Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/355 E. 2021/881 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/355 Esas
KARAR NO: 2021/881
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 11/06/2021
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA/TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde —– yakınlarında meydana gelen trafik kazasında, müvekkilinin yolcu konumunda bulunduğunu ve davalı —–nezdinde —- plakalı araç, —— plakalı araç ile çarpıştığını, müvekkilinin ağır yaralandığını, kazaya ilişkin cezai kovuşturmanın —- dosyası üzerinden yürütüldüğünü, Mahkemece tanzim ettirilen —–aleyhe kabul anlamına gelmemek kaydıyla- —— sürücüsünün alt düzeyde tali kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan —— plakalı araç sürücüsünün ise asli kusurlu olduğu”nun mütala olunduğunu, müvekkilinin davaya konu kazada özellikle sağ gözünden ve sağ omzundan ciddi şekilde yaralandığını ve uzun süre tedavi gördüğünü, tedavi süresince de bakıma muhtaç kaldığını, —– tarafından tanzim olunan —— göre —— oranında sürekli maluliyetinin mevcut olguğunu, kaza sebebiyle meydana gelen zarardan, her iki kusurlu aracın işleten ve—– olan şirketlerin müştereken ve mütesselsilen sorumlu olduğunu, müvekkilinin yolcu konumunda bulunduğu —- plakalı aracın, davalı—–olduğunu, davalı sigorta şirketi nezdindeki —— sigorta poliçesi incelendiğinde sakatlanma ve ölüm teminatının kişi başına —- sağlık gideri teminatının kişi başına — limit ile teminat altına alındığını, —- plakalı aracın —– olan davalı ——- başvurulduğunu, ancak müvekkilinin zararlarının karşılanmadığını, ticari dava şartı arabuluculuk süreci de anlaşmama ile sonuçlandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; 6100 sayılı yasanın 107. Maddesine göre belirlenecek maddi tazminat miktarına ileride arttırmak kayıt ve koşulu ile şimdilik — sürekli iş göremezlik,—- geçici iş göremezlik, —- bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam —maddi tazminatın davalı —- temerrüt tarihi olan —— tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul anlamına gelmemekle beraber; müvekkil şirketin ——- gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun, davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespiti gerektiğini, müvekkil şirket nezdindeki trafik sigorta poliçesinin —- tarihinde tanzim edildiğini, kazanın —- tarihinde meydana geldiğinden bu kazadan müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, sorumluluğunun —- ait olduğunu,——–ait olduğunun açıkça belirtildiğini, sağlık giderlerinin karşılanmasına ilişkin usul ve esaslar ile ——yapılan prim aktarımı neticesinde müvekkil sigorta şirketinin geçici iş göremezlik, tedavi, tedavi amaçlı ulaşım giderine ve diğer masraflarına ilişkin sorumluluğunun sona erdiğini, mahkemece faize hükmedilmesi halinde faizun dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz olması gerektiğini, ——— gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirketlerine müracaat tarihinden öncesinde şirketlerinin temerrüdünün söz konusu olmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER: —- tarihli kaza tespit tutanağı,——–, Dosya kapsamındaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava,Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılmıştır. Mahkememizce ön inceleme duruşması icra edilmeden celse arasında davacı vekili tarafından tarafların sulh olduğu beyan edilmiş ve ekinde sulh protokolü sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından ——— tarihli 1.celsede de tarafların sulh olduğu tarafların sulh olduğu ,yargılama giderleri taleplerinin olmadığı ve davanı konusuz kaldığını ve buna göre karar verilmesini beyan edilmiştir. Bu veçhile yargılama bitirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın 74.Maddesi kapsamında dosyaya mübrez vekaletnameler üzerinde yapılan incelemede taraf vekillerinin SULH yetkilerinin bulunduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK 313.maddesinde:”(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”
6100 sayılı HMK 314.maddesinde:”1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.”
6100 sayılı HMK 315.maddesinde:”(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
(2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler, yargılama süreci ve sulh protokolü nazarında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların uyuşmazlığı sulh yoluyla sona erdirdikleri sabittir. 6100 sayılı HMK’nın 313 vd. maddeleri gereğince sulhun hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, mevcut sulhun işbu davayı sona erdirdiği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu, mahkemenin taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre; istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar vereceği açıktır. Somut olayda davacı vekilinin sulh sözleşmesini sunmakla birlikte sulh gereği karar verilmesini talep etmediği anlaşılmakla, sulh nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargılama giderleri açısından yapılan değerlendirmede ise, davacı vekilinin yargılama giderlerine ilişkin vaki beyanı ve sulh protokolüne göre 6100 sayılı 332/1 maddesi gereğince 323.maddesinde sayılan yargılama giderleri karşılıklı olarak tarafların üzerinde bırakılmıştır. Ancak uyuşmazlığın sulh protokolüne göre sonuçlanması ve buna göre davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nazarı itibarında arabuluculuk ücreti davalıya yüklenmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 Sayılı HMK’nın 315/1 maddesi gereğince sulh nedeniyle;DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-) 492 Sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (I) sayılı tarifenin (III) kısmınin 2-a fıkrası gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının, Harçlar Kanununun 22.maddesi gereğince davanın ilk duruşmasında sulh ile sonuçlanmış olması nedeniyle 1/3’ü alınacağından, alınması gereken 19,76 TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan (59,30 TL) peşin harçtan mahsubuyla bakiye 39,53 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-)—— bütçesinden ödenen —- arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,———– gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda; 6100 sayılı HMK’nın 341/1,342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibarene iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle ——— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/11/2021