Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/290 E. 2023/201 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/290 Esas
KARAR NO: 2023/201
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/05/2021
KARAR TARİHİ: 13/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —- Davalı —- ve diğer davalı—- birden fazla —–satın alındığını, müvekkili şirketin —- ile arasındaki ticari ilişki dolayısıyla tarafına yüklenen tüm yükümlülükleri tam ve gereği gibi yerine getirdiğini, ne var ki, müvekkili Şirket’e —tarafından satılan yazılımlardan biri olan ——- izah edilen özelliklerin hiçbirini barındırmayan, işlevsiz, sorunlu ve gelişimini tamamlamamış bir ürün olduğu tespit edildiğini, müvekkili Şirketin, Ürün’ün davalılar tarafından belirtilen niteliklere sahip olmaması, diğer bir değişle Ürün’ün yapılı olduğunu davalılar’a bildirdiğini, müvekkil şirket’in Ürün’ü satın almasından kısa bir süre sonra Ürün’deki eksiklikler gözle görünür ve katlanılamaz bir hale geldiğini, bunun üzerine müvekkili Şirket tarafından———ilişkin mail atıldığını, —– ısrarı üzerine, müvekkili—— kullanılabilir hale getirilmesi ve Ürün’deki eksikliklerin giderilmesi için davalılar ile işbirliği yaptığını, birçok kez —- ilişkin toplantılar gerçekleştirildiğini, davalılar’ın oyalayıcı ve kötü niyetli tavırları nedeniyle müvekkili Şirketin, —— numaralı ihtarnamesi ile ——– iadesi, iadesi mümkün değil ise farklı bir modül ürün ile değiştirilmesini talep etmiş ise de müvekkili Şirket’in işbu talebinin davalılar tarafından kabul edilmediğini, müvekkili Şirket’in tüm iyi niyetli çabalarının sonuç vermemesi üzerine taraflarınca —— numaralı dosyasından arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, yapılan arabuluculuk toplantıları neticesinde davalılar ile müvekkil Şirket arasında anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirketin Ürün’ün ayıplı çıkması sebebiyle ——yılından bu yana Ürün’ü hiçbir şekilde kullanamadığını, davalıların ürün’deki ayıplardan sorumlu olduğunu ileri sürerek ürün’ün ayıplı olduğunun ve davalılar’ın ayıptan sorumluluğunun kabulüne, Ürün’ün satış bedelinin olan 26.162,34-TL’nin ticari faizi ile davalılardan tahsiline, müvekkili şirket tarafından yapılan 6.608,00-TL’nin davalılardan tahsiline, ayıplı Ürün’den doğan zararlarının davalılardan tahsiline, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ihtilafa bakmakla görevli mahkemenin —- Mahkemesi olduğunu, taraflar arasında 02.10.2020 tarihinde düzenlenen ——- uyarınca, davacının arabuluculuk başvurusunda bulunduğu ihtilaf konusu yalnızca “Ticari satıma konu ayıplı malın iade alınması veya başka modül ile değiştirilmesi” ne ilişkin olduğunu, davacının, davaya konu ettiği alacak kalemlerinin tamamı için Arabulucu’ya başvuru dava şartını yerine getirmediğini, davanın dayanağını oluşturan ——–lisans satış ve ticari ilişkilerin davacı ile diğer davalı ———-firması arasında gerçekleştirildiğini, sunulan deliller içerisinde müvekkilinin imzası taşıyan hiçbir evrak bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıya vermiş olduğu herhangi bir taahhüt, hizmet veya yükümlülüğünün olmadığını, bu nedenle, davacının talepleri yönünden pasif husumet itirazında bulunduklarını, davanın yasal süre içerisinde açılmadığını, bu nedenle zamanaşımı definde bulunduklarını, müvekkili şirketin sahibi olduğu yazılımlara ilişkin yükümlülüğünün ilgili yazılımların standart fonksiyonlarının çalışır halde bulunmasıyla sınırlı olduğunu, müvekkili şirket—— herhangi bir fonksiyonel sorun bulunmadığını, —-başka firmalar tarafından da sorunsuz biçimde kullanıldığını, müvekkilinin, diğer davalı ——–kendi müşterilerine sunduğu danışmanlık hizmetleri kapsamındaki taahhütlerinden sorumlu olmadığını savunarak görevsizlik kararı verilerek, huzurdaki dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan——– gönderilmesini, müvekkil Şirkete karşı açılan davanın husumet yönünden reddini, davacının, dava konusu ettiği 6.608,00-TL ve ayıplı üründen doğan zarar” talepleri yönünden Arabulucuya başvurmadan dava açtığından, bu kısımla ilgili dava şartı yokluğundan davanın reddini, davanın usul ve esastan hukuka aykırı olması sebebiyle reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; Satışın —- yılında yapıldığını, davacının davasını ve iddialarını kabul etmemekle birlikte eğer ki ürünlerde ayıp var ise ve bu ayıp derhal fark edildi ise 2 yıllık zamanaşımı süresi ve ayrıca hak düşürücü süre kullanılmadığından davanın zamanaşımı sebebi ile reddini, davanın hak düşürücü sürede açılmadığından reddini talep ettiklerini, eğer ayıp hile ile gizlenmiş ise de bu durum davacı tarafından ispatının gerektiğini, görevli mahkemenin ——— Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini, husumet itirazlarının olduğunu, bilgisayar ——–sistemi olan ———– alıcı adına lisanslanan bir ürün üst versiyonu çıktığında iadesi nasıl mümkün olmaz ise davaya konu ürün de aynı nev’i den iadesi mümkün olmayan ürünlerden olduğunu ve bu durumun davacı tarafından da bilindiğini, davacının ürünü kullanmamasının kendi insiyatifine tabii olduğunu, davacının ürünü aldığını, ödemesini yaptığını, akabinde aldığı üründen memnun kaldığı için ürünün eğitim programlarını da yine müvekkilinden satın aldığını, ürünün ayıplı ve hasarlı olsa idi davacının eğitim masrafını yapmasının mümkün olmayacağını, ürünün ——– yılında davacı tarafından satın alındığında 1-2 aylık bir sürede müvekkiline ve diğer davalıya iade edilmek istense idi müvekkilinin ve diğer davalının bu durumu kabul edebileceğini ancak aradan geçen uzun süre sonra huzurda açılan dava ile ürünün ayıplı olduğu gerekçesi ile ürünün iadesinin yahut bedelinin geri talep edilmesinin açıkça kötü niyetli olduğunu savunarak sürede açılmayan davanın, ayrıca zamanaşımı defi sebebi ile usulden reddini, tüm yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER:
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi kök ve ek raporu.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; satım sözleşmesine konu yazılımın ayıplı olduğu iddiasıyla davacı alıcının TBK.m.227’ye göre bedel iadesi talebine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta, her iki taraf da tacirdir ve dava her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgilidir. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları nispi ticari dava sayılacağından eldeki davaya bakmakla görevli mahkeme 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi gereğince asliye ticaret mahkemesidir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının davalı şirketten —— diğer davalı——— satın aldığı, satın alınan ürünün ayıplı olduğundan bahisle huzurdaki davanın ikame edildiği, yapılan bilirkişi incelemesi ile standart bir ——-paketine ilave yapılması halinde o yazılımın artık standart dışında bir ürün sayılacağı, dolayısı ile yapılan ilavelerden üretici firmanın sorumlu olamayacağı, üretici firma sorumluluğunun standart paket ile sınırlı olduğu, paket programların ortalama gereksinimleri karşılıyor olması nedeniyle her kullanıcının aynı oranda ihtiyacını karşılamasının mümkün olmadığı, yazılımın ayıplı kabul edilebilmesi için öngörülen işlevlerini hiç yerine getirememesi ya da yanlış yerine getirmesi gerektiği, taraflar arasındaki mail yazışmalarından dava konusu yazılımın özellikle ——–fonksiyonunun çalışmadığı iddiasıyla davacı tarafın ihtiyaçlarını karşılamadığının anlaşıldığı, ancak satışın yapıldığı tarihteki ———— özelliğinin olmadığı, dosya kapsamında yer alan ürün broşüründe de bu özelliğin yer almadığı,—— özelliğinin pakete daha sonra ücretsiz olarak eklendiği, bu özellik halihazırda çalışıyor olmasına rağmen davacı tarafın ihtiyaçlarını karşılamadığı, bu tespitler neticesinde sonuç olarak dava konusu yazılımın—- özelliği çalıştığı için ——– sayılabilecek bir bulguya rastlanmadığı ve davacının ayıp iddiasının yerinde olmadığı tespit edilmiş olmakla ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 179,90 TL olmakla baştan alınan 576,72 TL peşin harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 396,82‬ TL nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 3/2 ve13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinın davacı taraftan tahsili ile davalılara ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde——– Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/03/2023