Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/220 E. 2022/283 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/220 Esas
KARAR NO : 2022/283

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVANIN AÇILDIĞI TARİH : 26/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2022

— sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzii edilen ve yukarıda bildirilen sırasına kaydedilen dosyanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin — tarihinde resmi olarak —–adresinde iş yeri açtığını, müvekkilinin bu bayiyi açtıktan sonra çalışmaya başladığını ve kısa sürede işini oturtarak ticari hayatına devam ettiğini, müvekkilinin bu noktada işleri oturtmasının davalı şirketin ticari politikasını da etkilemeye başladığını, müvekkilinin iş hayatına başlamasının ardından 2014 yılında sadece— gereği 64.971,61 TL karla iş yaptığını, davacının bu karını kendi bünyesinde tutmaya çalışan firmanın, müvekkilinin sözleşmesinde bulunan yetkilerini sınırlayarak ve yakın çevresini— müvekkilinin zararına faaliyetler içerisinde bulunmaya başladığını, davalının daha sonradan öğrenildiği üzere—– bulunduğu — adına açıkça müvekkiline, hukuka ve ticari ahlaka aykırı bir davranış sergilediğini, davalının müvekkilinin bayiliği esnasında iş potansiyelini fark etmiş ve açıkça müvekkilini — bu iş potansiyelini kendi eline geçirdiğini, müvekkilinin bu baskılara daha fazla dayanamadığını, 2018 yılında iş yerini kapatmak zorunda kaldığını, müvekkilinin iş yerini kapatması sonrasında ticari hayatının kötüleştiğini ve — davalının açıkça kendi menfaatleri için kendi ticari gücünü kullanarak küçük bir işletmeyi, hukuka ve hakkaniyete aykırı davranarak batırdığını, bu nedenle HMK 107. maddesi gereği fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacıyla sözleşmesel bir ilişkisinin bulunmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davacıya herhangi bir taahhütte de bulunulmadığını, davacının esas itibariyle dava dışı —-kurduğunu, yetkili —– davacının sözleşmesel ilişki kurduğu—–şirketin de davacıyla arasında olan sözleşmeyi — müvekkilinin kusuru, zararı ve illiyet bağının bulunmadığını, davanın esastan da reddi gerektiğini, bu nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAFAHAT
— mahkemelerinin yetkisizliğine dair; “1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin yetkili olmadığı, yetkili mahkemenin — Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili —- Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,” karar verilmiş olup, dava yukarıda belirtilen esasa kaydedilmiştir.
Deliller
— Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—– müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Sözleşme —– uzmanı, —ile mali müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen — sözleşmesi kapsamında, sözleşme ilişkisinin kurulup kurulmadığı, davacı tarafın zarara uğrayıp uğramadığı, davalının sorumlu olup olmadığı ve buna bağlı olarak bu hususun tazminat hükmedilmesi sonucunu doğurup doğurmayacağına dair HMK 107.maddesi uyarınca açılmış 5.000,00 TL maddi tazminat davasıdır.
Dosyada, davalı vekili tarafından husumet itirazında bulunulmuş olup, tüm dava şartlarının mevcut olduğu kabulüyle yargılamaya devam olunmuş, dosya, sözleşme yorum denetim— bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, –tarihli rapora göre, davalının —davalıya, — bağlı olduğu, yani davalı firmanın, doğrudan kendine bağlı — irtibat halinde olduğu, — merkez bulunduğu bunların, ——– bağlı veya onun bünyesinde hareket ettikleri, davacının,— davacının — sürdürdüğü yere yakın konuma — davacının — irtibatının olmadığı ve de bunların nitelik olarak farklı örgütlenmeler içinde olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve kendileri adına delil teşkil ettiği, tarafların ticari defter ve kayıtlarında herhangi bir ticari ilişkiye rastlanılmadığı, davacı taraf her ne kadar davalı şirketle 30.05.2013 tarihinde resmi olarak onaylanan — sözleşmesi yaptığını belirtmiş ise de, dava dilekçesi ekinde bahsettiği bu sözleşmeyi sunmadığı, yetkisizlik kararı veren mahkemece 11.11.2020 tarihli celsede davacının davasının dayanağını oluşturan sözleşmelerin ibrazı için süre verildiği, bunun üzerine davacı tarafın 02.10.2020 tarihli dilekçesi ile bahse konu sözleşmeleri sunduğunun belirtildiği, sunulan sözleşmelerden birinin — sözleşme olduğu ve matbu bir sözleşme olduğu, sözleşmede imza bulunmadığı, matbu evrakta sözleşmenin bir tarafının —diğer tarafının ise —- olarak belirtildiği ancak isim veya unvan ver almadığı, sözleşmenin her bir sayfasında ——– birlikte, kaşe altında imza bulunmadığı, davacı tarafın sunduğu diğer sözleşmenin “— sözleşme olduğu, devreden kısmının boş olduğu, devralan—- —- muhatap kısmında da —-yer aldığı, bu sözleşmenin de matbu bir sözleşme olduğu, bu sözleşmede de — sıfatıyla— — birlikte sözleşme metninde herhangi bir imza bulunmadığı, davacı tarafından sunulan ve tazminat talebinin dayanağı olarak gösterilen bahse konu sözleşmelerin matbu ve imzasız sözleşmeler olduğu, ayrıca sözleşmede yer alan karşı tarafların, huzurdaki davada davalı olarak gösterilen —- davacıyla davalı arasında doğrudan doğruya ve taraf imzalarını taşıyan bir sözleşmeye rastlanılmadığı, sunulan yetki belgesine göre davacının —hak kazandığı anlaşılmakta ise de, davalı tarafından kendisine verildiği ileri sürülen taahhütleri ve bu taahhütlerin ihlalini destekler bir belgeye, kanıta dosyada rastlanılmadığı, TMK 6. maddesi hükmüne göre davacının ileri sürdüğü iddiaları ve zararını ispat etmesi gerektiği, davacının sözleşmesel ilişkiyi ve doğduğunu ileri sürdüğü zararları ispata yönelik delilleri sunmamış olduğu, belirtilen nedenlerle herhangi bir tazminat hesabı da yapılamadığı rapor edilmiş olup, davacı tarafın rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, sunulan ek rapora göre, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve düşüncelerinin, kök rapordaki görüş ve düşünceleri ile aynı olduğu görülmüş, bilirkişi kök ve ek raporlarının denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınabilir nitelikte olması sebebiyle yeniden rapor alınması cihetine gidilmeyerek, her ne kadar davacı —- noktası olmaya hak kazanmış ise de, davalı tarafından kendisine verildiği ileri sürülen taahhütleri ve bu taahhütlerin ihlalini destekler bir belgenin bulunmadığı, TMK 6. maddesi hükmüne göre davacının ileri sürdüğü iddiaları ve zararını ispat etmesi gerektiği, davacının sözleşmesel ilişkiyi ve doğduğunu ileri sürdüğü zararları ispat edemediği anlaşıldığından, davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL harcın mahsubuyla arta kalan 4,69 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile—— arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan— vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.