Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/251 E. 2023/61 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/251 Esas
KARAR NO : 2023/61

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacağın kaynağının davalıya ait bulunan aracın sürücüsünün kusurlu hareketi ile davacı müvekkilinin kiraya vermiş olduğu —- plakalı araca vermiş olduğu zarar olduğunu, —- tarihinde dava dışı sürücü — sevk ve idaresindeki—- plakalı araca tedbirsiz şekilde yola giren davalı —- sevk ve idaresindeki—— otomobilin çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, hasardan davalının sorumlu olduğunu, zararın tazmini maksadıyla —- Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu, ara buluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, ikame edilen dava bakımından mahkemenin görevli ve yetkili olduğunu, davalının davacıya ait bulunan araçta 26.766,64 TL zarara sebebiyet verdiğini, davalının kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğunu, bu nedenle zarardan sorumlu olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, davalı——– olması nedeniyle sorumluluğunun bulunduğunu, davalının kötü niyetli olarak itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, anlatılan nedenlerle haklı davanın kabulüne—– sayılı icra dosyasındaki takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalılar tarafından 6100 Sayılı HMK’nin 322/1 maddesi atfıyla aynı yasanın 126-131 maddeleri kapsamında usule uygun şekilde cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalılar yargılama sırasında davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
DELİLLE R —-dosyabı, Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı, —– Kaza Fotoğrafları, Ekspertiz Raporu, —— Bilirkişi Kusur ve Hasar Raporları, Dosyadaki Sair Bilgi Ve Belgeler.
İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ, VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLAR:
Dava , Davacı şirketin maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle davacının maliki olduğu araçta maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle meydana gelen hasar nedeniyle oluşan hasar onarım bedelinin tazmini için —- Davalı Sigorta Şirketi ile araç işleteni sürüsünden tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itiraz nedeniyle; 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesi kapsamında açılmış itirazın iptali, takibin devamı ve tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamasıyla 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığından bu kez sulh teşvik yapılmasına karşın duruşmada hazır bulunan davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh yolunu tercih etmediklerinin anlaşılması üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri ve delillerin incelenmesi tamamlanmış, karar duruşmasına katılan davacı, davalı sigorta şirketi vekilleri ve diğer davalı gerçek kişinin son sözleri de dinlenip zapta yazılarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Öncelikle dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de—- dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Somut olaya geçmeden önce dava konusu olayın hukuki temeli ve uyuşmazlığın çözümüne etki edecek yasal düzenlemelere kısaca değinmekte yarar vardır.
Bilindiği üzere haksız fiil öğretide; hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 6100 Sayılı HMK’nın 190. maddelerinie göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır. 6098 Sayılı TBK’nin 50/1 maddesine göre de zarar gören ,zararını ve zarar verenini kusurunu ispat yükü altındadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasa’nın 85/1. maddesinde, “ bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı” aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir. Yine aynı yasanın 88/1 maddesi gereği de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, —–kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, — işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunması halinde sözkonusu olup poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan —- sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir.—- sorumluluğu 2918 Sayılı KTK’nin 86/1. maddesi gereğince işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlıdır. —– işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
Yukarıdaki yapılan genel açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılama ışığında somut olaya baktığımızda;— tarihinde davacı şirketin kaza tarihinde maliki olduğu dava dışı —— sevk ve idaresindeki —- sayılı araç davalı—- sevk ve idaresindeki —— karıştığı maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Davalı——-kaza tarihinde maliki ve sürücüsü olduğu — plakalı araç kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine —- tarihli araç başına —– poliçesi ile sigortalı olduğu anlaşılmıştır. Meydana gelen trafik kazası sonucunda sürücüler tarafından görüşlerinin yazılı olduğu maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı dosyaya mübrezdir. Davacı şirket aracında hasar meydana geldiği ve hasar onarım bedelinin kazada kusurun karşı tarafların sorumluluğunda bulunan araç sürücüsünde olduğu iddiası ile icra takibi başlatmış ve vaki itirazlar üzerine işbu davayı açmıştır. Yargılama sırasında davacı tarafın KTK’nin 97.maddesi gereğince davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı anlaşılmış olup davalı sigorta şirketi tarafından oluşturulan hasar dosyası örneği de celbedilmiştir. Somut olayda uyuşmazlığın temelinin meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle doğrudan kusur, hasar ve onarım bedeli üzerinde yoğunlaştığı ve kusur oranının tespiti ile hasarın havi zararın ortaya çıkarılması halinde uyuşmazlığın aydınlanacağı aşikardır. Bu kapsamda taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve maddi hasarlı trafik kazası tutanağındaki sürücü görüşleri ve olayın gerçekleşme biçimi ile dosya kapsamına nazaran kusur ve hasar onarım bedeli konusunda rapor düzenlenmesi için dosya makine mühendisi bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi Makine Mühendisi— tarafından hazırlanan —–tarhli işbu raporda özetle ;Davalı —– nezdinde trafik —- aracı sevk ve idare eden diğer davalı sürücü ve araç sahibi—— oluşumunda asli ve %100 kusurlu olduğu, davacıya ait bulunan —-aracın dava dışı sürücüsü —- ise ani gelişen olay karşısında alabileceği tedbir bulunmaması nedeniyle kusurunun bulunmadığı, Davacı tarafından başlatılan —- hasar onarım bedeli ile 213,78 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 26.766,64 TL hasar tazminatı ile dava konusu kaza arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, miktar olarak da piyasa koşullarına uygun olduğu yönünde, tespit, görüş ve hesap içeren rapor verilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu taraf ve taraf vekillerine tebliğ edilerek vaki beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda davalı sigorta şirketinin kusur durum ve oranına yönelik bir itiraz öne sürülmediğinden ve mahkememizce kusur dağılımı yerinde görüldüğünden davalıların meydana gelen kazada kusur yönünden asli ve tam olarak sorumlu oldukları, bir başka anlatımla davacının davalı sürücünün kusurunu ispat ettiği ifade edilmelidir. —– onarım bedeline gelince, davalı sigorta şirketinin talebi üzerine dava dışı —- davaya konu kaza nedeniyle davacının aracında meydana gelen hasar için herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş ve ödeme yapılmadığı bildirilmiştir. Öyleyse davalılar yukarıda açıklanan maddi hukuka tabi kurallardan hareketle meydana gelen hasar miktarından müteselsilen sorumlu tutulmaları mümkündür. Hasar onarım miktarına ilişkin uyuşmazlığa gelince evvela dosyaya mübrez Ekspertiz Raporuna ve mevcut bilirkişi raporuna göre hasar onarım bedelinin aynı şekilde 26.552,86 TL olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Bilindiği üzere ——-eksperlerinin hukuki statüsü ve sigorta eksperleri tarafından tanzim edilen raporların hukuki niteliği 5684 sayılı Sigortacılık Kanununda düzenlenmiştir. Kanunun 2/1-n maddesinde sigorta eksperlerinin tarafsız ve bağımsız olduğu, aynı kanununun 22/13 fıkrasında sigorta eksperlerinin tarafsız olmak zorunda olduğu, yine aynı kanunun 22/17 fıkrasında eksperler tarafından düzenlenen raporların delil niteliğinde olduğu yönündeki düzenlemeler dikkate alındığında sigorta eksperleri tarafından düzenlenen raporların yargılama aşamasında itibar edilecek türden bir belge olduğu açıktır. Bu durumda birbirini doğrulayan ekspertiz raporu ve gerekçeli ve denetime açık olduğu için benimsenen bilirkişi raporuna göre hasar onarım bedeline yönelik yapılan itirazlar yersizdir. Böylece dosyaya mübrez belge, bilgi, kaza yeri ve kazalı araç fotoğrafları, davacının aracının marka ve modeli ,delil niteliğindeki ekspertiz raporu ve benimsenen bilirkişi hasar/zarar raporuna göre de kazaya bağlı olarak ortaya çıkan hasar onarım bedeline ilişkin zarar miktarı da günün ekonomik koşullarına ve piyasa rayiçlerine göre kadri maruf bulunmuştur. Filhakika, gerçekleşen işbu durumlara ve davalıya sigortalı aracın tespit ve tayin olunun kusur oranı nazarında davalı sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında sorumlu tutulması ilkesi gereğince gerçek zararı tamamen ödemesi gerektiği değerlendirilmiştir. Binaenaleyh, davacının davasını TBK,49, 50/1, KTK,91/1, 85/1-son, 86/1 , 88/1 ,—-Sigortası Genel Şartları temelinde TMK, 6 ve HMK, 190. maddeleri esaslarına göre ispat ettiği ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatiyle; taleple bağlılık ilkesine göre eldeki olayda davalı —- yönünden başvuruya bağlı olarak oluşan temerrüt tarihi, işlemiş ve işleyecek faiz tür ve oranı, teminat limiti ile ekspertiz ücretinden de davalının sorumluluğunun bulunması hususları denetlenmek ve gözetilmek suretiyle davanın kabulü ile; davalı-borçluların —- takip dosyasına yapmış oldukları itirazlarının iptali ile icra takibinin, asıl alacağa—- tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle aynen devamına, karar verilmiştir.
2004 Sayılı İİK’nin 67/2 maddesine göre davacının icra inkar tazminatı talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; davaya konu olayın trafik kazası şeklinde vuku bulan haksız fiilden kaynaklanması, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi ve sonuca yapılan yargılama, kusura ve hasara ilişkin alınan bilirkişi raporu, hasar ve onarım bedeline ilişkin düzenlenen ekspertiz raporu ile hasar dosyası gibi bir kısım bilgi ve belgenin incelenmesi sonucunda ulaşılması nedeniyle alacağın davalılar yönünden likit/muayyen olmadığı kanaatiyle tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1-3 maddeleri gereğince davalılar müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —- ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama giderleri olarak davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddelesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince; davalı-borçluların —– takip dosyasına yapmış oldukları itirazlarının İPTALİ ile icra takibinin, asıl alacağa—– tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.426,39 TL karar ve ilam harcından 59,30 TL peşin harcın TL harcın mahsubuyla bakiye 2.367,08 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —- uyarınca——- arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı 146,75 TL posta masrafı ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam —–yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte—— 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen ——- nispi/maktu vekalet ücretinın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı——— vekilinin yüzüne karşı, davalı——–yüzüne karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.