı vekili —— imza karşılığı teslim edildiği ve 2018/2019 yılları için yapılan Genel Kurul maddelerinin oy çokluğu ile kabul edildiği, …”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.Davacı vekili tarafından ibraz edilen 22/05/2023 tarihli dilekçe ile ek raporun çelişkili olduğu, aydınlatılması gereken hususları aydınlatmadığı, davalı şirket tarafından davacının bilgi alma ve inceleme hakkına yönelik engelleme teşkil eden fiillerin incelenmediği ileri sürülerek bilirkişi ücreti takdir edilmeksizin yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmek suretiyle ek rapora itiraz edilmiştir.Davalı vekili tarafından ibraz edilen 10/07/2023 tarihli dilekçede genel kurulda herhangi bir engellenme olmadığının ek rapordaki tespitlerle teyit edildiği, aksine talep edilen bilgilerin verildiği ve hiç bir engellemenin yapılmadığının tekraren tespit edildiği, davacı tarafın TTK. Madde 614 düzenlemesindeki hakkının genel kurul tarafından engellendiğine yönelik herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığı, talep edilen bilgilerin niceliği düşünüldüğünde bunun hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ileri sürülerek davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi istenmiştir.Her ne kadar davalı taraf TTK. Madde 614 düzenlemesinde ön görülen genel kurul kararı olmadığına dayanarak Mahkememizin ——- sayılı kararını da emsal göstermek suretiyle davanın öncelikle dava şartına bağlı olarak reddine karar verilmesini istemiş ise de, emsal alınan söz konusu —— Esas sayılı davada davaya konu edilen talep yönünden herhangi bir genel kurul hiç yapılmamış olması ve fakat eldeki davada ilgili genel kurulda meselenin ele alınmış olması karşısında dava şartı yönünden bire bir örtüşen emsal nitelikte olmadığı anlaşıldığından ve somut olayda —— Esas sayılı davasına da konu olan genel kurul toplantısı söz konusu olduğundan dava şartı eksikliği olmadığı değerlendirilerek davanın esası yönünden yapılan irdelemede ve buna göre sonuç olarak yukarıya aynen aktarılan ilgili yasal düzenlemeler, TTK. Madde 614 düzenlemesinde yer alan “… Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse …” şeklindeki düzenleme, temin edilen ve davanın aydınlanması yönünden yeterli görülen ek rapor, ek rapora karşı itirazlar yönünden yapılması gereken bir tahkikat işlemi bulunmaması, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasında yarar görülmeyip dosya kapsamının davanın aydınlatılması yönünden Mahkememizce yeterli görülmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının bilgi edinme hakkının genel kurulda engellenmediği ve bu hakkın kullanımına ilişkin olarak gerekli kayıt ve belgelerin insaf ölçüleri kapsamında davacı vekiline teslim edilmiş olduğu anlaşıldığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak bu doğrultuda davanın reddine ilişkin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın esas yönden reddine,
2-Maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 210,55 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için tarife gereğince belirlenen 9.200,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
6-Artan avansın ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere e-Duruşma sistemi üzerinden yapılan duruşmada taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda oy birliği ile yasa gereği kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2023