Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/255 E. 2022/724 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/255 Esas
KARAR NO : 2022/724

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline—- plakalı araçla gerçekleşen kaza neticesinde hasarlandığını, işbu hasar nedeniyle müvekkilce—- başvuru yapılmış, sigorta şirketince yasal süresi içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığından—-numarası ile başvuru yapıldığını, ——– tarihli bilirkişi raporu düzenlendiğini, söz konusu raporda müvekkili lehine — bakiye onarım bedeli olduğu kanaatine varıldığını, taraflarınca bu miktar üzerinden ıslah yapıldığını, ancak daha sonra davalı — şirketinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması talebi kabul edilerek, dosya yeni bir bilirkişiye tevdi edilmiş ve — hasar oluştuğu,—– tarafından yapılan —ödemenin mahsup edilmesiyle 780,69 TL bakiye onarım bedeli olduğu kanaatine varıldığını ve bu yönde karar verildiğini, dava dışı— edilen—- bahsedilen — ——- parça satın alma karşılığında verdiğini, müvekkilinin aracını onarmak için satın aldığı —- sunduğumuz —- tanzim edilen fatura içeriğinden de görüleceği—- kazada hasar alan—plakalı aracına ilişkin——— yapıldığını, dolayısıyla her ne kadar — görünmekte ise de müvekkilinin bahse konu —-parça almasına engel bir durum olmadığını, kaldı ki aracın onarımı da orada yapılmadığını, bu nedenle bilirkişinin hatalı bu tespitini kabul etmelerinin mümkün olmadığını, tanzim edilen— tarihli bilirkişi raporunda yapılan hatalı tespit nedeniyle uyuşmazlık hakem heyeti de aynı yanılgıya düştüğünü ve karara itiraz edilmişse de itiraz —-itirazları kesin olarak reddedildiğini, dava konusu kaza nedeniyle müvekkiline ait — plaka numaralı araçta hasar oluştuğunu, kazaya —- plakalı aracın %100 kusurlu hareketi sebep olduğunu, müvekkili adına kayıtlı— plaka numaralı araçta meydana gelen hasarların onarımında yapılan giderlerin bedelinin belirlenmesi amacıyla rapor hazırlanması———- atanmış ve tanzim edilen raporda müvekkiline ait oluşan toplam zarar bedelinin işçilik masrafları ve — olarak tespit edildiğini, müvekkilinin bu tespit için de — ekspertiz ücreti ödediğini, ayrıca müvekkiline ait araçta değer kaybı da oluştuğunu, —alındığında da müvekkiline ait araçta oluşan hasarın boyutunun ve hasar bedeli görüleceğini, müvekkilinin kaza sebebiyle uğradığı maddi zarar davalı sigorta şirketi tarafından giderilmediğini, davalı tarafından müvekkilinin araçta oluşan hasara ilişkin yalnızca —–ödeme yapıldığını ancak müvekkilinin fazlaya ilişkin zararı noktasında başkaca bir ödeme yapılmadığını beyan etmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ait araçta meydana gelen;— ücreti olmak üzere şimdilik—- davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;dava konusu uyuşmazlığın daha önce kesin hükümle çözümlenmiş olması nedeniyle huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak, davacı —- —– yargılama yapılmış olup bu hususta, ——ilamı ile hüküm tesis edildiğini, daha sonrasında davacı taraf — yoluna başvurmuş ancak itirazların reddine karar verilerek hüküm kesinleşmiş ve —–tarafından hükmedilen —davacı tarafa ödendiğini, bu hususta, HMK 303 ve HMK 114/1 uyarınca, dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hükümle çözümlenmiş olması nedeniyle huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan reddini talep ettiklerini, müvekkili —tarafından, başvurana başvuru konusu kaza nedeniyle uğradığı zararlara yönelik tazminat ödemesi yapıldığını, başvuru konusu kaza nedeniyle, müvekkili ——- tarafından tespit edilen — tarihinde başvuran vekiline ödendiğini, daha sonrasında başvuranın — başvurmasının ertesinde yargılama gideri dahil hükmedilen bakiye —- ödendiğini, ödeme dekontu ekte olup hüküm aşamasında dikkate alınması gerektiğini, bu sebepten ötürü haksız başvurunun reddini talep ettiklerini, davacı tarafından araç hasarına ilişkin haricen ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığından davacının haksız taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafından müvekkilinin —– tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunu,—– harici bir ödeme yapmak durumunda kaldığı ve maddi olarak zarara uğradığına ilişkin herhangi bir bilgi veyahut belge dosyaya sunulmadığını, bu nedenle davacı tarafından harici bir ödeme yapılmamasına rağmen zarara uğradığını iddia ederek işbu başvuruda bulunması haksız ve kötü niyetlidir. Bu çerçevede davacının haksız taleplerine istinaden bakiye tazminat tutarına hükmedilmesi de sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, somut olayda davacı tarafın değer kaybı talepleri yönünden Trafik Kanunu ve Trafik Sigortası Genel Şartlarının yukarıda işaret edilen düzenlemelerindeki yükümlülüklerini yerine getirmeden, doğrudan dava yoluna gitmiş olması nedeniyle HMK’nin 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki——– sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında olduğunu, beyan etmiş, davacının hasar bedeli talebi yönünden daha önce davanın kesin hüküm ile sonuçlandırılmış olması nedeniyle davanın reddini, davacının değer kaybı talepleri yönünden, Trafik Kanunu ve Trafik Sigortası Genel Şartları düzenlemelerindeki yükümlülükler yerine getirilmeden, doğrudan —– başvurmuş olması nedeniyle, HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle başvurunun usulden reddine, her halde sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman ——– aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, her durumda belirlenecek hasar bedeli ve değer kaybı tazminat tutarının ———hesaplanmasını, —– davacının ekspertiz ücretine ilişkin taleplerinin reddini, her durumda müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak müvekkili şirketin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını fazlaya dair taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, Davacı ——-, Bilirkişi Kök ve Ek Raporu, Dosyadaki Sair Bilgi Ve Belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava , Trafik Kazası Nedeniyle Davacının Maliki Olduğu Araçta Meydana Gelen Hasar Nedeniyle Oluşan Hasar Onarım Bedelinin Ve Hasar Nedeniyle Değer Kaybı Taziminatının Zmms Sigortası Kapsamında Davalıdan Tahsili İstemine İlişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamasıyla 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşmasına başlanmış ve tarafların sulh olmak istememeleri üzerine bir kısım tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilmiştir. Ne var ki, davanın her aşamasında resen dava şartları incelenebileceğinden işbu hususa ilişkin yapılan inceleme ve değerlendirmeye göre dava şartına ilişkin olarak aşağıdaki sonucu ulaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Dava Şartları Başlıklı 114/1-i maddesinde ‘Aynı davanın, daha önce kesin hükme bağlanmamış olması’ dava şartı olarak yer almıştır. Dava Şartlarının İncelenmesi başlıklı 115/1-2.maddesinde ise” “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nin 303.maddesine göre de ; kesin hüküm ,ilişkin olduğu konuda uyuşmalığı ortadan kaldırmaktadır. Bu ilke gereği açılan davada kesin hüküm bulunması dava şartı olup resen gözetileceği malum ve maruftur.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler, yapılan açıklamalar ile iddia ve savunma ışığında somut olayda; davacının vekili aracılığıyla dava konusu uyuşmazlığı —— dosya————– —–HAKEM HEYETİ tarafından —- verilen karara yapılan itiraz üzerine de ——tarafından —— edilmiştir. Davacı vekili tarafından aynı konuya —— tarihinde işbu dava ikame edilmiş ve ———- duruşmada da davanın aynı konuya ilişkin olduğu açıkça beyan edilmiştir. Dolayısıyla, davacı vekilinin —– yargılamasına ve özelde fazlaya ilişkin zararlarının bulunduğuna yönelik itirazına bağlı açılan işbu davasının değerlendirilmesine ve yargılama yapılarak hüküm verilmesine yasal olanak görülmemiştir. Binaenaleyh, eldeki olayda gerçekleşen bu durumun 6100 sayılı HMK’nin 114/1-i maddesi gereğince dava şartı olduğu ve dava şartı eksikliğinin giderilmesinin de mümkün olmadığı sonuç ve kanaatiyle davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir—–
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın, 6100 Sayılı HMK’nin 114/1-i maddesi gereğince ‘kesin hüküm nedeniyle; 6100 Sayılı HMK’nin 115/2.maddesine göre DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davalı tarafından vekille temsil dışında (HMK.323/1/ğ) yapılmış başkaca yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-)Davalı taraf davada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan ———-13/1,13/2 ve 7/2 maddeleri gereğince 954,00 TL vekalet ücretinin ve 8,50 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, (Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda;6100 sayılı HMK’nin 341/1,342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.