Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/19 E. 2023/391 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/19 Esas
KARAR NO: 2023/391
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/01/2021
KARAR TARİHİ: 29/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirketi ile davalı- borçlu arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, iş bu ticari ilişkiye istinaden müvekkilinin davalıdan 40.630,34 TL bakiye cari hesap alacağının bulunduğunu, müvekkili şirketince, davalının ödeme yapması için defalarca arandığının fakat tüm iyiniyetli girişimlerin sonuçsuz kalındığını, bunun üzerine borçlu aleyhine—— sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinin başlatıldığını, borçlu davalının yetkiye, borca, faize, faiz oranına ve takibin tüm ferilerine haksız dayanaksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, ticari davalarda arabuluculuğa başvuru zorunlu olduğundan arabuluculuk başvurusu yapıldığının ancak borçlu ile yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadığından anlaşamama tutanağı tutulduğunun ve huzurdaki itirazin iptali davasının ikame etme gereğinin doğduğunun, alacaklı müvekkilinin, ödeme zamanındaki yerleşim yerinin bağlı olduğu adli yargı çevresindeki adliye —— olduğunun davaya konu icra takibi de —– başlatıldığının, davacı fatura konusu edilen malların teslim edildiği halde bedelinin ödenmediğini belirterek iddia ettiği alacağı için icra takibi başlatmış olduğunu, davalıya ilamsız icra takibine dayanak ödeme emri gönderildiğini, ilamsız icra takibi yalnız para alacakları için geçerli olacağından davanın dayanağı icra takibinin de para alacağına ilişkin olduğuna kuşku bulunmadığını, taraflar arasında akdi ilişkinin inkar edilmediğini, dosya kapsamına göre sözleşmenin ifa edileceği yer de açıkca belirlenmediğinin davacının, yerleşim yeri olan icra dairesinde de takip yapabileceğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm dava, talep ve tazminat haklarının saklı kalmak kaydı ile, davalı borçlunun yetki itirazının reddi ile —– sayılı takip dosyasına vaki itirazının 40.630,34 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun itirazı, haksız ve kötü niyetli olduğundan ve alacaklarının borçlu tarafından bilinmekte ve likit olduğundan, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği ticari ilişki kapsamında müvekkiline kesilen faturalarda yazılı malların hiç biri müvekkile teslim edilmediğini, davacı tarafça faturalardaki malların müvekkili firmaya teslim edildiğine dair herhangi bir sevk irsaliyesi veya teslim belgesi de sunulmadığını, fatura, tek başına fatura içeriğinin teslim edildiğinin kanıtı olmadığını, bu durumda davacının, dava konusu malların davalıya satılıp teslim edildiğinin yazılı delille kanıtlama yükümlülüğü bulunmakta oluştuğunu, bu nedenle davacının fatura deliline dayanabilmesi için, faturada yazılı malı davalıya teslim ettiğinin, bu teslimin borç doğurucu sözleşmesel hukuki bir ilişki sonucu olduğunun, faturanın da bu ilişki sonucu düzenlenmiş olduğunun genel ispat kurallarına göre ( yemin teklifi dahil ) kanıtlaması gerektiğini, tebliğ edilen faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmemiş olması hali, faturada yazılı malın alıcıya teslim edildiğini göstermediğini, bunun sadece malın fiyat ve adedi yönünden içeriğini kabul anlamına geldiğini, bu nedenlerle ; davanın reddi ile %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:——, Taraf şirketlere ait BA/BS formları,SMMM —– eliyle düzenlenerek mahkememize ibraz edilen 09/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda ve talimat mahkemesi kanalıyla alınan bilirkişi raporunda özetle; tarafların ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu ve lehlerine delil vasfı bulunduğu, tarafların ticari defterlerine göre dava konusu alacağa dayanak tüm faturaların taraf defterlerinde ve BA/BS formlarında aynen kayıtlı olduğu, davalı tarafça davacı tarafa yapılan ödemelerin toplam alacak miktarından mahsubu ile davacı tarafın davalı şirketten 40.630,34 TL alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava, —— sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesinde, Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir.6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi; ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. 2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklindedir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Yasanın üçüncü fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının kesin delillerle ispatlanmamış olması ifadelerine yer verilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davacı tarafın dava konusu 40.630,34 TL’lik alacağının taraf ticari defterlerinde ve mal/hizmet alım satımına ilişkin düzenlenen BA/BS formlarında kayıtlı olduğu, bu haliyle faturaya konu malların davalı tarafa tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekeceği anlaşılmakla tüm açıklamalar kapsamında davacının davasında haklı olduğu kanaati ile likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle davalı yan aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun —— sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 40.630,34 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına,
-Davalının takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 40.630,34 TL’nin % 20 si olan 8.126,06 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.775,45 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 412,97 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 2.362,48 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 412,97 TL peşin harç ile yargılama gideri olarak yapılan 1.917,00 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/05/2023