Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/339 E. 2022/228 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/339 Esas
KARAR NO : 2022/228

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirket arasında davalı şirket adresinde kullanılacak —- yapıldığını anlaşma kapsamında davacının — — gerçekleştirdiğini, anlaşma karşılığı ilk—— ücret üzerinden tarafların mutabık olduğu ve davacı tarafından bu tutardan fatura düzenlendiğini, devam eden süreçte taraflar belirlenen tutar üzerinden — tutarında — yapılması hususu üzerinde anlaştıklarını, davalı şirket tarafından 2.500 TL tutarında iade faturası düzenlendiğini, davalı şirketin anlaşma kapsamında— ücretin, — tutarında ki kısmını davacının hesabına ödediğini. Davalı şirketin kalan bakiye borç olan 7.595,74 TL miktarı ödemediğini beyan ederek; davalının mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak adına kayıtlı– mallar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının teminat mukabilinde ihtiyaten haczine kararı verilmesini, davamızın kabul edilerek davalı- borçlunun — yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle takibin devamına karar verilmesini, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine 7.595,74 TL dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere lehimize icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından—– üzerinden anlaşma yapıldığını, ardından— yapılarak yeni bir anlaşma yapılarak davacı tarafından müvekkilimiz — bedelli fatura düzenlendiğini, bunun — kısmının ödendiğini, bakiyesinin ödenmediği iddia ve talep ettiğini. Davacının talepleri haksız ve hukuka aykırı olup reddine karar verilmesini talep ettiklerini. Davacı ile davalı— — —- — davacının edimini eksik ve ayıplı olarak ifa ettiğini. Davacının edimleri eksik ve ayıplı olduğundan, davacı tarafından—yapılmış ve davalının —- bedelli iade faturası düzenlediğini. Davacı tarafından davalının ilk anlaşmadan sonra— davacının kabulünde olduğundan, davacı, edimlerini eksik ve ayıplı olarak yerine yetirmediğini açıkça kabul ettiğini. Davacı tarafından her ne kadar davalıya — kesilmiş ise de davacı edimlerini fatura kestikten sonra da eksik ve ayıplı ifa ettiğini. Bu hususun tespiti için keşif yapılmasına karar verilmesini talep ettiklerini. Davacı, edimlerini eksik ve ayıplı ifa ettiğinden davacının davalından alacaklı olup olmadığı ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla ne kadarlık alacağı olduğunun sabit olmadığını. Bu sebeple likit bir alacağın varlığından bahsedilemeyeceğini beyan ederek; Davacının tüm taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER: Dava dilekçesi ve ekleri, Cevap dilekçesi ve eklreri,— dosyası, Bilirkişi Raporu, — Tutanağı, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmamasıve —- başvuırmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel —– alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi —— hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu —– icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile — görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet —– dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır. Yapılan incelemede davacı tarafından usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin alacağın varlığını —- ettiğine yönelik görüş bildirildiği görülmüştür. Her ne kadar davalı tarafından dava konusu— kurulumunda– eksiklik ve ayıp olması nedeniyle bakiye bedelin ödenmediğine yönelik itirazlar da bulunulmuş ise de, raporda açıklandığı gibi davacının talep etmiş olduğu takip konusu alacağına ilişkin fatura usulüne uygun tutarak yasal defterlerine kaydettiği, davacının kayıtlarının HMK 222/5 maddesi gereğince kesin delil niteliği taşıdığı, tarafların dava konusu faturayı — ilgili — dolayısıyla teslim tesellüm hususunu davacının ispat ettiği, işbu faturaya karşı davalı tarafından herhangi bir itiraz veya dava ve takip konusu faturanın içeriğindeki hizmetin eksik veya ayıplı olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge dosyaya sunulmadığı anlaşılmış olup davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının incelenen kayıtlarında davalının davacıya 7.595,74 TL tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının — Esas sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —- kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve — belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan —– inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Yargılama giderlerinin tamamından davalı taraf sorumlu tutulmuş, dava öncesi —- ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
Davalının —- Esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak 7.595,74 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
2-) Asıl alacağın %20’si olan 1.519,15 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 518,86 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 91,74 TL harçtan mahsubuyla bakiye 427,12 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 91,74 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 207,70 TL posta masrafı, 1.400 TL bilirkişi ücreti olmak olmak üzere toplam 1.767,24 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca —-nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile — bütçesinden —- ücretinden davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.