Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/381
KARAR NO: 2023/739
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/06/2021
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen ve gerekli-yeterli kısımları:”
KONU: Fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile borçluların ———- Esas sayılı dosyasına yönelik İTİRAZLARININ İPTALİ ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesi istemidir.
İCRA DOSYA NO :———- HARCA ESAS DEĞER : 2.082.196,04 TL (Takip çıkışı)
AÇIKLAMALAR :
1-Davalı borçlulardan …, Müvekkil Banka ——— Şubesi tarafından 07.05.2020 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde tanınan 5.000.000,00-TL kredi limiti kapsamında kredi kullandırılmıştır. Bahsi geçen genel kredi sözleşmesi Borçlu sıfatı ile … tarafından müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmıştır.
2-Borçlu firma, kredinin ilk taksidini ödemediği gibi Bankamıza bildirdiği sözleşme için beyan ettiği ve ——– yer alan adresini de terketmiştir.
3-Borçlu ve kefile hiç bir şekilde ulaşılamamış; ——— Noterliği’nin 14/04/2021 tarih ve ——— yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabı kat edilmiştir. Tebliğe çıkarılan adreslerinde ihtarname muhataplarına tebliğ edilmiştir.
4-Kendisine yapılan ihtar ve çağrılara rağmen borcunu ödememekte direnen borçlu hakkında ———- Esas sayılı ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
5-Borçlunun Genel Kredi Sözleşmesi’ndeki adreslerine İcra Müdürlüğünce gönderilen tebligatlar; daimi çalışana, kefilin ise kendisine tebliğ edilmiştir. Borçlu ve kefilin her ikisi de tebliğlerden sonra icra dosyasına itiraz etmişlerdir.
6-Borçluların kredi kullandıktan sonra kredinin ilk taksidini dahi ödememiş olmaları; kredi kullandıktan kısa bir süre sonra adres bildirmeksizin işyerini kapatmış /adres değiştirmiş olmaları; müvekkil bankanın takip ve tebligat süreçlerini haricen izleyerek, kötünüyetli olarak borca itiraz etmiş olmaları; aslında kredi borcunun ödeme niyetlerinin olmadığını; kamu kaynaklarından kötüniyetli olarak faydalanmayı amaçladıklarını ortaya koymaktadır.
7-Müvekkil Bankanın Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağının konu edildiği ——– Esas sayılı ilamsız icra takibine, karşı taraflarca itiraz edilmesi üzerine açmamız gereken itirazın iptali davasının ön şartı olması nedeniyle 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi gereği arabuluculuk yoluna 27/05/2021 tarihinde başvurmak gerekmiştir. Başvurumuz kapsamında ——— sayılı dosyası ile arabuluculuk görüşmeleri başlamış 17.02.2021 tarihinde ilk görüşme günü olarak belirlenmişse de borçlu ve kefil ilk görüşmeye katılmamış,
arabulucunun borçlu ve kefile ulaşma girişimlerinin hepsini sürüncemede bırakılmış ve nihai olarak 17/06/2021 tarihinde ANLAŞAMAMA yönündeki son Tutanak taraflarca tutulmuştur.
8-Borçlu firma ve kefili, ilamsız icra takibimize konu etmiş olduğumuz borca itiraz etmişlerdir. Söz konusu itiraz ve arabuluculuk aşamasında borçlu ve kefile ulaşma girişimlerinintelefon yolu ile ulaşılmış, Mersis’ten şirket yetkilisi olduğu tespit edilen … ile görüşülmüş şirket avukatını tarafıma yönlendireceğini söyleşmiştir. Dönüş yapılmaması üzerine 4 farklı tarihte yapılan aramalara cevap vermemiş. ——– ve SMS yolu ile gönderilen davet mektubuna da dönüş yapmamıştır.——– Kargo ——— takip numarası ile şirketin MERSİS ten güncelliği teyit edilen ve yukarıda yer alan adresine gönderilen davet mektubu teslim alınmamıştır.Toplantıya katılım sağlamamıştır.) hepsini sürüncemede bırakılmış olması, yasal dayanaktan yoksun; takibimizi sürüncemede bırakmaya yönelik ve kötü niyetlidir. Alacağımız borçlu firmanın müvekkil bankanın ——— Şubesi’nden kullanmış olduğu krediye istinaden, borçlu ve kefillerin kendi istek ve iradeleriyle imzalamış oldukları, şartları açık Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanmaktadır. Alacağımızın varlığı, miktarının doğruluğu ve takibimizin haklılığı, müvekkil banka kayıtları üzerinde gerekirse yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile de kanıtlanacaktır.9-İzah etmeye çalıştığımız nedenlerle davalı-borçlular, haklarında başlatılan takibe itiraz etmiştir. Davalı- borçluların, haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamına ve % 20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep etme zarureti hasıl olmuştur.
……………………………
NETİCE-İ TALEP :
Yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile davalı-borçluların ——— esas sayılı ilamsız icra takibine yaptıkları itirazın iptaline, takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile dava vekalet ücretinin davalı-borçlu taraflara yüklenmesine karar verilmesini bilvekale talep ederim. 23/06/2021…”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan dava dilekçesinde açıklandığı şekilde davacı banka ile davalı şirket arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, diğer davalının bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, söz konusu sözleşme gereğince kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine muaccel hale gelen borcun ödenmesi için kat ihtarnamesi keşide edilerek borçlulara tebliğ edildiği halde süresinde borcun ödenmemesi üzerine ——— Esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, itiraz üzerine zorunlu arabuluculuğa başvurulduğu ve ———- arabuluculuk dosya numarası üzerinden ———- arabuluculuk numarası ile sürecin anlaşamama ile sonuçlandığı ve anlaşamama son tutanağı düzenlendiği; itirazların haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Teselsül talebinde bulunulmamıştır.Dava açılırken icra takibinde ödenen peşin harcın mahsup edilmiş olması karşısında icra dosyası ve dosya kapsamına göre icra takibi nedeni ile ödenen peşin harç miktarının 10.410,98 TL olduğu ve mahkeme veznesine dava nedeni ile ödenen peşin harcın söz konusu icra veznesine ödenen harç mahsup edildikten sonra kalan miktarın ödendiği belirlenmiş olup, sonuçta icra veznesine ödenen peşin harcın mahsubuna ilişkin yasal gereklilik gözetilmiştir.Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.Davalılara tebligat yapıldığı halde davalılar adına gelen olmamış ve cevap verilmemiş ise de davalı … yönünden tahkikat aşamasında vekille temsil söz konusu olmuş ve bu davalı vekili temin edilen rapor ve ek raporlara karşı dilekçeler sunmak suretiyle duruşmadaki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İbraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağına göre——— Arabuluculuk Bürosu, Büro dosya numarası ——— ve arabuluculuk numarası ——— numaralı, 27/05/2021 tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, davacı tarafın davete uyduğu ancak davalı tarafa tebligat yapıldığı halde davete uyulmadığı ve davalılar adına toplantıya katılımın gerçekleşmediği, bunun üzerine davalıların toplantıya katılmadığından bahisle anlaşma sağlanamadığına dair 17/06/2021 tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.İcra dosyasının UYAP içeriğine ve icra müdürlüğünün bu konudaki 17/05/2022 tarihli cevabi yazı ve eklerine göre taraflarla ilgili olduğu;2.059.837,24 TL asıl alacak, 20.474,78 TL işlemiş faiz ve 1.023,74 TL BSMV, 739,88 TL diğer, 7,35 TL işlemiş faiz ve 113,05 TL gecikme zammı olmak üzere 2.082.196,04 TL üzerinden 06/05/2021 tarihinde takibe konulduğu, takibin genel kredi sözleşmesi, müteselsil kefalet, ihtarname ve hesap özetine dayalı olduğu, davalı … ödeme emri davetiyesinin hiç çıkarılmamış olduğu ve davalı şirkete ödeme emrinin 18/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve her bir davalı yönünden 07/05/2021 tarihinde ibraz edilen itiraz dilekçeleri ile her iki davalı yönünden de süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olduğu, ——— İcra Dairesi’nin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında da bulunulduğu belirlenmiştir. Ön inceleme duruşmasında yapılan irdelemede icra dairesinin yetkisine itiraz dilekçesinde davalı adreslerine göre ——— İcra Daireleri’nin yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de takibe ve davaya konu alacağın para alacağı olması, davacı-takip alacaklısı bankanın genel merkez adresinin ———- olması, yetkiye ilişkin yasal düzenlemeler ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşıldığından icra dairesinin yetkisine itiraz kaldırılarak borca itirazın esası yönünden ön inceleme duruşması yapılarak engel bir dava şartı bulunmadığı belirlendikten sonra ihtilaf noktaları tespit edilerek tahkikata geçilmiştir.Dava dilekçesine, celp edilip incelenen icra dosyasına, ön inceleme duruşmasında belirlenen ihtilaf noktalarına ve dosya kapsamına göre dava ticari kredi ilişkisine dayalı olarak yapılan takibe itirazın iptaline ve buna bağlı olarak talep edilen icra tazminatına yöneliktir.Deliller toplanarak taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi içeriği ve davanın niteliği gözetilerek banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bir bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor temini yoluna gidilmiştir. ——— Noterliği’nin 14/04/2021 tarihli ve ——– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile takibe ve davaya konu borcun ödenmesi için davalılara gönderilen ihtarın 15/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve ihtar ile birlikte 24 saat süre tanınmış olduğu ve temerrüdün süre sonunda 16/04/2021 tarihinde oluştuğu anlaşılmıştır.Temin edilen rapora karşı ileri sürülen itirazlar ve takibe konu her bir kalem yönünden taleple bağlılık gözetilip buna göre hesap yapılması için ek rapor temini yoluna gidilmiş ise de ileri sürülen itirazlar ve talep de gözetilerek davanın aydınlatılabilmesi yönünden başka bir bilirkişiden rapor alınması gerekliliği söz konusu olduğundan buna göre bilirkişi ——–tarafından düzenlenen 20/02/2023 tarihli raporda taleple bağlılık denetimi yapılamadığından taleple bağlılık denetimini mümkün kılacak şekilde ve ayrıca itirazların da aydınlatılması için ek rapor temini yoluna gidilmiş olup, bilirkişi ———- tarafından düzenlenen 02/08/2023 tarihli ek raporun buraya aynen alınması uygun ve yeterli görülen kısımları:”…
4. İNCELEME YÖNTEMİ, BİLİMSEL VE TEKNİK DAYANAKLAR:
Bu konuda yukarıda “1. İNCELEMENİN KONUSU, KAPSAM VE SINIRLARI” bölümünde gerekli açıklamalar arz edilmiş olup; ilave edilecek bir husus yoktur.
5. ANALİZ, TESPİT VE DEĞERLENDİRME:
a) 20.02.2023 Tarihli Kök Rapor:
Tarafımca düzenlenen anılan tarihli KÖK Rapor sonucunda özetle;
“-Huzurdaki ——– E. sayılı dosyanın mevcut içeriği üzerinden incelendiği, dosyadaki ——— E. sayılı Takip Dosyası, 10.08.2022 ve 07.11.2022 tarihli raporlar ve raporlara tarafların itirazları dikkate alınarak, görev gereğinin yerine getirilmesine çalışıldığı;
-Dosyaya sunulmuş olan belgelerin yeterli olması nedeniyle yerinde inceleme yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı;
-İnceleme ve değerlendirmelerde davacının 06.05.2021 takip tarihinde 1.826.957,89 lira davalılardan alacaklı olduğu; takip tarihinden başlamak üzere alacak tamamen ödeninceye kadar (aylık %1,4170, yıllık % 17.004) oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 BSMV’nin istenilebileceği; takip sonrası talep edilebilecek faiz miktarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceği, itirazların kısmen ya da tamamen iptali hususu ile davacının icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin de Sayın Mahkemeye ait olduğu;”Hususları beyan edilmişti. Bu kez gerek davalı, gerekse davacı tarafın anılan rapor ile ilgili itirazları söz konusu olup; Sayın Mahkemece de anılan itirazların aydınlatılmasının yanında, “……, takip talebinde belirtilen her bir kalem yönünden takip talebindeki sıralama ve niteleme esas alınarak, her bir kalem yönünden taleple bağlılık denetimini mümkün kılacak şekilde” rapor hazırlanmasına hükmedilmiştir.Takip eden bölümlerde, tarafların itirazları ve buna karşın Bilirkişiliğimizin görüşleri aktarılacak olup; bu arada “Taleple Bağlılık” temelinde Sayın Mahkemenin hükmünün karşılanması sağlanacaktır.
b.1) Davacının İtirazları:
Davacı tarafından dosyaya sunulan 06.03.2023 tarihli itiraz dilekçesinde;
“-Bilirkişi kök ve ek raporlarında mevcut bulunan ve tartışmaya mahal vermeyecek derecede somut olan hataların bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde belirtilmesine rağmen, bu itirazların yeni bilirkişi tarafından dikkate alınmayarak eksik inceleme sonucu hatalı bir şekilde hukuki dayanaktan yoksun bilirkişi raporu oluşturulduğu; Sayın mahkemece bilirkişilerin banka kayıtları üzerinde inceleme yapılması gerektiği şeklinde yerinde inceleme yetkisi verilmesine rağmen yerinde incelemenin gerekli olmadığı sebebiyle dosya üzerinde inceleme yapıldığı; bu sebeple düzenlenen raporun önceki bilirkişi tarafından hazırlanan kök ve ek raporlarda yapılan eksik ve hatalı görüşlerin tekrar edildiği; raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmayıp edilmediği; itirazlarda da belirtildiği üzere davaya konu kredinin, ticari kredi olup, bilirkişinin adeta tüketici kredisi kural ve kriterleri ile değerlendirme yaparak hukuka aykırı sonuca ulaştığı; davalı borçluların tacir olup, satın aldıkları ——— finansmanı amacıyla ticari kredi kullandığı; taraflarının tacir olması ve yapılan iş ticari iş niteliğinde olmasına rağmen, Ticaret Kanunu hükümlerine aykırı değerlendirme ve hesaplama yapılmış olması itibarıyla bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı; kat ihtarnamesi ile gönderilen hesap ekstresine davalı borçluların herhangi bir itirazda bulunmadığı; itiraza uğramayan ve İİK m. 68 gereğince ikrar niteliğinde kabul edilen ihtarname ve ekindeki hesap ekstresinde, banka alacağının 2.059.950,29.-TL olarak belirtildiği; bilirkişi tarafından bu bedelin dikkate alınmayarak, muaccel kılınan kar payı alacaklarının ve temerrüde bağlı gecikme cezası alacaklarının yok sayılmasının hukuka, sözleşmelere ve hakkaniyete bütünüyle aykırı olduğu; davalı/borçlularca itiraza uğramayan hesap ekstresi ve hesap kat ihtarnamesi ile bakiye kredi alacağının 2.059.950,29.-TL olarak bildirildiği; bu bedelin, geri ödeme planında ayrıntısı gösterilen anapara+karpayı+BSMV alacaklarından oluştuğu; Türk Ticaret Kanunu’nun 8. Maddesine göre ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği; üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartının, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerli olduğu; bir nevi ödünç sözleşmesi niteliğinde bulunan Banka Kredilerinde, asıl alacak kredi borcunun, geri ödeme planı ile belirlenen toplam tutar olduğu; Ticaret Kanunu’nun 8. Maddesine göre davacının, hesap kat tarihine kadar kredi borcuna işleyen gecikme cezasını dahi asıl alacağa ekleyip ferisini talep etme hakkı mevcut olduğu; Bilirkişinin hesap kat ihtarında yer alan tutarı dahi borç olarak kabul etmemesinin açıkça kanuna aykırı olduğu; Sayın Mahkeme tarafından önceki düzenlenen bilirkişi raporunun yetersiz ve hatalı olması sebebiyle yerinde inceleme yetkisi de verilerek bilirkişi görevlendirildiği, ancak sayın bilirkişi tarafından salt dosya üzerinde önceki düzenlenen bilirkişi raporunun tekrar edilmiş bulunduğu; somut hukuki bir dayanağı bulunmadan yapılan işbu değerlendirmenin kabul edilemeyeceği; kök ve ek bilirkişi raporuna yapılan itirazlarda da belirtildiği üzere yapılan değerlendirmenin dayanağı olarak “Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar” tebliğini dayanak gösterilmesinin ise Bilirkişilik görevi ile bağdaşmayan bir durum yarattığı; zira söz konusu Tebliğ’de Bilirkişi tarafından dikkate alınan hükümün, Ticari Müşterilerin erken ödemeyi Bankaya teklif etmesi haline ilişkin olup, huzurdaki uyuşmazlık için uygulanma koşul ve ihtimali bulunmadığı; Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu, İcra ve İflas Kanunu ile tacir taraflar arasındaki sözleşme hükümleri çerçevesinde ihrtarnamede yer alan borç tutarında muacceliyet ve temerrüt koşullarının gerçekleşmiş bulunduğu; davalı/borçluların ise borçlarını ödemedikleri gibi, alacağın teminatı olarak alınan rehinli araçları kaçırmış bulunduğu; adreslerini boşalttığı; suç duyurusunda bulunulduğu üzere alacaklıdan mal kaçırmak kasdı ile hareket ettiği; halen bu kötüniyetlerinin devam ettiği; borçlarının tamamının muaccel olduğu ve temerrüdün gerçekleştiği de sabit olmasına rağmen, Bilirkişinin tüm hukuk ve sözleşme kurallarını görmezden gelerek borcu eksik hesaplamasının, kötüniyetli borçluların ödüllendirilmesi niteliğinde olduğu; zira bilirkişi tarafından, adeta davacının borçlulara karşılıksız finansman sağlamakla yükümlü ve alacağını talep ederken kötüniyetli olduğunun kabul edildiği; dolayısıyla bilirkişinin düzenlemiş olduğu raporun gerçeği yansıtmadığı; yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan hazırlandığı; bundan dolayı söz konusu mahkeme kararına dayanak olmaktan uzak bulunduğu; bu nedenle bilirkişi raporundaki eksiklikler ve hataların, hüküm aşamasına geçilmeden evvel giderilmesi gerektiği; anılan sebeplerle bilirkişi raporunda yapılan tespitler hatalı ve hukuka aykırı olduğundan ve bu haliyle hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığından itirazlarının kabulü gerektiği; davalı borçluların inkar ile yetindikleri itirazların alacağın tahsili süreçlerini sürüncemede bırakmaya yönelik olması; alacağın ibraz edilen ve İİK 68. Maddede sayılan nitelikte belgelere uygun olarak talep edilmiş olması itibarıyla, başka bir incelemeye gerek kalmaksızın itirazın iptalinin gerektiği; davalıların icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmeleri ve aksi takdirde itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmesinin talep olunduğu; Beyan edilmektedir.
b.2) Bilirkişiliğimiz Görüşü:
Bilirkişi raporuna karşı davacının yukarıdaki itirazı kapsamında Bilirkişiliğimizin değerlendirmeleri aşağıda sunulmaktadır.
Yerinde inceleme yapılmamasının gerekçesi, dosyada mevcut belgelerin yeterli olmasından kaynaklanmaktadır. Bilirkişiliğimizce, görevlendirme temelinde gereksinimi karşılayacak tüm belgelerin dosyada mevcut olması nedeniyle inceleme bu şekilde yapılmıştır. Bu meyanda, ilgili takip dosyası ile davacının taleplerini içeren tüm belgeler eksiksiz olarak dosya muhteviyatında mevcut bulunmaktadır. Aksine iddia davacının dosyaya sonucu etkileyici bir belgeyi teslim etmediği gibi anlamsız bir sonucu içereceğinden, konu Sayın Mahkemenin değerlendirmelerine sunulmaktadır.Davacının diğer belirtilen itirazları kapsamında ise; beyan edilen sözleşme maddeleri konusunda her hangi bir tereddüt söz konusu olmadığı; bununla birlikte anılan sözleşme maddelerinde zikredilen muacceliyet olgusu ile temerrüt halinin ve bu maddeler kapsamında bankanın haklarının, davalı borçlular tarafından ödenmiş bulunan 8 taksiti borçtan düşürmeden, takip tarihi itibariyle (hesap normal haliyle devam etse ödenecek olan 25 taksiti tüm unsurlarıyla) hesap planına göre kalmış olan 25 taksitin tüm fer’ileriyle talep ediliyor olmasını geçerli kılmadığı; davalılarca ödenmiş taksitlerin, kredinin normal sürdürüldüğü bir dönemde, borçlu cari hesap mantığı ile çalışan kredi hesabında borçlunun borcunu plan dahilinde azalttığı; dosyadaki “——– ——— Taksit tarihinde kalan anapara sütununda bu tutarın 1.782.654,46 olarak saptandığı, borçlunun bu noktaya kadar edimini yerine getirmiş olduğu; bu taksit sonrasındaki 9-33. taksitlerin anapara, kar, BSMV ve varsa diğer fer’ilerinin talep edilmesinin temelinin bulunmadığı; itirazlardaki sözleşme maddelerinin, talebi geçerli kılacak bir husus içermediği; ayrıca böyle bir sözleşme maddesi varlığının, yasal mevzuat ve bankacılık usul ve teamülleri açısından da mümkün olmadığı; formda yer alan “aylık kar oranı”, “yıllık maliyet kar oranı” dışında ayrıca özellikle belirtilmiş bulunan “gecikme cezası oranı”nın (ki %1,4170’dir), bu açıklamalarımızı teyit ettiği, yani temerrüt halinde, temerrüt tarihi itibariyle mevcut olacak anaparaya uygulanacak cezanın önceden belirlenmiş bulunduğu yönündeki kök rapor içeriği kanaatimizde herhangi bir değişiklik bulunmamaktadır.
c.1) Davalının İtirazları:Davalı tarafından dosyaya sunulan 11.03.2023 tarihli dilekçede; bilirkişi raporunda belirtilen aleyhe olan hususların kabul edilmediği; davacının kanuna ve sözleşmeye aykırı olarak kendisine ödenen 659.288,65- lirayı tamamen yok sayarak hesaba katmadığı; bu hali ile haksız kazanç elde etme çabasına girdiği; bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere davacıya toplamda 659.288,65-TL ödeme yapılmış olduğu; davacının ise hukuka aykırı olarak bu ödemeleri hiçe sayarak hesaba katmayıp, talep ettiği tutardan düşmediği; davacının tahakkuk etmeyen faiz ve diğer unsurları talep etmesinin mevzuata, bankacılık teamüllerine ve Yargıtay Kararlarına aykırı olduğu; davacı 21.335,06 faiz talebinde bulunsa da son bilirkişi raporunda da taleple bağlılık ilkesinin gözetilmeyip, faiz tutarının hatalı bir şekilde 25.455-+16.840-=42.295- lira şeklinde hesaplandığı; genel kredi sözleşmesindeki maddelerin genel işlem koşulu niteliği taşıdığı; matbu olarak hazırlanan, genel işlem koşulları içeren, müzakere edilmeyen ve müzakere edilme imkanı bulunmayan, davacı tarafından tek taraflı olarak hazırlanan sözleşme maddelerinin geçerliliğinin olmadığı; davalıya hiçbir ön bilgilendirme yapılmadığı; buna dair hiçbir delilin dosyaya sunulmadığı; TBK hükümleri doğrultusunda kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı; gerekli şekil şartlarına uyulmadığı gibi, o tarihte evli olan müvekkilin eşinin rızasının da alınmadığı; davalının ——- sözleşmesi kapsamında davacıya herhangi bir borcu olmadığı; icra takibinin haksız olup, usulen de hatalı olduğu; davacının talep ettiği faiz ve icra inkar tazminatı talebinin de hukuka aykırı olduğu;Beyan edilmektedir.
c.2) Bilirkişiliğimiz Görüşü:
Bilirkişi raporuna karşı davalının yukarıdaki beyan ve itirazı kapsamında “taleple bağlılık ilkesinin gözetilmeyip, faiz tutarının hatalı bir şekilde hesaplandığı” hususu ayrık, diğer tüm konularda kök rapor içeriği kanaatimizde herhangi bir değişiklik bulunmamaktadır.
d) Taleple Bağlılık Açısından Değerlendirme:
20.02.2023 tarihli kök raporumuzda, davacının borcun ödenmemesi üzerine 06.05.2021 tarihinde ——— E. Sayılı dosya ve haciz yoluyla davalı ve kefili aleyhine toplamda 2.082.196,04 lira tutarında icra takibinde bulunduğu belirtilmiş olup; takipteki alacaklı talebi aşağıdaki tablodaki gibi aynen gösterilmiştir.
——– E. Sayılı Dosya: (Takip Talebindeki İfadelerle aynen)
2.059.837,24
Kredi (İstenen: % 1,42 Aylık Diğer)
739,88
Diğer (İstenen:% 1,42 Aylık Diğer)
20.474,78
15.04.2021-06.05.2021 İşlemiş Faiz
1.023,74
BSMV
7,35
15.04.2021-06.05.2021 İşlemiş Faiz
113,05
Gecikme Zammı
2.082.196,04
Toplam AlacakÖnceki Bilirkişi Kök ve Ek raporlarında yukarıda talep edilen tutara karşın sonuç itibariyle ve özet olarak, icra takibi itibariyle davacının alacağının 1.826.579,05 lira olduğu; aradaki farkın, davacının ödenmiş 8 taksit tutarını dikkate almadan ve anaparadan düşürmeden, geride kalan 25 taksit tutarının anapara, kar ve vergi toplamını alacak konusu yapmasından kaynaklandığı; bilirkişinin ise son ödenen 8. Taksit sonrasında kalan anapara toplamı 1.782.654,46 lirayı dikkate alarak, bu tutara akdi ve temerrüt faizi uygulamasıyla hesaplama yapmış olduğu belirtilerek; tarafımızca, anılan kök ve ek raporlarda dile getirilmiş bulunan takibe esas anapara tutarı ve belirtilen diğer hususlara (temerrüt tarihi ayrık) eksiksiz iştirak edildiği; bununla birlikte, davalıların temerrüt tarihinin 19.04.2021 olarak dikkate alınmasının gerekçesinin anlaşılamadığı; ihtarname tebliğinin 15.04.2021, ihtarnamede verilen sürenin 1 gün olduğu dikkate alındığında, yukarıda (c) bölümü içinde belirtildiği üzere temerrüt tarihi olarak 16.04.2021 tarihinin dikkate alınması gerektiği belirtilmişti.
Bu kapsamda yapılan hesaplamalarda doğal olarak temerrüt süresinin fazlalığı nedeniyle bilirkişiliğimizce hesaplanan faizin her halükarda fazla çıkması mukadder olup, bununla birlikte davacının talep ettiği anapara tutarının, taksit tutarlarının düşülmemesi suretiyle hesaplanmasından kaynaklanan önemli farkın varlığı da dikkate alındığında, taleple bağlı kalınması zorunluluğunun en azından anapara açısından yerine gelmesi mümkün bulunmamaktadır.Sayın Mahkemenin anılan konuda verilen kararının yerine getirilmesinin bu aşamada tek koşulunun, davacı tarafından takip talebinde talep edilen faiz ve diğer unsurların aynen kabul edilip, buna göre alacak miktarının sunulması olduğu düşüncesindeyiz.
6. SONUÇ :Bilirkişiliğimizce, kök raporda yapılan açıklamalar sırasında, davacının talep ettiği tutarın hesaplanması usulünün borçlu cari hesap ilkeleri ile bankacılık usul, esaslarına aykırılığı nedeniyle anapara, davalının ödemiş olduğu taksitler dikkate alınarak hesap edilmiş; bu doğrultudan hareketle, anaparadaki önemli değişiklik neticesinde borç miktarı ve hesaplanan faizler farklılaşmıştır. Bu durum yani “Taleple Bağlılık” hususu bilirkişiliğimizce anılan raporda sehven dikkate alınmadığından yeniden değerlendirme gereği ortaya çıkmaktadır.Davacının faiz talebinden ziyade, davalının ödemiş olduğu taksitlerin dikkate alınmaması sonucu, akdi ve temerrüt faizleri bilirkişiliğimizce hesaplanana göre (ki bu hesaplama sonuçları taleple bağlılık dikkate alınmadığı durumda gerçek rakamları içermektedir.) düşük kalmakta olup, bununla birlikte taleple bağlılık kapsamında bu hesaplamaların dikkate alınması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.Buna göre yapılan değerlendirmelerde takip talebinde ortaya konulan (anapara dışındaki) alacaklar aşağıdaki tabloda sunulmuş olup; tabloda davacının takip talebinde dile getirdiği tutarlar ile 12.04.2021 tarihli tahsilat yer almaktadır.
——– E. Sayılı Dosya: (Takip Talebindeki İfadelerle anapara dışında aynen)
1.782.654,46
Kredi kalan anapara
739,88
Diğer (İstenen:% 1,42 Aylık Diğer)
20.474,78
15.04.2021-06.05.2021 İşlemiş Faiz
1.023,74
BSMV
7,35
15.04.2021-06.05.2021 İşlemiş Faiz
113,05
Gecikme Zammı
-106,57
Tahsil..
Toplam: 1.804.906,69
Yapılan inceleme ve değerlendirmelerde davacı bankanın takip tarihi olan 06.05.2021 tarihinde yukarıda hesaplaması yapıldığı üzere toplamda nakit olarak 1.804.906,69 lira davalı borçlulardan alacaklı olduğu; takip tarihinden başlamak üzere alacak tamamen ödeninceye kadar (aylık %1,4170, yıllık % 17.004) oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 BSMV’nin istenilebileceği; takip sonrası talep edilebilecek faiz miktarının infaz aşamasında İcra Dairesi’nce hesap edilebileceği, itirazların kısmen ya da tamamen iptali hususu ile davacının icra inkâr tazminatı taleplerine ilişkin takdirin de Sayın Mahkemeye ait olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır….”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.Temine edilen dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının aydınlatılması yönünden Mahkememizce de yeterli görülen söz konusu 20/02/2023 tarihli kök ve 02/08/2023 tarihli ek rapora karşı ileri sürülen itirazlar yerinde görülmemiştir.Temin edilen söz konusu rapor ve ek rapora göre asıl borçlu davalı şirket ve kefil diğer davalı olacak şekilde taraflar arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri düzenlendiği, kredi sözleşmelerine dayalı olarak raporda tablolar halinde belirtilen şekilde kredi kullandırıldığı, asıl borçlu şirketin kredi borcunun geri ödenmesinde gecikmelere sebep olması ve sözleşme hükümlerinin ihlal edilmesi sebebiyle davacı bankanın davalılar aleyhine yasal takibe geçme hakkının doğduğu, ——– Noterliği’nin 14/04/2021 tarih ve ——– yevmiye numaralı kat ihtaratının keşide edildiği, tebliğ tarihine ve tanınan süreye nazaran temerrüdün 16/04/2021 tarihinde oluştuğu, takip tarihi itibari ile taleple bağlılık da gözetildiğinde davacı bankanın davalılardan:1.782.654,46 TL asıl alacak, 20.474,78 TL işlemiş faiz ve 1.023,74 TL BSMV, 739,88 TL diğer, 7,35 TL işlemiş faiz ve 113,05 TL gecikme zammı olmak üzere ve tahsil edilen 106,57 TL mahsup edildikten sonra toplam 1.804.906,69 TL alacaklı olduğu, kefilin limit dahilinde sorumluluğunun devam ettiği belirtilerek ulaşılan kanaat açıklanmıştır.Buna göre ve tahsil edilen 106,57 TL gecikme zammı ile ilgili feri kalem olan 113,05 TL’den mahsup edildikten sonra ve rapordaki verilere bağlı olarak takip talebindeki taleplerle bağlı kalınarak elde edilen her bir kaleme ilişkin miktarın:1.782.654,46 TL asıl alacak, 20.474,78 TL işlemiş faiz ve 1.023,74 TL BSMV, 739,88 TL diğer, 7,35 TL işlemiş faiz ve 6,48 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 1.804.906,69 TL olduğu belirlenmiştir.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi*1* yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Ek cümle: 22.07.2020 – 7251 S.K./23. md) Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./103. md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A- (Ek:6/12/2018-7155/23 md.)
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır….
(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre ———- bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. ——– bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere ——–bütçesinden karşılanır….”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.Sonuç olarak temin edilen icra dosyasının UYAP içeriği, icra müdürlüğünün üst yazısı, kredi sözleşmeleri, kefalet sözleşmeleri ve limitleri, kat ihtarı, buna ilişkin ihtarnamenin içeriği ve tebliğ tarihi; dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup Mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen söz konusu 20/02/2023 tarihli rapor ve 02/08/2023 tarihli ek rapor, itirazların yerinde görülmemesi, daha önce temin edilen rapor ve ek raporun mahiyetine göre uzlaştırıcı 3. bilirkişi raporuna gerek olmaması, rapor ve ek raporların daha çok taleple bağlılık denetiminin sağlanmasına yönelik olması karşısında esas alınan 20/02/2023 tarihli rapor ve 02/08/2023 tarihli ek raporun hükme esas alınmaya yeterli olması, yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın taleple bağlılık da gözetilerek söz konusu rapor-ek rapor doğrultusunda kısmen sübuta erdiği kanaatine varılmıştır.Esas alınan söz konusu rapor-ek rapordaki veriler ve takip talebindeki taleple bağlılık gözetildiğinde:
1.782.654,46 TL asıl alacak, 20.474,78 TL işlemiş faiz ve 1.023,74 TL BSMV, 739,88 TL diğer, 7,35 TL işlemiş faiz ve 6,48 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 1.804.906,69 TL olduğu belirlenmiş olup aşağıdaki hesaplamalarda bu değerler gözetilmiştir. Davacı tarafın icra inkar tazminatı adı altında talep ettiği icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmü, bu konuda yerleşen yargısal uygulama, davanın niteliği, davalının takibe itirazının haksız çıkması, kabule konu asıl alacak yönünden alacağın davalı tarafça hesaplanabilir-bilinebilir olması nedeni ile likit ve belirli olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından %20 oranında icra tazminatına da karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup icra tazminatına da hükmolunmuştur.Dava kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen; yargılama giderinden sorumluluk yönünden yukarıya aynen alınan ilgili yasal düzenleme ve arabuluculuk son tutanağına göre davalı tarafın mazeretsiz olarak arabuluculuk ilk toplantısına katılmamış olmaları nedeni ile arabuluculuk faaliyetinin sona ermiş olması karşısında yargılama giderlerinin tamamından davalı taraf sorumlu tutulduğu gibi reddedilen kısım yönünden davalı … vekili yararına avukatlık ücretine de hükmedilmemiştir. Harç yönünden kabule konu toplam dava değeri olan 1.804.906,69 TL matrah üzerinden işlem yapılmış ve avukatlık ücreti hesabı yönünden de harca esas alınan bu bedel gözetilmiş olup; davanın niteliğine karşılık gelen 492 Sayılı Harçlar Kanununun;”…
İLAMSIZ TAKİPLERDE PEŞİN HARÇ:
Madde 29 – İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır.
Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.
İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.
…”şeklindeki ilgili maddesinde yer alan söz konusu düzenleme, icra veznesine yatan peşin harç miktarı ve icra dosyası kapsamına göre davacı tarafın takibi başlatırken 10.410,98 TL peşin harç yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu peşin harcın mahsubuna bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da işleme tabi tutulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen kabulü ile——— Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibin 1.782.654,46 TL asıl alacak, 739,88 TL diğer, 20.474,78 TL işlemiş faiz, 1.023,74 TL BSMV, 7,35 TL işlemiş faiz ve 6,48 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 1.804.906,69 TL üzerinden ve asıl alacağa faiz yürütülmek suretiyle takip talebindeki ferilerle birlikte yürütülmesine; itirazın belirtilen çerçevede iptaline ve takibin belirtilen şekilde devamına,
2-%20 icra tazminatı 360.981,30 TL’nin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Gerekçede açıklanan matrah üzerinden hesaplanan 123.293,18 TL nispi karar harcından, Mahkeme veznesine yatan 25.147,73 TL peşin harç ile İcra veznesine yatan söz konusu 10.410,98 TL’nin toplamını oluşturan 35.558,71 TL’nin mahsubu ile EKSİK 87.734,47 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak Arabulucuk Bürosu tarafından yapılan ve ———- Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL zaruri giderin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Gerekçede açıklanan sebeple yargılama giderlerinin tamamından davalı tarafın sorumlu tutulmasına ve buna göre sonuçta; davacı tarafından İcra veznesine ve Mahkeme veznesine yatırılan söz konusu peşin harçlar da dahil olmak üzere davacı tarafından yapılan toplam 39.193 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
8-Gerekçede açıklanan ve harca esas alınan matrah üzerinden davacı vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen 216.393 TL nispi avukatlık ücretinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
9-Gerekçede açıklanan arabuluculuğa ilişkin yasal düzenlemeye bağlı sebeplere nazaran redde konu miktar üzerinden davalı … vekili yararına avukatlık ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
10-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekili yönünden huzuren ve davalı … vekili yönünden e-Duruşma sistemi üzerinden bu vekillerin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/11/2023