Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/360 E. 2022/434 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/360 Esas
KARAR NO: 2022/434
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ: 24/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin üç hissedarı bulunduğunu, müvekkilinin, davalı şirket ile ilgili haklarını korumak amacıyla yaptığı fiillerden dolayı diğer ortakların müvekkiline husumet beslediğini, sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesi gerek.esiyle hukuka aykırı olarak ıskat kararı alındığı ve —- aylık süre içerisinde sermayenin ödenmesi gerektiğinin bildirildiği, davalı şirketin —- sermaye ile kurulduğunu,—- tescilden önce ve kalanının da —-içerisinde ödendiğini, davalı şirketin ——- değiştirildiğini, ıskata ve adres değişikliğine yönelik ——- hem usul hem de esas yönünden butlan hükmünde olduğunu, davacıya ıskatın iadeli taahhütlü mektup yoluyla yapılmadığını, ıskatın butlanına karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davalı şirketin ———- —— sayılı —– kurucu unsurları olmadığından yokluğunun tespitine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taahhüt ettiği sermaye payının tamamını ödeyemediğini, ıskata yönelik tüm işlemlerin usulüne uygun olarak yerine getirildiğini beyan ederek usul ve kanuna uygun olarak gerçekleştirilen ıskat işlemi kapsamında, davanın reddine, dava masraf ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların ——– sorguları dosya arasına alınmıştır.
—— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava,—sayfasında yayımlanan ——– kurucu unsurları olmadığı ileri sürülerek yokluğunun tespiti davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Mahkememizin —– tarihli celsesinde uyuşmazlığın esasını çözmesi amacıyla dosyanın ticaret hukuku alanında uzman bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olmakla, dava açan kişinin gerekli delil ve yargılama giderlerini yatırması gerektiği, davacı tarafa bilirkişi incelemesi yapılabilmesi için gerekli bilirkişi ücretini yatırmak üzere iki hafta kesin süre verildiği, aksi takdirde bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçilmiş sayılarak dosya kapsamı ile yetinilmek sureti ile değerlendirme yapılacağının ihtar edildiği, davacı tarafça kesin süre içerisinde ve dahi sonraki tarihlerde bilirkişi incelemesi yapılması için gerekli gider avansını yatırmadığından defterlerin incelenemediği ve bilirkişi incelemesi yapılamadığı anlaşılmıştır.
—- tarihli celsede davacı vekili tarafından gerekli avansın yatırılması amacıyla yeniden süre verilmesi talebinde bulunulmuş olup;
—– tarihli celsede:
“G.D:
Bir önceki celse verilen sürenin kesin süre olması, bu hususun karşı taraf yönünden usuli kazanılmış bir hak doğurması, HMK 94. Maddesinin amir hükmü ve davalı tarafın beyanı bir bütün olarak gözetildiğinde bilirkişi ücretinin yatırılması için yeniden süre verilmesine yer olmadığına karar verilerek tefhim ile açık yargılamaya devam olundu.
Dosya incelendi.
Dosyanın aydınlandığı, HMK 320 gereği tahkikatın bittiği, davanın basit yargılama usulüne tabi bir dava olup dilekçeler teatisinin ve taraf teşkilinin sağlandığı, 7251 sayılı kanun ile getirilen değişikliğe uygun olarak sözlü yargılama duruşması için ayrı bir gün tayinine yer olmadığı anlaşılmakla sözlü yargılamaya geçildi.
Davacı vekilinden son sözü soruldu: Dilekçemizi tekrar ederiz, davamızın kabulüne karar verilsin, dedi.
Davalı vekilinden son sözü soruldu: Davanın esastan reddine karar verilsin, dedi.
Dosya incelendi.
Araştırılacak başkaca bir husus kalmadığı anlaşıldı. Açık yargılamaya son verildi.” şeklinde ara kararlar oluşturularak yukarıya aynen akratılmıştır.
Sonuç olarak davacı tarafça kesin süre içerisinde ve dahi sonraki tarihlerde bilirkişi incelemesi yapılması için gerekli bilirkişi ücretinin yatırılmadığı anlaşıldığından davacı bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçilmiş sayılarak ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 harcın tahsili ile eksik 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde——- Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2022