Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/235 E. 2022/264 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/235 Esas
KARAR NO : 2022/264

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —ile aralarında— imzaladıklarını , diğer davalı — bu sözleşmelere müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla kefaletini aldıklarını, bu sözleşmeler kapsamında ilgili davalı firmaya — Hesabından kredi kullandırdıklarını fakat davalının kredi şartlarına uymadığını, kullandığı kredi borcunu ödemediğini , yasa gereği anlaşma için arabulucu sürecini başlattıklarını fakat anlaşmanın sağlanamadığını , bu sebeple— dosyayı açmak durumunda kaldıklarını, davalının süresi içinde haksız ve mesnetsiz bir şekilde borca itiraz ettiğini, bu sebeple huzurdaki davayı açmak durumunda kalındığını belirterek, açılan davanın kabulü ile davalı borçlunun haksız ve dayanaksız (borca, faize ve ferilerine) itirazının iptaline, takibin devamına, haksız itiraz eden borçlurun aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalılar tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalılar vekili aşamalarda ve duruşmalarda davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER :— Esas sayılı takip dosyası,— İhtarname, Genel Kredi Sözleşmesi, faiz genelgeleri, ticari kredi kartı sözleşmesi, hesap ekstreleri, dekontlar, geri ödeme planları, — raporu, dosya kapsamındaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, İtirazın İptali ve tazminat (Bankacılık işlemlerinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu İstanbul ——esas sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez A—– göre de —–dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davacı—- arasında yapılan ve dosyaya sunulan temlik sözleşmesi gereğince 6100 Sayılı HMK’nın 125/2 maddesi gereğince davacı olarak dava konusunu devralan şirket davacı olarak değiştirilip —- kaydedilmiş ve yargılama işbu alacağı devralan davacı— vekilinin katılımıyla sürdürülüp sonuçlandırılmıştır.
Bilindiği üzere alacağın temliki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183-194. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Alacağın temliki ile alacak hakkı bunu devralan 3. kişiye geçer. Böylece devralan daha önce temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder; bunun üzerinde —- yetkisini kazanır. Temlik eden alacaklının da bu aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından (kalmadığından) bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir. Bu durumda temlik işlemi ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan 3. kişi geçer. Alacakla ilgili her türlü (dava açma, takip yapma, temlik etme… gibi) hukuki işlemler bu 3. kişi tarafından yapılır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun, “Öncelik Hakları ve Bağlı Hakların Geçişi” başlıklı 189. maddesinin birinci bendi gereğince, alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik hakları ve bağlı haklar da devralana geçer.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde ise “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler—- alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan yargılama ve toplanan ve incelenen delillere göre uyuşmazlığa konu —- davalılar hakkında genel —- ve işbu sözleşmeye müteselsil kefalete bağlı olarak borçlu sıfatıyla icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itirazlar üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davalılar yasal sürede cevap dilekçesi vermediğinden iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı vekili tarafından gösterilen gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu verilmesi için bankacılık konusunda uzman nitelikli hesaplamalar uzmanı———– tarafından hazırlanan rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve bilirkişi raporuna karşı sunulan beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bilirkişi tarafından dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu ek raporda özetle ve —– tarihli—- imzalandığı ve bu sözleşmeye diğer davalı ortak ——- olduğu, ayrıca—- imzalandığı ve yine diğer davalının ayrı miktarda kefil olduğu, kefilin eşinin muvafakatinin alındığı, dosyaya sunulan hesap —-mevduat hesabına —- bulunduğu yönünde tespit, hesap ve görüş bildirildiği görülmüştür. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilerek vaki beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve davalılar vekilinin genel nitelikte olduğu anlaşılmış ve raporun esasen dosya kapsamıyla tamamen uyumlu olduğu, davalı gerçek kişinin aynı zamanda kredi sözleşmesinin asıl tarafı şirketin ortağı ve münferiden yetkili temsilcisi olduğu, şirkete olan kefaletinin hukuken geçerli ve borçtan sorumlu olduğu, davacı tarafın davasını TMK’nın 6 ve HMK’nın 190. maddeleri nazarında usulüne uygun olarak kısmen ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh, dosyaya mübrez bilirkiş raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilmiş, sözleşme faizi ve temerrüt gözetilmiş ve böylece davacının davasının kısmen kabulü ile, davalı-borçluların—- kısmına yönelik yapmış oldukları itirazların iptali ile icra takibinin asıl alacağa (24.902,45 TL ) takip tarihinden itibaren yıllık % 24,00 oranında ve değişen oranlarda akdi faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ( 1.847,69 TL ) ilişkin talebin/davanın reddine, karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraflar da borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumda olduğu değerlendirilmiştir. Zira takip hukuku açısından tazminatın amacı, davalıların itirazının haksızlığına karar verilmesi ve tacir olan ve basiretli davranma yükümlülüğü de bulunan davalı-borçlular yönünden genel kredi sözleşmesi, icra takip dosyası ve arabuluculuk süreci nazar-ı itibarında mevcut alacak/borç açıkça likit/muayyen kabul edilerek İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmakla asıl alacağın— icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk, aynı yasanın 326/2-3 ve 125/2 maddeleri gereğince tarafların haklılık durum ve oranı— ile müteselsil sorumluluk ilkesi esas alınarak belirlenmiş ve buna göre hesap ve takdir edilmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —- ücretinin de az yukarıdaki esaslar çerçevesinde karşılıklı olarak taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I Maddesi gereğince davalı-borçluların —- Esas sayılı takip dosyasına 24.902,45 TL asıl alacak, 6.396,45 TL işlemiş faiz, 319,82 TL— kısmına yönelik yapmış oldukları itirazların İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa (24.902,45 TL ) takip tarihinden itibaren yıllık % 24,00 oranında ve değişen oranlarda akdi faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ( 1.847,69 TL ) ilişkin talebin/davanın REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın (24.902,45 TL) %20’si olan 4.980,49 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.182,08 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 402,69 TL ve icra takip dosyasında yatırılan 168,84 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 1.610,55 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 402,69 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 470,49 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan 165,00 TL posta masrafı ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 965,00 TL masraftan oluşan yargılama giderinden davanın kabul (%94,53) ve ret (%5,47) oranına göre 912,21 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına, davalılar tarafından vekille temsil dışında yapılan yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile — edilen miktar (%94,53) üzerinden hesaplanan — davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile — ödenen red edilen miktar (%5,47) üzerinden hesaplanan 72,20 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan ve alacağı temlik eden bankadan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde — nispi/maktu vekalet ücretinın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-)Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte— nispi vekalet ücretinın davacıdan ve dava konusunu temlik eden bankadan müteselsilen alınarak davalılara müştereken verilmesine,
11-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.