Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/31 E. 2022/293 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/31 Esas
KARAR NO: 2022/293
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 17/01/2021
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirkete —– aracın, —- davalının sorumluluğunda bulunan çalışma nedeniyle yolda açılan çukurdan geçerek hasara uğradığını, — plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle sigortalısına toplam —-sigorta tazminat ödemesinde bulunduğunu, meydana gelen kazaya ilişkin —- göre; “Bu kazanın oluşumunda— araç sürücüsü —– ihlal ettiği kaza yeri incelemesinde anlaşılmıştır” şeklinde tespitte bulunulduğunu, kaza nedeniyle hazırlanan kaza tespit tutanağında kazanın,—plakalı aracın, —- tarafından açılan çukurun kapatılmaması nedeniyle hasara uğradığı tespit olunduğunu, müvekkil şirket tarafından — kapsamında ödenen tazminatın TTK. 1472 hükmü gereği davalıdan tahsili amacıyla—- bulunulmuş, —- numaralı dosyada uzlaşma sağlanamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile —– sigorta tazminatının, sigortalıya ödeme tarihlerinden tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Haksız fiil düzenlemelerine dayanan rucüen tazminat talepli işbu davada Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu trafik kazasının meydana geldiği ——- kesişiminde—-gerekli harçlar ödenerek ——-yapıldığını, —- adı verilen —- akabinde ruhsat taahhütnamesinde belirtildiği şekilde müvekkili şirket sorumluluğunda olan işlerin yerine getirildiğini, tranşe onarımlarının yapılmasının ve —- tüm ———– sorumluluğunda olduğunu, davacı tarafça her ne kadar rucüen tazminat talep edilmiş ise de, müvekkil şirkete kusur aftedilmesi mümkün olmayan, haksız fiilin unsurları bulunmayan somut olay kapsamında sorumlu kurum aleyhine dava açılması gerektiği gözetilerek, müvekkil şirket yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, aksi kanaat halinde ise davanın esastan reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: Arabuluculuk Son Tutanağı, —— dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca davacı sigorta şirketinin dava dışı—– haklarına halef olması sebebiyle sigortalısına ödediği hasar onarım tazminatının haksız fiil nedeniyle davalı şirketten rücuen tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraflar sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasında taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Dosyaya mübrez Hukuk Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağına göre zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı da hemen ifade edilmelidir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde ” (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.—- Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükmü bulunmaktadır.
Haksız fiil öğretide ise hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. —- haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılamaya göre somut olayda uyuşmazlığın; davacı şirkete genişletilmiş ———- davalı tarafından açılıp kapatılmayan çukura düşmesi nedeniyle meydana gelen zararın sigortalıya ödenmesine bağlı olarak kusur durum ve oranına göre davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesi istenmektedir. Mahkememizce taraflarca gösteriler deliller ve resen getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış ve davanın niteliği gereği resen araştırılması ve toplanması gereken deliller getirtilmiş ve dosya kusur durum ve oranı ile hasara ilişkin rapor düzenlenmesi için konusunda uzman makine mühendisi bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —-tarafından hazırlanıp dosyaya sunulan raporda özetle ve mealen; davacıya sigortalı —- plakalı —— —– gece çalışma yaptığı sırada davalı şirket tarafından açılan ve kapatılmayan çukura çarptığı ve maddi zarar meydana geldiği, davalının çukuru kapatmayarak trafik güvenliği yönünden tehlikeye açık olarak bıraktığı ve % 100 kusurlu olduğu, meydana gelen zararın onarım giderinin piyasa şartlarına uygun olduğu yönünde tespit, hesap ve görüşleri bildirilmiştir. Dosyaya mübrez hasar dosyası ve poliçe incelendiğinde davacı ——– tarihinde kapsar şekilde — tarihlerinde —- sigorta ettiği açıktır. Davacı şirket tarafından yaptırılan Ekspertiz incelemesi sonucunda sigortalıya —- ödeme yapıldığı da tartışmasızdır. Bu bilgiler ışığında bilirkişi raporunun taraf vekillerine tebliğ edildiği ve davalı vekilinin beyan ve itirazlarının da değerlendirildiği ifade edilmelidir. Yapılan değerlendirmede kaza tespit tutanağı, Sigortacılık Kanunu gereğince delil niteliğindeki ekspertiz raporu ve mevcut bilirkişi raporu nazarında kazada kusurun tamamen açtığı çukuru kapatmayan davalıda olduğu kabul ve takdir edilmiştir. Davalı tarafın görev dava şartına yönelik itirazı da tarafların tacir ve sigortalı aracında ticari nitelikteki kamyon olması nedeniyle dinlenmemiştir. Davalının almış olduğu ruhsata bağlı olarak alt yapı kazı çalışması yaptığı ve zararın işbu haksız fiil niteliğindeki açılıp kapatılmayan çukur nedeniyle meydana geldiği ,fiil ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğu gibi fiilin açıkça davalı şirket sorumluluğundan sadır olduğu ve savunmada öne sürülen sorumluluğa ilişkin diğer kurum ve şirketlere ilişkin durum ise her halükarda olayda müteselsil sorumluluk bulunduğu anlaşılmakla zararın davacının seçimine göre dış ilişkide davalıca tazmin edilmesi gerektiği de hukuken meri ve aridir. Öte yandan meydana gelen ve sigorta şirketince sigortalısına ödenen hasar onarım bedeli de gerek delil sayılan ekspertiz raporu gerekse bilirkişi raporu ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde piyasa şartlarına uygun ve kadri maruf kabul edilmiştir. Mahkememizce dosyaya mübrez anılan bilirkişi raporu gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kabul ve takdir edilmiştir. Davacı tarafça ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesi de taraflar tacir olmakla birlikte sigortalı araç ticari araç sınıfında olduğundan usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Binaenaleyh, davacı sigorta şirketinin, —– nazarında davada aktif dava ehliyetinin bulunduğu, davasını ispat ettiği ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatiyle aşağıda açıklanacak nedenle davanın kısmen kabulü ile, —— rücuen tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ancak ispata matuf olmayan tamamen maddi bir yanılgıya ilişkin olduğu anlaşılmakla birlikte ödenen miktar toplam —olmasına rağmen davada harçlandırılan talebin — olduğu görüldüğünden işbu miktar esas alınarak fazlaya ilişkin —– yönünden ise talebin/davanın reddine karar verilmesi zorunlu olmuştur.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, 6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk ise aynı yasanın 326/2 maddesi gereğince tarafların haklılık durumu ve oranı (kabul-ret) esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi—— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul ve ret oranına göre karşılıklı olarak taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın kısmen KABULÜ ile, — tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle toplam — rücuen tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin/davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 926,97 TL karar ve ilam harcına 234,82 TL peşin harcının mahsubuyla bakiye 692,14 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydın
3-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 234,82 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 302,62 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan 46,50 TL posta masrafı ve 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 796,50 TL masraftan oluşan yargılama giderinden davanın kabul (%98,70) ve ret (%1,30) oranına göre 786,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına, davalı tarafından vekille temsil dışında yapılmış yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —–bütçesinden ödenen kabul edilen miktar (%98,70) üzerinden hesaplanan 1.302,84 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——-bütçesinden ödenen ret edilen miktar (%1,30) üzerinden hesaplanan 17,16 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1,13/2 maddeleri uyarınca hesaplanan 180,00 TL nispi vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın, REDDEDİLEN MİKTAR YÖNÜNDEN—- İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla KESİN; KABUL EDİLEN MİKTAR YÖNÜNDEN ise 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; ——— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2022