Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/302 E. 2022/717 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/302 Esas
KARAR NO: 2022/717
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/05/2021
KARAR TARİHİ: 25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın,——- ürünlerinden —- aldığını, sonraki yıl ise —–aldığını, —– aldığı ilk yıldan itibaren tüm çalışanlarıyla —— başlayan müvekkili firmanın,—- çıkardığını, —- davalı firma için çok önemli bir yere gelmesini sağladığını, müvekkili —– çapında —– kurduğunu, —– çok faaliyette bulunan müvekkili firmanın, bunun için ciddi miktarda harcamalar yaptığını, —– araç tahsis edildiğini, —– verildiğini,— yaklaşık —— çıkartıldığını, ——ürünlerin ücretsiz olarak dağıtıldığını, —- yaklaşık —– verildiğini,——— olarak bir çok firmayla anlaşmalar yapıldığını, buna karşılık davalı firmanın beklenen özeni göstermediğini, akde aykırı davranarak müvekkili firmanın çok büyük zararlara uğramasına yol açarak yatırımlarının —– neden olduğunu, ilk olarak———yoluyla ürün getirilip müvekkilinin büyük yatırımlar yaptığı, —– kurduğu iş ortaklarına satışlar yapılmaya başlandığını, bu konuda davalı firmadan talepte bulunularak —- dikkatli olmaları konusunda uyarılmasının talep edildiğini, müvekkilinn taleplerinin dikkate alınmadığını, müvekkilinin makina dağıttığı yerlere ve başka müşterilerine ————- başlandığını, bunun sonucunda müvekkilinin satışlarının çok düştüğünü, davalının, arada bulunan sözleşmeye rağmen bu konuda bir girişimde bulunmadığını ve satışlara engel olmadığını, sonrasında ise davalı firmanın başka bir firmayla —– anlaşması yaptıklarının öğrenildiğini, bu durumun müvekkili firmaya bildirilmediğini, diğer firmanın müvekkili —– ettiğini, çalışanlarını kendi bünyesine aldığını müvekkili firmanın bilgisayarını ele geçirerek tüm satış ağına ulaştığını ve bu firmalara müvekkili firmanın altında fiyatlar vererek satış yapamaz hale gelmesine neden olduğunu, bu nedenlerle müvekkili firmanın menfi ve müspet zararının tespili ile fazlayı talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla menfi ve müspet zarar olarak şimdilik —— ticari faiz ile davalı firmadan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—- beri ürettiği——– tedarik ettiğini, müvekkili şirket ile —— akdettiğini, anılan sözleşmesel ilişkinin müvekkili şirketin —-itibariyle sona erdirildiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen asılsız iddiaların hiçbir delil ile desteklemediğini, taraflar arasında akdedilen —– sözleşmeden veya taraflar arasındaki herhangi bir satış sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar için——– öngörüldüğünü,——- bakımından esas sözleşmeden —– söz konusu olduğunu, bu ilke kapsamında, esas sözleşme geçersiz olsa dahi tahkim anlaşmasının geçerliliğinin bundan etkilenmeyeceğini, dolayısıyla, ——— tahkim anlaşması yürürlükte olduğundan bu ilişkiden veya taraflar arasındaki herhangi bir —– doğan tüm uyuşmazlıklar bakımından tahkime gidilmesi gerekeceğini, taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisi uzun zaman önce—– öngörülen fesih usulü uyarınca sonra erdiğini, davalının müvekkili şirketten tazmine hak kazanabileceği hiçbir alacağı olmadığını, müspet ve menfi zararın bir arada istenemeyeceğini, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların—— sorguları dosya arasına alınmıştır.
——- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme davalı tarafça dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, sözleşmeden kaynaklanan tazminat davasıdır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. maddesi gereğince; ” (1) İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir:
a) Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı.
b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 117. maddesi gereğince; ”(1) İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.
(2) İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir.
(3) İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 412. maddesi gereğince; ”(1) Tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır.
(2) Tahkim sözleşmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabilir.
(3) Tahkim sözleşmesi yazılı şekilde yapılır. Yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için, tahkim sözleşmesinin taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi bir iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim sözleşmesinin varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması yeterlidir. Asıl sözleşmenin bir parçası hâline getirilmek amacıyla ——-şartı içeren bir belgeye yollama yapılması hâlinde de —- yapılmış sayılır.
(4) Tahkim sözleşmesine karşı, asıl sözleşmenin geçerli olmadığı veya tahkim sözleşmesinin henüz doğmamış olan bir uyuşmazlığa ilişkin olduğu itirazında bulunulamaz.
(5) Yargılama sırasında tarafların tahkim yoluna başvurma konusunda anlaşmaları hâlinde, dava dosyası mahkemece ilgili hakem veya hakem kuruluna gönderilir.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 413. maddesi gereğince; ”(1) Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.
(2) Tahkim itirazının ileri sürülmesi, tahkim yargılamasına engel değildir.”
——- sayılı ilamında: —- esas sözleşmeden bağımsız, ondan ayrı bir anlaşmadır. —– anlaşmasının asıl sözleşmeden ayrılabilirliği, asıl sözleşmede yer alan tahkim klozları için de geçerlidir. Bu sebeple tahkim klozunun geçerliliği, esas sözleşmenin geçerliliğine bağlı değildir. Asıl sözleşmenin geçersiz olması tahkim anlaşmasının geçerliliğini etkilemez. Ya da tersine ——- herhangi bir sebeple geçersiz olması asıl sözleşmeyi etkilemez ve onu geçersiz kılmaz.” belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça davalı aleyhine tazminat davası açıldığı, davalı tarafça cevap dilekçesi ile birlikte ve süresi içinde tahkim ilk itirazında bulunulduğu; Dosyaya tercümesi sunulan—- başlıklı sözleşmenin —- maddesinde; “Bu sözleşmeden ve/veya bu dağıtım anlaşması kapsamında—–herhangi bir satış sözleşmesinden kaynaklanan tüm anlaşmazlıklar,—– uyarınca, söz konusu Kurallara uygun olarak atanan bir veya daha fazla hakem tarafından nihai olarak çözülecektir—-yapılacaktır. Duruşmalar ve belge alışverişi de dahil olmak üzere tüm tahkim prosedürü İngilizce olarak yürütülecektir.” hükmünü haiz olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki — tahkim şartı olup geçerlidir. Az yukarıda anılan —- göre de, taraflar arasındaki sözleşme feshedilmiş olsa dahi, tahkim sözleşmesinin esas sözleşmeden bağımsız, ondan ayrı bir anlaşma olduğu—- —-asıl sözleşmeden ayrılabilirliğinin, asıl sözleşmede yer alan tahkim klozları için de geçerli olduğu, bu sebeple tahkim klozunun geçerliliğinin, esas sözleşmenin geçerliliğine bağlı olmadığı, asıl sözleşmenin feshedilmiş olmasının, tahkim anlaşmasının geçerliliğini etkilemeyeceği ve asıl sözleşmenin fesih edilmesiyle, süresinin sona ermesiyle veya askıya alınmasıyla tahkim şartının ortadan kalkmayacağı anlaşılmıştır. Bu durumda sözleşme 6100 sayılı HMK 412 ve 413.madddeleri kapsamında değerlendirilmelidir. Sözleşmenin ——tahkim anlaşması niteliğindedir. Davalı tarafın tahkim itirazında bulunabileceği ve bu itirazın HMK’daki ilk itirazlara ilişkin hükümlere tabi olduğu, tahkim itirazının kabulü halinde ise davanın usulden reddine karar verileceği açıkça ve emredici şekilde düzenlenmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalının tahkim itirazının usul ve yasaya uygun olup süresinde yapıldığı, taraflarca aksi kararlaştırılmadığı takdirde tahkim şartının geçerli ve bağlayıcı olduğu, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1——, 6100 sayılı HMK’nin 116/1-b, 117 ve 413/1 maddeleri uyarınca tahkim ilk itirazı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.123,25 TL harcın mahsubuyla arta kalan 5.042,55 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2022