Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/216 E. 2022/877 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/216 Esas
KARAR NO : 2022/877

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) asıl davasının ve Tazminat karşı davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, fikri ve kişisel bir çaba sonucu ortaya çıkan sınai hakların korunması amacıyla marka, patent veya——yapan ya da bu konularda ilgili şirketleri bilgilendirerek—– veren saygın bir şirket olduğunu, bu kapsamda davalı yana da —–verildiğini ve taraflar arasında ticari bir ilişki kurulduğunu, anılan bu ilişki çerçevesinde davalı şirketin, müvekkili şirketten fatura —- tarihlerde —– aldığını, müvekkili şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılacak incelemede, davalının —–borcunun görüleceğini, söz konusu borcun tahsil edilememesi nedeniyle —— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itirazı ile takibin durduğunu, müvekkili şirket tarafından düzenlenerek davalı şirkete —- Mektubunda da müvekkilinin ——- itibarı ile davalı şirketten 45.881,63 TL alacaklı olduğunun beyan edildiğini, davalının bu mektuba TTK’nın 94.maddesinde belirtilen 1 aylık süre içinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu durumun davalının borcunu kabul ettiğinin göstergesi olduğunu, davalı yanın itiraz dilekçesine ek olarak borcun ödendiğine dair herhangi bir makbuz dekont ve sair belge sunmadığını, davalının borcun tahsilini geciktirmeye çalıştığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalı borçlunun —— sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili şirkete kesilen takip konusu edilen faturalara dair hizmet alınmadığını, davacının çoğu zaman vermediği hizmetlerin faturasını kestiğini, müvekkilinin hizmetin verileceği —- çoğu zaman işlemesine rağmen bugüne kadar verilen herhangi bir hizmetin bulunmadığını, bununla birlikte hizmetin verildiğine ilişkin herhangi bir belgenin mevcut olmadığını, hukuki açıdan fatura kesilmiş olmasına rağmen, gerçekte hizmet tamamlanmamış ise faturanın delil olabilme niteliğinden yararlanabilmenin mümkün olmadığı gibi, alıcının —–hariç fatura bedeli kadar borçlandığını söylemenin de mümkün olmadığını, zira faturanın tebliğ edilmesi ve sekiz gün içinde itiraz edilmemesinin sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtı olmadığı gibi malın teslimi veya hizmetin görüldüğünün de kanıtı olmadığını, karşı dava yönünden ise; davacının sözleşmeye aykırı davranarak müvekkili şirketin tescillerini geciktirmesi, hiç yapmaması, hiç yapmadığı tescillerin yapıldığı yönünde müvekkili şirketi yanıltması sebebi ile tarafların arasındaki sözleşmenin davacının kusuru nedeniyle feshedildiğini, müvekkili şirketin geciktirilen ya da hiç yapılmayan tesciller sebebi ile maddi zarara uğradığını, bu zararların davacı-karşı davalıdan tahsilinin gerektiğini, davacı-karşı davalı tarafından sözleşmeye uygun olarak süresinde başvuruların yapılmadığı gibi müvekkiline gecikme hakkında hiçbir bilginin verilmediğini, davacı karşı davalının sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı davranışları nedeniyle süresinde yapılmayan ya da hiç yapılmayan tesciller nedeniyle müvekkilinin ciddi hak kaybına uğradığını, dolayısı ile müvekkili şirkete verilen zararların tazmininin gerektiğini, bu nedenlerle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeni ile müvekkili şirketin——- maddi zarararı işleyecek olan ticari temerrüt faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; Karşı davada, karşı davacının ——şartını yerine getirmediğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği zararını açıklamak zorunda olduğunu, karşı davacının sözleşmeden doğan edinimlerini yerine getirmediğini, müvekkili şirketin ödeme taleplerinin de karşılıksız kaldığını bu nedenlerle, karşı davada —— başvurusu yapılmadığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde haksız ve hukuka aykırı karşı davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların ———sorguları dosya arasına alınmıştır.
————- dosyasının ————- kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
———– yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
———- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—–esas sayılı dosyasının — kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
Marka patent hukuku alanında sözleşme yorum ve denetim uzmunı ile müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Asıl dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca, cari hesaptan kaynaklanan, davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak, davalı tarafça —- sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali davası;
Karşı dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca tarafların edimlerini gereği gibi ifa edip etmediği, sözleşmenin feshinin usulüne uygun olup olmadığı, buna bağlı olarak karşı davacının karşı davalıdan — maddi zarar alacağı olup olmadığına dair alacak davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap ve karşı dava dilekçesi,——— sayılı dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında cari hesap alacağına dair ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafça alacağına ilişkin —— sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada, davalı-karşı davacı vekilinin ——– tarihli celsedeki beyanı üzerine,—————— sayılı dosyasının —– kayıtları dosyamız arasına celbedilmiş, incelenmesinde; davacısı ——davada, icra dosyaları ve davaya konu edilen cari hesap dönemlerinin farklı olduğu görülmüştür.
Dosya, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak marka patent hukuku alanında sözleşme—-müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; defter incelemesinde davacı yanın defterlerini hazır bulundurduğu, davalı yana bilirkişi tarafından ulaşılamadığı, ——- tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, fatura ve ibraz edilen ticari defterler ışığında, davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın alacağına dayanak olan ticari defterlerinde, davalı yandan takip tarihi itibari ile kaydi olarak —- alacaklı olduğu, davalı tarafından düzenlenerek davacıya gönderilen —- tarihli cari hesap mutabakat mektubunda, —- tarihli cari hesap ilişkisinde —- olarak mutabık kaldıkları, bu mutabakattan sonra davacı yanın davalı yandan — tahsil ettiği —ticari defter kayıtlarına işlediği, bu tutar düşülmeden önceki bakiye borç olan —- üzerinden icra takibi başlattığı, asıl alacağının kaydi olarak — — birbiri ile uyumlu olduğu, dosyaya ——— kararında “şikayet edilenlerin şikayet edenin sınai mülkiyet haklarına ilişkin başvurularını takip etmedikleri ve gerekli işlemleri yapmadıkları, vekilliğin getirdiği
yükümlülükleri yerine getirmedikleri iddiasının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.” ibaresinin bulunduğu, davalının, dava konusu faturalara itiraz ettiğine ya da iade ettiğine dair bir evrağa huzurdaki dosya kapsamında rastlanılmaması, taraflar arasındaki —– ve mevcut delil durumu nazara alındığında, davalı tarafın davacıdan dava konusu hizmeti aldığına dair kanaat oluştuğu, rapor edilmiş olup, davalı-karşı davacı tarafça sunulan rapora itiraz dilekçesinde defterlerin—- bilirkişiye gönderildiğinin belirtilmesi üzerine, itirazların değerlendirilmesi, ayrıca bilirkişiye gönderildiği belirtilen —– incelenmesi ve ek rapor sunulması amacıyla dosya aynı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, itirazlar ve istenen hususlar irdelenerek sunulan ek rapora göre, davalı-karşı davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı-karşı davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre, davacı tarafa —– borçlu olduğunun kayıt altına alındığı, tarafların cari hesap hareketlerini işledikleri ticari defter ve kayıtlarının birbiri ile uyumlu olduğu ve borç-alacak bakiyelerinin aynı olduğu, davalı-karşı davacı yanın, tarafların arasındaki sözleşmeye binaen davacı-karşı davalının edimlerini eksik yerine getirdiğine dair keşide ettiği bir ihtarnameye dosyadaki mübrez belgeler arasında rastlanmadığı, davalı-karşı davacının talep ettiği —- zarar yönünden, ——– —- kararında davalı-karşı davacının davacı-karşı davalı tarafla ilgili şikâyetini değerlendirmesi sonucu, davalı-karşı tarafın şikayetini haklı bulmadıkları yönünde karar verdiği gözetilerek, davalı-karşı davacının — zarar talebinin yerinde olup olmadığı hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu rapor edilmiş olup, kök ve ek raporun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, her ne kadar davacı-karşı davalı tarafça 50.026,69 TL üzerinden dava açılmış ise de, davacı tarafından hizmetin verilmiş olduğu kanaatinin mahkememizce hasıl olmasına bağlı olarak, tarafların usulüne uygun tutulan ve mahkememizce de itibar edilen ticari defter ve kayıtlarına göre, davalıdan—– alacağının olduğu, 3095 sayılı yasaya göre taraflar arasındaki faaliyetin ticari iş sayılması sebebiyle asıl alacağa takip tarihinden itibarenyıllık %19,20 oranında gecikme zammı ile gecikme zammına %18 KDV talep edilebilmesinin mümkün olduğu (icra takibindeki taleple bağlı kalınarak) tespitiyle beraber asıl davanın kısmen kabulü —–dosyasında asıl alacak — üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş olup 25.881,62 TL asıl alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava bakımından;
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren—– tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesine göre: “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen 18/A maddesine göre: “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Tüm dosya kapsamından; karşı dava arabuluculuğa el verişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, tazminat davasının—— kapsamında kaldığının kabulü gerekmiştir.
Bu hali ile karşı davacı yanın—— başvurmadan doğrudan dava açtığı, dava konusu tazminat talebi bakımından —- söz konusu olduğu, her ne kadar karşı davacı tarafça, ön inceleme duruşmasında, —- gidilmesi yönünden süre talep edilmiş ise de, karşı davacı vekiline ——-başvurması yönünden yasal düzenleme gereği süre verilmesine yer olmadığına ve davacı karşı davalı vekilinin, karşı davaya yönelik —- itirazının nihai kararda değerlendirilmesine karar verilerek yargılamaya devam olunduğu, karşı dava yönünden dava şartının gerçekleşmediği, bu hususun da hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken ve eksikliği giderilemeyecek bir konu olduğu, 6100 sayılı HMK 114/2 maddesi gereğince özel kanunlardaki dava şartlarının da incelenmesi gerekeceğinden HMK 115/2 maddesi gereğince karşı davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur——– sayılı ilamı).
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Asıl dava bakımından;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının ———–sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak—- üzerinden takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,20 oranında gecikme zammı ile gecikme zammına %18 KDV uygulanmasına,
3-İİK 67/2. maddesi gereğince 25.881,62 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 5.176,32 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.767,97 TL harçtan peşin alınan 604,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.163,76 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 604,21 TL harç gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 65,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.669,21 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 1.387,99 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile—- —– arabuluculuk ücretinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 686,40 TL’sinin davalıdan tahsili ile; 633,60 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan ———- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan —– vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
B)Karşı dava bakımından;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/2 ve HMK 115/2 maddeleri gereği dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.562,00 TL harcın mahsubuyla arta kalan 2.481,30 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
3-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı-karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan—— vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
5-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı-karşı davalı vekilinin ve davalı-karşı davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. E-duruşmaya son verildi.