Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/327 E. 2022/203 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/327 Esas
KARAR NO : 2022/203

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında ticari bir ilişki söz konusu olduğu, davacı şirketin davalı — teslimatını gerçekleştirdiğini ancak son dönemlerde davalı tarafından davacı
şirkete ödeme yapılmadığını ve bunun üzerine ticari ilişkinin sona erdiğini, cari hesap ekstresi ve faturalardan da anlaşılacağı üzere davalı şirketin davacıya bakiye kalan 8.000.-TL ödemeyi yapmadığını, fatura ücretlerinin ödenmemesi üzerine cari hesap ekstresindeki borç bakiyesi olan 8.000.-TL
alacağın tahsili için — sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini, ancak davalının 26.11.2020 borca ve ferilerine itiraz
ederek, takibi durdurduğunu,
bunun üzerine, 17.01.2021 tarihinde dava şartı olan — başvuru yapıldığını, — —— toplantısında davalı taraf ile herhangi bir
anlaşma sağlanamadığını ileri sürülerek davalarının kabulü ile, davalının — sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun davetiyeye rağmen duruşmalara katılmamış cevap da vermemiştir.
Davalı vekili — tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ve davacı şirket arasında olan ticari ilişkiye istinaden taraflar arasında — satımı işlemi gerçekleştiği, müvekkili şirket tarafından— tutarındaki kısmı banka yoluyla ödendiği kalan 8.000,00-TL tutarındaki kısmın ödemesi ise müvekkili şirketçe davacı —- elden yapıldığı, davacı şirketçe borcun ödenmediği iddia edilse de bu iddiaların mesnetsiz olduğu, taraflarınca kabul edilemeyeceği savunularak müvekkili aleyhine gerçekleştirilen haciz işleminin mücbir sebep olarak kabulü, davanın reddi ile Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi,——sayılı dosyası —- içeriği, Mahkememizce temin edilen bilirkişi raporu, — dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce davanın dayanağı —- dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede davaya esas teşkil ettiği ve davanın tarafları ve konusuyla uyumlu olduğu davacının davalı borçlu aleyhine alacağı için ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçlu davalıya tebliğinin üzerine davalının süresinde borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,— alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının—- alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin 14/01/2022 tarihli raporunda özetle; Davacı ———- ile toplam —- fatura kesildiği, davacı —– davalı —-ödeme yapıldığı, dava dosyasında yapılan incelemelerde;—- incelemesinde; davacı — —için icra takibi başlattığı, Davacı ——- başvurmuş olup anlaşamadıkları ve —– sürecinin anlaşamama olarak sona erdirildiği, davalı —– belgeler haczedilmesi sebebiyle incelenemediği, dava dosyasında —— tarafından sunulan—-davalı tarafından bildirilen—— dava konusu fatura tespit edildiği, davacı —–ile toplam— bildirimleri, — beyannameleri ve — ve belgelere işlendiği ve ödemenin de defterlerinde görüldüğü, kalan alacağın 8.000,00 TL olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet—- dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından yapılan incelemede tarafların tarafından usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin alacağın varlığını aynen tevsik ettiğine yönelik görüş bildirildiği görülmüştür. —raporda açıklandığı gibi davacının talep etmiş olduğu takip konusu alacağına ilişkin faturaları usulüne uygun tutarak yasal defterlerine kaydettiği, davacının kayıtlarının HMK 222/5 maddesi gereğince kesin delil niteliği taşıdığı, yine bahse konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, yine davalı tarafından —- bildirim yapıldığı, dolayısıyla teslim tesellüm konusunu davacının ispat ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafından bakiye borcun elden ödendiğine yönelik beyanları bulunsa da buna ilişkin bilgi ve belge dosyaya ibraz etmemesi nedeniyle davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Tüm bu nedenlerle davacının incelenen kayıtlarında davalının davacıya 8.000,00 TL tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davanın kısmen kabulüne, davalının—– takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, asıl alacak 8.000,00 TL’ye takip tarihinden itibaren %9 oranında işleyecek yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir. Ancak davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin dosya içerisinde bilgi ve belge bulunmadığından davacının işlemiş faiz yönünden talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan — davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1.2 Maddesi gereğince kısmen kabul kısmen red oranına göre taraflar sorumlu tutulmasına karar verilerek HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının—– Esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, asıl alacak 8.000,00 TL’ye takip tarihinden itibaren %9 oranında işleyecek yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin (İşlemiş Faiz Tutarı olan 923,18 TL yönünden) REDDİNE,
2-) Asıl alacağın %20’si olan 1.600,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 546,48 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 107,77 TL ile harcın mahsubu ile bakiye 438,71‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 107,77 TL peşin harç, 88,10 TL posta ve dosya masrafı ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 955,17‬ TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına (%90-%10) göre 859,65 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- 13/1, 13/2 maddesi uyarınca —- ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——-3/2 maddesi uyarınca 923,18 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,,
8-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile— ödenen — ücretinin davanın kabul ve ret oranına (%90-%10) göre 1.188,00‬ TL’nin davalıdan, 132,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
9-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilleri ile davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.