Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/253 E. 2022/159 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/253 Esas
KARAR NO : 2022/159
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketi tarafından davalılar aleyhine —– icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından icra takibine itirazda bulunulduğunu, müvekkile herhangi bir borcun bulunmadığının iddia edildiğini, takibin durduğunu, müvekkil şirket tarafından arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak tarafların anlaşamadığını, alacağın kaynağını davalıya ait aracın sürücüsünün kusurlu hareketi ile vermiş olduğu zararın oluşturduğunu, alacağın müvekkil şirketin kiraya vermiş olduğu —- üzerinde meydana gelen hasardan kaynaklandığını, —sıralarında dava dışı sürücü — — doğru dönüş halinde iken, —gelen davalı sürücü — sevk ve idaresinde olan — plakalı aracın, müvekkil şirket aracına sol önden çarpması aracın sol ön kısmına çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazasının gerçekleştiğini, gerekli incelemeler neticesinde hasardan davalının sorumlu bulunduğunun tespit edildiğini, hasara sebep olan — plaka numaralı aracın sigorta şirketinin adresi—- olduğundan dolayı İcra İflas Kanunu madde 50’de yer alan “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.” düzenlemesi ve HMK madde 6 ile düzenlenen “Genel Yetki Kuralı” gereğince— sıfatına haiz olduğunu, davalı tarafa ait —– plaka numaralı araca, trafik güvenliğini tehlikeye sokan kusurlu hareketi sonucunda, çarparak araç üzerinde —- tutarında zarara sebep olduğunu, hasara sebep olan araç sürücüsünün —-üzerinden yoluna devam ederken kavşağa gelmesine rağmen gerekli özeni göstermemek suretiyle hızını kesmeden yoluna devam etmesi ile müvekkil şirket aracının sol ön kısmına çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazasının gerçekleştiğini, oluşan hasar bakımından davalının %100 oranında kusurlu bulunduğunu, müvekkil şirketin maliki olduğu aracın yine Müvekkil şirket tarafından onarıldığını, davalı —– kapsamında sorumluluğu bulunduğunu, davalının kötüniyetli itirazının ödemede gecikmeye sebep olmasından dolayı icra inkar tazminatı taleplerinin olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, haklı ve hukuka uygun davamızın kabulüne, borçlunun takibe, asıl alacağa, ferilerine ve faize ilişkin haksız itirazlarının iptaline, —–icra dosyasındaki takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı talebimizin kabulüne, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP: Daval—- 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı duruşmalara katılmamış; kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki uyuşmazlıkta, —– kazanın oluşumunda kusursuz olduğunun —–nezdinde tespit edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dosyanın adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesi’ne kusur tespiti için gönderilmesini, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirketin bu poliçedeki maddi zararlara ilişkin teminat limitinin ise kaza tarihi itibariyle araç başına —-olduğunu, dosya üzerinde yapılan tüm ödemelerin poliçe teminat limitinden mahsup edilmesi gerektiğini, fahiş hesaplamanın yer aldığı, herhangi bir —— mahsup edilmediği ve ıskonto uygulanmadan hesaplamanın yapıldığı raporun/faturanın hükme esas alınmaması gerektiğini, huzurdaki uyuşmazlığın konusunu oluşturan hasarla ilgili kasko sigortacısından ödeme alınıp alınmadığı, alınmış ise eksik hasar ödemesi nedeniyle —– tekrardan bir talep yöneltip yönetilmediği hususunun sorulmasını, dosyaya onarıma ilişkin de herhangi bir fatura sunulmadığını, sigortalı aracın kusursuz olduğu tespit edildiği için davanın reddine, ret taleplerinin kabul edilmemesi halinde; kabul anlamına gelmemek kaydı ile, kusur ve araç hasarı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına ve tarafların kusur durumu ile bakiye teminat limiti gözetilerek hüküm kurulmasına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: —— dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava ,Trafik Kazası sonucunda davacının sahip ve işleteni olduğu araçta meydana gelen hasar onarım bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazların iptali ve tazminat istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller toplanıp, incelenip tartışılmış ve duruşmaya katılan davacı vekilinin son beyanları alınarak aşağıdaki sonuca gidilmiştir.
Davaya esas —— üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Davalılar tarafından icra takibine yapılan itirazlar üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez —- tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde ise —– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —– alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —-yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur” aynı Yasa’nın 85/1. Maddesinde“bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir.
—–motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunması halinde sözkonusu olup poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. Zira sigorta şirketinin sorumluluğu 2918 Sayılı KTK’nın 86/1. maddesi gereğince işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlıdır. Kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, —— kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, ——; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında,bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ——- 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi,kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim,durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91.maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası —— yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu —- düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olaya bakıldığında; davacı şirketin maliki ve işleteni olduğu — Plakalı sürücüsü —olan araç ile davalı — sevk ve idaresindeki kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine — sigortalı —–plaka sayılı araçlar —– tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karışmışlardır. Kaza sonrasında anılan sürücüler tarafından maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmiştir. Davacı taraf aracında meydan gelen hasar nedeniyle davalılardan onarım bedelini istemektedir. Mahkememizce uyuşmazlığın kusur ve hasar onarım bedeli üzerinde olduğu tespit edilerek öncelikle yönteme bağlı olarak kusur araştırması daha sonrada kusura göre hasar ve onarım konusunun ele alınması benimsenmiştir. Bu kapsamda özellikle kaza tespit tutanağının kazaya karışan sürücüler tarafından hazırlandığı da gözetilerek dosya kusur konusunda rapor tanzim edilmesi için —- gönderilmiştir.—- tarafından hazırlanan — tarihli raporda kazada davalı — kusursuz olduğu, davacı şirkete ait araç sürücüsü —–ise % 100 oranında kusurlu olduğu yönünde tespit ve görüşe yer verildiği görülmüştür. Anılan rapor rapor taraf ve taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede; sürücüler tarafından tutulan kaza tespit tutanağı içeriği ve sürücü beyanları ile —- raporundaki dur levhasına rağmen diğer aracın geçişini beklemeden kavşağa girmesi neticesinde meydana gelen kazada davacı şirketin araç sürücüsünün tartışmasız ve tam kusurlu olduğu kabul ve takdir edilmiştir. —– kabule mukabil davalıların zarardan sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla hasar ve onarım bedeline ilişkin bir araştırma ve değerlendirme yapılmasına gerek kalmamıştır. Binaenaleyh, benimsenen kusur raporu da gözetildiğinde davacı şirketinin davasını; —– göre ispat edemediği sonuç ve kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davacı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi—– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan 182,33 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 101,63 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320.00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Davalı sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1,13/2 maddeleri uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
6-)Davalılar tarafından yapılmış yargılama gideri olmadığından ( 5.fıkra hariç) işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansın yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı — vekilinin ve davalı —— yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2022